Algın kendine geldiğinde Buğra merak ve acıyla bakıyordu gözlerine. Algın dudaklarında düğümlenen cümleyi kurmuştu..
" Abi , Muhammed karıştığı bir kavgada bıçaklamış. "
Buğra hüzünle bakmış ve Algını alarak Muhammedin olduğu hastaneye gitmişti. Algını kapıda karşılayan yaşlı adam Buğranın tanıdığı bir isim çıkmıştı. Buğra bozuntuya vermeden onları izlediğinde
Algın " Ay dede " diye adını almıştı. Ay dede bozuntuya vermeden sanki Buğrayı ilk defa görmüş gibi tanışmış ve şifa dileklerinde bulunmuştu Muhammed için.
Aradan çok zaman geçmeden Ömer haber almış. Buğranın yanına gelmişti. Buğraya sarılarak ağlamış dua etmişti Muhammed için. Ömerinde tanıdığı bir isimdi Ay dede. Ömer , Buğranın aksine olayı bilmediği için rastgele bir karşılaşma sanmış konuşmuştu onunla..
" Selamün Aleyküm Bekir amca.
Nasılsın.
Hayırdır inşallah kötü birşey yoktur. "
" Aleyküme selam evladım.
Hamd olsun iyiyim. Sen nasılsın. "
Ay dede Algının fark etmemesi için sessizce ve bir şey yokmuş gibi davranması Algının gözünden kaçmamıştı..
" Bir dakika Ömer.
Sen az önce Bekir amcamı dedin.
Benmi yanlış anladım. "
" Algın yavrum.."
" Sus dede sus.
Ömer seni dinliyorum. "
" Evet doğru duydunda anlamadım.
Siz tanışıyor musunuz ? "
" Nerden tanıyorsun bu Bekir amcanı. "
" sadece ben değil Buğrada tanıyor.
Bekir amca kimsesiz arada uğrar bize. Söylemesi ayıptır erzak vs birşeyler veririz gider. Sağ olsun oda dertlerimizi dinler. Bazen akıl verir, bize nasihatler verir. "
" Erzakmı veriyorsunuz..."
" Evet neden şaşırdın. Sen nerden tanıyorsun ayrıca. "
" Ne Bekir amcası ya. Ne erzak vermesi Ömer.
Dede neler oluyor. Ne diyor bu ya. "
" Algın lütfen yavrum. "
" Bekir bir saniye lütfen.
Evet Algın seni dinliyorum. "
" Bekir amca dediğin şahıs kim biliyor musun Ömer.. "
" Dinliyorum. "
" Ay dede , Ay dedemiz.
Muhammetle ikimizin kahramanı işte..
Bilmediği , tanımadığı binlerce kişiye yardım eden kişi işte.
Bize kucak açan , hayata bağlayan Ay dede işte.. "
Algın , Ömere cevap verdikten sonra hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Ve sesli bir şekilde sayıklıyordu..
" Lavinya , Barış , Ay dede ne oluyor ya.
Kimsiniz siz.. "
Buğra, Algının söylediklerine kulak vermiş. Ömerse neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
" Bekir amca ne anlatıyor bu kız. Neler oluyor. "
" Lütfen Muhammede kavuşacağımız güne kadar soru sormayın. Aramıza katıldığında herşeyi anlatırım olurmu.."
" peki öyle olsun Bekir amca.
Yada Ay dede diyelim.
Başka bilmediğimiz isimlerin varsa söyle onlarıda kullanalım. "
" Yavrum lütfen.."
Bir kaç gün geçmiş Muhammed taburcu olmuştu. Fakat günün büyük kısmını yarasından dolayı uzanarak geçirmek zorundaydı. Algın herşeyi bir kenara bırakmış onu güldürmeye çalışıyordu.
" Ee anlat bakalım huysuz. Yine kime bulaştında benzettiler seni hı. "
" hahahha çok komik.
Kimseye bulaştığım yok. Kapkaççının biri vurdu kaçtı. "
" Hı kesin öyledir. Belliki ne yapsamda anlatmayacaksın. Sen bilirsin ama merak ettiğimi bil. Beni merakta bırakma uzun süre.. "
" hahahah senin derdin belli oldu şimdi.
Desene için içini hep yiyecek. "
" Ne yani hiç bir zaman anlatmayacak mısın gerçekten. "
" Işte bunu bildin. Haha. "
" Ofya ne gıcık bir insansın ya. "
Olayın üzerinden uzun zaman geçmiş. Muhammed iyileşmiş ve Ömer onunla birlikte herkesi misafirliğe davet etmişti.
Algının asıl içi içini yedirten merak ettiği soruların cevabını bu akşam duyacaktı. Hem tedirgin hemde heyecanlıydı. Buğra ve Ömer gibi..
Bütün herkes bir araya geldikten sonra Ömer konuya direk atlamıştı..
" Ee Bekir amca nasılsın. "
Bunu duyan Muhammed şaşırmış , şaşkınlığını dile getirmişti..
" Ömer iyimisin oğlum.
Ne Bekir amcası. Algın tanıştırmadımı sizi Ay dedeyle. "
" Sizin Ay dedeniz kardeşim. Bizimse kimsesiz, yoksul yardıma muhtaç Bekir amcamız olur kendisi. "
" Algın , Ay dede neler oluyor.
Ömer insaf be kardeşim. Yeni yeni geliyorum kendime. Ilk günden böyle berbat şakalar yapma bana. "
" Keşke sandığın gibi olsaydı ama değil işte. Söylediğim kocaman bir gerçek. "
" Ay dede ne olduğunu anlatır mısın lütfen. Anlamıyorum.. "
" Peki ama lütfen kızmayın bana. "
" Dinliyorum dede.. "
" Bakın aslında anlatacak uzun birşeyde yok. Sizi hayatıma aldıktan sonra bir süre araştırdım. Sizinde en sevdiklerinizi , hayatınızı zamanla bana anlatması sonucunda bende en sevdiklerinizin hayatına farklı isim ve kişi olarak girdim. "
" Bunu yapma gereğini neden duydun dede. "
" Dediğim gibi işte evladım. Sizi hayatıma aldığım için. Hayatında olduğum çok insan vardır ama benim hayatımda kimse yoktu..
Yalnızlıktan ve kendime ait her şeyden sıkılmışken , küsmüşken sizinle karşılaştım. Sona yaklaşmış ömrümde son kez güvendiğim ve samimi bulduğum insanlar oldunuz. Az çok benimde hikayemi biliyorsunuz. Bütün sahip olduğum herşeyi sessizce çat kapı gelen bir deprem aldı benden..
Korktum evlat korktum. Bir gün beni bırakıp gitmenizden korktum. Ve biliyorum ki gidecek olsanız , gideceğiniz tek yer en sevdiklerinizin yanı olurdu. Bende onların hayatlarına başka ısim ve kişi olarak girdim. Elimden geldikçe mutlu etmeye çalıştım onları. Döndüğünüz yerde mutlulukla , samimi gülümsemelerle karşılaşın istedim. Döndüğünüzde onları güçlü ve mutlu görün istedim. "
Algın sözünü kesmiş tepki göstermişti..
" Ne mutluluğundan bahsediyorsun. Ne gücünden bahsediyorsun dede. Güldürme beni ya aksine yük olmuşsun adamlara.
Kendilerinden kısıp sana vermişler üstelik."
" Sadece samimiyetlik kazanmak içindi onlar kızım. "
Ay dede Algına cevap yetiştirirken Buğra , Ömere bakmış kalem kağıt istemişti. Tuana , Buğranın istediklerini verdikten sonra Buğra aklına gelenleri yazmış. Ömerden sormasını istemişti..
" Ömer , hep merak ettiğin gizli bir kahraman vardı ya. Sanırım şuan karşında duran Bekir amcan. Öğretmenlik yaptığın okuldaki çocuklara yapılan yardımın gerçek sahibi bence. Sorar mısın merak ettim bende. "
Ömer , Buğranın yazdıklarını okuduktan hemen sonra sormuştu. Çünkü bulamadığı gerçek kahramanı çok merak ediyordu...
" Bekir amca "
" Efendim evlat "
" Sorduğum soruya lütfen doğru cevap verir misin. Beni aydınlatırsan söz gücenmem , kırılmam sana. "
" Tabiki doğru cevabı veririm evladım. Yeterki kızmayın , darılmayın bana. "
" Erzak almaya gelirken derdimizi dinler , derdini anlatırtın. Okul ve çocuklarla ilgili ne zaman sıkıntıları anlatsam hep canımı sıkmamamı ve düzeleceğini söylerdin. Ve bana her zaman söylediğin bir söz vardı. Yüreğimi karamsarlıktan kurtarıp ferahlatan sözün.. "
Ömer sözünü bitirmeden Algın karışmıştı yine araya..
" Bekir amcalarına bak şairselde konuşurmuş. Çok merak ettim bak sözünü. "
" Algın saygısızlık yapma lütfen. Hem birşeyleride merak etme ya. "
" Muhammed ne yani bütün bu olanlar normalmi. "
" Normal yada değil bilmiyorum. Ama dinlemeden , düşünmeden yargılama. "
" Peki susuyorum siz konuşunnn. "
" Ömer devam et kardeşim. Kusura bakmaya böldük konuşmanızı. "
" Yok sorun değil kardeşim. Algında kendince haklı..
Neyse soracak olduğum soru şuydu dede."
" Bir dakika Ömer..
Ay dedenin yüreğini ferahlatan sözünü söylermisin lütfen. Bizde duymak istiyoruz. Sonra sorarsın ne soracaksan. "
" Peki kardeşim.
Hep şöyle derdi bana..
' iyi insanlar kelebek gibidirler Ömer.
Kelebek kadar kısa olur ömürleri.
Ve ömürlerini iyilik yaparak harcarlar.
Üzülme kanatlarında iyilik taşıyan kelebekler elbet uğrar okuluna ve öğrencilerine..
Sen yüreği güzel bir insansın Ömer. İyilikler güzel yerlerden geçer ve illaki uğrar ömür tükenmeden.. "
Ömer bunları söylerken kendisi gibi Tuanada tebessüm etmiş sarılmıştı boynuna Ömerin..
" Işte yüreğimi ferahlatan sözü buydu dedenin. Ve ne zaman gelip gitse çok geçmeden okuluma , öğrencilerime kimliği belli olmayan biri tarafından yardım dağıtılırdı..
Senmiydin o dede.. "
" Evet böyle şeyleri dile getirirken utanıyorum ama evet bendim. "
Ömer tebessümüne gözyaşları karışmış şekilde devam etmişti konuşmaya..
" Kanatlarında iyilik taşıyan bir kelebekle sohbet etmişim farkına varmadan. Allahım senden razı olsun dede. Öğrencilerimin ve benim iyilik kahramanımsın. "
" Allahım senden ve öğrencilerinden razı olsun. Farkına varmaman çok doğal evlat. Çünkü kelebek kelebeğe sohbet ettik seninle o yüzden.. "
" Anlamadım dede. "
" Diyorumki bahsettiğim o kelebeklerden biri sendin evlat. Aslında ben değil sen yardım ettin öğrencilerine..
Yüreğinin güzelliği olmasaydı bana yardım etmeyi bırak sohbet bile etmezdin evlat. En muhtaç olduğun anda bile ne sohbetinden nede yardımından esirgemedin beni..
Öğrencilerine yapılan bütün yardımlar senin kanatlarından geçiyordu. "
Ay dedenin son kullandığı sözün anlamı derin ve güzeldi. Ömer tebessüm ederek sarılmıştı Bekir diye bildiği Ay dedeye..
Herkes duygulanmış ve sessizliğe bırakmıştı kendine. Algın söylediklerinden çoktan pişman olmuş bunuda kızaran yüzüyle yansıtıyordu millete..
Ve gecenin en güzel vakti gelmişti. Yüreği Ömerle dem tutmuş Tuananın , demlediği kaçak çayın kokusu yetmişti hüzünlerini yumuşatmaya...