KUTUP

By ermerey

2.5K 770 330

Aslında zıt kutuplar birbirini çekerdi, fakat biz aynıydık. Bir kalbin yan yana duran iki odacığı gibi. İns... More

Başlangıç
Bölüm2
Bölüm3
Bölüm5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm14
DUYURU
Bölüm15

Bölüm4

213 63 20
By ermerey

Medya da Aybars var 🤗
İyi okumalar🤗

Tansu

Yürüdükce yollar uzuyordu. Arabayla daha kısa sürmüştü sanki. Aybars'a güvenip giydiğim bu kısa elbiseyle tacize uğramadan eve gidebileceğime emin değildim. Sanırım şuan her yerde beni arıyordu. Kızım Tansu senin etin ne butun ne. Aybars'ın o çok önem verdiği kıymetlilerine ikinci kez vurmuştun . O hapları çöpe attığın için değil de doğmayan bebelerini  öldürdüğün için kurşuna dizecekti seni .

Beni arabayla aramaya çıkacağı için ara sokaklardan gitmeye karar verdim. Cünkü bu caddede beni bulması an meselesiydi. Bulduğum ilk sokaktan içeri girdim. Lisede Coğrafya dersini dinlemem lazımdı. Sağımı solumu biliyordum ama güneyi kuzeyi bilmiyordum. Evim sanırım batıda kalıyordu ama ben bok yoluna gidiyordum.

Batıya doğru yürüdüğümü umut ederek dümdüz yürüdüm. En son olacak gibi değildi. Telefonumdan navigasyonu açıp kalan %20 şarjımı da kendime feda ettim.

Hadi gerizekali Tansu , elbise giyersin de neden topuklu ayakkabı giyersin ki. Ayaklarım felç olmuştu. Telefondaki kadın son 1 km deyince etrafıma bakındım. Tanıdık bir yer bulmayı umut ediyordum. Sokaktan caddeye çıkınca telefonumu kapattım. Evin alt sokağındaydım . Bildiğim yolları kendimden emin bir şekilde yürüyordum. Saat geç olabilirdi ama benim oturduğum yerde kimse kimseye zarar vermezdi. Bunun için korkmuyordum.

Evin önüne geldiğimde hemen apartmana girip merdivenlerden çıkmaya başladım. Ayak topuklarımın zonkladığını hissedince  ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım ve merdivenleri çıkmaya devam ettim.

Kapının önüne geldiğimde çantamdan anahtarımı çıkardım. Anahtarı tam kapının kilidine sokacaktım ki, kapıya dokunduğumda açıldığını gördüm. Belinay kapıyı kapatmayı mı unutmuştu? Bu kapı nasıl açık olur diye söylenirken içeriye girdim ve kapıyı kapadım. Elimdeki stilettoları ayakkabılığa bırakırken Belinay'a seslendim.

"Belinay?"...     "Kapıyı açık bırakmışsın aferin sana tebrik ediy..."
Oturma  odasına girdiğimde elleri ceplerinde olan tanıdık bir yüzü görünce sözümü tamamlayamamıştım. Aybars benim evime nasıl girmişti? Buna nasıl cesaret edebilmişti?

Odanın karanlığını sadece ay ışığı aydınlatıyordu. Aybars'ın yüzü tam olarak görünmüyordu fakat sinirli olduğunu biliyordum. Yavaş yavaş bana doğru adımlarını atarken yerimden kıpırdamadım. Benim evimde bana zarar veremezdi. Yani öyle umuyordum.

"Sen benim bu işi kolay kolay bırakacağımı mı sandın? " Adımlarını atıp tam karşımda dikildi. Aramızda yok denecek  kadar az mesafe vardı. Nefesini yüzümde hissediyordum.

"Benim istemediğim işi zorla yaptıramazsın. Ayrıca evimede böyle izinsiz giremezsin! "

"Bu saatten sonra sana istediğimi yaparım. Ayrıca şunu belirteyim bu iş için ben sana gelmedim. Sen bana geldin ve şartları kabul ettin"

"Böyle bir iş olduğunu bilmiyordum tamam mı ! "

"Benimle geliyorsun! "

"Hiçbir yere gelmiyorum! "

"Eğer gelmezsen o çok sevdiğin ev arkadaşın zarar görebilir. Eve nasıl girdim sanıyorsun? "

"S-sen.. , sen ne yaptın! Belinay nerede! " avazım çıktığı kadar Aybars'a bağırıyordum. Ben bu kadar sinirli ve telaşlıyken onun karşımda bu kadar sakin olması beni iyice çileden çıkarıyordu.

"Son kez soracağım. Geliyor musun? "
"Geliyorum Allah'ın cezası, geliyorum. Karşılaştığımız güne lanet olsun. "

Aybars kolumdan tutup sürüklerken beni bırakması için debeleniyordum. Her şeyi zorbaydı bu adamın. Duygusuzdu, insafsızdı ve acımasızdı. Belinay'ı nereye götürdü , ona ne yaptı diye düşünürken arabanın ön kapısını açıp beni içeri savurdu. Belinay'a benim yüzümden zarar geldiğini düşündükce ağlamadan edemiyiordum.

Gözlerim ağrımaya başlamıştı. Yorgundum. Artık bu yanımdaki herifi görmek bile istemiyordum.

"Ağlamayı kes artık, seni duymak zorunda değilim. "
Bu adam gerçekten acımasızdı. Göz ucuyla bana baktığında göz yaşlarımı elimin tersiyle ittim.   
Arabayı kullanırken torpidoya eğilip içini karıştırmaya başladı.

"Ne yapıyorsun önüne bak kaza yapacağız! " Beni dinlemeyip torpidoyu karıştırmaya devam etti. İçinden peçeteyi çıkarıp kapağını kapattı. Peçeteyi bana uzatırken

"Şu burnunuda sil, arabamı daha yeni yıkattım. " dedi.
Tek kelime etmeyip elindeki peçeteyi sertçe elinden aldım.

Arabanın yavaşlamasından geldiğimizi anladım. Ahşap görünümlü , iki katlı müstakil ve küçük bahçeli bir ev karşımdaydı. Aybars arabayı durdurup indi. Peşimden bende inip kapıyı hızlıca çarptım. Eve doğru yürüyordu. Peşinden koşup önünü kestim.

"Umarım Belinay'ın yanına gelmişizdir. Onun kılına zarar geldiyse seni çok köt.."
Sözümü tamamlamama  izin vermeyip beni kenara itti ve yürümeye devam etti. Evin verandasına geldiğimizde kapıda ki iki yarma adamda başını eğip kapıyı açtılar. Aybars içeri girdiğinde onun peşine takıldım. Evin girişi bile kocamandı. Sağda ki odaya girdigimizde karşımda oturan Belinay ve Savaş'ı gördüm. Belinay'a koşup ona sarıldım.

"İyi misin? Bir şey yaptılar mı sana ? "

"Tansu ben iyiyim mera... "

"Gidiyoruz burdan, hemen! "

"Tansu! İyiyim ben zarar falan vermediler . Aksine Savaş'la çok iyi anlaştık. " Belinay Savaş'a doğru bakıp gülümsediğinde ikisinide göz hapsine aldım.

"Belinay sen kaçırıldın farkında mısın? "
Aybars "Konuşmanız bittiyse benimle gel Tansu! " Diye bağırdığında Aybars'ın dediğini ikiletmemek için onu takip ettim.
Odaya girdiğimizde siyah koltuklar ve çalışma masası beni karşıladı. Aybars çalışma masasının döner sandalyesine oturup eliyle benimde oturmamı emretti.

"Ne istiyorsun? "

"Bu işten kaçman artık mümkün değil. Açıkca söyleyeyim Tansu emirlerime itaatsizlik yaparsan değer verdiğin kişilere zarar vermekten çekinmem. Mesela sıradaki yeni işten çıkarılmış baban olabilir . Ya da annen "

Gözlerim yerinden çıkarcasına açtığımda dona kalmıştım. Bu adam babamın işten çıkarıldığını nereden biliyordu?

"Onlar burada değil bile"

"Haklısın Balıkesir'e çoktan taşınmış olmalılar"

"Sen bunları nereden biliyorsun! "
Aybars elini masaya vurduğunda
"Beni hafife alma dedim sana ! " diye bağırdı.
Çaresizdim. Bir boka saplanmıştım ve oradan çıkamıyordum. Ne kadar kaçsam da bu adam hep karşıma çıkacaktı. Sevdiklerime benim yüzümden zarar gelmesine göz yumamazdım. Dediklerini yapmaya mecburdum.

"Tamam kabul, istediklerini yapacağım fakat sevdiklerimin kılına zarar gelmeyecek. "

"Bu gece burada kalıyorsunuz. Ayrıca bu gece kaçacağını biliyordum Tansu Uzel. Sadece denemeydi senin için. Asıl işe yarın başlayacaksın. " Konuşmasını bitirdiğinde odadan çıktık.

Savaş yanıma gelip
"Selam fıstık , kalacağınız odayı Belinay'a gösterdim siz halledersiniz. İyi geceler. " deyip yanağımdan makas aldı.
Belinay yanıma geldğinde

"Nereden geliyor bu samimiyet? O yılışık adamdan uzak dur Belinay." dedim.

"Odalarımız çok güzel Tansu, kocaman resmen . Hadi gel göstereyim. "

"Belinay sadece bir gün kalacağız odamız falan değil. "
merdivenlerle yukarı kata çıktığımızda karşımızda bir sürü kapı vardı. Belinay çaprazımızda ki kapıyı açıp
"Burası seninmiş yandaki odada benim birşey olursa tıklat gelirim, hadi iyi geceler. "
Odanın içine girip kapıyı kapattım. Derin bir iç çekip saçlarımı çekiştirmeye başladım. Ne yapacaktım , nasıl yapacaktım bilmiyorum. Odanın içine girdiğimden beri sadece düşüncelerimle boğuşuyordum.
Odayı incelerken çığlık atmamak için kendimi çok zor tuttum.

Bu oda gerçekten benim odamdı. Aynı benim odam gibi düzenlenmişti. Yatak, çalışma masası, perdeler , kitaplık hatta nevresim takımı bile aynıydı. Masaya ilerlediğimde çerçevedeki resimleri gördüğümde küçük çaplı kalp krizi geçirebilirdim. Masada beş tane çerçeve vardı. Çerçevelerin içinde Annemin, babamın, Belinay'ın, İclal'in ve Pamir'in fotoğrafları vardı. Bir nevi tehdit gibi bir şeydi. Bu adam psikopattı. Odamdaki eşyaların aynısını buraya getirtip düzenleyecek kadar sorunluydu. Aynadaki çaresizliğimi izlerken aynanın kenarına sıkıştırılmış notu elime alıp okumaya başladım

"Umarım odanı beğenmişsindir
                              -Aybars. "

Kapının açılma sesini duyunca hemen kafamı çevirdim. Kapıda Aybars'ı gördüğümde

"Gelmene izin verdiğimi hatırlamıyorum. " dedim.
"Bende izin aldığımı sanmıyorum."
"Ne halt etmeye geldin? Çıkar ağzındaki baklayı" derken adımları çoktan göz hizamı bulmuştu. Bir nefes kadar yakındaydı.
"Not bırakmıştım cevabınıda kağıda söyleyemeyeceğin için gelip duyayım dedim. "
"Sanane beğenip beğenmememden. Tehdit eder gibi sevdiklerimin fotoğraflarını falan koymuşsun amacın ne? "
Ellerini boynumda gezdirirken vücudum uyuşmaya başlamıştı. Gözlerim yavaş yavaş kapanırken Aybars'ın nefesini boynumda hissediyordum. Aybars'ın kokusu burnuma iliştiğinde nedense kendimi güvende hissettim.
Kulağıma doğru gelip sessizce fısıldadı.

"Benden kaçamayacaksın. ". Gözlerimi araladığımda Aybars'ın dudaklarının kıvrıldığını gördüm.
Dilim tutulmuştu sanki. Ona cevap dahi veremedim.
"Uslu halini sevdim. " dediğinde kendime gelip hemen Aybars'ı ittim.
"İyi geceler küçük şeytan" deyip odadan çıktı.
Nefeslerimi düzene sokmak için odada volta atıp duruyordum. Saate baktığımda 4'e geldiğini gördüm. Uyumalıydım. Umarım yarın sorunsuz bir gün olurdu.
...

Gözlerimi araladığımda havanın aydınlandığını gördüm. Hemen üstüme çeki düzen verip aşağı indim. Salona kurulan kahvaltı masasına oturmuş , gülüşen Savaş ve Belinay'ı görünce sinirlenmeye başlamıştım. Aybars'ın yokluğundan faydalanıp bağırarak
"Kalk Belinay gidiyoruz! " diye çıkıştım.
"Kahvaltımız bittikten sonra çıkarız Tansu ne bu acele? "
"Dışarıda yaparız kahvaltıyı kalk! "
Belinay'ın gitmek için masadan kalktığını görünce onu beklemeyip evden dışarı çıktım.

Belinay'ın peşimden geldiğini anladığımda adımlarımı iyice hızlandırdım. Belinay kolumdan tutup kendine doğru döndürdüğünde
"Neyin var? Bize kötü davranmadılar. Neden bu kadar sertsin? "
"Farkında mısın bilmiyorum ama sen kaçırıldın ve bu durumdan çok memnunsun. Birdaha o adamla görüşme anladın mı? Şimdi eve gidip üstümüzü değişip doğru okula! "
...

Okuldan çıktığımda eve doğru yürümeye başladım. Birisi arabayı önüme kırınca
"Ne oluyor ya! " diye bağırdım. Arabanın içine baktığımda Aybars'ı gördüm.
"Arabaya bin. "
"Ne işin var burada? "
"Bin dedim. "
Arabanın kapısını açıp ön koltuğa yerleştiğimde Aybars çoktan gaza yüklenmişti.
"Eşyalarını topla, gidiyoruz. "
"Nereye? "
"İşi yaptığın sürece dün kaldığın evde oturacaksın. "
"Asla! "
"Hâlâ bana nasıl karşı gelebiliyorsun? "
"Bu kadarı fazla benim kendi evim var. "
"Temelli yerleşmeyeceksin zaten, gizlilik ve güvenlik için tedbir sadece. "
O evde kalmak istemiyordum fakat karşıda gelemiyordum.

"Belinay ne olacak onu yalnız bırakamam. "
"Onu Savaş halletti. "
Bunu duyunca Belinay'a içimden sövmeye başlamıştım. Evin önüne geldiğimizde Aybars "Acele et. " dedi. Arabadan inip eve doğru yürümeye başladım.
Bazanın altından valizimi çıkarıp kıyafetlerimi tıkıştırdım. Umarım o evden bir an önce kurtulurdum.
...
Aybars'la eve girdiğimizde Belinay'ın çoktan hazırlanıp eve yerleştiğini gördüm. Valizimi evdeki yardımcıya teslim ettim ve etrafı süzmeye başladım.
"İkinizde masanın başına geçin" Aybars emirler yağdırırken ikimizde sandalyelere yerleştik.

"Bu evin kuralları var. İkinizde benim kurallarımın dışına çıkmayacaksınız. Sabah 9'da kahvaltı , 7'de ise akşam yemeği yenilecek. 1 dakika bile gecikirseniz size yemek verilmeyecek. " Aybars'ın katı kurallarını umursamadan dinliyordum. Bizi kukla gibi oynatacaktı.

"Tansu gece 12 gibi işimiz var. Hazırlanırsan iyi edersin. " deyip masadan kalktı.
Yarabbim ne günah işledim de bana bu psikopatı bela ettin. Bende masadan kalkıp hazırlanmak için odana gittim. Odaya girdiğimde yatağımın üstünde bir kutu vardı. İçini açtığımda zarif bir elbiseyle karşılaştım. Kutunun içinde birde not bırakılmıştı. Notu elime alıp okumaya başladım.
"Elbisenin sana yakışacağını düşünüyorum . Bu gece giymelisin. "

Saat 12'ye geliyordu. Hemen hazırlanmaya başladım. Elbiseyi özenle giydikten sonra saçlarımın uçlarına dalgalar verdim, makyajımı tamamladım . Ve hazırdım. Ama içimde korku vardı.

Saat 12 olduğunda aşağı indim ve Aybars'ın kapıda beklediğini gördüm. Gözleriyle bir süre süzdükten sonra beni beklemeyip dışarı çıktı. Onu takip edip arabaya bindim.

"Senden kurtulduğum zaman 40 gün 40 gece eğlence yapacağım. " dedim.
"O düğün değil miydi ya? "
"Ben eğlence yapacağım sanane. "
kafasını iki yana sallayıp sırıtmaya başladı.
Geçen geldiğimiz barın önüne geldiğimizde arabayı durdurdu.
Arabadan inmeden bana doğru döndü ve elime hapları verdi.
"Bunları satmadan eve gitmek yok. Sakın kaçayım deme yoksa olacakları biliyorsun. "
"Senden nefrer ediyorum." deyip arabadan indim.
Aybars'ın arkasınan yürümeye başladım. Korumalar Aybars'a başıyla selam verip kenara çekildiler. Aybars hiç birşey demeden içeri girdi. Bende peşinden barın içine girdim.

"Yukarıda seni izleyeceğim, dikkatli ol. " deyip merdivenlerden yukarı çıktı.

Etrafıma bakındığımda bar taburelerine oturan adamı gözüme kestirdim. Hadi bakalım Tansu göster kendini.
Adamın yanına oturdum ve barmenden bir bira istedim. Biramı yudumlarken Adam
"Naber güzelim."dedi
"İyi bebeğim sen?"
"iyidir yavrum."
Adamla muhabbeti ilerlettiğimde kendimden tiksinmiştim. Ama başka seçeneğim yoktu.
"Bende hoşuna gidecek bir şeyler var" dediğimde adamın gözlerinin ışıldadığını gördüm.
Elimle hap kutusunu adama doğru kaydırdım. Adam eline bir tane hap alıp ağzına attı ve elime gizlice para sıkıştırdı. Elini bacağımın üstüne koyarak okşamaya başladı.
"Buranın havası kaçtı dışarı çıkalım bebeğim." deyip benim cevap vermemi beklemeden kolumdan tutup sürüklemeye başladı.

Gözüm Aybars'ı bulduğunda yukarıda gayet keyifli bir şekilde kızlarla sohbet edip gülüşüyordu. Birde seni izleyeceğim diyordu lanet herif. Aybars'tan hayır gelmeyeceğini anladığımda adamın elinden kurtulmak için debelenmeye başladım.

Barın arka sokağına geldiğimizde beni duvara fırlattı. Çığlık atmaya başladığımda adam eliyle ağzımı kapattı . Olduğum yerde çırpınırken beni öpmeye başladı. Gözlerimden yaşlar süzülürken birden adamın üzerimdeki baskısı azaldı. karşımda Aybars'ı gördüğümde bu kadar sevineceğim aklıma gelmezdi. Aybars adamı ensesinden tutup yere serdi. Yumruklarını adamın yüzüne savururken ne yapacağımı bilemeden Aybars'ı izledim. Adamın yüzü kandan gözükmüyordu. yeterince hırpalamıştı. Aybars'ın kolundan tutup "Yeter bırak artık gidelim." dedim .

Aybars adamın üstünden kalkıp beni arabaya çekiştirdi. Arabaya bindiğimizde "Nasıl buldun beni." dedim. Aybars sorumu es geçip
"Neden dikkat etmiyorsun! "
diye bağırdı.
"Hepsi senin yüzünden, beni bu işe bulaştıran sensin. Neden kurtardın ."
"Cevap versene neden kurtardın beni! "
"Çünkü sana benden başka kimse dokunamaz! "

50 vote olduğunda  yeni bölüm gelecektir. Okuduktan sonra votelemeyi unutmayın görüşmek üzere🖐🏼🖐🏼

Continue Reading

You'll Also Like

701K 40.3K 33
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...
209K 17K 47
Bebekliğinden beri kendi elleriyle büyüttüğü çocuğun yaramazlıkları ile uğraşan bir adam.
25.2M 899K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
5.8M 190K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...