"Rose uyan geç kalıyorsun!"kulağımın dibinde bağıran annemi görmezden gelmeye çalıştım.
Yorganı üstüme çektim ama annem yorganı bir anda yere fırlattı.
"Hadi diyorum!"
"Ya anne sen hastaneye gitmiyor musun?"
"Seni uyandırmadan gitmiyorum."
"Off tamam uyandım bak gerçekten."diyip gözlerimi açıp yatakta oturur pozisyona geçip anneme baktım.
"Tamam şimdi gidiyorum geri yatma sakın."diyip kapımı açık bırakıp evi terk etti.
Onun gitmesiyle kendimi tekrar yatağa atıp tavanı izlemeye başladım. Dün gece eve geç bir saatte geldikten sonra uyuyamamıştım. Son anda uykuya dalmayı becerebilsemde annem sağolsun uyandırmıştı. Yataktan kalkıp ceketimdeki telefonumu alıp yere oturdum.
Yoongi'den ve tanımadığım bir numaradan mesajlar vardı.
Ayrıca Yoongi tam on yedi kere aramıştı
Yoongi:rose sen ne sikim yaptığını sanıyorsun
Yoongi:arıyorum aç
Yoongi:evde misin
Yoongi:rose cevap ver
Yoongi:taeyong sana bir şey yapmadı değil mi
Yoongi:offfff
Yoongi:neyse rose iyi geceler
Yoongi'nin mesajlarını inceledim.
Tek tek.
Dünkü yaptığı şeyi nasıl unuturdu çünkü benim aklımdan bir saniye bile olsun çıkmıyordu.
Tamam şimdi öpüşü hoşuma gitmişti ve birazdan bunun için kendimi camdan aşağıya atabilirdim.
Çünkü o Yoongi'ydi. Küçüklükten beri gelen tanışıklığımız vardı ama adını koyamamıştım. Sonuçta arkadaş desek değildik, birbirimize de aşık değildik. Nefret de etmiyorduk, o zaman biz neydik?
Yada belkide sadece ben buna isim koyamamıştım.
Tanımadığım numaradan gelen mesaja baktım.
636277xx: selam ben Taeyong eve geldin mi?
Çıldırıcaktım bu gerizekalıda benim numaramın ne işi vardı ya?!
//
Sırama oturduğumda kızlar zaten beni bekliyorlardı.
Lisa "Rose gözünün altı morun elli tonu resmen."dedi.
Jisoo'nun kalem kutusundaki küçük aynayı alıp yüzümü inceledim. Evden hızlıca çıktığım için makyaj yapmamıştım gerçi şuan uğraşıcak halim de yoktu. Yüzümü incelemeyi bırakıp saçlarıma baktım. Dibim gelmişti. Saçımı artık turuncuya boyatmak istemiyordum biraz sıkılmıştım. Saç rengimi değiştirsem fena olmazdı belki de bu bir depresyon belirtisiydi ama olsun.
Sınıfa gelen Bangtan'a baktım. Yoongi ile göz göze geldik yüzü ifadesizdi. Onları bırakıp tekrar arkamı döndüm. Kızlara Yoongi'nin beni öptüğünü söylemeliydim ama burda olmazdı.
"Kızlar çıkışta bize gidelim hem saçımı kahverengiye boyamaya karar verdim yardım edersiniz."dedim.
Jennie"Neden bir anda saçının rengini değiştirmek istiyorsun Rose?"
"Bilmiyorum sıkıldım."
Jennie"Peki. Marketten boya alalım o zaman."diyince kafamı olur anlamında salladım.
Zil çalınca tenefüse çıkıp kantine gidicekken Yoongi okul tişörtümden çekip beni ara koridora sürükledi. Ona itiraz etmedim.
Kimsenin olmadığı sessiz koridorda konuşmaya başladım.
"Ne var Yoongi?"
"Rose sen nasıl Taeyong ile gidebilirsin?! Üstelik sana o kadar mesaj attım cevap vermek bu kadar mı zor?"
"Off Yoongi için rahat edicekse söyleyeyim Taeyong ile gitmedim ve mesajına bakmadım çünkü telefonumu elime bile almadım."
Taeyong ile gitmediğimi öğrenince yumuşayan yüzüne baktım.
"Tamam peki dün gece hakkınd-"
Sözünü kesip "Dün gece olanları unutalım. En iyisi bu."diyip yürümeye başladım.
Yoongi hızla önüme geçip yolumu kapatınca sinirle saçlarımı geriye doğru attım.
"Dün geceyi unutmuyorum! İstersem seni bir daha öperim biliyorsun dimi?"
Gözlerimi kocaman açıp ona baktım.
"Bu özgüven nerden geliyor acaba? Ayrıca Yoongi senle ben neyiz?"
"Chaeyong.."
Tekrar sözünü kesip devam ettim.
"Ben söyleyeyim hiçbir şeyiz! Anladın mı hiçbir şey!"
Onu ittirip koridordan çıktığımda köşede Seulgi'nin olduğunu gördüm. Bana bakıyordu. Konuştuklarımızı duymuş olabilirdi ki bu zerre umrumda değildi ona el hareketi çekip kantine kızların yanına gittim.
Gün boyunca Yoongi ile hiçbir şey konuşmamıştık. Arada bana ters bakışlar atsa da umursamamıştım.
Çıkışta markete gidip elli saat boyunca çıkamamıştık. Kahverengi saç boyasının üç tonunda kararsız kalmıştık ama en sonunda bir tanesini almıştık. Lisa yanlışlıkla özenle dizilmiş çikolata standının üstüne düşmüştü. Jisoo ise gözlük denerken tekinin camını kırmıştı.
Jennie ile beraber koşarak ordan uzaklaşıp boyaları ödeyip marketi terk etmiştik. Jennie, Lisa'yı telefonla aradığında Lisa yakalandıklarını ve gözlüğün parasını ödediklerini söylemişti. Belli bir süre sonra geldiklerinde beraber taksiye binip evime gelmiştik.
Eski bir tişörtümü giyip halımın üstüne gazete serip, yere
büyük aynamın tam karşısına oturdum. Jennie plastik eldivenleri giyip saçımın belli bir kısmını salıp gerisini toplayıp boyamaya başlamıştı.
"Kızlar Jennie'nin size söylemesi gereken bir şey var!"diyip aynadan Jennie'ye baktım.
Jennie"Ihm şimdi mi?"diyip gergince gülümsedi.
"Ne oluyor Jennie?"dedi Jisoo
Lisa yatakta doğrulup bize bakıyordu.
Jennie saçımı boyamayı bırakıp kızlara döndü.
"Tamam söyleyeceğim ama çıldırmayın."
Jisoo ve Lisa kafalarını evet anlamında sallayınca Jennie derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Ben Namjoon ile çıktım."
"Siktir!"diye bağırıp eliyle ağzını kapattı Lisa. "Biliyordum!"diyip gülmeye başladı.
Jisoo "Ne dedin?"şaşkınca sordu.
"Namjoon ile çıktım!"diyip gülmeye başladı.
"Oha!"diye bağırı Jisoo. Sonunda tepki verebilmişti.
Kızlar yataktan kalkıp Jennie'nin üstüne atladıklarında hala boyalı olan saçlarımın yere değmemesi için çaba harcadım. Çünkü Jennie'nin yanında ben vardım ve eziliyordum.
"Kızlar! Tamam sakin saçım boyalı."
Kızlar kendilerine gelip geri yerlerini aldıklarında Lisa"Peki nasıl başladı bu anlat çabuk!"dedi.
Jennie konuşmaya devam etti.
"Bir kere kantinde otururken sen, Namjoon buraya bakıyor demiştin hatırlıyor musun?"
Lisa evet anlamında başını salladı.
"İşte baktığını biliyordum zaten çünkü Namjoon bana çoktan çıkma teklifi etmişti ama ben kabul etmemiştim. Daha sonra numaramı nerden bulduysa mesaj attı. Konuşurken fark ettim ki ondan hoşlanmaya başladım. Bir kere sinemaya gittik."
"Peki sinemada birşey oldu mu?"diye heyecanla sordu Jisoo
Jennie ise saçımı boyamaya devam edip umursamaz görünmeye çalışarak cevap verdi.
"Sanırım... Öpüştük!"diyince ben dahil herkes çığlık attı ve yine Jennie'nin üstüne atladılar.
Son anda ayağa kalkıp kızlardan kurtulduğumda resimlerini çekmeye başladım. Lisa kahkaha atarken ve Jisoo ile Jennie'nin üstüne atladıklarında komiklerdi.
Jennie "Jisoo dur! Daha anlatıcaklarım bitmedi!"diyip gülmeye devam etti.
Kızlar Jennie'yi rahat bıraktıklarında yine devam etti konuşmasına.
"İşte o öpüşmeden sonra ben çok etkilendim ve onun da benden etkilendiğini düşündüm. Yani bana aşık oldu filan sandım. Ama o sonra bana ne dedi biliyor musunuz?"
"Ne dedi?"dedim.
"Bir öpücüğü bu kadar abartma Jennie takıldık bitti işte dedi!"
"Oha şerefsiz!"diye bağırdı Lisa
Jisoo"Tam enişte diyecektik yaptığına bak!"
"Aynen amk ben de aynısını dedim kızlar tam sana enişte diycekti yaptığına bak!"
Kahkaha atıp "Bunu gerçekten dedin mi Jennie?!"dedim.
Jennie benimle birlikte gülerken"Hayır tabiki!"dedi.
"Ama dedim ki peki zaten takılıyorduk şimdi de ayrılalım o zaman."
"Woaahh!"dedi Lisa
"O da tamam dedi. Ama ayrılmamızın ardından, bir dakika gerçekten sevgili de değildik ya neyse işte mesaj attı. Seni özlüyorum filan yazdı bende bunu okuyunca biraz geri adım atmış olabilirim."
Jisoo"Sana mal gibi davranıyor bu çocuk."
"Bilmiyorum Jisoo onu seviyorum sanırım. Ama o, ona verdiğim sevginin yarısını bile bana vermiyor."dedi Jennie
Lisa "Yaaa..." Dediğinde yerinden kalkıp Jennie'ye sarılmıştı. Onun ardından biz de Jisoo ile Jennie'ye sarıldık. Saçımda hala boya olduğu için kızlara değdirmemeye çalışmıştım ama Lisa'nın yüzünde kahverengi saç boyası vardı.
Jennie'den ayrılıp "Kızlar benim de söylemem gereken bir şey var!"dedim.
Kızlar bana baktıklarında hızlıca konuştum.
"Yoongi beni öptü!"