Hayat bizi türlü sınavlara maruz bırakır, kimi yoksullukla kimi zenginlikle kimi hastalıkla kimi sağlıkla kimi ayrılıkla yani hayat boyunca sınava tabi tutuluruz. Şahin sınavını geçebilecek mi? Yoksa inadı yüzünden sevdiği insanı kayıp edecek mi? Sanırım Şahinin öfke ve korkuyla arabasını son hız kullanması her şeyi açıklıyordu. Geç kabullendiği duygularına öfkeliydi, sevdiği kızı koruyamadığına öfkeliydi, onu kaçıranlara öfkeliydi, gözlerindeki o korkutucu öfkeyi gören bir daha asla bu gözlere bakamazdı. Korkusu da bir o kadar büyüktü kalbini ilk kez heyecanla dolduran insani kaybetme korkusu, Şahin Bulut daha önce hiç bu kadar korkmamıştı hiç bu kadar endişelenmemişti bir kız için. Peki kurtarabilecek mi yetişebilecek mi sevdiğine? Ayağını gazdan çekmeyen Şahin bütün korku ve endişelerine rağmen inancını kaybetmiyor kendi kendini teselli ediyordu.
Şahin: dayan Aslım dayan seni onların elinde bırakmayacam yeter ki dayan be güzelim. Söz her şey daha farklı olacak artık, artık herkes benim asıl gücümü görecek. Yeter ki dayan Aslım, duygularımı geç anladım ama seni erken kaybetmiycem!
Şahin büyük bir öfkeyle arabasını Burhanın evine sürerken, Aslı gözlerini karanlık bir odada yavaş yavaş açar ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kendine gelince olanları hatırladı, başta içini korku kapladı sonra korkuya dahi tek kırıntı bile kalmadı, Şahin ne yapar ne eder kurtarır beni dedi kendi kendine gerçi Aslı kendini kurtarabilecek bir potansiyele sahip biri. Etrafı incelemeye çalıştı ama karanlıkta pek bir şeyi göremedi, sandalyeye elleri arkadan kelepçelenmiş bir şekilde oturuyordu ayaklarını da iple sandalyeye bağladılar. Boşa çaba olduğunu bilse de yinede kelepçeyi zorlamaya başladı acıyı umursamadan kurtulmaya çalışıyordu bir anda o karanlık odanın kapısı açıldı, içeri iki ayı gibi adam girdi açılan kapıdan gelen ışık Aslının gözlerine çarptığı için gözlerini kısarak gelenleri görmeye çalışıyordu. O iki ayının arkasından 40-45 yaş arası gayet iyi görünmesine rağmen baston kullanan beyaz takımla biri girdi tam Aslının karşısında durdu.
Aslı: ne bakıyorsun be? Kimsiniz siz?
Aleksandır: sakin olun hanim efendi size böyle sinirli olmak yakişmiyor
Aslı: sanada bizim anlı şanlı Türkçe'miz yakışmıyor aksağın mide bulandırıyor onu ne yapacağız
Aleksandır: siz Türkler çoook agresifsiniz
Aslı: siz Ruslarda çooook yavşaksınız
Aleksandır: Rus olduğumi nerden anladiniz küçük hanim
Aslı: dedim ya aksağın mide bulandırıyor diye küçük beyin
Aleksandır: cesaretinize hayran kaldim hanim efendi, kendimi tanitayim. Ben Aleksandır sizi bir süre evimde misafir edicim
Aslı: yanlışın var asıl misafir olan sensin benim Vatanımda Türkün yurdunda misafirsin ama uzun sürmez merak etme hadsiz misafire haddini bildirmesini iyi biliriz !
Aleksandır: görücez hanim efendi.
Aslının böyle dikleşmesi Aleksandırı oldukça sinirlendirdi, öfkeyle odayı terk etti tabi iki ayısı da onun peşinden çıktılar ve Aslı yine o karanlıkta tek başına kaldı. Aleksandır kendi odasına girdi masasına geçip tam önündeki dosyayı alıyordu ki telefonun çalmaya başladı sinirle telefonu açtı
Aleksandır: ne var
Burhan: hayırdır ne bu sinir
Aleksandır: ne istiyorsun Burhan
Burhan: hiç sadece benim paketi aldın mı diye merak ettim
Aleksandır: paketin güvende sen ne zaman alicaksin onu de
Burhan: keyfim ne zaman isterse o zaman
Aleksandır: ben senin üşağin değilim Burhan
Burhan: seni saklamazsam iki güne leşin çıkar buradan şimdi gelip bana ahkam kesme Aleks
Aleksandır: bana Aleks deme diye kaç defa diycem sana, ayrıca beni sakin ama sakin tehdit etme, ben olmasam size silah ve uyuşturucu saticak kimseyi bulamazsiniz Burhoş
Sinirle Burhanın cevap vermesine izin vermeden telefonun suratına kapatır, öfkeyle odada volta atmaya başlar. Kendi kendine söylenip duruyordu taki odasının kapısı açılana kadar
Aleksandır: kakogo çörta ne stuçiş v dver prejde çem voyti Viktor (lanet olası Viktor ne diye girmeden önce kapıyı çalmıyorsun)
Viktor: bos postuçal no tı ne otvetil... (patron kapıyı çaldım cevab vermeyince...)
Aleksandır: koroçe govori şto tebe nado (kısa kes ne istiyorsun onu de)
Viktor: bos zaçem mı etu devçönku to pohiteli? Ya nemnogo navöl svedeniya ob etom Şahin Bulute. Etot paren ne otstanet ot nas daje esli mı vernöm devuşku. Burhan nam golovnuyu bol sozdal (patron bu kızı niye kaçırdık? Ben şu Şahin Bulutu biraz araştırdım. Bu adam kızı bıraksak bile bizi rahat bırakmaz. Burhan baş ağrısı ekledi bize.)
Aleksandır: etot idiot Burhan zaslujil horoşıy urok Viktor, a devuşku ostav poka snaçala s Burhanom razberömsya a zatem reşim problemu s Şahinom (salak Burhan iyi bir dersi hak etti, kıza şimdilik dokunma, önce Burhanı hal edelim sonra Şahin problemini çözeriz )
Viktor: horoşo bos (tamam patron)
Viktor odadan çıkar, Aleksandır bilgisayarın başına geçer ve birkaç mail atar bu sırada Aleksandırın saklandığı evi dışarıdan kuşatan ekip sessizce korumaları etkisiz hale getiriyordu. Eve yaklaştıkça silahları daha sıkı tutup önlerindeki hedeflere avcının avına baktığı gibi bakıyorlardı ellerine geçen düşmanı tek hamlede yere seriyorlardı. Aleksandırın penceresinin yakınlarında duran korumayı etkisiz hale getirirken korumanın silahı yere düşer, bu sesi duyan Aleksandır hemen ayağı kalkar pencereden uzaklaşıp odanın dışına çıkar ve Viktoru çağırır yanına koşarak Viktora dik dik bakarak sinirle konuşur.
Aleksandır: şto za şum snarujı (dışarıdan gelen sesler ne)
Viktor: ya niçego ne uslışal bos, seyças proverü (ben hiç bir şey duymadım patron şimdi kontrol ederim )
Aleksandır: ne nado nas zastukali soberay svoih a lüdey Burhana ostav pus otvlekut prişedşih (gerek yok izimizi bulmuşlar, bizim adamları toparla Burhanın adamlarını bırak gelenleri oyalasınlar)
Viktor: şto s devuşkoy delat? (kızı ne yapalım?)
Aleksandır: itak za ney prişli ostav pust berut, s ney nas ne otpustyat. Da i Burhanu za eto vletit tak kak dom ego vsem budet yasno şto eto ego ruk delo (zaten kız için gelmişlerdir, bırak alsınlar onu, kızla kaçarsak peşimizi bırakmazlar. Ayrıca Burhanın başı belaya girecek nede olsa ev onun)
Aleksandır Viktor ve yaklaşık 8 adamıyla beraber evin gizli bölümünden kaçarlar bu sırada eve giren gölgeler sessizce eve girer ve evde kalan 7 korumayı da indirirler. Gölge timi evin her tarafına dağılıp aramaya başlarlar. Biri aşağı kata iner ve bodrum katında demir kapıyı görünce direk o kapıya yöneldi. Ellerini zorladığı için kanamaya başlamıştı yinede acıya inat devam ediyordu kapalı olan kapı açılınca Aslı tedirgin gözlerini kapıya çevirdi. Işıkta beliren siyah gölgeyi görünce bir an ürperdi ama hemen toparlandı, gölge Aslının yüzüne el fenerini tuttu aradığını bulmuşcasına feneri cebine koyarak Aslının yanına geldi arkasına geçip kelepçeyi açtı. Aslı sakinliğini korumaya devam edip ona yardım eden kişinin konuşmasını bekliyordu ama diğer taraftan hiç tepki gelmedi, ayaklarını da çözünce gölge Aslıya kapıyı işaret etti. Aslı anlamışcasına kafa salladı ve dışarı çıktı üst kata çıkınca aynı siyah üniformayla 4 kişi daha vardı, Aslının peşinden gelen öne çıktı ve boynunda duran düğmeye basarak ses değiştirici cihazla konuşmaya başladı.
Gölge: Aslı hanım merak etmeyin bizi sizi kurtarmak için gönderdiler şimdi lütfen daha fazla bir şey sormayın ve bizle gelin sizi güvenli yere götürmemiz emredildi.
Aslı: t.tamam
Anlamıştı onları Şahinin gönderdiğini kurtulduğuna sevinmişti ama yinede içten içe üzülmüştü, Şahinin kendisi değil de adamlarının onu kurtarmasına, yinede bir bildiği vardır Şahinin dedi kendine. Aslı gölge timiyle beraber güvenli yere yol alırken Şahinler çoktan Burhanın evine varmışlardı. Herkes Şahinin etrafında toplanmış verilecek emri bekliyorlardı
Şahin: Yağmur Can siz arka taraftan dalacaksınız yanınıza adam alın ve atılacak ilk kurşunu bekleyin
Can: tamamdır kardeşim
Şahin: Arda ve Ece sizde önden saldırırsınız
Arda: tama, sen ne yapacaksın
Şahin: misafirperverliğini ölçücem bu itin
Ece: nasıl yani abi
Can: yani kaleyi içten fetih edecek
Şahin: aynen öyle Can aynen öyle
Yağmur: iyide abi bu çok riskli
Şahin: sence bu umurumda mı Yağmur
Ece: abi delilik yapma
Şahin: deli olmasak bu akıllılara kim kafa tutacak Ece
Can: kızlar rahat olun Şahin tek başına bir ordudur zaten
Yağmur: sende fazla rahatsın
Can: huyum kurusun rahatıma düşkünüm Yağmurum
Yağmur: şimdi kurşun yağmuruna tutarım görürsün rahatlığı
Şahin: kesin lan işinize odaklanın
Can&Yağmur: tamam
Ekip yerlerini alınca Şahin ön kapıya yöneldi, koruma Şahini görünce önünü kesti ve kısa boyuyla şahine tepeden bakış atmaya çalıştı. Şahinden yaklaşık 20 santim kısa olan koruma küstahça konuşmaya başladı
Koruma: ne istiyorsun
Şahin: sanane, köpeklerle işim olmaz sahibini çağır!
Girdiği havadan erken bozularak çıkınca geri çekildi ve içeri haber verdi, kısa sürede cevabı alınca morarmış bir ifadeyle Şahinin yanına geldi ve dış kapıyı açtı tam Şahinin üzerini aramak için ellerini uzatmıştı ki korumanın elini yakalar diğer korumanın aramak şart değil patron geçsin dedi demesiyle Şahin korumayı öne iterek bırakır. Şahin memnun olmuşcasına ağır ağır adımlar atarak içeri girdi ve korumanın o mosmor suratına sırıtarak omuzuna teselli verir gibi vurdu sonra uzun bahçeyi geçerek evin kapısına vardı. Merdivenin son basamağını çıkınca korumanın biri evin kapısını açıp Şahinin geçmesi için yol verdi eve girince hizmetçi kadın Şahinin yanına geldi ve onu takip etmesini söyledi. Uzun koridorun sonunda sola döndüler ve buyuk ahşap kapıyı açarak Şahinin geçmesine işaret etti. Kocaman salonun ortasına gelerek şöminenin yanında viskiyi keyifle yudumlayan Burhanı izler, Burhan bardağından bir yudum alarak tiz bir ses tonuyla konuşmaya başladı
Burhan: sen buralara hiç uğrar mıydın evlat
Şahin: beni görmek için üstün çaba harcadın emeğini karşılıksız bırakamazdım dimi
Burhan: baban gibi hazır cevap'sın
Şahin: armut dibine düşer Burhan acaba senin babanda senin gibi şerefsiz miydi
Burhan: haddini aşma Buluuut
Şahin: ben haddimi bilirim de bazı itler hadlerini aşar olmuş ve ne tesadüftür ki itlerin sahibi de karşımda duruyor
Burhan: aynı baban gibi küstahsın bu senin sonun olacak bilesin!
Şahin: asıl senin sonun olacak, senin ve o yıldızın ! Babamın başladığını bitirmeye ant içtim Burhan bilesin !
Burhan: ne diyorsun lan sen?
Şahin: diyorum ki cehennem ateşin bol olsun
Şahin bir anda silahını çıkarıp Burhanın iki kaşının ortasına kurşunu yerleştirir, silah sesiyle dışarıda da çatışma başlar, salona gelenleri teker teker indirir, Ardalar ön kapıdan sıkarak gelir Can ise ekibiyle arka tarafı temizleyerek eve girerler. İçerde bir korumayı bacağından yaralıyarak sağ bırakırlar. Şahin Ece ve Yağmuru dışarı ekibin başına gönderir, yaralı korumayı salona getirtti, Can ve Arda Şahinin ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyorlardı. Şahin şöminenin üzerinde ki antika kılıcı eline alınca Can'da Arda'da şahinin ne yapacağını anladılar ve sessizce izlemeye başladılar.
Şahin: seni mesajımızı o itlere iletmen için sağ bıraktık kelimesi kelimesine yıldız köpeklerine ileteceksin anladın mı lan
Koruma: tt.tamam abi
Şahin: anladıysan aç kulağını iyi dinle " Aileme, arkadaşlarıma, çalışanlarıma, tanıdıklarıma hatta tek bir kez selam verdiğim insanlar dahi en ufacık bir zarar gelirse yıldızın her köşesini koparır kurduğunuz yer altı saltanatınızla beraber sizi tarihe gömerim! Derdiniz benimle ise sağa sola kuduz köpek gibi saldırmanın yerine direk karşıma çıkın ! Ha tabi karşıma çıkacağınız güne kadar ben nefesinizi kesmezsem tabi !" Kelimesi kelimesine iletmezsen seni bulur derini yüzerim anladın mı lan!
Koruma: anladım abi anladım
Şahin: iyi anladıysa şu paketi'de verirsin
Şahin tek hamlede kılıcı indirir ve Burhanın kafasını bedeninden ayırır, koruma dehşetle olanları izlerken Şahin kendinden emin adımlarla salonu terk eder Arda ve Can'da onun peşinden giderler. Arabaların önünde bekleyen Ece ve Yağmurun yanına gelirler Ece dayanamaz merak dolu sesiyle konuşur
Ece: abi Aslı burada yok boşuna mı operasyon düzenledik
Şahin: Aslı güvende kardeşim merak etme hade eve gidelim
Yağmur: nasıl yani güvende?
Can: cidden Şahin nasıl güvende ya evde bulamadık başka mekana saklamıştır bu puşt
Arda: ki artık Aslıyı nereye sakladığını o kopuk kellesi söyleyemez
Şahin: güvende dediysem vardır bir bildiğim dimi hade arabalara atlayın yorgunum eve dönüyoruz.
Herkes arabasına binerek eve yol aldı tabi Şahinin ek olarak aldığı ekip dinlenmek için kendi evlerine dağıldı. Şahin arabasını yine son hız kullanıyordu ama bu kez hırsla öfkeyle değil hasretle özlemle sürüyordu. Geç kalmayacaktı bu kez yeni kararlar almıştı ve içi huzurla doluydu. Eve varınca arabasını kapının önünde park etti ve hızla merdiven basamaklarını çıkarak kapıyı beklememek için kendi açtı, Ece Yağmur Can ve Arda Şahinden sonra gelerek koşar adımlarla eve girdiler. Şahin eve girer girmez direk salona geçti ve koltukta oturup evdekilere olan biteni anlatan Aslıyı görünce bir an duraksadı onu izlemek istedi Aslı Şahini fark edince ayağı kalktı Şahin gözlerini Aslının üzerinde gezdirdi yaralanıp yaralanmadığını kontrol eder gibi kollarının görünce içi sızladı hızlı adımlarla yanına gitti ve sımsıkı sarıldı Aslısına. Hiç kimseyi umursamadı, sıkı sıkı sarıldı saçlarının kokladı, gözlerinden bir damla yaş damladı Aslı başta şaşırsa da içinden geldiği gibi davrandı ve o da Şahine sarıldı. Şahin Aslının kulağına eğilerek fısıldadı
Şahin: korktum Aslım seni bir daha göremem diye çok korktum
SON
__________________________________________________
Uzun süre yazmaya fırsat bulamadım, bu bölümü olabildikçe uzun yazmaya çalıştım ve yabancı düşmanlarıda eklemek istedim ki Rus bir düşman hikayeyi daha heyecanlı yapar diye düşündüm, inşAllah beğenirsiniz. Okuyanlar volte ve yorum yapanlara teşekkür ederim