SENİ BIRAKMAYACAĞIM 2

By Autumnia

185K 6.2K 3.7K

Siz hiç başlı başına ''İmkansız'' olan birisine aşık oldunuz mu? Okyanus misali derin olan mavilerin'de boğu... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38. Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm Final
Özel Bölüm I
Özel Bölüm II

Özel Bölüm III SON!

2.8K 76 74
By Autumnia





İstediğiniz bir şarkı ile birlikte okuyun lütfen..


Alacakaranlığın en koyu tonu olan gecenin en sessiz çığlıkları eşliğinde, yanıyordum yine istemsizce. Tenimin her bir zerresi karıncalanırken, nefesini her bir zerreme üflediğinde ise sessiz bir melodi yankılanıyordu Xibalbanın en derinlerinde. Kötü yola düşmüş gecelerden gelen gözlerini gözlerime sabitlediğinde ise, onun büyüsüne kapılmaktan alıkoyamıyordum kendimi. Aydınlık ve karanlık karışırken birbirine, Alacakaranlık Meleğinin her bir zerresi hapsediyordu beni en derin yerlerine.

Yavaş adımlarla bana doğru yürümeye devam eden Aftiel'e karşılık, yapabildiğim tek şey sessizce, hareket dahi edemeden, onun bana gelişini izlemekti. Dudaklarım ise mühürlenmişti sanki. Sesli olarak konuşamasam da, zihnimin en derinleri karmadan karmaşaya dönüyordu. Kendi kendime ''Kahretsin! Yürürken nasıl bu kadar tahrik edici olabiliyorsun? Yaptığın tek şey sol ayağınla sağ ayağını takip etmek.'' Diye kahretmekten kendimi alıkoyamıyordum. Derin bir nefes alıp, zihnimin en derinlerini ve ''Kendimi'' sakinleştirmeye çalıştım. İşe yarıyor gibiydi. En azından mühürlenmiş olan dudaklarıma karşılık, kesik nefesler alıp verebiliyordum.

Tam önümde durup, cam mavisi gözlerinde kendi yansımamı gördüm. İnanır mısınız? Orada yansıyan kişi ben değildim sanki. Başka birisinin varlığını hissettim gözlerinde.

Lufian Vettel'e tamamen zıt olan birini.

Herkesle ve her şeyle dalga geçen, karşısındaki kişinin nasıl hissedeceği zerre umurunda olmayan, sadece ''öylesine'' yaşayan, gevşek tipli bir insandım ben. Gerçi hala öyleyim. Fakat söz konusu Aftiel olunca istemsizce de olsa, değişiyordum. Bunu nasıl yaptığımı bilmiyorum, fakat onu gördüğüm zaman şeytani bir şekilde gülümsemeyi bırakın, normal bir şekilde gülemiyordum bile. Yapabildiğim tek şey kesik nefesler alıp vermekti sadece.

Derin bir nefes alıp kendime geldiğimi sandığımda ise Aftiel başını boynuma yerleştirip, derin bir nefes aldı ve beni sersemletmeyi başardı. Lanet olası herifin dişlerini göstererek gülümsediğini hissedebiliyor ve sinirlenmeye çalıştıkça daha da çok onu hissetmek istiyor, bu sefer de böyle hissetmeme sebep olduğu için ona daha da fazla sinirleniyordum. Fakat elimde olan bir şey değildi.

Onu en derinlerime kadar hissetmek istemek, elimde olan bir şey değildi.

Dudaklarını boynumdan başlayıp, yukarıya doğru gezdirdiğinde derin bir nefes alıp, ritmine uyum sağlamaya başladım. Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup, geri çekildiğinde sersemlemiş vücudumu kollarına sardı ve şeytani bir şekilde gülümseyerek dudaklarını araladı.

A: Küçük bir öpücükle bile bu kadar çok sersemledin. Daha mı fazlasını istiyorsun? O halde sihirli sözcüğü biliyorsun.

Der demez, dudaklarımı araladım ve

L: Pislik herif.

Dememle birlikte dişlerini göstererek gülümsedi. Her ne kadar beynimle düşünüp, çekip gitmek istesem de, şu anda beynimle düşünemeyecek haldeydim. O yüzden istemeyerek de olsa dudaklarımı araladım ve

L: Lütfen? Öp beni.

Der demez, alt dudağımı dişlerinin arasına alıp emmeye başladı. Bende onun üst dudağını emiyor, ritmine uyum sağlamaya çalışıyordum. Dişleriyle alt dudağımı aşağıya çekip ağzımı açtı ve diliyle öpmeye başladı.

Öpücüğü en derinlerime kadar işleyip, içimdeki beni serbest bırakıyor, beni ben olmaktan çıkarırcasın0a hoyratça, asi ve bir o kadar da mağrur öpüyordu. Kendime hakim olamayıp, boşta olan ellerimle kalçalarını sıkıp, erkekliğime doğru bastırdım. Sesli bir şekilde inlediğimde ise şeytani bir şekilde gülümseyen Aftiel, dudaklarını araladı ve

A: Seni yaramaz.

Deyip, kucağına aldığı gibi yatağa götürüp, sertçe yatırdığında üzerime çıkıp dişlerinin her bir zerresini yalayıp, yavaşça gömleğini çıkarmaya başladı. O kadar yavaş hareket ediyordu ki onun bu yavaşlığı sinirime dokunuyordu. Bir hışımla gömleğine atıldığımda ise, elleriyle ellerimi durdurup, yatağa sabitledi ve dudaklarını aralayarak.

A: Sabırlı ol. Bu güzelliği biraz daha izlemek istiyorum.

Deyip, cebinden siyah bir halat çıkarıp, ellerimi bağladı. Neler döndüğünü başta anlamayan ben, nasıl bir pozisyonda olduğumu fark eder fark etmez dudaklarımı araladım ve

L: Hey! Ne yapıyorsun? Çöz ellerimi.

Der demez, işaret parmağını dudaklarıma değdirip beni susturdu ve dudaklarını aralayarak.

A: Sakin ol güzellik. Biraz eğleneceğim sadece.

Der demez hala dudaklarımda olan parmağını dişlerimle buluşturdu, ardından orta parmağını da getirip, onları emmemi sağladı. Parmakları iyice ıslandığında ise, az önce emdiğim parmaklarını üstsüz olan teninde gezdirdi. Parmakları göğüs uçlarını dairesel bir şekilde gezerken, çoktan sertleşmiş olan erkekliğimin pantolonuma yaptığı baskı aklıma geliyor ve inlememek için kendimi zor tutuyordum. Kesik kesik inlemelerim arasından zar zor dudaklarımı araladım ve

L: Lanet olası herif. Sadece sen eğleniyorsun. Ellerimi çöz hemen. Bu hiç adil değil.

Der demez şeytani bir şekilde gülümsedi ve sertleşmiş olan erkekliğimi sıkıp dudaklarını aralayarak

A: Olmaz.

Deyip, pantolonumu hala çıkarmadan erkekliğimi okşamaya başladı. İnlemelerimi onun beni okşayış hızına göre ayarlayıp, sakinleşmeye çalışıyordum. Hissettiğim tek şey acı gibi görünse de, zevk aldığım aşikardı.

Neredeyse boşalmak üzereydim ve bu durum sinirime dokunuyordu. Kendimi zerre kontrol edemiyor, bedenime söz geçiremiyordum. Boşalacağımı anlayan Aftiel ise çoktan şeytani bir şekilde gülümsemeye başlamış, hareketlerini hızlandırmıştı. ''Seni Lanet...'' deyip, devamı dahi getiremeden sarsılarak boşaldım ve derin nefesler alıp vermeye devam ettim.

Bir hışımla pantolonumla birlikte baksırımı çıkaran Aftiel, itiraf etmem gerekirse şuan oldukça seksi görünüyordu. Gerçi onu her şekilde seksi buluyordum, bunlar sadece bir bahane olsa da, en azından bu sayede kendimi bir nebzede olsa onun büyüsüne kapılmadığıma inandırabiliyordum.

Kapılmış olduğum her halimden belliydi fakat ben yine de kendime itiraf edemiyordum bir türlü. Sanırım bir tarafım yenilgiyi hala hazmedemiyordu.

Derin bir nefes alıp, düşüncelerimi savuşturup, Aftiel'e odaklandığımda çoktan pantolonunu çıkarıp, erkekliğini erkekliğime sürtmeye başladığını fark ettim. Her git gel yaptığında erkekliğim sanki kırılacakmış gibi hissediyordum. Acı da zevk de o kadar fazlaydı ki, hangisinden haz aldığımı dahi anlayamıyordum. Odanın içini kesik kesik inlemelerle doldururken, Aftiel'in dişlerini göstererek gülümsemesi, ürkmeme sebep oluyordu. Fakat şikayetçi değildim bu durumdan, alıştım çünkü.

Derin bir nefes alan Aftiel, dudaklarını ıslatıp, önce köprücük kemiklerimi daha sonra da çenemi ısırdı. Sıra dudaklarıma geldiğinde ise önce gözlerini gözlerime sabitledi daha sonra da şeytani bir şekilde gülümseyip, bir hışımla içime girdi.

Yay misali gerinip, olabildiğim kadar sakin olmaya çalıştım. Fakat bu his, bu his inanılmazdı. Hareketlerini hızlandırmış olmasına rağmen yeterli gelmiyordu. Daha fazla hızlanmasını istiyor, dürtülerime engel olamıyordum. Derin bir nefes alıp, sakinleştikten sonra dudaklarımı araladım ve

L: Daha hızlı.

Der demez, şeytani bir şekilde gülümseyen Aftiel, tam aksine hareketlerini yavaşlatmış, tabiri caizse beni dımdızlak ortada bırakmıştı. Olanlara anlam veremeyen bene karşılık bu sefer dişlerini göstererek gülümseyen Aftiel Grass dudaklarını araladı ve

A: Daha hızlı?

Dediğinde ise alt dudağımı dişleyip, Lanet olsun diye tısladım ve tekrar dudaklarımı aralayarak

L: Lütfen.

Dedim. Aftiel ise bir hışımla beni ters döndürüp, yüzümü yatağa sabitlediği. Elleriyle kalçalarımı ayırıp, aynı hızda içime girip, git gellerini hızlandırabildiği kadar hızlandırmaya devam etti.

Vücudumun her bir zerresi acı ve zevkten titrerken, düşünebildiğim tek şey hiçbir şey, İstediğim tek şey ise Aftiel'in sonsuza kadar devam etmesiydi. Her git gel yaptığımda aldığım o zevki anlatmaya ne kelimeler yeterdi ne de başka herhangi bir şey. O kadar çok iyi hissediyordum ki, bu his beni şimdi öldürse, şikayet dahi etmezdim. Elimi dahi uzatabilirdim ölüme. İşte bu his, öyle bir histi.

Bir yandan hızlı bir şekilde içime gelip gidip, aynı hızla erkekliğimi okşamaya başladı. İnlemelerim çığlıklara dönüşmüş, kendimi zerre kontrol edemiyordum. Hatta bu gidişle sesimin kısılacağından da emindim. Fakat buna değerdi, şuan aldığım zevk.

Yavaşça sınırlarıma dayandığımda anladığımda ise Aftiel'e boşalacağımı bu yüzden biraz daha hızlanmasını istedim. Başıyla onaylayan Aftiel ise hareketlerini daha da fazla hızlandırdığında kendimi daha fazla tutamayıp, eline boşaldım. Aftiel ise birkaç kez daha gidip geldikten sonra içime boşalarak bana eşlik etti ve yatağa yığıldık.

İkimizin de göğsü aynı hızda inip, çıkıyordu. Aldığım nefeslerin haddi yoktu. Hesabı ise hiç yoktu. Nihayet sakinleştiğimizde ise ikimizde birbirimize döndük ve birbirimizi gözlerinin içine bakmaya başladık. İşte o an zihnimi bir düşünce ele geçirip, zihnimi bir süreliğine meşgul etti.

Pek çok konuda ve pek çok şekilde hata yaptım. Kimi zaman pişman oldum, kimi zaman da pişman olmayıp, aynısını uygulamaya devam ettim. Üç yanlış bir doğruyu götürür misali yaptığım doğrular bile yanlış oluyordu başkalarının gözünde. Bu sınavı hiçbir zaman geçemeyeceğimi sanıp, akışına bıraktığımda ise, birden karşıma sadece doğru olan bu herif çıktı. Yaptığım yanlışları umursamadı, kabul etti onları, doğruya çevirdi onları. Onun sayesinde neyin doğru neyin yanlış olduğunu öğrendim.

Pişman olmayı öğrendim.

Sevmeyi öğrendim.

Güvenmeyi öğrendim.

Ve en önemlisi de ''Ben'' olmayı öğrendim.

A: Ne düşünüyorsun?

Sorusunu duyar duymaz düşüncelerimi savuşturdum ve yavaşça dudaklarımı aralayarak Aftiel'e

L: Seni.

Deyip, cam mavisi gözlerinin içindeki, aşkla gülümseyen yansımamı izledim.

İzledim.

İzledim.

Ve izlemeye devam ettim. 


SEVGİLİ OKURLARIM: GECİKME İÇİN GERÇEKTEN ÜZGÜNÜM. NE DESENİZ HAKLISINIZ. FAKAT KENDİMCE ZOR GÜNLER GEÇİRDİM O YÜZDEN YAZAMADIM. BU BÖLÜM YUKARIDA DA YAZDIĞI GİBİ SON ÖZEL BÖLÜMDÜ. ARTIK BAŞKA BÖLÜM OLMAYACAK. BAŞKA HİKAYE DE OLMAYACAK. EN AZINDAN ŞİMDİLİK. YAZARSAM BİLE GAY AŞK YERİNE HETERO AŞK YAZMAYI PLANLIYORUM. ZİRVEDE BIRAKMAK LAZIM ÖYLE DEĞİL Mİ? GERÇİ BENİ BİLENLER BİLİR, BEN ÇOK FİKİR DEĞİŞTİRİRİM. O YÜZDEN DE EMİN KONUŞAMIYORUM. NEYSE LAFI DAHA FAZLA UZATMADAN BU BÖLÜM SMUT DEYİP BAŞIMIN ETİNİ YİYEN, FAKAT ÜŞENMEYİP, İKİ KİTABIMI DA EN AZ 4-5 KERE OKUYAN DÜNYALAR TATLISI OKUYUCUM CenabetS'E GELİYOR. UMARIM O DA SİZ DE BU BÖLÜMÜ SEVMİŞSİNİZDİR. SON OLARAK BENİ DESTEKLEYEN OKUYUCULARIMA ÇOK BENİ DESTEKLEMEYEN OKUYUCULARIMA DAHA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. BU KADAR BAŞARILI OLMAMI SİZLERE BORÇLUYUM. İNANILMAZ GÜZEL İNSANLAR TANIDIM (KENDİLERİNİ BİLİYORLAR) SAÇMA İNSANLAR DA TANIDIM. NE DİYEBİLİRİM Kİ? BURASI WATTPAD. 

KENDİNİZE ÇOK İYİ BAKIN. DESTEKLERİNİZİ HİÇBİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIM. 

AUTUMNİA KAÇAR <3    

Continue Reading

You'll Also Like

1.8M 79.1K 63
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
3.3M 96.8K 75
Ada: Son bir defa gör beni Ada: Son bir defa duy Ada: Son bir defa sarıl bana Ada: Son bir defa ellerimi tut Ada: İmkansız biliyorum Ada: Ama son bi...
8.8K 489 33
Bir erkeğe aşık olmak; sınırları zorlamak, hayaller, kurallar... Neden intihar ettim? (3 bölümlü keşif ve dönüşüm hikayesi)
8.7K 547 43
Zihnim uyuşmuştu. Üzerimdeki adamın yavaş öpücükleri boynumdan göğsüme inerken hafif bir inleme döküldü dudaklarımdan. Bu kadar yavaş olması deli edi...