Dance With The Demons (Kalia)

Od rainbowandcandies

43.3K 2.4K 3.8K

"Değer vermek zayıflık değildir, aksine değer verdiğin kişi eğer ki aynı değeri sana gösteriyorsa daha da güç... Více

Malia, you should come with me
Your soul is so pure Kai
Don't Worry Kai, you will find her
Kai, you must go and never come back
No more lies or secrets
Just take a photo
Malia, they took my soul
Don't do that ever again
You gonna dance with me.
Crime Partner
Forgive me
First Meet
Bölüm değil
I said keep going
Like family
Özel bölüm birinci kısım
Özel bölüm ikinci kısım
Hunt&Hunter
Kai stop!
Max shut up!
Okay last words...
Don't do this again
Are you serious?
Please don't kill me
We have a problem
Happy Family
Luke Luke Luke
Game over
Duyuru
Soru Soracağım Cevap Verin
Don't talk
Özel Bölüm
Can you help me?
Good morning everyone
Okay?
We'll find a way
I will always love you
Shut up!
I'm sorry
Where is Malia?
What's wrong?
Kai are you sure?
ARA BÖLÜM
Thanks, boss
Never!
It's not wrong
I don't care
That's better
Özel Bölüm 2
I wish...
Calm Down!
Let's talk about Kai
It's weird
Counting Stars
I'm not normal
Nice guess
True Love
Episode One
Episode Two
Episode Three
Özel bölüm part 3
Episode Four
Episode Five
Özel Bölüm
Episode Six
Episode Seven
Episode Eight
Episode Nine
FINALE PART 1
FINALE PART 2
Ekstra

I know

619 34 64
Od rainbowandcandies

Otel odasına giriş yaptığımızda direk etrafı süzmüştüm. Cidden de balayı suiti tanımına uygundu burası.

Ve Kai hemen Kailik yapıp beni kendine çekmişti.

"Senin özledim ve artık bence sevişmemiz için bir engel kalmadı."

"Önce lavaboya gitmem gerek." Dediğimde sinirle geri çekilmişti.

"Yalnızca beş dakikan var."

Gülerek banyoya yöneldim ve kapıyı çekip kapadım.

Elime musluktan biraz su alıp boynuma tuttum ve bingo... Yara geçmiş.

Tamam sanırım bahanem de kalmadı.

Boynumu iyice yıkadım ve havlu ile kurutup odaya dönüş yaptım.

Kai o sıra yatağa uzanmıştı.

Dünden razı diyeceğim ama öyle olduğunu hepimiz biliyoruz zaten.

"Malia beni deli etmeyi kesip yanıma gelecek misin?"

"Biraz daha çıldır istiyorum."

"Öyle mi?" Deyip bir kaşını kaldırarak bana bakmıştı. Sonrasında beni büyüsü ile yatağa çekti.

Al işte ne beklersin.

"Yalnız bu hileye girer."

"Adil olduğumu kimse söyleyemez zaten."

Üstüme uzandığında istemsizce gülmüştüm.

"Malia senin seksi olman gerek gülmeyi kes."

"Elimde olan bir şey değil."

"O zaman birazcık seni havaya sokayım."

Parmağını yavaşça çenemde gezdirip ardından dudaklarıma sürttü.

Tamam sanırım başlıyoruz.

"Biliyor musun, dudak kıvrımların çok güzel ve bu beni deli ediyor. Tıpkı diğer her şeyin gibi."

"Biliyor musun..." dediğimde tişörtümün askısını aşağı doğru çekiyordu. "... aynı şeyleri düşünüyoruz."

Açık kalan omzuma parmakları ile daireler çizerken gözleri gözlerimi buldu.

"Biraz karnım acıķmıştı da izniniz olursa tadınıza bakmak istiyorum Malia hanım."

"İzin vermesem yapmayacak mısın?"

"Hayır yapacağım ama kibarlık olsun diye sormak istedim."

Dudaklarını omzuna götürdü ardından omzumda küçük bir acı hissettim.

Hayır ısırmasa olmaz.

Ama hoşuma gitmediğini de söyleyemem.

Çünkü bir yandan da öpücükleri rahatlamama neden oluyordu.

"Vücudun titremeye başladı, bunu seviyorum."

"Bu kadar sadist olmak zorunda mısın?"

"Inkar etme Malia hoşuna gittiğini biliyoruz ikimiz de."

Elini yavaşça tişörtümden içeri sokmuştu.

Ve dudaklarını da her zaman yaptığı gibi boynuma gömdü.

Bunu yapması ile ellerinin vücudumdaki hareketi de artmıştı.

"Seni istemeyi özlemişim." Dediğimde dudaklarını boynumdan çekip yüzümde bir yay şeklinde hareket ettirerek dudaklarıma bastırmıştı.

Yerinde biraz daha hareketlenip bacaklarım arasına girdiğinde ona bacaklarımı sıkıca sarmıştım.

Vücudunun bana teması her defasında beni deli ediyordu.

"Biliyor musun Malia, balayı odalarının en güzel özelliği çekmecelerinde sürprizler barındırmaları..."

Al işte ne çıkacak acaba başımıza.

Elini yan taraftaki komodine atıp çekmesini çekip açtı. Ardından içine elini attı.

"Bakalım burada ne varmış." Eline aldığı şeyi bana doğru tuttuğunda gülmeye başlamıştım.

"Şaka yapıyorsun değil mi?" Dediğimde kafasını hayır dercesine sallamıştı.

"Krem şanti sözümü unutmuyorum."

"Onu oraya sen koydun değil mi?" Dediğimde yüzünü bana yaklaştırmıştı.

"Bence olayları çok kurcalama, içinden kelepçe de çıkabilirdi." Burnuma küçük bir öpücük atıp geri çekildi ve krem şantiyi yüzüme doğru tuttu.

"Bence bunu yapmak istemezsin." Dediğimde boynumda bir soğukluk hissetmiştim.

"Pardon ne diyordun?"

"Kai bu şey yapış yapış."

"Sana bu konuda zevkle yardımcı olabilirim."

Dilini boynumda gezdirmeye başladığında yine içimde tuhaf bir his baş göstermişti.

"Beni bu şekilde öpmen neden beni bu denli delirtiyor."

Dudaklarını boynumdan uzaklaştırdığında boynumda hafif bir ıslaklık kalmıştı.

"Nasıl öpeceğimi iyi biliyorum çünkü. Ve sende çok şanslısın çünkü ilk ve tek seviştiğin insan benim." Durup bir süre düşünür gibi yaptı. "Yani sanırım öyle. İlkim ama tek miyim acaba?"

"Sence..."

"Bence tekim ama yine de bilmiyorum. Gerçi bence bu beni ilgilendirmez."

"Cevabı bir şeyi değiştirmiyor değil mi?"

"Hayır ama yine de tek olduğumu bilmek güzel bir şey. Tabi sen Isaac ile yattığını söylemiştin, birde onun benden iyi olduğunu söylediğinden seni pek ciddiye alamamıştım."

"Böyle bir şey mümkün değil mi sence?"

"Malia birincisi onun benden iyi olduğunu düşünmen için başta kör olman gerekiyor. Birde kafanın güzel olması gerekiyor filan... Yani..." Uzanıp dudaklarımı dudakları arasına aldı ve uzunca bir süre nefesimi kesercesine beni öptü. "Böyle bir şeyden iyi olamaz, sanmıyorum."

"Beni deli ediyorsun."

"İkimiz de benim daha iyi olduğumda hemfikiriz değil mi?"

"Onunla yatmadığımı biliyorsun."

"Yine de ondan iyiyim. Her şekilde. Neyse şimdi olayımıza dönelim biz." Elindeki krem şantiyi tekrar yüzüme yaklaştırdı.

"Kai bak ciddiyim çek şunu."

"Hoşuma gidiyor" Elindeki şişeyi itmeye çalıştığımda inatla üstüme tutmaya devam etmişti.

"Kai şunu çek ciddiyim."

Birden krem şantiyi üstüme boca etmişti. Tüm tişörtüm krem şanti ile kaplanmıştı resmen.

Onu itip üstümden atmıştım. Yan tarafa uzanıp bana bakarak gülüyordu.

"Komik değil, şu halime bak."

Üstümdeki krem şantiye bulanmış tişörtü çıkarıp yana attım.

"Şu krem şantiyi elinden bırak artık."

"Ben çok eğleniyorum."

Üstüne doğru öyle hızla abandım ki birlikte tepetaklak halde yeri boylamıştık.

Neyse ki ben onun üstüne düştüğümden pek hasar almamıştım ama onun için aynı şeyi söyleyemem.

"Yemin ediyorum seni öldüreceğim." Bunu derken kafasını tutuyordu ve gülmeme neden olmuştu.

"Üzgünüm ama sen kaşındın."

Yan tarafa düşen krem şanti şişesini elime aldım ve ona doğru tutmaya başladım.

"Malia saçmalama çek şunu." Elimdeki şişeyi itmeye çalışsa da başarılı olamamıştı.

"Ne olacak sen yaparken iyiydi."

"Senin bunu ilk yaptığın zamanı hatırla, bütün yüzümü krem şanti ile kaplamıştın."

"Belki bu sefer farklı bir şey yaparım." Krem şantiyi yanağına doğru tuttum.

"Malia!"

Yüzüne küçük bir parça krem şanti sıkıp krem şanti şişesini geri çekmiştim.

"Bence yakıştı yüzüne." Hafifçe parmağımı yüzünde gezdirdim.

"Malia şu an beni delirtiyorsun biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum" deyip yüzümü ona yaklaştırdım ve dudaklarımı yanağına değdirip dudaklarım ile yanağındaki krem şantiyi aldım. Bunu yaparken istemsizce gülmüştüm.

Tabi bunu saklamak için kafamı onun boynuna gömdüm hemen.

Sonra Kai'nin ellerini saçlarımda hissettim. Bir süre saçlarımla oynadı.

"Yine utandım." Dediğimde onun da güldüğünü işitmiştim.

"Fark ettim." Diğer elini belime sarıp beni döndürdü ve üstüme uzandı.

Ellerimle yüzümü kapamama daha çok gülmüşü.

"Kızardım değil mi?" Dediğimde eliyle yüzümdeki ellerimi çekmişti.

"Belki biraz, ama çok değil."

Dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve hafifçe dudağımı dişledi. Tamam bunu yapmasına alışmıştım.

"Çok farklıyız değil mi?" Dediğimde Kai tişörtünü çıkarıyordu.

"Ne anlamda?"

"Her anlamda. Yani bilmiyorum ama ne kadar farklı olursak olalım bunu seviyorum."

"Artık seksimizi bölmesek mi acaba? Çünkü buradan bakınca seni daha bir fazla istiyorum." Bunu derken göz ucuyla beni süzmüştü."

"Yalnız ben üşüdüm, yer soğukmuş."

"Birazdan ısınırsın merak etme." Bunu derken dudaklarını boynumdan aşağılara yönlendirmişti.

"Kai!"

"Hala bölüyorsun, bir insan kendi seksini nasıl böler anlam veremiyorum."

Bacaklarımdan tutup beni hızla kucağına aldığında kollarımı onun boynuna sarmıştım.

Hemen sonra beni yatağa bıraktı ve tekrar üstüme uzandı.

"Eğer bir bahane daha bulursan seni yataktan atarım çeneni kapa." Bunu ciddi bir hava ile söylemişti ama ciddi olmadığını biliyordum. Yani umarım ciddi değildir.

"Tamam üstüme gelme susuyorum."

"Aslında şu an tam da üstündeyim ve..."

"Tamam sus" deyip onu kendine çektim ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Yoksa ikimiz de susmayacaktık belli olmuştu...

...

"İkimize bir kural, haftada en az bir kere sevişmeliyiz."

"Ayda bir kez neyine yetmiyor." Dediğimde sinirle bana bakmıştı.

"Komik mi simdi bu yaptığın?"

""İki hafta ayrı kalalım Malia" Diyen sendin öyle değil mi? Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum."

"O başka bir şeydi, sana sinirliydim ama şu an tüm sinirim geçti."

Başımı onun omzuna daha da gömdüm ve kolumu ona sardım.

"Duşa girmem gerek."

"Burada bir jakuzi vardı ve iki kişilikti değil mi? Bence ikimiz birlikte girebiliriz ne dersin?"

"Kai sana kötü bir haberim var." Deyip başımı kaldırarak ona baktım. "Rüyanda görürsün."

Yataktan kalkmaya yeltendiğimde beni tekrar yatağa çekmişti.

"Sen de o duşu rüyanda görürsün o zaman." Beni koluyla sardı ve bacaklarından birini de üstüme attı.

"Kai..."

"Uyuyacağım susar mısın?"

"Cidden senden nefret ediyorum."

"Duygularımız karşılıklı desene."

Sonunda ikimiz de sustuğumuzda bıkkınlıkla kendimi ona yasladım.

Her seferinde kazanmasına sinir oluyorum. Neyse ona sarıldığım zamanların kıymetini bilmem gerekiyor çünkü bazen bunu kaybetmek ile burun buruna geliyorum.

...

Sonunda Kai uyuyakaldığında yanından hızla kalkıp banyoya yöneldim.

Banyodaki jakuzi de cidden iki kişilikmiş neyse...

Banyonun kapısını kapatıp jakuzinin suyunu açtım. Ardından dolaptan bornozu çıkarıp kapının üstüne astım.

"Sanırım buna cidden ihtiyacım var." Ayağımı suyun içine soktuktan sonra tüm bedenim suya girinceye dek jakuziye yayıldım.

Tamam şimdiden rahatlamaya başlamıştım.

Suyu kapadım ve başımı arkadaki mermere yasladım.

Gözlerimi kapadıktan sonra suyun vücudumda bıraktığı etkiye odaklanmaya çalıştım.

Birkaç dakika sadece suya odaklandım. Sonrasında yanda duran tuhaf krem kutularını elime aldım ve suya döktüm.

Suda biraz köpüklenme oluştuğunda istemsizce gülmüştüm.

Tamam bu cidden güzel bir histi.

Vücudumu hafifçe kaydırıp başımı da suyun için soktum.

Tüm her şey sessizleşmişti şimdi. Ama zihnimdeki seslerin volümü artmıştı.

Karşıma çıkan birkaç görüntüyü es geçmiş olsam da her seferinde daha fazlası çıkıyordu karşıma.

Sonrasında birden boynumda bir acı hissediyordum.

Ellerimle jakuzinin kenarlarını tuttum ama kendimi yukarı çekecek gücü kendimde bulamadım.

Nefesim akciğerlerime baskı yapmaya başladığında suyun içinde çırpınmaya başlamıştım. Bir şey sanki beni suyun içine bastırıyordu.

Bedenimin ağırlığını hissediyordum.

Sonrasında birden sudan kurtuldum. Akciğerlerime havanın dolduğunu hissettiğimde bedenim titriyordu.

"Malia bana bak, iyisin bir şey yok iyisin."

Kai beni kendine sıkıca bastırmıştı. Hala olayı kavrayamamıştım, boş gözlerle etrafa bakıyordum.

"2 karışık suda nasıl boğulmayı becerdin merak ediyorum."

"Bi... bilmiyorum... Ben suyun altına girmiştim ama sonra... sanırım... bedenim birden kendini kapadı... sudan çıkamadım... Kai çok korkunçtu."

Kai benden uzaklaşmaya çalıştığında ona daha da sıkı sarılmıştım.

"Havluyu getireceğim."

"Gitme hayır."

"Malia sakin ol yanındayım."

"Biliyorum ama gitme."

"Tamam o zaman şöyle yapalım, kay biraz yana." Hafifçe bedenimi yana çektim ve Kai'nin de yanıma gelmesi için ona bir yer açtım. O da vücudunu suya sokup yanıma uzandı.

Sonrasında hemen beni kendine çekip üstüne uzanmamı sağladı.

"Rahat mısın?"

"Hayatta en rahat hissettiğim yerdeyim şu an."

"Güzel ama ben rahat değilim, bütün kaburgamı ezdin çünkü."

Hafifçe kıkırdamama neden olmuştu.

"Şu durumda bile beni güldürmeyi başarıyorsun ya hayret ediyorum."

"Sen kendini toparladığın zaman hesabını soracağım zaten olanların. Yani şimdilik rahat edebilirsin."

"Sana anlatmam gereken bir şey var ama anın büyüsünü bozmak istemiyorum. Sorun olmazsa hesap sormaya başlamadan önce söylesem?"

"Bak meraklandım şu an. Ama nasıl istersen öyle olsun, iki katı bir tepkiye hazır olmaya bak."

Bir süre ikimiz de sessiz kalmıştık. Bunun ne denli huzur verici olduğunu anlatamam size.

"Balayı suiti ve jakuzi dediğin zaman aklımda canlanan görüntü bu değildi."

"Halinden memnun değil misin?"

"Aslında tuhaf olan halimden gayet memnunum. Ama bunu sakın sapıklık olarak algılama."

"Öyle algılamadım zaten. Bu nedenle en huzur bulduğum yerdeyim işte."

"Üşümeye başladım."

"Bende." Vücudumu ona daha da bastırdım.

"Hadi çıkalım sudan."

Kollarımı yine ona sardığımda gülmüştü.

"Tamam sakin ol."

"Üşüyorum."

"Bana ahtapot gibi sarılırsan kalkamam ama."

"Sen kalkarsın ben inanıyorum."

"Bıraksaydım da boğulsaydın bu ne eziyet."

Bir kolu ile beni tutarken bir yandan da ayaklanmak adına diğer kolu ile duvardan destek alıyordu.

"Düşersem senin üstüne düşerim haberin olsun."

Neyse ki sonunda dengesini koruyup jakuziden çıkabilmişti.

Kapıya geldiğimiz zaman eliyle bornozu alıp üstüme sardı ve kapıdan çıkıp yatağa kadar beni taşıdı.

Sonrasında bornozu da üstüme geçirmişti.

"Sıcak bir şeyler sipariş edeceğim tamam mı? Sen o sırada kendini toparlamaya çalış."

Kai benden uzaklaşıp yandaki telefonun yanına gittiğinde bende dediğini yapıp zihnini toparlamak adına mücadele veriyordum.

Onca mücadele verip bir karış suda ölmek koyardı cidden...

"Tamam söyledim." Yandaki valizden kendine giyecek bir şeyler çıkarmıştı.

"Anlatmaya başla."

"Bana çok kızacaksın."

"Bunu anlamamak mümkün değil."

Üstümdeki bornozu daha da kendime sarmıştım.

Söyleyeceklerimi en sade halde zihnimde bir araya getirdim ve bir bir söylemeye başladım. Kai sözümü kesmesin diye çok hızlı şekilde söylemiştim her şeyi.

Alex'in yaptığı imaları filan geçerek anlatmayı tercih etmiştim.

"İşte bu yüzden gece bana ulaşamadın. Sabah da direk eve geldim ve seni orada gördüm."

Kai'nin tepkisine bakmak bile istemiyordum. O yüzden kafamı önüme eğmiştim.

"Sen bana bunları yeni mi anlatıyorsun?"

"O an anlatamadım ve tepkinden korktum. Ayrıca bu tatile gelmeyi istiyordum ve..."

"Bu bahaneleri sence yiyor muyum, asıl sebebi söyle bana."

"Bahane değil, cidden bahane değil."

"Onları öldürmemden korktun değil mi? Ya da onlara zarar vermemden."

Susmaya devam ettiğimde "cevap ver" diye bağırmıştı.

"Evet dediğin şeylerden korktum. Çünkü ikinci kez aynı şeyi yaşamanı istemedim."

"Malia ne olursa olsun bana anlatmak zorundaydın ama evet haklısın. Onlar elime geçerlerse canlarını çok fena yakacağım."

Bunu derken bir yandan da kendi ile mücadele veriyor gibi bir hali vardı.

"Onlara zarar vermek istemiyorsun ve buna neden olmak istemedim."

"Buna neden olacak kişi sen değilsin onlar, önce bunu anla." Yumruklarını sıkıyordu.

"Bir şeyler var değil mi? Senin de bana anlatmadığın bir şey var."

"Görünüşe bakılırsa ikimiz de birbirimize olan sözümüzü tutmamışız."

"Ben anlatacaktım sadece zamanını bekledim." Dediğimde daha da sinirlenmişti.

"Bunun bir zamanı yok Malia."

"Haklısın sadece, zaten senden saklamayı aklımın ucundan bile geçirmedim. Birazcık rahatlayalım dedim, bir şeylerin bizim mutluluğumuzu gölgelemesini istemedim üzgünüm."

"Ayini yaptığımız gün, hani benim tam bir cadı olmamı sağlayan ayini. O gün arafta Luke'u gördüğüm zaman benden bir söz istedi. Benden, gemini soyundan gelen birilerine zarar vermememi istedi. Özellikle kardeşlerime. Bu fırsatı iyi değerlendir dedi. Ve ben içimde bu yükü hissediyorum, onlara zarar vermemem gerektiğini hissediyorum ve bu çok ağır geliyor. Çünkü bir aralar o lanet kardeşimin sesi beynimde yankılanıyordu ve şu an ona karşı bir sorumluluğum var gibi hissediyorum. Malia onlara zarar veremem ama anlattığın şeyler beni buna zorluyor. Ve ilk kez ne yapacağımı bilmiyorum."

Duyduklarım ile cidden şoka girmiştim. Kai'nin böyle dediğini ilk kez duyuyordum ve bu cidden tuhaftı.

Yerimden kalkıp hızla onun yanına çöktüm ve dizlerinin üstündeki ellerini tuttum sıkıca.

"Bunu da aşacağız tamam mı? Birlikte yapacağız söz veriyorum."

"Seni koruyamazsam ben..."

"Kendimi korurum. Bunu yapabilirim ve biliyorum beni her zaman korursun. Benim de yapacağım gibi."

...

Hay sizin romantikliğize sokayım çok güzelsiniz....

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

3.7K 221 18
Road To Ninja Sasuke ve Hinata'sı birlikte göreve çıkarlarsa ne olur? Sasuhina Doujinshi
223K 21.5K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
140K 12.7K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
264K 18.7K 13
Tek başına bebeğiyle Seule taşınan omega jeon jungkook ve komşusu safkan alfa kim taehyung . Omegaverse! SafkanAlfatae! Omegakook! Text&Düzyazı!