Denizkızı (Tamamlandı)

By ciddikediler

2.9M 123K 9.6K

Romantizm #3 "Sen de gözlerine bir deniz hapsetmişsin sanki. Denizden uzak kalmaya dayanamayan ben, bu gözler... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Tanıtım 2
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45 - Final
Özel Bölüm 1
Özel Bölüm 2

Bölüm 14

61.3K 2.3K 77
By ciddikediler

Medya;Derin Güntan
Bölüm müziği;Bruno Mars-Uptown Funk

Herkese yeniden merhabalar yeni bölümle tekrar karşınızdayım:) Sonunda Derin Güntan'la da tanıştınız.Derin'le ilgili düşünceleriniz neler olacak çok merak ediyorum:)

Atlas ve Azra'nın aşk hayatında bakalım sizleri ne gibi sürprizler bekliyor.Lütfen bölümle ilgili beğeni ve yorumlarınızı paylaşmayı unutmayın.Sizlerin düşünceleri bu hikayenin daha iyi yerlere gelmesi için çok önemli.Lafı daha fazla uzatmadan hepinize keyifli okumalar:)

*****

Atlas'la İstanbul dönüş yolunda iki günlük cennetimizden ayrılırken ikimiz de sessizdik.Çünkü biliyorduk ki İstanbul'a döndüğümüzde yoğun stres ve sorunlar bizi bekliyor olacaktı.

Ama ikimiz de söz vermiştik stresimizi birbirimize yansıtmayacaktık.

Tam o sırada telefonuma whatsapptan gelen mesaj sesiyle arabanın içindeki sessizlik bozuldu.Telefonuma bakmamla Poyraz'ın attığı fotoğrafa sesli bir kahkaha attım.

Poyraz arkasında Şimşek'in köpüklerle yıkanırken göründüğü bir fotoğrafını bana atmıştı.Altına 'benden temiz mi ne?' cümlesini eklemesi beni çok güldürmüştü.Arabasına aşık bir manyaktı bu Poyraz,hem de fazlasıyla.

"Neye gülüyorsun?" Bakışlarımı araba manyağından gemi manyağına çevirdim ve gülerek Atlas'ın ciddi yüzüne konuşmaya başladım.

"Poyraz Şimşek'le fotoğraf atmış.Resmen arabasına aşık bir manyak." Ciddi yüzündeki bir kası seyiren Atlas konuşmaya başladı.

"Şimşek arabasının adı mı?" Onun ciddi sesine karşın benim sesim oldukça keyifliydi.

"Evet arabasının adı.Harika bir araba,bayılıyorum." Benim neşeli sesime karşın huysuz ifadesi sanırım pek bir değişim göstermeyecekti.

"Çok yaratıcıymış."Poyraz'ın arabasına koyduğu isme huysuzca yaptığı yorum bana küçük bir çocuğun tepkilerini hatırlatmıştı.Bu olgun adam kıskanınca fazlasıyla çocuksu davranışlar sergilediğinin farkında mıydı acaba?

Onun bu haline sesli bir kahkaha daha attım.

"Atlas ya ne fenasın." Fırsattan istifade hemen yanağına yeni çıkmak üzere olan sakallarının tam üstüne kocaman bir öpücük kondurdum ve geri çekildim.Araba kullanırken her ne kadar rahatsız etmek istemesem de onun bu haline daha fazla dayanamamıştım.

Benim bu hareketimle keyfi yerine gelen Atlas ciddi yüzündeki sert hatlarını biraz yumuşattı ve dudağının kenarlarını kıvırdı.

"Öyleyim güzelim.Etrafındaki her erkek bunu böyle bilse çok iyi olur."

Ardından elimi her zamanki gibi tutması ve dudaklarını elimin üstüne götürmesi bir olmuştu.Nefesini çekerek kokumu bedenine hapis edercesine öpüşüyle içimdeki kıpırtılar saklandıkları yerden yeniden dirilmişlerdi.

*****

"Azrakuşum anlat bakalım neler yaptınız?" Karşımdaki meraklı çikolata kahve gözlere bakarken onun bu hevesli ifadesine gözlerimi devirmeden edemedim.

Derin'le akşamın bir vakti yatağımın üzerine pijamalarımızla tünemiş ve dedikodu moduna hazırlanmıştık.

"Ya hadi ama naz yapma burada resmen çatladım." Derin'in bu daha fazla dayanamayacak gibi duran ifadesine sırıttım ve konuşmaya başladım.

"Riva'da çok güzel bir eve götürdü beni.Evin içini tamamen hazırlatmış,benim için bir sürü kıyafet ve eşyayla donatmış Derin.O kadar romantikti ki denize bile girdik.Atlas şehirden uzakta o kadar canlı ve mutlu ki.Harika bir haftasonu geçirmemizi sağladı." Hayran gözlerini bir an olsun suratımdan çekmeyen Derin susmamla konuşmaya başladı.

"Kızım bu erkekse diğerleri ne Allahını seversen.Ya da bu Atlas insan mı?Bence insan falan değil Azra kendini buna hazırlasan iyi olur.Atlas aslında uzaydan gemisiyle gelmiş bir gizemler prensi." Onun bu film sloganı sunuyormuşçasına havalara giren haline gülmeden edemedim ve hemen omzuna vurdum.

"Ya Derin abartma o kadar da değil." Bana inanamazca bakan Derin tek kaşını kaldırdı.

"Ya Allah aşkına o kadar da değil diyor bir de.Kızım Melih denilen sana böyle jestler yaptı mı hiç?Bildiğim kadarıyla hayır.Peki etrafında bu romantik jestlere maruz kalan bir dişi insan evladı gördün mü?Ki bana da yapılmadığına göre hayır.Ee bir de diyorsun ki abartma.Azrakuşum asıl abartmazsak sorun var demektir." demesiyle kıkırdamama engel olamamıştım.

O sırada çalan telefonumla Derin gözlerime imayla baktı.Bu imalardan arayanın Atlas olduğunu düşündüğü belliydi.

Komodine uzanıp çalan telefonu elime aldım.Ama arayan Atlas değil annemdi ve biz onla bayağıdır konuşmuyorduk.Tam moda haftası dönemindeydi ve defile hazırlıkları tam gaz sürüyordu.Defilenin gerçekleştirileceği 5 Ekim'e de çok az kalmıştı.

"Annecim nasılsın?"

"Sarıkuşum napıyosun?" Evet size annemle Derin'in çok iyi anlaştığını söylemiştim değil mi?Evet sanırım söylemiştim.

"İyiyim annecim sen nasılsın?Başköse defile hazırlıkları nasıl gidiyor?"

"İyiyim tatlışım seni arama sebebim de bununla ilgiliydi.Aylardır tasarımına uğraştığım bir elbise var ve defilede en son sergilenecek bu elbiseyi senin taşımanı istiyorum.Herhalde beni kırmazsın değil mi güzel kızım?"

Annemin bu ısrarlarının ardı arkasının kesilmeyeceğini ve eğer bu kafasında kurguladığı planı yerine getirmezsem burnumdan fitil fitil getireceğini çok iyi biliyordum.

Ama ben odak noktası olmaktan,dikkatleri üzerime çekmekten ne yazık ki nefret ederdim.Ve bu huyumu ne yazık ki annem de çok iyi biliyordu.Hep amacı bu yönümü kırmak,beni kendisi gibi dışa dönük biri haline getirmekti.

Artık konuşmam gerektiğini anlayarak sıkıntıyla bir of çektim.
"Anne gerçekten zorunda mıyım?Yani şart mı benim defileye çıkmam hem bak Derin burada hevesle bana bakıyor ve seni dinliyor.O daha mutlu olur elbiseni taşımaktan."

Annemin de sıkıntıyla çektiği nefesi azarlama moduna geçtiğinin habercisi gibiydi.Kendimi her zamanki çemkirmelerine hazırlamaya başladım.

'Sen bu konuşmalara alışkınsın Azra  sakin ol,güçlü ol.' Beni telkinleriyle yüreklendirmeye çalışan iç sesime başka bir iç sesim karşılık vermişti.

'İyi de o Funda Başköse farkındasın değil mi?'Diğer iç sesim bu soruya cevapsız kalmıştı.Sanırım anlaştıkları bir nokta bulmuşlardı.

Annemin duyumsadığım sesiyle iç sesimin paranoyaklıklarından uzaklaşmam bir oldu.

"Azra zaten Derin'in kıyafeti çoktan hazır,o da defilede yerini alacak." Annem 'Azra.'dediyse durum ciddiydi ve bundan ötesi 'karşı gelme beni dinle' moduna giriyordu.

"Sanırım başka şansım yok değil mi?" Benim bu huysuz soruma sesli bir kahkaha attı ve konuşmaya başladı.Evet Derin'le benzedikleri bir başka yön daha.

"Hayır sarıkuşum malesef yok.Detayları yarın okul çıkışı butiğime gel konuşalım.Ha bu arada konuşmamız gereken başka bir mesele daha var.Hem o biraz daha ciddi." Şaşkınlıkla kaşlarımı çattım ve konuşmaya başladım.

"O mesele ne ki anne?"

"Yarın gelirsin konuşuruz,hadi kapatıyorum güzel kızım işlerim var."

Çoktan kapanan ahizeye "Tamam annecim."demiş ve Derin'in meraklı bakışlarına mavilerimi dikmiştim.

"Anladığım kadarıyla 5 Ekim'deki muhteşem Başköse defilesine ikimiz de çıkıyoruz değil mi?" Derin'in keyifli sorusuna sadece başımı sallamış ve hemen ardından bir başka düşünceler alemine doğru yol almaya başlamıştım.

Acaba annemin benimle konuşacağı ciddi mesele tam olarak neydi?

*****

Sabah okula gitmek için hazırlanırken bugün Derin'den okulda önemli bir kongre olduğunu öğrenmiştim.

Bahçeşehir işletme bölümünün girişimcilik topluluğu Türkiye'nin başarılı ve saygın işadamlarından birkaçını bizler önünde örnek olması ve son sınıfta belirleyeceğimiz hedefler doğrultusunda bizi yönlendirmeleri için okulumuza davet etmişlerdi.

Her ne kadar ders olmayacağına sevinsem de katılımın zorunlu tutulduğu sıkıcı bir kongre bizleri bekliyordu.

Böyle kongreleri oldum olası sevmemiştim.Baba parasıyla okumuş ve sonrasında yine babalarının şirketlerini veya işlerini devralmış işadamı niteliğindeki insanların kendilerini Bill Gates gibi dünya zirvesindeki dehalarla eş tutmalarını görmek ve bu egoya maruz kalmak beni rahatsız ediyordu.

O an tam olarak aklıma Poyraz gelmişti.Benim gibi bu düzen karşısında boğulan ve onlara kendi çapında kafa tutan Poyraz Demirci.Ama ne yazık ki ben kafa tutacak güç de bile değildim onun gibi.

Okulun büyük amfi salonuna girdiğimizde tıklım tıkışık salondan bize ıslık çalıp dikkatimizi çeken Emre ve yanında bize el sallayan Çisem ile Zehra gelmemizi işaret etmişlerdi.Bu kalabalık salonda yer arama düşüncesi beni tam rahatsız etmişken ayrılan iki kişilik yeri görmemle sırıtmam bir olmuştu.

Fakat hemen yanlarından geçmek zorunda olduğum kızgın Melih ve tayfası gözüme ilişince bu sırıtma yüzümde donmuş hareketsiz kalmıştı.Derin'in "Hadi Azra."komutuyla nadir takındığı ciddiyetlerinden birine karşın ben de ciddiyetle onun peşine takılmış,Melih'i görmezlikten gelmiştim.

Yerimize oturmamızla kavuştuğum rahatlık vücudumdaki kasları stresle ne kadar gerdiğimi bana hatırlatır nitelikteydi.

"Fıstıklar ne yapıyorsunuz ya?" Emre'nin her zamanki keyifli ifadesi bir benim bir de Derin'in üzerinde dolaşırken keyifle Emre'ye gülümsedim.

"Her zamanki şeyler ya Emrecim." Benim keyifli ifademe imalı bir şekilde bakan Emre tekrar konuşmaya başlamıştı.

"Azracım sen bu ara gittikçe güzelleşmeye başlıyorsun.Sebebi ne diye soracağım ama sanırım sebebini fazlasıyla biliyoruz." demiş ve hemen ardından göz kırpmıştı.

Onun kastettiği şeyle yüzümün kızarması bir olmuştu.Evet hayatımda biri olduğunu biliyorlardı ama bu birinin Atlas değil de Poyraz olduğunu düşündükleri bir gerçekti.

"Öyle bir insan evladı benim de hayatımda olsa ben de böyle olurdum sanırım.Ama hayaller Poyraz Demirci hayatlar Emre Ziyaoğlu." Çisem'in Emre'ye soktuğu lafla kısık sesli bir kahkaha atmamın ardından Emre'nin ciddi anlamda bozulmuş suratını görmek beni daha da güldürmüştü.

Sonrasında duyduğum Zehra'nın sesiyle bu sefer sıkıntıya düşme sırası bendeydi.

"Azra ya Başköse defilesinde çıkacağın doğru mu?" Şaşkınlıkla baktığım Zehra'ya sıkıntılı bir şekilde konuşmaya başladım.

"Oha onu da nereden duydun Zehra?" Bana bilmiş bir şekilde sırıttı ve elindeki tableti görüş açıma doğru iliştirdi.

'Funda Başköse'nin en büyük kızı ve Halis Egeli'nin veliahtlarından Azra Egeli'nin merakla beklenen Funda Başköse'nin olay tasarımını annesinin defilesinde taşıyacağı öğrenildi.'

Magazin sayfasındaki habere şaşkınlıkla açtığım gözlerimi hemen ardından aklıma gelen fikirle devirmiştim.Sıkıntıyla "Anne."deyişime Derin keyifle kıkırdamıştı.İkimiz de biliyorduk ki bu haberi annem yaptırmıştı.Hem de benimle telefon konuşması yapmadan birkaç saat önce.

Yani Azra Egeli her zaman Funda Başköse'nin istediklerini yapardı ve Funda Başköse bunu fazlasıyla biliyor ve bunu kullanıyordu.

Salonda oluşan sessizlik tabletteki haberi hala sinirle okumaya devam etmeme engel değildi.Bu sessizlikten kongrenin başlamak üzere olduğunu anlasam da anneme olan sinirimden dikkatimi toplayamıyor kendimi kürsüde konuşma yapan okul rektörüne bir türlü veremiyordum.

Derin'in "Oha!"deyişiyle dikkatim tabletten Derin'e kaydı.Onun kilitlendiği noktaya merakla bakmamın ardından karşımda gördüğüm konuşmacılar arasındaki kişiyle ben de neredeyse büyük bir şaşkınlığı 'Oha' nidasıyla salmak üzereydim.

Ciddi yüzündeki keyifli ifadesiyle bana bakan bir çift ela göz şuan tam karşımda oturan Atlas Aladağ'ı farketmemle yaşadığım şaşkınlığa daha da keyiflenir gibiydi.

Atlas,yapılı vücudunu saran jilet gibi simsiyah takım elbisesi ve geriye doğru taradığı kuzguni siyah saçlarıyla salondaki bütün herkesin ona hayranlıkla bakmasına sebep oluyordu.Tabi dayanılmaz karizmasının yanısıra duruşundaki aşırı özgüven de hayran bakışların üzerinde toplanmasına bir diğer sebepti.

Bütün gün bitse de gitsek modunda olduğum bu kongre şuandan itibaren benim için başka anlamlar ifade etmeye başlamıştı ve gözlerimi karşımdaki beni benden alan elalardan çekemez hale gelmiştim.

Beni ruhuma kadar gördüğünü hissettiğim bu elalar tam karşımdayken sanırım başka bir şeye odaklanmam neredeyse mümkün değildi.O elalar bunun fazlasıyla farkındaymışçasına keyifli duruşlarını gözlerimden çekmiyorlardı.

*****

Bakalım gelecek bölüm karakterlerimizi neler bekliyor.Tahminleriniz varsa buraya yorum olarak bırakabilirsiniz.Kim bilir belki doğru bilenleriniz olur:)

Bölümü beğendiyseniz lütfen votelemeyi unutmayın:)

Continue Reading

You'll Also Like

147K 9.5K 55
. . Başlangıç tarihi: 10.03.24
65.2K 4.2K 24
Beni özlediğinde yıldızlara bak.
1.2M 54.7K 51
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çare...
4.8K 198 4
Viranşehir köyünde zamanında halka zulmeden adamın katil oğlu ile ansızın onun kapısını çalan masum güzel lalin ~ Efkan ve lalin