Bölüm 43

33.5K 2.4K 191
                                    

Medya;Denizkızı - Azra tasviri.
Bölüm müziği;Sezen Aksu - Gitme Dur Ne Olur

Herkese yeniden merhaba yeni bölümle karşınızdayım. Bu bölüm biraz kısa oldu çünkü esas olaylar gelecek bölümde ve bu bölüm de o olayların başlangıcıydı:)

Fakat yeni bölüme geçmeden önce sizinle konuşmak istediğim bir mesele var. Burayı okumanızı bölümleri yetiştirmek ve sizlere daha iyi bir hikaye sunabilmek için uykusuz kalan amatör bir yazar olarak rica ediyorum. Ciddikediler olarak rica ediyoruz.

Bu üçüncü oldu artık yazmaya karar verdim. Normalde polemiklere giren veya başka yazarlara laf eden yazarlar değiliz. Herkesin emeğine sonsuz saygımız var fakat bu eğer emek hırsızlığına giriyorsa saygı kalmıyor. Romantizm kategorisinde ilk sıralarda yer alan bir hikaye var ki son bölümlerinde özellikle bariz bir şekilde kurguda ve repliklerde Denizkızı'ndan fikir çalıyor. Bunu bir okuyucumuzun uyarısıyla farkettik ve incelemeye başladık. Sonuç olarak farkeden dikkatli okuyucularımız var, bu da bize bu işi iyi ki yapıyoruz dedirtiyor. Buradan o kişiyi uyarıyorum özgün olmak güzel şey, tavsiye ederiz. Biz bütün hikayelerimizde özgünlüğümüzü yansıtırken bunu gururla yapıyoruz. Sen de bir dene belki hoşuna gider. Bir daha aynı şey tekrarlanırsa seni ifşa etmekten çekinmeyeceğimi, bu konuda tereddüt dahi etmeyeceğimi bil. Bölümü yayımladığım tarihlerle işin kanıtıyla burada boy boy yayımlarım hiç çekinmem. Sevgiler...

Hayat telaşından uzaklaşarak bu mecrada mutlu olmak ve sizlerle bir şeyler paylaşmak için bulunuyoruz. Bir de ne saçma şeylerle uğraştığımıza bir bakın. Yorum sizlerin.

Lafı daha fazla uzatmadan sizleri yeni bölüme alıyor ve keyifli okumalar diliyorum:)

*****

Atlas'ın omuzları çökmüş bedeni ve bitik duruşu içimde korkunç bir telaş silsilesi yaratmış, kelimelerine yansıttığı şaşkın isyanın kime olduğunu kavrayamamıştım.

Bedeni titreyen Atlas bir adım öne çıktı ve buhranlarla kaplı bitik bakışlarını karşısındaki bizde gezdirdi. Titreyen bedeni artık öfkesini saklayamadığı çehresini ele veriyor içindeki kızgınlığı gün yüzüne çıkarıyordu.

Karnıma yerleşen anlık bir sancıyla elim oğlumun varlığına gitmiş, hızla yüzümü buruşturmuştum.

Artık yaşananları kaldıracak gücü bünyemde bulamıyordum.

Bana endişeyle bakan hemen ardından gözlerini sımsıkı kapatan Atlas, parmaklarıyla burun kemerini sıkıyor içindeki delici öfkeyi dizginlemeye uğraşıyordu.

Yaşanan ortamdaki gergin sessizlik ayrı ayrı üçümüzün de bedeninde farklı etkilerle dolanıyordu.

Bu sessizliği yarıp ortamdaki gerginliğe anlam vermeyi amaçlayan bir konuşma duyuldu.

Kapının yanında hemen Atlas'ın arkasında duran ve bize şaşkınlıkla bakan annem bu gerilimden nasibini alanlardan biri olmuştu.

"Neler oluyor burada? Azra? Atlas?"

Beni benden alan fakat şuanda fazlasıyla yitikleşmiş elalarını açan Atlas onları sonunda kirpiklerinin hapsinden kurtarmıştı.

"Funda hanım, Azra'yı buradan götürür müsünüz?"

Atlas'a şaşkınlıkla bakmış ne demek istediğini algılamakta zorlanmıştım.

"Atlas?" Sorgu dolu serzenişim içimdeki korku ve endişe karışımını harmanlarken kendimi hayatımda hiçbir zaman hissetmediğim kadar çaresiz hissediyordum.

Denizkızı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin