Bölüm 12

76K 2.5K 119
                                    

Medya;Atlas Aladağ
Bölüm müziği;Bruno Mars-Just The Way You Are

Herkese yeniden merhaba yeni bölümle karşınızdayım umarım beğeneceğiniz bir bölüm olur:)
Olayların karıştığı geçen bölüme nazaran sakin bir bölüm sizleri bekliyor.Yorum ve beğenilerinizi bana lütfen belirtin hikayeyi daha iyi yerlere getirelim.Lafı daha fazla uzatmadan size iyi okumalar diliyorum:)

*****

"Derin diyorum ya işte Atlas nereye gidiyoruz söylemiyor.Birkaç gün yokmuşuz." Atlas on dakikadır nereye gittiğimizi söylemiyordu.Yandan kızgın bir bakış atsam da yüzünde keyifli bir ifade vardı ve bu ifade meraklı halimden oldukça memnun olduğunu gösteriyordu.

"Tamam Azrakuşum beni haberdar et mutlaka.Ama sakın unutma merak ederim.Atlas'a çok selamlar." Atlas'a selam söylediği kısımdaki muzır ima gözlerimi devirmeme sebep oldu.

"Tamam seni haberdar ederim Derin." Benim uyarı dolu sesime sesli bir kahkaha attı ve hemen ardından telefonu kapattı.Bu kızdaki hayat enerjisinden sonsuz keyiften istiyordum.

"Hala nereye gittiğimizi söylemeyecek misin Atlas?" Atlas cevap vermek yerine sol elimi tutmuş ve hemen ardından dudaklarına götürmüştü.Nefesini bir yandan içine çekerken bir yandan sıcacık dudaklarını değdirmesiyle hem ısınma hem de titreme hislerini aynı anda yaşamıştım.

"Sadece biraz sabırlı ol denizkızı." Onun ciddi yüz hatlarından çıkmış bu keyifli sese sadece bir of çekmiştim.Bu adam beni istediği yere istediği zaman ve istediği şekilde sürükleyebiliyordu.Ben de ne yazık ki buna fazlasıyla ve büyük bir istekle izin veriyordum.

Gittiğimiz yer şehirdışındaydı merkezden oldukça uzaklaşmıştık.Saptığımız yoldan artık Riva yolunda olduğumuzu anlamam çok da uzun sürmemişti.Yine de sorar gibi tekrarlamıştım.

"Riva?" Bana keyifle gülümseyip baktı.Sanırım bu tepki evet anlamına geliyordu.

Her ne kadar şuan hava kararmış da olsa Riva kesinlikle her saat ayrı bir güzeldi.Beykoz'un şirin sahil köyü,kısa süreliğine uzaklaşmak ve kafaları toplamak için birebirdi.

Saptığımız ağaçlı yol arasında ilerlerken sanırım huzur bu diye düşünmeden edemedim.Bu dinginlik ve sessizlik huzurdu.Özellikle yanımdaki adamla paylaştığım sessizlik.

Daha ötesi var mıydı bilmiyordum.

Araba oldukça güzel bir müstakil evin önünde durmuştu.İki katlı sade beyaz ev büyük bahçesiyle oldukça göz dolduruyordu.Otomatik kapının düğmesine basmasıyla açılan bahçe kapıları bizi bu güzel eve hoşgeldiniz edasıyla davet ederken gözlerim etrafı incelemekten kendini alamıyordu.Bakımlı bahçe ve bahçede yanan ışıklar burayı şehirden uzak kısa süreli bir cennet haline getirmişti.

Evin kapısında orta yaşlı bir çiftin belirmesi beni şaşırtmıştı.

"Bunlar kim Atlas?"

"Çalışanlar.Benim yokluğumda bu evle ilgileniyorlar." Onun ciddi yüzündeki ifade şehirden uzaklaştıkça daha keyifli bir hal almıştı.

Tıpkı Bodrum'da tanıştığım ilk Atlas gibi.

Ya İstanbul ona iyi gelmiyordu ya da iş stresinden dolayı olduğundan daha da sert bir adama dönüşüyordu.Ama farkettim ki ben iki Atlas'a da geri dönülemez bir şekilde fena halde bağlanmıştım.

"Atlas Beyim hoşgeldiniz." Güler yüzlü esmer adam Atlas'ı görünce sanki daha da keyiflenmişti.Yanındaki hafif toplu başörtülü karısı da eşi gibi güleç yüzlüydü.Atlas'a saygıyla karışık sevgiyle bağlı olduklarını sezmiştim.Tıpkı yatında yanında bulunan Kadir amca gibi.

Denizkızı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin