Sırıttım. Bunu duymak kesinlikle en güzel şeydi. İkimiz de birbirimizde yaşıyorduk. Ensesini tuttum ve başımı doğrultup, boynuna yaklaştım. Dişlerimi boynuna değdirdim. Dudaklarım boynunda geziniyordu. "Mmmm, neden sürekli... seni arzuluyorum?" Boynunu, kulağına kadar yavaşça yaladım. Başını sağa doğru yatırdı. Zevk aldığını belirten hızlı ve düzensiz nefesleri beni kendimden geçiriyordu. Zorlukla yutkundu ve ellerini karnıma koydu. Nazikçe beni iterek boynunu benden kurtardı. Gülümsedi ve elini dudaklarımda gezdirmeye başladı. Dudaklarıma bakarken, "Cenk... benden hoşlanıyor ha?" Tek elimle saçlarını geriye attım. Kaşlarımı çattım. Gözlerime bakıp, dudaklarını ısırdı. "Tanrım, sinirliyken felaket seksi oluyorsun." Saçlarımı okşamaya başladı. Hızlıca elimi bacaklarının arasına götürdüm. kadınlığını kavrayıp, sertçe sıktım.
"Ah, mmm.."
Saçlarımı çekti. Gözlerine baktım.
"Ayrıca güçlü de oluyorum."
Dudakları dudaklarıma değerken, daha önce duymadığım aşırı seksi bir tonla fısıldadı. "Fazlasıyla." Karnım kasılırken, kasıklarımdaki acı ve zevkle kısa bir şekilde inledim. Yüzünü ellerim arasına alıp, gözlerini izledim. Çok derin bir okyanusa dalmak gibiydi. Her santiminde, her bakışında başka bir güzellik barındırıyordu. Tek elimle yanağını okşadım. Dudaklarına masum bir öpücük bıraktım. "Çok güzelsin." Utandı ama gözlerini kaçırmadı. Öylece sırıttı. Kendimi çektim ve yatakta doğrulup, oturdum. Yavaşça kucağıma yerleşti. Bir konu hakkında konuşmamız gerekiyordu ve bunun farkındaydı. Saçlarımla oynarken konuya girdim.
"Bir şeyler yapmalıyız biliyorsun değil mi?"
"Evet, biliyorum ama... aklıma birşey gelmiyor."
"Bir erkek ayarlamaktan başka değil mi? "
"...evet."
"Bunu istemiyorum. Sizi öpüşmeye zorlayabilir, zorlar. Onu tanıyorum."
"Ben de istemiyorum, Rüya."
Yavaşça kucağımdan, yanımdaki masaya doğru uzandı. Bir albüm. Eline aldı. Açtı ve sırıtan dudaklarıyla sayfaları gezmeye başladı.
"Tanrım... Annen ve babana hiç benzemiyorsun."
Gözlerine baktım.
"Normal, evlatlığım ben."
Gözlerime baktı. Şaşırmışa benzemiyordu. Tahmin mi etti?
"Nerdeler?"
Dilimi çıkarttım.
"Bilmem, onları arama gereği duymadım hiç."
İşte buna şaşırmıştı.
"Neden?"
Elimi elinin üstüne koydum.
"Beni terkedenleri neden arıyım? Zaten beni bıraktıktan 3 yıl sonra beraber intihar etmişler."
"Onları hiç görmedin mi?"
"Hayır, görmedim. Merak bile etmedim."
"Belki de bir sebepleri vardı."
"İkisi de uyuşturucu bağımlısıymış, annemin iyi bir kadın olduğunu duymuştum. Babam hakkında bir şey bilmiyorum."
"Anladım..."
Albümü tek eline alarak, kollarını boynuma doladı.
"Ben seni asla terketmeyeceğim."
Bu sözünü kalbime kazımıştım.
"Seni bırakmam."
Kollarını çekti ve burnuma bir öpücük kondurdu. Dudakları ıslaktı.
Sırıttı ve albüme bakmaya devam ederken elini fotoğrafa götürüp, okşadı. Çok mutlu olmuşa benziyordu. Gözlerime baktı.
"Tanrım, sen çok yakışıklı olmuşsun."
Utanmıştım. 'yakışıklı' ... garip bir şekilde çok hoşuma gitmişti.
Albümü havaya fırlattı ve birden elleriyle yüzümü kavradı.
"Buldum!"
Şaşırdım ve kollarımı beline doladım.
"Ne buldun?"
Ağzı nerdeyse kulaklarına varacaktı. Ellerini saçlarıma geçirdi. Bu beni etkiledi. Dudaklarıyla, dudaklarımı kavradı. Hızlıca alt dudağımı, dudakları arasına aldı ve sertçe emdi. Ellerini karnıma indirip, bastırmaya başladı. Dudaklarına inlemiştim. Beni çok etkiliyordu. İki elimi de tişörtünün içine sokup, göğüslerine doğru ilerleyince, nefesini dudaklarıma verdi. Ellerini tekrar yüzümün iki yanına koydu. Kendini zorla dudaklarımdan çekti ve nefes nefese konuştu.
"Yeniden yakışıklı olmaya ne dersin, sevgilim?"
Sırıttım. Saçlarım, kalçama kadar geliyordu. Aslında, kısa saçlı halimi çok özlemiş ve bu saçla uğraşmaktan bıkmıştım.
"Yakışıklı olur muyum?"
Güldü.
"Tüm erkeklerden daha çok."
"Utandım. "
"Yerim seni."
"Beni bu kadar tahrik edici öpmen çok tehlikeli."
"Ah... ben... mutluluktan...."
"Hmmm..." sırıttım. "Ne buldun da bu kadar mutlu olup, beni böyle seksi öptün?"
"Saçlarını kesip, Cenk'i kandırmak için benim sevgilim olabilirsin."
"Erkek olucam yani? Peki o buna inanır mı?"
"İnandıracağız."
"Bebeğim, ben senin erkek arkadaşın olarak gelirsem, benim yerime kim gelecek?"
"Sen hasta olucaksın. Biliyorum, biraz sıradan ama yapacak bir şeyimiz yok."
"Anladım, hadi beni yakışıklı yapalım."
Kucağımdan kalkarken ellerini karnıma bastırdı. Bunun beni çıldırttığını o kadar iyi biliyordu ki.
Gözlerimi sıkıca yumdum.
"Bana birşey yapamazsın, yaramaz."
"Zorlama bence."
Güldü ve lavaboya doğru ilerledik. Arkama geçti. Bir süre aynaya bakıp, saçlarımı okşadım. Derin çekmeceleri araştırıyordu. Suyu açarken, "Ne arıyorsun?" dedim. "Şu şey aletini."
Güldüm. "Straponu mu?" Ellerini çekmecelerden çekti ve gözlerini kaçırdı. Ah tanrım, kulaklarına kadar kızarmıştı. Gözlerini kaçırdı. "Rü-rüya..." Ona dönüp, 32 diş sırıttım. "Ahahaha, şaka yaptım." Beni itti ve sırıttı. Bu kadar tatlı olmak zorunda mıydı? Gittikçe ona tutuluyordum. Kollarından tutup onu kendime bastırdım ve sarıldım. Çenemi ısırdı. "Saç kazıma aleti midir nedir onu arıyordum!"
"Hey, niye sormadın ki, belki de yoktu."
"...öylesine, of aradım işte. Utandırmasana..."
"Belki de şaka yapmıyorumdur..."
"Sen hiç uslu durmaz mısın..?"
"Seni çok seviyorum."
"Bende seni..."
Yavaşça kollarımı gevşettim, açık olan suyun altına doğru kafamı bastırdı.
"He-heey! Tanrım, soğuk! Soğuk!"
Kahkaha sesleri beni de güldürüyordu. Su çok soğuk!
Bir kaç saniye daha çırpındıktan sonra suyu sıcaklaştırıp, arkamdaki bedenini, kalçama bastırmaya başladı. Ellerini saçlarıma koydu ve saçlarımı okşayarak yıkamaya koyuldu. Bu pozisyondan yararlanarak bana dayıyordu. Sırıttım. Bana yaramaz diyene bak...
"Öhöm, Derin."
"Sen yaparken iyiydi."
Rahatsızca kıpırdandım. Hoşuma gitmedi denemez ama bilirsiniz... Bu açıklanabilen bir his değil.
Saçlarım tamamen ıslanınca kafamı kaldırdım. Ona aletin yerini söyledim. Çalıştırdı ve çıkardığı sesle birlikte daha çok stres olmaya başladım. Kulağıma fısıldadı.
"Hazır mısın?"
"Be-bence bir kuaföre gidelim..!"
Güldü, aleti incelerken, "Merak etme, eskiden bir kuaförde çalışmıştım. Bana güven sevgilim."
Aslında bu dediği de içimi pek rahatlatmamıştı. Derin'i kaybetmektense, saçlarımı kaybederim diye mırıldandım. Anlamadı ve eline makası aldı. Saçlarımı yavaş ve dikkatlice kesmeye başladı. Yere, her saçımın bir parçası düştüğünde içim sızlıyordu. Aynadan ona baktım. Hiç mutlu görünmüyordu. Bir ara gözleri doldu. Ancak kısa sürede kendine gelmişti. Saçlarımı kestikten sonra eline aleti aldı. Ensemi ve saçlarımın yan tarafını kazıdı. İş bittikten sonra ona doğru döndüm. Elleriyle saçlarıma şekil verdi. Durup, gözlerime bakmaya başladı. Bu sefer kendini tutamamış, ağlıyordu. Kollarımı, şeker gibi kokan bedenine sardım. Başını göğsüme yasladı. Kalbim sızlıyordu. Onu ağlarken görmek, canımı acıtıyordu. Sessiz hıçkırıklarının arasından konuştu.
"Çok yakışıklı oldun..."
★Vote ve yorumlarınızı bekleyen bir yazar...