KOR

Door ilaydaatac

5M 153K 16.1K

GENÇ KURGU İÇİNDE # 2 Kitap içerisinde cinsellik mevcuttur! Meer

1.Bar
2.Gece
¤ Ev ¤
¤ Okul ¤
¤ Yanlış Alarm ¤
¤ Dedikodu ¤
¤ Ceza ? ¤
¤ Kamp ¤
¤ Dövüş ¤
¤ Makarna ¤
¤ Aptal ¤
¤ Şeytan Görümce ¤
¤ Ziyaret ¤
¤ 'Biz' ¤
¤ Sinema ¤
¤ Sürpriz ¤
~ 'İstiyorum' ~
'~ Emrivaki ~'
~ 'Yakınlaşma' ~
~' Spor '~
~ 'Yanlış olan?' ~
~'Arenciğim ?'~
~ 'Benim' ~
~ 'Gerçek' ~
Taze evli çiftler gibi
26.Ben bu gece hiç içmedim
27.Sen Benim
28.Davetsiz misafirler!
29.Sana aşığım ben!
30.O Aren di
31.Üfle De Söneyim
32.Seni Seviyorum
33.Ben ve müstakbel sevgilim
34.Beklentilerimin Arasında
35.Aren sorunsalı
36.Arenin Kayıp Kuzeni
37.Doğanların Kuşu
38.Ne yapardım?
LÜTFEN OKUYUN!
39.Mezuniyet
40.Delilik
41.Aile albümümüz
42.Evleneceğim!
43.Bu da mı değil!
44.Güzel bir yürüyüş?
45.Ailem
46.Mezar
47. 14 Şubat
48.Adım adım
49.İyi ki...
50.Nikah
51.Bekarlığa veda
52.Nikahı ertelemek
53.Final-28 Temmuz
Özel Bölüm 1

¤ 15.Bölüm ¤

104K 3.2K 332
Door ilaydaatac

Aynı anda zihnimden geçen bir yığın düşünce arasından doğru olanı bir türlü söze dökemiyordum.

Derin bir nefes aldığımda 'Bu yaptığın şantaja girer!' diyebildim en sonunda .

Çok mantıklı konuşuyordum gerçekten sanki ilk defa bunu yapıyormuş gibi!

Düşüncemi tamamlarcasına 'Nasıl anlıyorsan' diye cevapladı .

'Benim evime gel , seni bekliyorum ' dedikten sonra telefonu yüzüne kapadım .

Bazen vaktin kısıtlığından dolayı emin olamadan cevap vermek zorunda kalırsınız ve anından yanlış yaptığınız hissi doğar ya işte aynı öyle hissediyordum .
Hayır demeli ve bu işi bitirmeliydim .
Diyememiştim .
Hayır kelimesi çıkamamıştı ağzımdan .

Bunun kaynağı hırs mıydı acaba ?
Duygularımı bir türlü çözümleyemiyordum.

Sessizliği bozan normal olarak Sena 'ydı.
Sesindeki belirtili şaşkınlıkla 'Buraya mı geliyor?' diye sordu .

Ruh halimden oldukça farklı olan fiziksel duruşumla 'Sanırım evet ' diye mırıldandım omuz silkerek.

'Neden?' diye sordu aynı şaşkınlıkla .

'Bilmiyorum panikten ne diyeceğimi bilemedim.'
'O sırada aklıma 'Nasıl engel olurum?' un başka bir cevabı gelmedi.'

'Gelir mi ki?'

'Onu da bilmiyorum.' diye cevapladım.
Konu Aren olunca tahmin etmek zordu .

'Açıkcası o şekilde davranışlar sergileyen insanın gelmesini beklemiyorum.' dedi Yeşim.
'Üzgünüm Mehir ama gerçek bu.'

'Öyle ise kendi kaybeder.' dedim kendimi bile şaşırtan bir umursamazlıkla .
Bünyeme alışkanlık mı yapmıştı acaba ?
Yada ki bu daha olası ihtimal di hala olayın şok etkisindeydim ve kendime tam anlamıyla gelememiştim.

Boşluğa daldığım , sessizlikle geçen bir sürenin ardından dışarıdan arabanın motor sesi duyuldu .

'Geldi!' dedi Sena .

'Bu kadar çabuk mu?'
Bende hayret etmiştim çünkü doğruyu söylemek gerekirse gelmesini ben bile umut etmiyordum .

Ayağa kalktığım sırada Yeşim 'Mehir?' diyerek durdurdu beni .
Durup ona döndüğüm de 'Bu normal değil , bu işte kesin birşey var , dikkatli ol.'

Rahatlamıştım , ozaman haksız sayılmazdım çünkü bende böyle düşünüyordum .
Başka türlü bir insan bir anda nasıl böyle bir değişim yaşayabilirdi ki ?

Aslında baştan da böyle idi ama sonrasında değişmişlik vardı ve bu da bana benden hoşlandığını düşündürtmüştü .
Ciddi anlamda.

Oturduğum kanepeden kalktım.
Bu kadar kısa sürede gelebilmesi için daha ben söylemeden çıkmış olması gerekiyordu.
Cama doğru ilerleyip perdeyi biraz aralayıp baktığımda arabasından çıkıyordu .

Hemen dış kapının yanındaki boy aynasında üstüme başıma çeki düzen verdikten sonra kızlara dönerek 'Çıkıyorum' diye yineledim .

Bu olağan dışı durumda bana yardım edin anlamını taşıyordu.

Henüz dış kapıyı açtığımda çoktan cam kenarına üşüşmüş çıkmamı bekliyorlardı .
Hatta Sena'nın elinde mısır kovası vardı!

Dönüp inanamayarak bir daha baktım .
Düşününce haksız da sayılmazdı aslında Aren hayatıma girdiğinden beri bir filmi yaşıyor gibiydim .
İyi mi kötü mü tartışılır bir filmi.

Dışarı adımımı attığımda geriden kapıyı tamamen kapatmamıştım .
Uzun süreceğini sanmıyorum.

Dümdüz karşıya baktığımda arabasına yaslanmış elleri ceplerinde bekliyordu .
Her zaman kinin aksine omuzları gergin gözüküyordu.
Sanırım bu bir ilk!
Beyefendi'nin endişeli olduğu nerede görülmüş?

Ama tüm bunların yanında yine de suratındaki o aynı 'Ben kimseyi iplemem' ifadesi hala duruyordu işte.
Tüm bedenim aynı sinirle doldu.
Ne yapacağımı artık biliyordum.
Ve yapacaktım da.
Suratından o ifadeyi silecektim!

Kafam da hızlı planımı kurguladığımda, yüz ifademi elimden geldiğince yumuşatarak yavaş adımlarla karşısına gelecek şekilde yürüdüm.
Kaşlarını çatmış , anlamak istercesine bakıyordu.
Bu sefer beklenmedik davranan ben olacaktım.
Bana engel olabileceğini bildiğimden , asla ifademi bozmadım.
'Cinlerim tepeme çıktı' tabiri ile bire bir aynıydım şuan.

Karşısına geldiğimde epey bir boy farkımız olmasından dolayı dengemi koruyarak parmak uçlarıma kadar kalktım .
Kolumu kaldırdığımda zaten yüzüne kadar geleceğini tahmin ettiğim için zıplamaya gerek duymamıştım .
Öyle bi durum komik olur sinirimi koruyacağım yerde beni güldürürdü zaten.

Şimdi , hazırdım!

İyice yerimi kestirdiğimde geriye doğru gerinerek daha fazla düşünmeden sıkılı yumruğumu suratına yerleştirdim.

Aynı anda elime kapan acıyla inlememek için dişlerimi sıktım.
'Demir'den mi yapıldın insan evladı?' diye bağırmak istiyordum.
Tahminimden çok , çok daha fazla acıyordu.

Acımın biraz olsun azalması umudu ile iyi yönünden bakmayı denedim.
Böyle bir durum da sesimi çıkarmamayı başarmam beni gururlandırmıştı.

Çektiğim acıya sonuna kadar değdi diyebilmeyi öyle çok isterdim ki .
Fakat büyük bir aksilik vardı!

Kolumu kaldırdığım sırada en azından hayal ettiğim -ki bir ara o sinirimle yere yığılacağını bile düşünüp keyiflenmiştim- suratının yana düşecek olmasıydı .
Yani hedeflediğim canını gerçekten yakabilmekti .

Ama adam durduğu yerde duruyordu .
Üstelik daha da çatılı kaşlarıyla, boynunu bir sağa bir sola eğerek kütletti.

Sinir bir anda tüm bedenimi nasıl terketmişti ?
Beynim sadece tek bir şeyi emrediyordu.
Kaç,kaç,kaç!

Ve ben çok yakındım!
Kendimi emniyete almak için bir adım geriye çekileceğim sırada öfkeli bakışları hareket ettirdiğim dizime takıldı.

Sadece bakışları bile beni korkutmaya yetmişti.
Adımım sanki ben bir yılan görmüşçesine askıda kalmış , kıpırdayamıyordum .

Bakışları tekrar yüzüme çıktığında ne yazık ki biliyordum.
İyi şeyler olmayacaktı.

Tam da bunu düşündüğüm de sertçe kollarımdan tutulduğumu hissettim.
Ardından sırtımda hissettiğim sızı ile dişlerimi sıkmak zorunda kalmıştım.
Elimdeki yetmiyormuş gibi!

Beni kaldırarak arabasının kaputuna yatırmış,kendisi de bacaklarımın arasına girmiş ve bedenini üzerime bırakmıştı .

Delirmiş miydi bu?
Etraftan birine yakalanırsak ne diyecektim ben?

Öfkeyle bağırdı .
'Ne halt ettiğini sanıyorsun ?'

'İndir beni , bir gören olacak!' diye cevapladım sakince.

'Soruma cevap ver!' diye aynı hiddetle bağırdığında onu sakinleştirmekten başka çarem kalmamıştı .
Yoksa insanları başımıza toplayacaktı!

'Bağırma , indir beni öyle konuşalım.'

'Sabrımı sınama Mehir cevap ver bana!'

'Yeter be' dedim bir anda durumumuzu unutarak 'Yaptıklarından sonra bir de soruyor musun seni aşşağılık herif.'
'Midemi bulandırıyorsun , istemiyorum seni!

'Ellerini üzerimden çek , başkalarına dokunan ellerinin bana değmesini de istemiyorum.'

'Hatta senin hiçbir yerini istemiyorum!'

Güldü .
Yine psikopatlara benziyordu.
Ama sinirlenmiştim bir kere korkmuyordum artık .

'Ben bu hırçınlığın sonunu biliyorum' dedi.

Dudaklarıma doğru yaklaşıyordu!
Söylediklerimi dikkate almamış olması ya da öyle davranması benim için artık son nokta idi.

Ben kimdim burada ? Bir eşya mı ?
En nefret ettiğim şey görmezden gelinmek, dikkate alınmamaktı.

Bu yüzden ona ceza verircesine aramızda az bir boşluk kaldığında çekinmeden suratına tükürdüm.

'Bu beni iğrendirmez.' dedi bir anlık duraksamanın ardından kaldığı yerden yaklaşmaya devam ederken.

Başarısızca sımsıkı tutmuş olduğu kollarımı hareket ettirmeye çalıştım .
'Sen ne haysiyetsiz , ne şerefsiz , ne terbiyesiz bir insansın!'
'Hiç mi utanmıyorsun?' derken dudaklarıma sertçe bastırdığı dudaklarıyla cevabını açıkca vermişti .

Kollarımı da tuttuğu için ne hareket edebiliyor ne de bedenini üzerimden ittirebilmeyi becerebiliyordum.

Penceredeki bir Allah'ın kulu da yardımımı koşmuyordu ya alacakları olsun!
İstediğim zaman olsa gelmeyi bilirlerdi ancak!

Benden karşılık alamaması da onu yıldırmayınca zorla ağzıma sokmaya çalıştığı dilini ısırdım.

Kanın o metalik tuzlu tadı ağzıma yayıldığında dudaklarımdaki baskıda azaldı.

Dudakları dudaklarımdan uzaklaştığında 'Sapık!' diye çığırdım.
'Bu yaptığını ödeteceğim sana!'

'Buraya sadece bir evet'i duymaya geldim , başka bir şeyi değil!'

Ne saçmalıyordu bu?

Güldüm.
'Evet mi?'

'Evet mi!'

'Sen bütün o yaptıklarından sonra nasıl hala evet dememi beklersin!'

Kaşlarını çatmış anlamsızca bana bakıyordu.

'Ne?' dedim.

'Kızı odama götürüyordum çünkü aramızda birşey yok mu diyeceksin!'

'Aramızda birşey yok ise beni öpmemelisin!'

'Aramızda birşey yok ise her fırsatta etrafımda olmamalısın!'

'Yok ise beni rahat bırak işte!' dedim artık darlanmış sesimle bir yandan da bedenini üzerimden ittiriyordum.

Hala üzerimde iken gülmeye başladı .
Derdi neydi ? Yine mi pot kırmıştım acaba ?

'Tüm bu öfkenin sebebi kıskançlık mi yani ?'
Şimdi bir anlam vermeye başlıyorum.

'Hayır değil' dedim öfke ile 'Benim rahatsız olduğum sadece söylentiler.'

'Alara'yı kendi odama değil onun odasına götürüyordum.'

Demek Alara!
Çok fark etti zaten!

'Alara Alp'in kardeşi , kardeşim saydığım Alp'in kardeşi.'

'Bir öz kardeşten farkı yok benim için , ailesiyle kavga ettiği için en güvenli yer olarak benim yanımı seçmiş.'

Bir yandan rahatlarken diğer taraftan hala endişeliydim , kendimi ele vermedim .

'Sana inanmıyorum.'

'Biri senin kardeşin , biri Alp'in kardeşi , sıradaki kim?'
'Eminim oda sana aşıktır!'

'Doğruyu söylüyorum Mehir.'

'Öyle ise neden kabul edersem yapmayacağını söyledin?'

'Sadece elimdeki fırsatı değerlendirmek istemiştim ve görünüşe göre buna değdi.'

'Yani bana numara mı yaptın?' dedim sinirle.

'Evet' dedi ben bir dahiymişimcesine , 'Bunu yapmış olabilirim.'

Madem öyle , bunu bende gayet yapabilirim!
Şimdi seni görelim bakalım Aren.

'Ne söylersen söyle bu sondu.'
'Vazgeçtim ben , istemiyorum artık.'

'Ne?' diye sordu huysuzca.

Yemi yutmuştu!

'Anlaşmayı ben bozuyorum.'
'Bitti , yarın herkese ayrıldığımızı söyleyeceğim , sende öyle.'

Koyulaşan göz bebekleri sinirlendiğinin habercisiydi.
'Bu da ne demek ?'

'İstemiyorum , bitsin artık demek!'
'Zaten tamamen yalandı öyle değil mi ?'

'Korktuğun için böyle söylüyorsun.'

'Anlamadım' dedim kaşlarımı kaldırarak.

'Bana daha fazla kapılmaktan korkuyorsun , benden ödün patlıyor.'

Tüm vücudum gerilmişti .
Blöf yapıyor olsam da bu söylediği gerçeğe, hissettiklerime çok yakındı.
Nasıl bu kadar iyi tahminlerde bulunuyordu?

Zeki erkekler her zaman iyi değildir!

'Hayır kesinlikle' dedim kafamı hızlıca sağa sola sallarken ikimizi de ikna etmeye çalışıyordum.

'Sadece insanlar beni bunaltıyor.'
'Rahat bir dönem geçirmek istiyorum.'

'Hayır.'

'Ne demek hayır.'

'Hayır , hayır öyle birşey olmayacak demek.'

'İstemiyorum diyorum sana!'

'Bende seni istiyorum ve bu umrumda değil!'

'Ben yine de insanlara söyleyeceğim , yarın görürsün!'

'Beni zorluyorsun!'
Derin bir nefes aldı .
'Etrafındaki ilgiden memnunsun öyle değil mi?'

'Ne demeye çalışıyorsun?' dedim çekinerek.
Belli ki duyacaklarım hoşuma gitmeyecekti.

'Bütün herkesin iyiliği senden değil benden kaynaklanıyor.'
'Ben olmazsam herşey eskiye döner.'

'Senin aksine sorunlu bir insan değilim ben , birkaç kişinin de icabına bakabilirim ayrıca.'

'Peki buraya kadar ' dedi öfkeli çıkan sesi.

'Bu işe girerken bana borçlu olduğunu kabul ettiğini unutuyorsun!'
'Bu kadar çabuk kurtulamazsın!'

'Hiçbir zaman normal bir insan olmadım , eğer beni öfkelendirirsen inan bana yapabileceklerimin sınırı yok.'
'Rahat geçirmek istiyorum' dediğin dönemi sana zehir etmek benim için işten bile değil.'

Pekala öfkeleneceğini tahmin ediyordum ama bu kadarını da beklemiyordum doğrusu.
Etkilenmiştim.

Tabi ben elimden geldiğince etkilenmemiş gözükmeye çalıştım.
Aynı anda bir şeyi daha fark etmiştim.

Hayatıma giren tüm erkekler tarafından mutlaka bir şekilde zorlanıyordum!

Fakat asıl anlayamadığım bu çabanın sebebiydi. Bir şeyler dönüyordu.
Bunun peşini kesinlikle bırakmayacaktım!

'Tüm söylediklerin için pişman olacaksın.'
dedim tüm ikna ediciliğimi kullanarak.
'Benimle olmayı istediğin için pişman edeceğim seni.'
'Benimle geçirdiğin tüm dakikalarda dönemin nasıl zehir olunduğunu göstereceğim sana.'

Güldü.

Gerçek , içten bir gülüş!

'Güzel olacak desene.'
'Elinden geleni ardına koyma lütfen.'
'Tabi hala bana aşık olmamış olursan.'

'Baksana' dedim agresif çıkan sesimle 'Bir erkeğe göre fazla hayal kuruyorsun.'

'İnan bana olacakları söylüyorum.'
Çapkınca sırıttı.
'Tüm bu mükemmelliğin arasında geleceği görmek te var.'

'Evet , evet sen en iyisisin!' dedim sıkılmış gibi nefesimi dışarı verdiğimde.

'Şimdi bende sana olacakları söylüyorum :
'Yaptığın ,sende gördüğüm her yanlış yemin ederim ki sana geri dönecek.'

'Beni tehtid mi ediyorsun?'

'Nasıl anlamak istiyorsan.'

'Pekala , önce doğruyu bildiğinden emin ol.'
'Sen göremiyor olabilirsin ama ben herşeyi görüyorum , insanlar seninle birlikte olduğum için sürekli açık arıyorlar.'
'Bu gece Alara'nın yardımıma ihtiyacı vardı ve bunu kullandılar.'

Bilerek son derece ilgisiz gözüktüm.
'Söyledin zaten , neden açıklama yapıyorsun? diye sordum.

'Çünkü bilmeni istiyorum ki eğer biriyle birlikte olacaksam bu ilk önce seninle olacak.'
'En azından rüyalarım beni terk edene kadar.'

Ve blöf işe yaradı!

Yine kızarmaya başlıyordum !
'Artık , gitsen iyi olur.'

'Pekala' dedi uyuşmuş bedenimin üzerinden kalkarken.

Sürekli üzerime çıkmala ne derdi vardı bunun?

'Ozaman yarın , görüşürüz.'

'Tamam' dedim geri çekilip arabasına binmesini izlerken.

Sıcaklığı bedenimi terk ettiği için üşüyordum , sokağı döndüğünü görür görmez koşarak açık bıraktığım kapıdan içeri attım kendimi.

Bıraktığım konumda bana dönen kızlar aynı anda 'Hemen anlatıyorsun!' diye şakıdı.
'Önce mısır'ı ver ' dedim elimi uzatarak.

Tamam, mutlu olduğum zamanlar da da yemeyi seviyordum!

Gece yarısı yatağıma uzanmış tavanımı izlerken olanları aklımdan geçiriyordum.
Tutarsız bir şekilde bazen saçma bazen mantıklı davranışlarda bulunuyordum ve bunun kaynağı Aren'di.
Artık üzülmeyeceğime dair kendime ve kızlara söz verdim.
Mutsuzluk kavramını elimden geldiğince kendimden uzak tutacaktım.
Onu kendi tuzağına düşüreceğim.
Evet ,ondan etkilendiğimi kabul ediyorum ve belki daha fazlasını da.
Ama bunun sonunda dediğinin aksine asıl bana aşık olan o olacaktı.
Ben yanacaksam eğer o da yanacaktı.
Çoktan bunun kararını vermiştim.
O anlamamıştı ama benim pişman olmasından kastım tam olarak buydu.
Nihayetinde aşkın ne zaman pişmanlık getirmeği görülmüştü ki ?

Dağınık saçlarım, hafif makyajım ve üzerime geçirdiğim kıyafetlerimin ardından hazırdım.

Acele ve sessiz adımlarla evden çıktım.
Genel de o ikisinin dersi öğlene yakın oluyordu ve her türlü uykusuzluğu ben çekiyordum.

Vaktinde gelen otobüs sayesinde derse on dakika kala gecikmeden okula varmıştım.

Vücudumda Aren'den dolayı dizginleyemediğim bir heyecan vardı.
Bugün de aynı dersi alacaktık!

Sınıfa girdiğim de hızlı bir tarama ile gelip gelmediğini teyit ettim.

Gelmişti !
Ve yine başka bir kız ile oturuyordu!

Gerçeği muhabbet etmiyorlardı.

Olsun, kurallarım böyle idi.
Yanına kız yaklaştırmayacaktı.

Şimdi görürsün sen!

Bilerek geldiğimi fark etmesi için gözlerimi bir an olsun üzerinden çekmeden yavaş yavaş kızın oturduğu tarafa doğru yürüdüm.

Sıra ucuna geldiğimde ikisi de ifadesiz şekilde bana bakıyordu.

Aynı ifademi bozmadan kıza döndüm.
'Sevgilimin yanına oturmak için kimden izin aldın?'

'İzin mi almalıydım?' diye cevapladı ukala ses tonu ile .

Görünüş olarak düzgün olsaydı asla üzerine gitmezdim ama tabiri caizse 'Yollu' gibi duruyordu .
Bana cevap verirken bile saçı ile oynuyordu ve ağzında sakız vardı.

En nefret ettiğim kız tipi!

'Evet benden izin alacaksın!'
'Ve ben izni vermem.'
'Şimdi kalk!'

Kız 'Yok ya' diyerek şaşkınlıkla Aren'e döndü.
'Ne zamandır ayrıldığın kızların sana karışmasına izin veriyorsun?'

'Yoksa sen' dedi tekrar bana döndüğünde 'Dün geceden haberin yok mu?'
'Bu çok üzücü, aldatıldığını bile bilmiyorsun.'

Ve sabrım taşmıştı!

Hızla kollarından asılarak sıradan düşmesini sağladım .
Benden böyle bir hareket beklemediğinden olacak şaşkınlıkla yerde yatıyordu.
Aslında canım gerçekten kavga istiyordu ama bütün insanların bakışlarının altında birini dövemezdim.
Üstelik Aren için!

'Buna ne diyeceksin?' dedim Aren'e dönerek.
Sebep olduğu dedikoduyu kastediyordum ve benim herkesin gözünde bir zavallı durumuna düşmemi.

Bu katlanılmazdı!

Ayaklanmış kalkan kıza 'Söylediklerini yapsaydın böyle olmazdı.' dedi.
'Bir de her gördüğünüze inanmayın lütfen, Mehir hala benim sevgilim.'

Ben adım atarak boşalan yere oturduğumda kız da sinirle eşyalarını toplayıp yanımızdan ayrıldı.

Aren'e döndüm.
'Emin ol bu sadece başlangıçtı.' dedim az önce yaptıklarımı kast ederek.

Güldü.
'Bunun beni rahatsız edeceğini mi sanıyorsun?'
'Aksine çok hoşuma gitti.'
'Sırf sen bunu yap diye , hergün başka bir kız ile oturabilirim.'

'Ozaman başka erkekleri de görürsün' dedim öfke ile.

Cevap vermeden sırada yatarak kafasını bacaklarıma koydu .
'Ne yapıyorsun?'

'Öyle birşey yapmana asla müsade etmem.'

Sana soruyordum zaten!

Hoca içeri girmiş olduğundan birşey söylememek ile yetindim.

Dersi anlayabildiğim kadarı ile not tutarken bir yandan da kafamı eğip onu gözlüyordum.
Uyukluyordu.

Biraz sonra kafasını çevirerek göbeğime gömdüğünde kasılarak not almayı kestim.
Beni kokluyordu!

Sessizce 'Ne yapıyorsun?' diye fısıldadım.
'Yapma biri görecek!'

Durdurabildim mi ?
Durduramadım tabi.

Yarım yamalak anladığım da gitmiş , sabırsızlıkla dersin bitmesini bekliyordum.

Dersin bitmesine sekiz dakika kala erkenden bitiren hoca çıkar çıkmaz saçlarını tutarak kaldırmaya çalıştım.
Fakat nafile.
Yerimden de kalkamıyordum ki.

'Mehir?'

'Ne var?' dedim sabırsızlıkla.

Sınıfta neredeyse insan kalmamıştı.
Onunla yalnız kalmayı istemiyordum.

'Seni kırdığımı biliyorum.'

Sabırsızlıktan ritmik şekilde yere vurduğum ayağım durdu.
Kaşlarımı çatarak kafamı aşağı eğdim.

Ne diyordu bu?

'O gün evine geldiğimde, tam bir aptal gibi davrandım.'
'Sorun sen değildin , sadece ben çok öfkeliydim.'

'Oh, bunu söylemek gerçekten zor.'
'Ben , özür dilerim.'

Şimdi şaşkınlıktan ağzım yere yapışacaktı.

Ben herhangi bir cevap vermediğimde
-doğrusu şaşkınlıktan söyleyecek birşey bulamamıştım- koluyla beni sararak göbeğime öpücük kondurdu.

Benimle göz teması kurmadığından , durdurmak istercesine elimi hızla atan kalbimin üzerine koydum.

Bu alengirli bir öyle bir böyle tavırları bir gün sebebim olacaktı!























Ga verder met lezen

Dit interesseert je vast

410K 24.9K 46
17 yıl önce annesi tarafından ölü olarak bildirilen Neva... Yıllardır onun hasretiyle yanıp tutuşan Akay ailesi... Ama... Ortada bir sorun vardı.Neva...
4.4M 123K 41
054* ***: benim seninle sevişme 054* ***: pardon antrenman yapma ihtimalim nedir? - : kapak tasarımı için @gokbuttired 'a çok teşekkür ederim.<3 :
137K 4.9K 32
@Magazindetoksu yeni bir gönderi paylaştı. Şok! Şok! Şok! Genç basketbolcu Çağan Akın Arsal 8 ay önce yumruk yumruğa kavga ettiği takım arkadaşının e...
1.7M 68.4K 54
"0549******: Umarım iş telefonumu meşgul etmen için geçerli bir sebebin vardır. (20.13) Afra: OHA! OHA! OHA! (20.13) Afra: Koskoca Kuzey Taşoğlu bana...