Denizkızı (Tamamlandı)

By ciddikediler

2.8M 123K 9.6K

Romantizm #3 "Sen de gözlerine bir deniz hapsetmişsin sanki. Denizden uzak kalmaya dayanamayan ben, bu gözler... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Tanıtım 2
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45 - Final
Özel Bölüm 1
Özel Bölüm 2

Bölüm 8

77.7K 2.6K 141
By ciddikediler

Medya;Poyraz Demirci
Bölüm müziği;John Newman-Can you love me again

ciddikediler-Herkese merhaba yeni bölümle karşınızdayım.Okuma ve voteleme sayımıza göre yorumlar çok çok az.Bu hikayeyi bana düşüncelerinizi olumlu veya olumsuz söyleyerek daha güzel bir hale getirebiliriz.Yorum ve beğenilerinizi lütfen eksik etmeyin.Keyifli okumalar:)

*****
"Güzelim uyan hadi." Bu hoş tınılı ve bir o kadar da erkeksi sese göz kapaklarımı titreterek açtım.Karşılığında aldığım şeyler ise bir çift muazzam ela göz olmuştu.

"Atlas?" Hala nerede bulunduğumu idrak edememiş karşımda eşsiz bir gülümsemeyle duran adamda kendimi kaybetmiştim.

"Günaydın denizkızı."

Etrafı incelediğimde hala gemideki minderlerin üstünde sarmaş dolaş olduğumuzu ve sabah olduğunu idrak etmiştim.

Sanırım hayatım boyunca yaşamış olduğum en huzurlu uykumdu Atlas'la olan uykum.

"Seni birazdan eve bırakayım olur mu?" Atlas'ın bu mahçup cümlesinden bugün önemli işleri olduğunu ama hayır dersem de iptal etmekten çekinmeyeceği hissini duyumsamıştım.

Elimi yanağına koydum ve beni benden alan ela gözlere baktım.

"Olur tabiki." Can alıcı bir şekilde gülümsemiş o gülünce ben de keyiflenmiştim.Dudaklarıma kayan gözleri dün geceden izler taşır gibiydi.Bu hisle kızarmama ve hatırama gelen anılarla titrememe engel olamadım.

Daha sonra gözlerini gözlerime kaldırdı ve konuşmaya başladı.Şimdiki sesi daha boğuktu.

"Canın acıyor mu?" Gözlerindeki endişe pırıltıları beni gülümsetmişti.Her ne kadar katlanılamaz olmasa da dün geceden izleri vücudumda duyumsasam da kendimi iyi hissediyordum.Çünkü bu hisler onun bana varlığını hatırlatan ve bu varlıkta kaybolmama sebep olan en güçlü hislerdi.

"Gayet iyiyim."demiş ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurmuştum.

Dakikalar sonra hazırlanmamızın ve Atlas'ın arabasına binmemizin ardından yine yollardaydık.Ama bu sefer Atlas hiç de acelesi yokmuş gibi hatta bu zamanı daha da uzatmak ister gibi evime dönüş yolunda yavaşça ilerliyordu.

Etiler'deki apartmanımızın önüne geldiğimizde inmeden önce son bir veda için kendimi ona çevirdim.

Elalarında gördüğüm duygular benim mavilerimde olduğu gibi birbirimizi çoktan özlediğimizi hissettiriyordu.

Bu Atlas Aladağ bana neler yapıyordu?

Ardından her zaman yaptığı gibi elimi aldı ve nefesini içine en derinine çekerek tutkulu bir öpücük bıraktı.

"Seni arayacağım denizkızı.Lütfen telefonunu geç açma." Geçen akşama gönderme yaptığı bu cümleyle gülmüştüm.Sadece birkaç defa fazla çalmıştı telefon.Neden bu kadar takılmasına sebep olmuş anlayamamıştım.

"Tamam maçoların efendisi." Sesli bir kahkaha atmış ardından yanağıma dolu dolu bir öpücük bırakmıştı.

Biran önce arabadan inmem gerektiğini idrak ederek kapımı açtım ve kendimi açık havaya bıraktım.Apartman kapısından girmemin ve hemen ardından Atlas'ın gitmesiyle koca bir iç çekmiştim.

Kapının camından az önceki Atlas'ın arabasının durduğu yere baktığımda bu içimi burkmuştu.Sanırım onu şimdiden özlemiştim.

"Ne o yeni sevgilinle mi geçirdin geceyi?" Arkamdan gelen sesle ki bu ses tam olarak Melih Biçer'e aitti.Yerimde kaskatı kesilmiş kıpırdayamaz hale gelmiştim.Üzerimde dünkü mini mor elbise ve siyahlı topuklular vardı.Saçlarımı her ne kadar düzeltmeye çalışsam da dün geceden vahşi izler taşır gibiydi.Makyajımın olmadığı gerçeğini de düşünecek olursak Melih'in bu detayları kaçırması mümkün değildi.

Arkamı dönüp bir zamanlar hatta uzunca bir zamanlar aşık olduğum yüzde gezdirdim gözlerimi.

"Ne işin var burada?" Bana sadece kaşlarını kaldırmıştı.

"Seninle konuşmak için gelmiştim asansörü beklerken de o arabadan indiğini gördüm.Derin'in bahsettiği yatın sahibi mi bıraktı seni?"

Konuşma üslubundan ve sorgusundan gittikçe sinirlenmeye başladığımı hissediyordum.

"Sana ne seni neden ilgilendiriyor?"Kızgın çıkan sesimle kaşlarını çatmıştı.

"Azra üç senemi geçirdim seninle,üç sene.Bir yaz ayrı kalıyoruz ve sen kendini bir başkasına mı bırakıyorsun?Nerede o sözde aşkın?"

Sinirim içimde bir volkan olmuş taşacağı zamanı beklemeye başlamıştı.

"Sen yapınca sorun yok ben yapınca mı var?Seninle ayrıldığımızdan beri kaç kız hayatından geçti.Ne hakla bana hesap soruyorsun?" Sesim gittikçe yükselmeye başlamıştı.

"Sırf bana inat için kim bilir kimle geçirdin geceni Azra!" Artık içimdeki volkanın patlama zamanının geldiğini titremelerimden anlayabiliyordum.

"Ya sen kimsin de sana inat hayatıma birini sokacağımı sanıyorsun.Sen kimsin ya kimsin?Seni unutalı çok oldu Melih Bey kendine başka ego tatmini bulsan iyi edersin!Şimdi hemen defol karşımdan!" Sinirle bağırmama ve kapıyı göstermeme gittikçe öfkelenen bir çehreyle karşılık verdi.

Anında kolumu sıkıp beni kendine çeken Melih'e şaşkınlıkla bakıyordum.Kolumdaki eli sanki bütün gücünü kullanıyor kökünden söküp atmak istiyordu.

"Kim o pezevenk kim?" Öfkeyle bağırma sırası Melih'teydi.

"Bırak!Canımı acıtıyorsun!"

"Kim dedim sana!" Kolumdaki acıyla resmen inler hale gelmiştim.Melih kafayı mı yemişti?Bu hareketler de neyin nesiydi?

Ama o pes etmiyor konuşmaya devam ediyordu.

"Dokundu mu sana söyle!Dokundu mu benim olana el sürdü mü!"

"Bırak!"diyerek tüm gücümü kullandım ve ittim.Geriye doğru biraz da olsa sendeleyen Melih kolumu tutan eline bakmış ve geri çekmişti.Acısını geçirmek istercesine elimi az önce sıktığı yere tuttum.Acıdan ve en çok da sinirden gözlerim dolmuş ağlamak üzereydim.

Yüzünde biraz da olsa yumuşama pırıltılarını görsem de artık çok geçti.

"Azra." diyerek konuşmaya başladı ve bana doğru bir adım attı.Anında iki adım geri gittim ve uzak durması gerektiğini belirtircesine elimi kaldırdım.

"Bir daha ama bir daha sakın karşıma çıkma." Şaşkınlıkla yüzü çarpılmış bir Melih benden asla böyle bir tepki beklemediğini gösterir nitelikteydi.

Tabi yıllarca hep cepte gördüğü Azra'sı artık onun peşinden koşmuyor egosunu tatmin etmiyordu.Böyle bir insana yıllarca nasıl aşık olmuş nasıl sevebilmiştim.

Atlas'a teşekkür etmeliydim beni Melih'ten Melih'e olan duygularımdan kurtarmıştı.Eğer bir gün Atlas'la da biterse Melih'i hayatımdan çıkardığı gerçeğini bir lütuf olarak görecektim.

*****

Anahtarı çıkarıp evin kapısını açmamla içerden bana Derin'in seslenmesi bir olmuştu.

"Azrakuş geldin mi?" O kadar bitik o kadar mutsuzdum ki sabah ki mutluluğumdan eser yoktu artık.Daha asansöre biner binmez ağlamaya başlamış buraya nasıl geldiğimi anlamamıştım.

Derin'in beni görmesiyle şaşkınlıktan yanıma gelmesi bir olmuştu.

"Noldu sana?" Heyecanla Melih'in az önce tuttuğu yerden tutmuştu bunun acısıyla inlemiştim.Koluma bakan Derin şaşkınlıkla tekrar gözlerime baktı.

"Atlas sana bir şey mi yaptı!" Karşımda birazdan sinirden kükremek üzere olan bir Derin vardı.

"Hayır Atlas'la her şey çok güzeldi." Hıçkırıklarımın arasından zor konuşmuştum.

"O zaman sorun ne koluna noldu?"

"Her şey çok güzeldi.Apartman kapısından girdim ve kim vardı dersin.Melih.Kimle görüşüyorsun geceyi kimle geçirdin.Sorgularının arasında bir de kolumu sıktı hayvan."

Derin'in kızgınlıkla çarpılan suratına baktım.

"O piçi öldürürüm ben!Yolarım!" Beni salon koltuklarından birine oturtmuş sakinleşmem için su getirmişti.

"Atlas duysa gebertir onu.Bu piç canına mı susamış?" Derin'in sözüyle kafamı kaldırdım.

"Sakın Derin sakın.Atlas duyarsa bu mesele büyür.Gerek yok iyiyim ben." Onu ikna etmek istercesine gözyaşlarımı silmiş ve kendime gelmeye çalışmıştım.

Biraz oturmak ve soluklanmak iyi gelmişti.

Her ne kadar Melih'le nahoş bir olay yaşamış olsak da dün gecenin ve bu sabahın hatıraları gözlerime doldukça kendimi Atlas'ı düşünmekten ve gülümsemekten alamıyordum.

"Hey neye gülümsüyorsun?Atlas'la ne yaptınız hemen anlat." Derin keyifle yanıma oturmuş büyük bir merakla gözlerimin içine bakmıştı.

"Şey aslında çok güzeldi akşam,gece,sabah.Resmen bir harikaydı."

"Ya çatlatmasana adamı ayrıntılara gir hem de hemen." Onun bu ısrarcı tavırlarına daha fazla dayanamayacağımı anlamıştım.

"Derin biz birlikte olduk."

"O kısım belli Azrakuş resmen parlıyorsun.Sen ayrıntı ver."

"Ya işte beni bir gemisine götürdü.Gemiyle biraz denizde açıldı.Sonrasında demir atıp güvertede hazırladığı romantik ambiyansın içerisine geçtik.Minderler şampanyalar meyveler her şey harikaydı ve Atlas.Atlas'ı tarif etmeme imkan yok Derin." Beni ağzı açık dinlemiş ve ardından konuşmaya başlamıştı.

"Bu adam insan mı ya?" Onun hayranlıkla kurduğu bu soruya sesli bir kahkaha atmadan yapamadım.

Ardından telefonum çalmıştı.Arayanın Atlas olduğunu görmemle yüzüme bir sırıtmanın yayıldığına emindim.Derin bilmiş bilmiş göz kırptı.

"Atlas?"

"Denizkızı." Bu tınılı ses kulaklarımı her doldurduğunda içimin kıpırtılarla dolması mümkün müydü?Evet sanırım mümkündü.

"Seni şimdiden özlediğimi söylemek için aramıştım.İnanır mısın daha önce hiçbir kadını özlediğimi söylememiştim hatta hiçbir kadını özlememiştim." Onun bu itirafına kıkırdamadan edemedim.

"Ah bu sesi çok seviyorum." Kastettiği şey kıkırtımdı ve benim içim sımsıcak olmuştu.

"Ben de seni özledim."

"İyi misin?Sesin hasta gibi geliyor." Buna sebep olan ağlamaktan tıkanan burnumdu.Tabi bunu Atlas'a söylemeye niyetim yoktu.

"Biraz burnum tıkalı sadece.Gayet iyiyim."

"İyi ol ve her zaman kendinle ilgili tüm sorunlarda beni haberdar et.Hemen yanında biterim." Atlas hissetmiş miydi?Şuanki durumuma ne kadar da uyumlu cümleler kurmuştu.Ben de kendimi yalan söylüyormuş hissine kapılmamı engelleyememiştim.

"Tabi haberdar ederim seni."

"Güzelim sanırım bu akşam görüşemeyeceğiz ama yarın sabah dersin yoksa çok güzel bir yere kahvaltıya götüreceğim seni."

"Olur tabiki sen ne zaman uygun olursan."

"Ah güzelim seni şimdiden gerçekten çok özledim.Şimdi kapatmam lazım saçma sapan bir toplantı beni bekliyor ve ben on dakika geç kaldım bile." Onun bu bir sır verirmiş gibi çıkan son cümlesine kahkaha atmadan edemedim.

"Hadi toplantıya uygun olunca ararsın." Kısa bir vedalaşmayla telefonu kapatmamın ardından Derin'in imalı bakışlarını karşımda bulmuştum.

"Sen aşık oluyorsun." Göz kırpıp kıkırdayarak salondan ayrılmıştı.Ardında şaşkınlıktan konuşamayan bir ben bırakmıştı.

*****

"Hadi Azra hazırlan bizim çocuklarla dışarı çıkıyoruz." Yatağımın üstünde okuduğum kitaptan kafamı kaldırmış ve saate bakmıştım.Saat sekizi geçmişti.

"Nereye gideceksiniz?Hem ben biraz dinlenmek istiyorum." Yanıma iyice yanaşmış ardından kızgınca konuşmaya başlamıştı.

"Atlas çıkalım dese tıpış tıpış çıkarsın ama.Sen nasıl kankasın nasıl en iyi arkadaşsın bana bir söyler misin?" Kızgın olmaya çalıştığı ses tonuyla sitem etmeye başlamıştı.Derin bu sitemlerine başladı mı susmazdı ve benim daha fazla bu sitemlere katlanmaya niyetim yoktu.

"Tamam hemen hazırlanıyorum." Kahkahasının hemen ardından yanağımı öpmüş ve hızla odadan çıkmıştı.

Kısa sürede hazırlanmış ve apartman kapısının önünden Emre'nin bizi almasıyla yola çıkmıştık.Çisem'le Zehra'yı da almamızın ardından İstanbul'daki en işlek ve elit bir gece klüplerinden birine gelmemiz bir olmuştu.

Gece klüplerinden daha doğrusu ağır müzik olan hiçbir mekandan hoşlanmıyordum.Ben sakin mekanları seven veya evde oturmaktan keyif alan bir tiptim.Böyle yerlere bugüne kadar hep Derin'in zoruyla gelmiştim şimdi de değişen bir şey olmamıştı.

Localardan birine geçmemiz ve içkilerimizin gelmesinin üzerinden çok bir zaman geçmemişti.

Derin çoktan kendine bir dans partneri bulmuş dans etmeye başlamıştı bile.Çisem'in selfie çekme aşamaları geçmiş derin bir sohbete girişmişken Derin de çok uzak kalamamış ve yanımızda bitmişti.

Çisem sarhoşken aşık olduğu bir çocuğun üstüne kustuğunu ve bu yaz başına geldiğini anlatırken grupça kahkahalarımıza engel olamıyorduk.O kadar içine oturmuştu ki en çok da o gün karides yediğini ve durumun daha da kötü olduğunu söylemesiyle krize girmiştik.

Emre'nin konuşmasıyla dikkatimiz ona dönmüştü.

"Geldi yine tipini s.ktiğimin?"

Zehra "Kim kanka?" demiş hepimiz Emre'nin gösterdiği yöne bakmıştık.Karşı locamıza Melih ve tayfasının kızlarla oturmasına sadece ve sadece göz devirmiştim.

Bizim grubun bana mahçupça bakmasıyla elimi çok da umrumda dercesine sallamış ve gülmüştüm.Şaşkınlıkla ağızları açılan arkadaşlarıma bakarken kıkırdamadan edemedim.

"Kanka o yatlarda takıldığın gerçeği doğru mu hayatında biri mi var?" Çisem'in hayretle sorduğu soruya Zehra eşlik etmişti.

"Oha ben onu Derin'in Melih'i gıcık etmek için uydurduğunu sanıyordum." Derin sesli bir kahkaha atmış ve konuşmaya başlamıştı.

"Melih kim köpek."

"O derece diyosun!" Emre şaşkınca ve keyiflice sırıtmaya başlamıştı.

"Kim ya kızım çatlatmasına!"

Sakince konuşmaya başlamıştım ama keyfim oldukça yerindeydi.

"Bir süre sadece çok hoşlandığım birisi olduğunu söyleyebilirim ama işler ciddileşmeden veya kesin bir noktaya varmadan bir şey söyleyemem gençler." Mutsuzluk nidalarının gelmesinin ardından kıkırdamış ve "Lavaboya gidiyorum." diyerek yanlarından ayrılmıştım.Derin de bugün Melih'in yaptıklarını kızgınlıkla anlatmaya başlamıştı.

Lavaboda işimin bitmesi ve makyajımı kontrol etmemin hemen ardından dışarı çıkmıştım.Boğuk gelen müzik sesi holde yankılanıyor sürekli yanıp sönen ışıklar gözlerimi kamaştırıyordu.Sanırım o son kadehi içmeyecektim.Yine çakırkeyif olmuştum ama şuanda yanımda olabilecek bir Atlas yoktu.

Atlas'ı düşünmemle telefonumun çalması ve ekranda gördüğüm yazıyla Atlas'ı görmem bir olmuştu.Saçma sapan sırıttığımın farkındaydım.

"Konuşmamız lazım." Sesin geldiği noktaya baktığımda Melih'in tam karşımda olduğunu farketmem bir olmuştu.

"Sana karşıma çıkmamanı söylediğimi hatırlıyorum Melih!" Parmaklarını burun kemiğine dayamış ve sinirlice nefes almıştı.

"Azra benim geleceğimde sen vardın.Şuan yanımdaki kızların bir önemi yoktu.Benim ailem,senin ailen aramızdaki ilişkinin bitmesini hiç istemediler ve biliyordum ki zaten biz evlenecektik.Sadece biraz sabretmen ve benim en sonunda sana dönmemi beklemen gerekiyordu!" Melih'in yüksek sesle çıkan cümlelerine şaşkınlıkla bakıyordum.Bunları dile getirecek kadar nasıl bir egoya sahipti?Kim oluyordu da bu cümleleri kuruyordu?

"Sen ne demeye çalışıyorsun.Ne yapmalıydım?Cepte bir gün senin benimle ilgileneceğin günü mü beklemeliydim?Sen kimsin ya kim?Neyine güveniyordun sana olan aşkıma mı?Sana şunu söyleyeyim Melih Biçer sana hissettiklerim aşk değil alışkanlıkmış!"

Sinirlice kollarımı tutmuş ve yine sıkmaya başlamıştı.Sabahki yeri hala acırken ve morarmışken üstüne bir daha bu zorlamaya maruz kalması acıyla inlememe yol açmıştı.

"Benimle bile olmadın sen!Ben başkalarına neden gittim sanıyorsun!Benimle olsan gider miydim!Ama hiçbir zaman istemedin beni hiçbir zaman!Başkasıyla yatarken aklına geldim mi ha söylesene!" Onun kendinden geçmişçesine sinirle bağırmasına ve beni zorlamasına acıyla yüzümü buruşturmaya başlamıştım.

Biranda Melih'e gelen yumruk ve geriye doğru savrulan bir Melih Biçer'le neye uğradığımı şaşırmıştım.

"Azra'dan uzak duracaksın lan!Duydun mu beni piç kurusu!Uzak duracaksın!" Birkaç defa daha yumruk yiyen Melih şaşkınlıktan tepki veremez bir halde karşısındakine bakıyordu.

Karşısındaki Poyraz Demirci'den başkası değildi.

*****

ciddikediler hesabımızdaki kara kedi ve sarı kedi olarak yazdığımız Kamuflaj adlı aşkın,tutkunun,gizemin,gerilimin ve bol maceranın olduğu farklı genç kurgumuza sizleri bekliyoruz:)

Bölümü beğendiyseniz lütfen votelemeyi unutmayın:)

Continue Reading

You'll Also Like

5.5M 293K 30
!Acemi bir dille yazılmıştır! Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar t...
3.6M 132K 73
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...
1.7M 54.7K 39
Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla y...
193K 10.4K 23
❝ Konserdeki Sevgilim: Mine, üç ay. Konserdeki Sevgilim: Sadece üç ay çıkıyormuş gibi davranacağız. Konserdeki Sevgilim: O kadar. Siz: Üç ayın sonun...