Aynı anda birden fazla duygu hissediyordum.
Öfke, kabullenmek istemesem de kıskançlık, korku , hüzün , hayal kırıklığı , terkedilmişlik hissi .
Sanki bütün herşey üstüme üstüme geliyordu. Nefes almakta bile güçlük çekiyordum.
Gitmek için sağ ayağımı geriye attım.
Aynı esnada başı benim tarafıma dönünce yine tüm düşüncelerim tepetaklak oldu .
Bakışları nda ki ışıltı bana yanıldığımı hissettiriyordu.
Bu çok farklı birşey di.
Asla tarif etmeyi beceremeyeceğim birşey.
Yeniden nefes aldığımı hissettim.
Eğer kaçarsam pişman olacaktım.
Ne var ise yanlarına gidip öğrenmeliydim.
Hem kesinlikle endişeli bir şekilde bakmıyordu.
Aksine çok rahattı.
Tamam , Aren her zaman öyleydi ama böyle bir durum da endişeli olması gerekmez miydi ?
Kızın bakışları Aren'in bakışlarını takip ederek beni buldu .
Bir kez daha kararımdan memnun oldum . Bakışları nda ki öfkeyi fark etmemek için aptal olmak gerekiyordu .
Ben daha sana papuç bırakır mıyım ?
Attığım geri adım ı ileri sürdüm .
Kırılmasın diye kitaplarımın üzerine koyduğum gülü usulca çantam dan çıkartarak onlara doğru yürümeye başladım.
Yürüdüğüm süre boyunca elimdeki gülü göstererek etrafa göz süzüyordum.
Bu benim 'herkes haddini bilsin' deme şeklim di .
Nihayet yanlarına gidebildiğimde Aren'e uzanarak çenesine küçük bir öpücük kondurdum .
Ben ve Aren'i çenesinden öpmek ?
Her seferinde hırslarımın kurbanı olmak zorunda mıydım?
Sanki kız anlamamıştı.
Aren'in yüzündeki şapşal ifade buram buram 'Mehir bunu ilk defa yapıyor' diye bağırıyordu.
Yanıldığımı umarak kıza doğru döndüm.
Aynı öfkeli gözleri bedenim de dolaşıyordu.
Sanırım kıyaslama yapıyordu .
Çaktırmadan göbeğimi içeri çektim.
Biliyordum ki ayrıntıya girersem akşama kadar eleştiriden çıkamazdım , bu yüzden bakışlarımı yüzünden ayırmamayı tercih ettim .
Bir yerden başlamak gerekiyordu , çekinmeden pat diye sordum.
'Sen kimsin?'
İkisi arasında hızla gidip gelen gözlerim yalan söylediklerine dair bir tepki arıyordu .
Fakat düşündüğümün aksine beni son derece şaşırtan bir cevap geldi .
'Kardeşim.'
Kardeşi mi vardı ?
Of yaptıklarımdan utanç duyuyordum.
'Üvey kardeşi'
Oh, neyse ki kısa süreli bir mahcubiyetti.
Demek ki haklıydım.
Zaten iç sesimin henüz hiç yanıldığını görmemiştim.
Bu kıza karşı ise 'Tehlike , tehlike ' diye bağırıyordu .
Kesinlikle yine haklıydı .
Durum karşısında sessiz kalmadan 'Bende sevgilisi' deyiverdim .
Aren'in şaşıran ifadesine karşın kızın öfkeden kızaran suratını izlemek eğlenceliydi.
Tabi güzel başlamışken güzel bitirmek istedim .
'Hediyeni aldım.'
'Çok güzel.' Dedim elimdeki gülü kaldırarak .
'Kabul ettin mi ?' Diye sordu .
'Evet ' diye cevapladım.
İşin doğrusu neye evet dediğimi bile bilmiyordum .
Sadece gösteriş yapmak istemiştim .
Umarım hediyeyi kastetmiştir.
Henüz onunla olmaya ve onunla olmanın getireceği şeylere hazır değildim .
Neyse ki bunu üvey kardeşinin bilmesi ne gerek yoktu .
Artık kızarmaktan öte morarmış kızı izlerken çoktan Aren'e karşı hislerinin olduğunu anlamıştım.
Şükürler olsun ki Aren ailesi ile kalmıyordu.
Hayal ettiğim hiçte böyle değildi.
Ben daha çok görümcem ile arkadaş gibi olmayı istemiştim.
Arıza çıkmasını değil!
'Bu durumdan akşam gelmezsin?'
'Nereye ?' Diye sordum lafa katılarak .
'Akşam arkadaşlarla toplanacaklarmış.'
'Nerede?'
'Bir gece klübünde.'
'Olur gideriz.' Dedim kıza yan bakış atarak .
Tahmin ettiğim gibi hoşuna gitmemişti.
'Aslında biz arkadaşlarla , yani sadece arkadaşlar olarak ...'
Lafını kestim .
'Tamam işte , bende tanışmış olurum.'
'Peki' dedi artık sabrı kalmamış gibi sertçe nefesini verirken .
'Siz aranızda halledin ozaman .'
Aren'e döndü 'Gelirsen görüşürüz.'
Sanırım karşımda hayatımda gördüğüm en sinir bozucu varlık yer alıyordu .
Sanki ben gelmeyeceğim.
Bilerek 'Görüşürüz canım' dedim aynı zamanda arkasından en sinsi bakışımı atıyordum.
Hemen yanı başımda ki Aren'e döndüm ,
'Derdin ne ?'
'Neden konuşmuyorsun hiç ?'
Gülüyordu .
'Ne?'
'Neden gülüyorsun? '
'Beni kıskandın.'
'Hemde feci şekilde kıskandın.'
'Hayır' dedim farkında olmadan sesimi yükseltmiştim.
'Rahatsız oldum sadece.'
'İnanayım mı?' Der gibi bakan hareleri munzurlukla parlayınca üzerime geleceğini bildiğimden 'Akşam ,haber verirsin.' diyerek hızlı adımlarla yanından uzaklaştım.
Çok geçmeden tam merdivenleri çıkarken Mert'i görünce olduğum yere çakıldım.
Suratı çok kötü olmuştu.
Hepsi benim suçumdu.
Ona büyük özür borçluydum.
'Mert?'
Gözlerini kaçırarak hızla beni geçti .
'Mert bir saniye durur musun?'
Birkaç adım ileride durup bana dönerek 'Sonra Mehir!' Dedikten sonra yürümeye devam etti .
Olduğum yerde durmuş 'Ne sonra?' Diye düşünürken izlendiğim hissine kapılarak bakışlarımı o tarafa çevirdim.
'Tabi ya , Aren efendi izliyordu.'
Mert'de olay çıkarmasın diye 'Sonra' demişti.
Eh be Aren ben sana yapacağımı biliyorum.
Görürsün sen!
•
Saat altı civarı eve geçerken yorgunluktan bitik haldeydim.
Arayıp gitmemeyi bile düşünmüştüm ama bulunacağı ortam aklıma geldikçe vazgeçiyordum.
Eve gider gitmez kendimi banyo ya attım.
O kadar berbat hissediyordum ki şuan da banyo sonrası rahatlığa ve güzelliğe ihtiyacım vardı.
Yarım saat sonra dolabımın önünde durmuş ne giyeceğimi düşünüyordum .
İki alternatifim vardı.
Süet etek ya da deri pantolon .
Üstten ne giyeceğimi düşünürken kendimi Sena ' nın odasında buldum .
Aramızda daha çok gösteriş i seven genelde o olurdu .
Benim ihtiyacım olan şey de buydu zaten.
Pekala , bu olmaz.
Allahım! Bu taşlarla kaplı olan asla olmaz .
Bu da olmaz .
Hmm.
Karışıklığın arasından çıkardığım büstiyere baktım .
Ama bu çok güzel .
Güzel de bu göbek le giyebilir miydim acaba?
Koluma atıp kendi odama geçerken dış kapıdan kızlar girdi .
'En yeni , en sevdiğim büstiyerim neden kolunda asılı acaba?'
Sevimli bir şekilde gülümsedim.
'Çünkü en sevdiğin arkadaşın Aren'le buluşacak.'
Çığlık sesiyle kulaklarımı kapadım.
'Ne?'
'Nerede?'
'Bilmiyorum , bir klüpte ve arkadaşları da olacak.
'Bakayım , ne giyiyorsun ?'
Kolumda asılı olan kıyafetleri kaldırdı.
'Kesinlikle etek.'
'Bencede etek' dedi Yeşim.
'Üzerini giy makyajını ben yaparım.'
'Süpersin' dedim uzaktan öpücük yollayıp odama koştururken.
Saçlarımı havludan kurtarıp vücut losyonumu sürdükten sonra kendime kırmızı iç çamaşırlarımı seçtim.
Büstiyerin göğüs kısmı şifon olduğu için görünecekti.
Üzerimi giydikten sonra son olarak topuklu ayakkabılarım kalmıştı.
Aynanın karşısına geçtim .
Korktuğum gibi fazlalık göbeğim fırlamamış yüksek bel eteğim sayesinde kapanmıştı.
Dizimin iki karış yukarısında kalan eteğin süet oluşu bacaklarımı daha güzel göstermiş kalçalarımın olduğundan daha dolgun gözükmesini sağlamıştı.
Göbeğimin bir kısmı açıkta kalıyordu .
Giydiğim büstiyer ise kalın bir şerit halindeki şifon kısmı ile göğsümü tamamen sarıyor ve dikkati o kısma çekiyordu .
Bu kadar cömertçe giyinmemin bir sebebi Aren'in kıskanmasını sağlamaktı ve tabi diğeri de şeytan görümceye gününü göstermek.
Odamdan Sena 'ya seslendim.
'Hazırım.'
Geçen yarım saatin ardından herşey hazırdı .
Saçlarım at kuyruğu şeklinde toplanmış ve Sena açık ta kalan çehreme makyaj yapmaktan hiç çekinmemişti sağ olsun .
Sanırım ilk defa bu kadar hmm abartıydım .
Ama işin gerçeği güzel gözüküyordum.
Zaten muhtemelen gideceğim yerde fark edilmezdim bile .
Telefonuma gelen mesaj ile yaklaştığını anlayarak ayaklandım .
Gözlerim umutsuz ca topuklu ayakkabılarıma takıldı .
Şu eziyete sırf o görümce bozuntusu yüzünden katlanıyordum.
Duyduğum araba sesi ile apar topar palto mu ve ayakkabılarımı giyerek kapıya yöneldim.
Kapı önüne dikilmiş iki arkadaşıma 'Ne?' Dedim ne yaptıklarını anlamaya çalışarak.
'Pişman olacağın birşey yapma' dedi Yeşim.
'Ve bende diyorum ki birdaha Aren gibisini nerede bulacaksın?'
'Tamam' dedim sakince çekilin de geçeyim .
Nihayet dışarı çıkabilmiştim.
Beni gördüğünde arabasına yaslanmış bedenini doğrultarak vücudumu süzmeye başladı.
Paltom dan açıktan kalan bacaklarıma sabitlenen bakışları yaklaştığımda yüzüme sabitlendi .
'İçinde ne var?'
Cevap vermeden konuyu değiştirdim.
'Bu ayakkabılarla neredeyse senin kadarım.'
'Bir on-on beş santim daha bulursan tabi.'
On-on beş mi ?
İyi de ben bunlarla nereden baksan bir yetmiş beştim.
Kapı mı açarak binmeme yardımcı olduğunda 'yok artık' diye düşündüm .
Adamın herşeyi dört dörtlük.
'Fakat niyeti bozmuş' diye düzeltti iç sesim.
Yine haklıydı.
Çok geçmeden kalabalık bir binanın önünde durunca gelmiş olduğumuzu anladım.
Anladığım kadarıyla bir otelin klübündeydik.
Anahtarları görevliye teslim ettikten sonra içeriye girdik .
Tam tahmin ettiğim gibi kıyafetler evde unutulmuş tu.
Kalabalık ama oldukça şık bir yerdi .
Köşede oturan birkaç kişinin arasında Eren'i görünce o yöne gittiğimizi anladım .
Eren ile birlikte üç kişiydiler .
Elindeki içkileri masaya getiren görümce ile birlikte dört.
Görümce?
Sahi ismi neydi acaba?
Bizi görür görmez koşarak kolumdaki Aren'e sarıldı.
'Hoş geldin.'
Uzaklaşırken suratındaki memnuniyetsiz ifade ile bana döndü.
'Seni görmek ne güzel.'
'Seni de öyle görümce.'
'Efendim.' Dedi şaşkınlık sesine yansımıştı.
Ups!
'Bu kadar da olmaz ' dedi Aren gülerek .
Artı üç çift bakışı daha üzerimde hissedince utançla başımı eğdim.
Belimden tutarak yürümeme yardımcı olan Aren hala gülüyordu.
'Aren giderim bak!' Diye tehdit ettim .
'İzin vermem.' Dedi kanepeye otururken.
Kısa süre içinde hepsi ile tanışmıştım.
Kumral olan Cenk, sarışın olan Alp ve görümcemin ismi Su idi .
Halbuki su gibi berrak olmaktan oldukça uzaktı .
Eren getirdiği içeceği bana uzatırken ben söyleyemeden Aren lafa daldı .
'Mehir alkol almayacak.'
'Hamile olmadığını sanıyordum.' Diyen Eren ile birlikte ikinci kez tüm dikkatler bendeydi.
'Değilim zaten , sadece çarpıyor.'
'Ozaman sana alkolsüz meyve kokteyli getiriyorum?'
'Olur' dedim gülümseyerek.
Daralmıştım.
Düğmelerimi açarak paltomu çıkardım.
Ve tepki başarılı!
Göz ucuyla beni gören Aren inanamamış gibi bir daha bakmış daha sı içki boğazına takılmış öksürüyordu .
Gülmemek için ağzımı kapadım .
'Kokteylin geldi'
Eren in nidası ile birlikte nefes alıp içeceğime uzanırken Su hareket ederek kokteylin üzerime dökülmesine sebep oldu.
Herşey okadar hızlı olmuştu ki eminim kimse nasıl olduğunu anlayamamamıştı.
Ama ben görmüştüm işte.
Aren bana bakıyor diye yapmadıysa bende Mehir değilim .
'Ben bir üzerimi temizleyip geliyorum' dedim Aren'e bakarak.
'Tamam' dedi kaşlarını çatmış bana bakarken.
O sinirle lavaboya girmiş üzerimi silerken gelen kapı sesi ile arkamı döndüm.
Neden hiç şaşırmadım acaba?
'Demek sevgili ha?' Dedi .
Kapıya yaslanıp kollarını birbirine bağladı.
'Seni şaşırtan ne?'
'Beni şaşırtan kendini buna nasıl inandırdığın.'
'Aren'i tanıyorum onun için bir gecelikten fazlası değilsin ve yakında tarih olacaksın.'
'Sence bir gecelik birini arkadaşlarıyla tanıştıracak biri mi Aren?'
'Üstelik biz Aren ile birlikte olalı aylar oldu.'
Gerilmişti.
'Yalan söylüyorsun.'
'Hayır.'
'Bak' dedim karşısına geçerek 'Aren ilk ve son kez birlikte olduğum adam.'
'Bir süre sonra ise evlendiğim adam olacak.'
'Bunu beynine kazısan iyi edersin.'
'Sen her zaman kardeşi olacaksın.'
'Benim dedikodunu yapacağım şeytan görümce , çocuklarımızın ise sevmediği halası olacaksın.
Oh , tüm sinirimi boşaltmıştım.
Omzunu iterek kapıyı açtığımda karşıma çıkan Aren 'Mehir sen iyi misin?' Diye sordu .
'Çok iyiyim .' Diye cevapladım hemen arkamdan gelen Su'ya yol vererek.
İkimizde halimizi belli etmiyorduk.
Tam zamanıydı.
'Aren?'
'Efendim?'
'Bu gece seninle kalacağım ve biraz başım ağrıyor, yukarı çıksak olur mu ?'
'Olur , olur çıkalım.'
Işıldayan gözleri hiç hayra alamet değildi ama Su'ya kolay lokma olmadığımı göstermem gerekiyordu .
'Paltomu alsaydın?' Dedim elimden tutmuş beni asansöre çekiştirirken.
Of o şeytana söyleyeceğim son birşey daha vardı ya .
Ayrılmamıştı ki Aren yanımdan .
'Getirirler paltonu' diye cevapladı beni asansörden inmiş odaların olduğu koridorda ilerlerken.
Eyvah!
Ne diyecektim ben şimdi buna ?
Kesin çok farklı düşünceleri vardı bunun .
Yatıp uyumak için acele ile çıkarmaz ki beni bu herif.
Bu sefer hapı yuttun Mehir!