Girift

By remsnl

2.2K 628 320

Geçmişin tozlu kırıntıları rüzgarda savrulup kaybolmuştu.Her bir kırıntısı acı dolu,hatırlanmak istenmeyecek... More

----
-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-

-7-

140 50 18
By remsnl

               
               Gözlerimi zorlukla araladığımda,nerede olduğumu algılamaya çalıştım.En son kantinden kendimi güçlükle attığımı hatırlıyordum.Ondan sonra ne olmuştu?Bu her tarafı beyaz renkle çevrili yer ya okulun reviri idi ya da ben, fazla acıya dayanamamış ölmüş ve cennete düşmüştüm.

                Birincisinin ikincisine oranla daha gerçekçi olduğunu düşünsem de emin olmak açısından etrafa bir göz gezdirdim.Sadece gözlerimi hareket ettirebiliyordum ki bunu bile güçlükle yapabiliyordum.Boğazımın kuruduğunu hissettim. Yanıbaşımda duran sehpanın üstündeki suyu içtim.Hafifçe yutkundum.

                Ata'nın tanıdık siması görüş alanıma girdiğinde,yattığım yatağın hemen sağındaki sandalyede uyukluyordu.Bana refakatçilik yaparak dersten kaytarmış ve bunu elinden geldiğince iyi değerlendirmeye çalışıyordu.Ona yakın olan işaret parmağımla,onu hafifçe dürttüm.Tepki vermeyince bir daha ve bir daha dürttüm.Son ki dürtmem de daha çok bir gayret göstermiş olacağım ki kafası yana hızlı bir şekilde düştüğünde,kendine gelmişti.

                 "Sonunda"konuşurken zorlandığımdan, çıkan hırıltılı sesime karşı yüzümü buruşturdum.Daha da endişeli bakıyordu şimdi.

                 "Fıstığım,İyi misin?Canın mı acıyor?Bizde de kalp var ama niye böyle şeyler yapıyorsun?Bayılmak falan.Hem de öğle vakti.Buraya nasıl geldim haberin var mı?İki dakika yalnız bırakılmaya gelmiyorsun.Neyse,asıl önemlisi kim yaptı bunu sana!"işaret parmağını gözüme sokarcasına salladı

                "Hemen anlat.Kıytırık yalanlarla değil,düzgünce"emir verir gibi konuşmuştu ki amacı da buydu.

                Yüzümü buruşturdum."Kalp mi var.Görende doksan yaşında dede sanacak"sinsice sırıttı.

                "Değiştirme konuyu küçük cadı.Tanımıyorum sanki seni"eliyle saçlarımı karıştırdı.

                "Abini kandırabileceğini mi sandın?"pes etmişlikle beraber zorlukla doğrulmaya çalıştım. Doğrulmam için kolunu uzatan abime,kalkarken ağzımdan kaçan iniltimin arasına, zorlukla yerleştire bildiğim bir "Sağ ol." kelimesiyle karşılık verebilmiştim.

                Doğruları söyleyecektim. Ben normalde susan biri veya bana eziyet etmesine rağmen 'başımız ağrımasın' diye susacak bir kız değildim.Şu zamana kadar sırf benimle konuşsunlar diye ne yaramazlıklar yapmış,diklenmiş sonrasında da çokça azar yemiştim.Gerçi azarları bile hoşuma gidiyordu.Dedim ya kötü veya iyi bir ilgiye ihtiyacım vardı.Ergenlik yıllarımın başlarında içime kapanmış olsam da ondan öncesi hayli yaramazlık yapmıştım.Bu yüzden susmamalı, bunu neden yaptığını öğrenmeli,kim olduğuyla ilgili bilgi almalıydım.Su....Bu isim tanıdık bir his barındırıyordu.Ama bu his kalbimi sıkıştıran bir histi.Hatırlayamadığım geçmişim de, onunla ilgili 'bir kaç küçük anım bulunuyor muydu?' emin değildim ama aşırının aşırısı olan korkumun sebebini açıklığa kavuşturmalıydım. Zihnim benimle oynuyordu.Kurban ve failin ikisini de aynı bedenin içinde taşıyordum.Bu da yine, zihnimin içindeki gömülü geçmişimden kaynaklanıyordu. 

               Gözümün önünde bir sağa bir sola sallanan ellerle kendime gelip "Ha?" dedim.Kafama ufak bir şaplak attı.

               "Daldın gittin.İyi güzel gittin de, sabırsız bir abiyi böyle bekletmemen lazım.Hadi anlat o salak kimmiş .Yoksa o Çağrı denilen herif mi yaptı bunu sana."sinirle tam bir adım atmıştı ki aklına gelen düşünceyle attığı adımı geri aldı.

              "Haa...O kız değildi.Doğru ya.Seni buraya getiren kız, bana olayı çıkartanın, kız olduğunu söylemişti."kafasını kaşıdı.

              "Anlatsana artık fıstık.Acun Ilıcalı gibi 'Açıyorum...açıyorum...' deyip tam söyleyecekken reklam arası verirmişcesine susuyorsun." elimde olmadan kıkırdadım.

              Hemen ardından iki kaşımda havalandı "Beni buraya bir kız mı getirdi?Tanıyor musun?"oflayıp acı çekermişcesine inledi.

              "Eğer soruma cevap vermeyip saçmalamaya devam edersen hastaymış,yorgunmuş felan dinlemem alırım ayağımın altına ha!"sinirli gibi görünmeye çalışan bakışları en şirin gülümsememi göndermem ile yumuşamıştı.Sinirli yüz hatları biraz olsun gevşemişti ki şu an sinirli bir abi başımı daha çok ağrıtmaktan bir şey yapmazdı.

             "Su...Adı su..."kafası yerde olan abim bir anda başını kaldırıp ciddi bir surat ifadesine büründü.Doğru anlayıp anlamadığını doğrulamak istercesine yineledi.

             "Kim dedin?"bıkkın bir şekilde tekrar ettim.

             "Su diye bir kız işte."omuz silktim.

             "Gelip durup dururken elimdeki tepsiyi üzerime fırlattı ve saçma sapan bağırmaya başladı.Bende anın şokuyla bir süre sessiz kaldım.Sonrasında uğraşmamak için kantinden çıkıp spor salonuna gittim.Sabah da çok bir şey yemediğimden olsa gerek vücudum yorgun düşmüş, bayılmışım."diyerek saçma bahanelerimi sıraladım.Umarım inandırıcı gelirdi. Abim zeki gibi görünürdü ama yüzeysel düşünür,davranırdı.

            Bana tek kaşını kaldırıp baktı.Şirince gülümsememi daha da ekstra boyuta taşıdıktan sonra cevabını beklemeye başladım.

           "Ben her sabah o tabağında ki zeytinler bitecek demiyor muyum?Bak nasıl bayılıyormuşsun!Bir daha yeme de göreyim ben seni."yüzümde ki şirin gülümsemem solmuş, sevimsiz bir surat ifadesine dönmüştü.

           "Siyah zeytin sevmediğim halde kimse onu benim ağzıma sokamaz.Bayılmam umurumda değil hem dersten kaytarmış oluyoruz fena mı?"Tek kaşını kaldırdı.

          Kafama sert bir tane geçirdi.O şaplaktan sonra bu daha mı acı olmuştu ne?Kafamı ovuşturup ona, sanki onu birazdan lazerle ışınlayacakmışım gibi baktım.

         "Bak bir de dediğine bak!Hele bir daha bayıl.O zaman..."derken sözünü kestim.

         "Ne?O zaman ne?"iki kaşımı da kaldırmayı ihmal etmemiştim.

         "Sana bir daha kitap almayabilirim.Aylık dergi aboneliğini durdurabilirim.Biriktirdiğin posterleri yırtabilir,eve bir daha pizza veya benzeri şeyler sipariş etmeyebilirim.Ha.Birde değerli dvdlerin vardı. Daha sayayım mı?"korkmuş gözlerle bakmaya başladım.Hayır.Bunu benim gibi bir genç kıza yapmamalıydı.Doğanın kanununa aykırıydı.

         Abime sıkıca sarıldım."Abicim bayılmak da neymiş.Ne bayılması?Kim bayılma demiş.Ben kestireyim derken derin bir uyku çekmişim sadece.Hem ben abimi üzer miyim hiç."ayrılıp yanaklarını sıktım.

        "Hem o bensiz ne yapar sonra."ellerime vurdu.

        "Tamam cadı,yeter."yanağına bir öpücük kondurdum.

        "Abi! Sen,en iyisisin."yanağındaki ıslaklığı elinin tersiyle silerken,yüzündeki tebessüm onu yumuşattığımı yani hedefime ulaştığımı gösteriyordu.

         Kapının sesiyle aramızdaki konuşma, daha doğrusu uzun öğüt sonrası yumuşatma çabalarım, sona ermişti.Çok güzel bir kızdı.Kimdi bu?Aklıma niye kız deyince Çağrı geliyordu.Neyse Çağrı'yı şu an düşünmemin saçma olduğunu kendime telkin ederek kıza döndüm.Görüntüsünün aksine bir kız olmamasını umdum.

        "Uyandı mı?"bana döndü bakışları.Uyanık olduğumu fark ettiğinde hızla yanıma ulaştı.

        "Uyanmışsın."elini tutmam için uzattı.

        "Ben Işık.İlk karşılaşmamız için çok uygun bir yer değil mi?"Kıkırdadı.Elini tutup,hafifçe sıktıktan hemen sonra kendi elini çekmişti.Yerinde duramayan bir yapısı var gibiydi.

        "Seni taşıyana kadar neler çektim.İnanamazsın!"tek kaşını kaldırıp indirdi.

         "Tabi ben ve güçlü kaslarım."tişörtünü sıyırıp olmayan kaslarına baktıktan sonra bana dönüp göz kırptı.

         "Birde ufacık bir yardımla." bunu yüzüme yaklaşarak ve fısıltılı bir ses tonu kullanarak söylemişti.Geri çekildi.

         "Neyse iyisin değil mi?"elimi anlına koydu.

         "Ateşin de yok."iki omzumdan tutup beni kendine çekti.Şaşkın bakışlarım devam ediyordu.Öyle bir elektriği vardı ki kesilse bile jeneratör devreye geçecekmiş gibi görünüyordu.

         "Seni öyle yerde gördüğümde ne kadar korktum biliyor musun!İyi ki bir şeyin yok."derin bir nefes verdi.Hareketli olması hoşuma gitmiş olmasıyla birlikte enerjisini onda sevimli bulmuştum.

         Şaşkınca gülümsedim.

          "Ben iyiyim ama nefes alıp vermezsen bu gidişle."yaslanır vaziyette durduğum yatağımı işaret ettim.

          "Sen burada olacaksın."derin bir nefes alıp,sözümü dinlediğini belli edercesine eliyle de nefesine eşlik etti.

          "Doğru.Hızlı konuştum biraz ama ne yapayım?Endişelendim.Dur bir daha sarılacağım."yine kollarını bana sarmıştı.

           Orada olduğunu neredeyse unuttuğum abim,boynuma kollarını dolayan Işık'ı "Yeter bence bu kadar." diyerek geriye çektiğinde abime döndüm.

           "Sıkıntı yok abi. Endişelenmiş olduğu belli."Işık araya girdi.

           "Hem de çok."başını aşağı yukarı hızla sallarken.

            "Endişelendirmek istemezdim."yataktan çıkarak yerde bir iki adım attım.Biraz ağrım vardı ama belli etmek istemedim.

            Yavaşça etrafımda bir tur döndüm.

            "Bak.Gördün mü?İyiyim."abim kaşlarını çattı.

            "Geç yatağa hemen küçük cadı.Daha yeni uyanmış, iyiyim diyor.Ben şimdi sana yiyecek bir şeyler getireceğim.Sende uslu duracaksın.Işık da yanında hem.Konuşursunuz."deyip revir kapısından hızla çıktı.Işık abimin arkasından kapıya gidip tam olarak gittiğinden emin olduktan sonra, hızla oturduğumdan yatakta açılan boş yere oturup, bağdaş kurdu.

            "Abine bir şeyden bahsetmedim ama seni bulduğumda oldukça kötü görünüyordun.Ne olduğunu anlatmak ister misin?"dudağımı dişledim.Kimseye anlatmamıştım ki.Kafamı eğdim ve ayakkabı bağcıklarımla oynamaya başladım.

            Kafasını anlayışla salladı."Anlatmak zorunda değilsin zaten. Abinin bilmediği bir şey olduğunu varsayıyorum."kafamı aşağı yukarı salladım.

            "Bilmiyor.Sadece açlıktan bayıldığımı bilmesi daha iyi.Saklarsan sevinirim."sıcacık gülümsemesi eşliğinde bana doğru eğilip

            "Ne sandın.Ben tam bir sır küpü gibiyim."bilmişlikle işaret parmağını kendine doğrulttu.

            "Benden sır çıkmaz."Elini sol göğsünün üstüne koydu.

             İşaret parmağı bana döndü.

            "Hem seni sevdim."yanaklarımı sıktı.

             "Çok tatlısın."yanaklarımı sıktığından kelimeler ağzımda yuvarlandı.

             Bana ne dediğimi anlamak ister gibi "Ha?"dediğinde elini yanaklarımdan çekip acıyan yanaklarımı ovuşturdum.

              "Abimi şimdi anlayabiliyorum."yüzümü buruşturdum.

             "Acıyor."Işık kahkaha atmıştı.Kaşlarımı çattım.

            "Ne?O haldeki surat ifadeni görseydin,sende duramazdım."Bir süre onu izledikten sonra ben de kendimi durduramamış kahkahalarımı serbest bırakmıştım.

            "Bende seni sevdim."yüzüne doğru yaklaştım.

            "Çok tatlısın."onun dediklerini aynı mimiklerle ve aynı ses tonuyla takip ettiğimde ikimizin de kahkahaları üst düzey bir seviyeye çıkmıştı.

             Gözyaşlarımı silerken gözüm eline takıldı.Elinde bir alyans vardı.Alyans olan elini tutup görmesi için ona çevirdiğimde gülümsedi. 

              "Bu duyduklarından sonra şaşırmaman için uyarıyorum.Yani çığlık filan atma."göz kırptı.

              "Hazır mısın?"meraklanmıştım.

               "Evet."derin bir nefes verdim.

               "Ben...evliyim.Aslında evliyim derken yeni evlendim sayılır.Yani yaklaşık bir dört beş ay oldu gibi."saçlarını karıştırdı.

               "Yoksa üç müydü?Ya bence dört olmuştur yan-"derken dudaklarına işaret parmağımı durması için  koydum.

               "Ne!"diye çığırdım.Aceleyle hızla elini ağzıma koydu.

               "Önceden uyardım ama.Tamam tuhaf bir şekilde erken buluyor ve yadırgıyor olabilirsin ama bazı durumlar bunu gerektirdi ve ben onu çok seviyorum,gerçekten."bakışlarımla ağzımın üstündeki elini işaret ettim.

               "Ha.Tabi çekerim elimi."elini çekti.

                "Hamile misin?"dediğimde bu kez "Ne!"diye çığıran o olmuştu.Dışarıdan nasıl duyuluyordu acaba?

                "Saçmalama Evren.Ne hamilesi başka durumlar var.Sonra açıklarım." etrafa bakındı.

                "Burası pek iyi bir yer değil."aklıma gelen şeyle konuştum. 

                 "Adımı söylememiştim ben?"kafasını aşağı yukarı salladı.        

                 "Abin."

                 "Peki...Kim bu şanslı damat.Bizim okulda mı?"

                 "Yani bugün işi vardı gelemedi ama bu okulda."tam adını soracaktım ki Işık'ın telefonu olduğunu tahmin ettiğim telefon çalmaya başladı.

                 "Bir dakika."eliyle de cümlesini desteklerken telefonu açtı.Gideceğini düşünmüştüm.Sonuçta daha yeni tanıdığı birinin yanında konuşma yapmak istemeyebilirdi.Ama öyle olmadı.

               "Alo aşkım."ve evet arayan müstakbel damadımızdı. 

               "Evet..."

               "Çağrı yanında mı?"kafamı hızla kaldırdım.Çağrı?Hangi Çağrı?Bizim Çağrı?yüzümü buruşturdum.Bizim çağrı mı demiştim ben az önce?

              "Tamam Burak.Tamam.Bende revirde biraz daha kalıp çıkarım okuldan."Bana kocaman gülümsedi.

              "Yeni bir arkadaş edindim.Çok tatlı.Tanıştırırım bir ara."

              "Öptüm."telefonu kapattı.

              "Bir an 'Önce sen kapat' gibi konuşmalar beklemiştim, kabul."Gözlerini kocaman açarak kıkırdadı.Bir eliyle ağzını kapatmıştı.

              "O kadar da değil."başımı iki yana salladım ve onu taklit ettim.Belki azıcık abartı bir şekilde olabilirdi.

              "Alo aşkım..."derken 'aşkım' kelimesini uzatmış,biraz daha abartarak konuşmuştum.Başını geriye atıp kahkaha attı.

             "Tamam.Komikti,kabul."gülmeye başladık.

            Kapı tık tıklandı.İçeri aramızda iyi bir etkileşim sağlayamadığım kantinin yemek tepsisi ve bir adet abim Ata girdiğinde Işık gülmemek için yutkunmuş,bende az önce yaptığım hareketi sanki hiç yapmamışcasına rahat görünerek yerimde yayılmıştım.

Continue Reading

You'll Also Like

4M 66.8K 58
Eğlencesine gidilen konserde bir insanın hayatı değişebilir mi? Unutulan anılar adına nasıl birine aşık olabilir?
ASYA By Su

ChickLit

297K 16.9K 34
Abi kitapları kıtlığı çekiyorsanız doğru yerdesiniz. Bölümleri yazdıkça atacağım. "Onu istemiyorum." Nefret dolu bakışları bendeyken babamdan uzakla...
742K 46.4K 50
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
442K 29K 25
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...