SENİ BIRAKMAYACAĞIM 2

By Autumnia

185K 6.2K 3.7K

Siz hiç başlı başına ''İmkansız'' olan birisine aşık oldunuz mu? Okyanus misali derin olan mavilerin'de boğu... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Bölüm
38. Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
44.Bölüm Final
Özel Bölüm I
Özel Bölüm II
Özel Bölüm III SON!

43.Bölüm

2.3K 75 12
By Autumnia



Multimedyadaki şarkı ile birlikte okuyun lütfen. Ayrıca görsel de efsanedir Bilgilerinize. 



Göz kapaklarımı aralar aralamaz, kalçalarımın ağrısını vücudumun her bir zerresinde hissetmeye başladığımda ''Lanet Olsun!'' Diye tıslamadan edemedim. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştığımda ise, acıyı en derinlerimde hissettim ve o an yanımda, kanepenin üzerinde mışıl mışıl uyumaya devam eden herifin yüzüne yastığı basmak istedim. Fakat lanet herif o kadar güzel uyuyordu ki, içimdeki öldürme arzusunu bastırmak zorunda kalıp, yavaş adımlarla ofisin ebeveyn banyosuna gitmek zorunda kalmıştım.

Yavaşça banyonun kapısını aralayıp, musluğu ılık suya ayarladım ve duş almaya başladım. Su ılık olmasına rağmen kalçalarıma her değdiğinde acıyı daha da fazla hissediyordum. Acaba yırtıldı mı? Diye birkaç kez kontrol etsem de yine de içimde şüphe yok değildi. Belki de ben abartıyordum, bilemiyordum. Acıyacağını biliyordum elbette fakat bu kadar çok hissedeceğimi tahmin etmemiştim. Demek ki ben bakire birileriyle düzüştüğümde onlar da böyle hissetmişti. Şimdi daha iyi anlıyordum. Keşke daha dikkatli olsaymışım o zamanlar.

Eh, eden bulur diye boşuna söylememişler. Ettik. Bulduk.

Fakat intikam soğuk yenilen bir yemekti. Ne olursa olsun alacaktım öcümü. Beni pasif yaparak onurumu ayaklar altıma alan bu herife dünyanın kaç bucak olduğunu göstermeliydim. Gerçi her ne kadar böyle söylesem de, inanılmaz iyi hissettiğim su götürülemez bir gerçekti. Netice hayatımda yaptığım en iyi seksti. O kadar çok boşalmıştım ki bir noktadan sonra saymayı bırakmış, kendimi tamamen zevke teslim etmiştim.

Fakat yine de öc alınmalıydı. Neticede ilişkilerde her zaman bastıran ve bastırılan bir taraf vardı. Her zaman baskıcı bir taraf olur ve ilişkiyi bastıran taraf kontrol ederdi. Gerçi biz henüz bir ilişki yaşamasak da yine de onun bastıran taraf olmasına izin veremezdim. İnsanlar eşitti. Peki neden ilişkiler de eşit olmasın? Neden iki taraf da bastıran olmasın? Sadece birinin bastıran taraf olması haksızlık değil mi? Bastırılan tarafın da üstünlüğü olmalıydı.

Derin bir nefes alıp, düşüncelerime ara verip, duştan çıktım ve yerdeki kıyafetlerimi üzerime geçirerek Aftiel'i izlemeye başladım. Yüz üstü uyumaya devam eden Aftiel, yüzünün yarısını kapatan kumral saçlarını geriye atarak gerindi ve pozisyon değiştirerek sırt üstü uyumaya devam etti. İtiraf etmem gerekirse Aftiel birlikte olduğum en seksi erkekti. Kesinlikle öyleydi. Çünkü birlikte olduğum erkeklerin yüzlerinden ziyade fiziklerine bakan biriydim ben. Neticede yüzleriyle bir işim olmazdı. Fakat bu herifin sadece fiziği değil, yüzü de inanılmaz güzeldi. Eğer Tanrı gerçekten varsa Aftiel kesinlikle onun ustalık eseri olmalıydı.

Benden sonra tabi.

Bir süre daha Aftiel'i izlemeye devam ettikten sonra yavaş adımlarla ofisin kapısını açıp, dışarıdaki temiz havayı kokladım. Temiz havayı içime çekmek iyi gelmiş, kendimi biraz daha iyi hissetmiştim. ''Acaba onunla mı kalsaydım?'' Diye düşünsem de neticede yaşadığımız şey bir ilişki değildi. Sadece seks yaptık. Hepsi bu. Kalkıp da kahvaltı edecek halimiz yok ya.

Bir derin nefes daha alıp, motorum yanımda olmadığı için küçük çaplı sitem ederek, yoldan geçen bir taksiyi çevirip, eve doğru yol aldım.

...............................................................................................

Evin kapısının tam önünde duran taksiye ücreti verip, yavaşça kapıyı açtım ve koşar adımlarla yürüdüm. Bir an önce evin içine girip, kendimi en sevdiğim koyu kahve josefinime atmak ve intikam planları yapmak istiyordum. Kapının önünde vardığımda ise cebimdeki anahtarları çıkarıp, kilidi çevirdim ve kapıyı açarak, kendimi josefinin üzerine attım ve düşünmeye başladım.

Uyandığında yanında olmayarak ona, ilişki yaşamıyoruz bebeğim, sadece seks yaptık, hepsi bu mesajı verdiğim için bir sıfır öndeydim elbette. Fakat yine de bu yeterli değildi. Daha farklı bir şey yapmalıydım. Neticede beni pasif yapmıştı. Aktif olmak zorundaydım. Yoksa bu heriften çekeceğim vardı.

Derin bir nefes alıp, düşüncelerimi sakinleştirdim ve bir derin nefes daha alarak, düşünmeye devam ettim.

Peki. Onun pasif olması için ne yapmalıydım? Benden güçlü olduğu için kaba kuvvet kullanamazdım. Orası kesin. O yüzden de daha farklı bir yol izlemeliyim. Kesici alet, ya da silah zoruyla yapmak tarzım değil. Tehdit etmek çok sıkıcı. İçeceğine uyku ilacı koymak da beni tatmin etmeyecek. İlaç olmazdı belki? Ama afrodizyak? İçeceğine biraz afrodizyak koymak onu istediğim kıvama getirebilirdi.

İşte bu! Diye düşünüp, şeytani bir şekilde gülümsedim ve üzerimdeki kıyafetlerden kurtularak, bir kez daha taksi çevirdim ve Purgatory'e doğru yol aldım.

.........................................................................................

Purgatory'e vardığımda saat daha 14:00 idi. İnsanlar biraz daha sakin, ortam ise biraz daha çekilebilir haldeydi. Fakat bugün özel bir gündü. Yanlış hatırlamıyorsam bugün Purgatory'in kuruluşunun sekizinci yıl dönümü idi. Bu yüzden de özel bir şeyler planlanmış olmalıydı. Eh, bu da benim işime gelecekti. Çünkü yılın sadece bu zamanı, mekanın sahibi Daemon Addis, vip üyelerine ek olarak, halkı da davet ederdi ve eminim ki burası iğne düşmeyecek kadar kalabalık olacaktı. Üstelik gösteriler de erken başlayacaktı.

O yüzden de hazır fırsatını bulmuşken, bar koltuklarından birine oturup, bir bira istedim ve barmeni kendime çekerek, kulağına bir şeyler fısıldayıp, elimdeki paketi kendisine verdim. Şeytani bir şekilde gülümseyen barmen, başını hafifçe aşağıya eğip, beni onayladı ve kendisine küçük bir öpücük yollayarak, sandalyeden kalktım ve şeytani bir şekilde gülümseyerek

''Hadi bakalım. Oyun başlasın'' Diye söylenip, Derin bir nefes aldım ve korumalara selam vererek içeri girdim. Kafes danslarının yapıldığı kısım diğer kısımlara kıyasla biraz daha kalabalıktı. Hemen kostüm odasına geçip, bugün için özel bir şeyler giyinmeye karar verdim. Bu yüzden de dolabı açtım ve siyah deri fakat kalça kısmı yırtık olan bir pantolon giyindim. Üstelik yırtıklıklar sadece içime giyindiğim tanga belli oluyordu. Bu da intikam için oldukça iyi idi. Şeytani bir şekilde gülümsedim ve üzerime de omuz kısımları çatal iğnelerle tutturulmuş, göğüs ve gövde kısımları yırtık olan beyaz metal baskılı bir tişört geçirdim ve ayna da kendime bakıp, bir kez daha şeytani bir şekilde gülümsedim. Çünkü üzerimdeki tişört o kadar çok yırtıktı ki, hem karın kaslarım hem de dövmelerim gözüküyordu. Üstelik meme ucundaki pirsingim de ortadaydı. Bugün hem konuklar, hem de Aftiel bayram edecekti. Orası kesindi.

Aynada son bir kez daha kendime baktım ve şeytani bir şekilde gülümseyerek, kostüm odasından çıktım.

Kafesin içine girdiğimde kalabalığın biraz daha arttığını ve insanların benim adımı haykırdığını duydum. Buna alışkındım. Evet. Fakat yine de bu çığlıkları duymak iyi hissettiriyordu. Derin bir nefes alıp, gözlerimi kapattım ve ondan geriye doğru saymaya başladım.

10

9

8

7

6

5

4

3

2

1

Gözlerimi araladığımda ise Aftiel'i tam karşımda bana gülümserken gördüm. Gözlerimi onun gözlerinde gezdirip, dudaklarımı yaladım ve şeytani bir şekilde gülümseyerek dans etmeye başladım. Vücudumu yavaş ama tahrik edici bir şekilde sağa sola sallıyordum. Çığlıklar artmıştı. İnsanlar bana dokunmak istiyordu. Ellerini uzatmışlardı. Ne kadar zavallılardı. Dişlerimi göstererek gülümsedim ve arkamı dönerek sağa sola doğru dans etmeye başladım. Kalçalarımı gören insanların çığlıkları daha da hareketlenmiş, kafes sallanmaya başlamıştı çoktan. Fakat bu benim zerre umurumda değildi. Derin bir nefes daha alıp, şeytani bir şekilde gülümsedim ve önüme dönerek bir bacağımı kafesin dışına geçirerek dans etmeye başladım.

Sadece ayaklarıma dokundukları halde deli misali çığlık atıp, birbirlerini eziyorlardı. Onların bu halleri sesli bir şekilde gülmeme sebep olmuştu.

Müziğin yüksek olmasına sanırım ilk defa sevinmiştim.

Gözlerimi tekrar Aftiel'e sabitleyip, elindeki içkiyi sımsıkı tutuşunu izledim. Göz kapaklarını kırpıştırıp, üzerindeki gömleğin üst düğmelerini çıkarmaya başlamıştı. Sanırım burası sıcak olmalıydı. Kesik, kesik nefesler alıp, terlemeye başladığında ise şeytani bir şekilde gülümseyip, müziğin bitmesini bekledim ve izleyicilerime selam vererek, kafesten çıkıp, Aftiel'in yanına doğru yürümeye başladım.

Barmen'in yardımıyla bar taburelerinden çoktan kalkmış olan Aftiel Grass 7 numaralı vip odada oldukça tapılası dururken, dişlerimi göstererek gülümsemeden edemedim. İlacın bu kadar çok çabuk etki edeceğini düşünmezdim bile. Sanırım şans benden yanaydı.

Kapıyı kilitleyip, müziği son ses açtım. Yavaşça yanına gelip, alnındaki terini sildim ve gömleğinin geriye kalan düğmelerini çıkarmaya başladım. Afrodizyak'ın etkisiyle oldukça halsiz olan Aftiel Grass'ın bana karşı gelmesine imkan yoktu. Gerçi pek de karşı durmayı istiyormuş gibi görünmüyordu.

Düşüncelerime ara verip, üzerindeki gömleği tamamen çıkardım ve gömleğinin kollarıyla, ellerini yatağın başlığına bağladım. Kelepçeler canını acıtabilirdi. Bu yüzden de onları kullanmak istemedim. Yeterince canı acıyacaktı çünkü. Yavaşça pantolonunu çıkarıp, sadece baksırla kalmasını sağladığımda ise, sesli bir şekilde yutkunmadan edemedim. Ne kadar da çok tahrik olmuştu böyle? Erkekliği benimkinden bile daha büyük olmuştu. Dudaklarımı ısırıp, yavaşça dudaklarına yaklaştırdım ve dudaklarımla, dudaklarını okşamaya başladım.

Daha sonra da dudaklarımla çenesini, boynunu ve köprücük kemiklerini okşamaya devam ettim. Fakat istediğim şey bu değildi. O yüzden de geri çekilip, karşıdaki tekli koltuğa oturdum ve yanımdaki masada bulunan şarap şişesinden, bir kadeh şarap doldurup, beklemeye başladım.

Bekledim.

Bekledim.



BİR DİĞER BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE. HOŞÇA KALIN <3

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 74K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
8.8K 489 33
Bir erkeğe aşık olmak; sınırları zorlamak, hayaller, kurallar... Neden intihar ettim? (3 bölümlü keşif ve dönüşüm hikayesi)
17.5K 1.6K 52
Feryat, Trabzon'da ailesi ile yaşayan otuz bir yaşındaki genç bir adamdı. Sekiz senedir kalbi tek bir isim ile, Ali ile çarpmaktaydı. Öyle ki Feryat'...
19.1K 1.5K 32
" Buraya ne yazılı görmüyor musun? Girilmez yazılıyor. GİRİLMEZ!" Sesi öyle korkunç çıkmıştıki kehribar gözlü adamın, ama bu hiç umurunda değildi gen...