Sevgili Hocam

By banaderlermirko

151K 3.5K 615

Sen babasın, beni koruyup kollaman gerek.. Her gece yorganın altında ağlatman değil... More

Bölüm 1: Kadir Arıkan
Bölüm 2: Sübhanallah
Bölüm 3: Dedikodu
Bölüm 4: Sanırım Bana Aşıksın
Bölüm 5: Fakir Bir Revir
Bölüm 6: Bana da Anlatın
Bölüm 7: Babamı bulalım
Bölüm 8 : Sanırım Bende Kalıcaksın
Bölüm 9 : Ben Razıyım
Bölüm 10 : Benim Kızım
Bölüm 11: Bende Bir Problem Var
Bölüm 12 : Öp Geçer
Bölüm 13 : Takdiri İlahi
Bölüm 14 : Kayıp İhbarı
Bölüm 15 : Kızın Kül, Biz Toz
Bölüm 17 : Neden Böylesin?
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Okuyun Lütfen
Hi
Yine ben geldim

Bölüm 16 : Aç Gözünü

2.9K 95 4
By banaderlermirko

***Eflal'den***

Ayağımdaki zincirden kurtulma savaşlarım devam ederken uykumda gelmeye başlıyordu. Adamların dışarı çıkmasının üstünden bayağı bir süre geçmişti. Bende içeride kendi kendime kaçma planları yapıp bozuyordum. Çünkü hiçbirinin işe yaramayacağına emindim. Tecrübe diyelim, daha önce yaptığım hiçbir plan tıkırında işlememişti. Gerçi en son planımı bakkal Ekrem abiden sakın çalmaya çalışırken yapmıştım. Onda da yakalanmıştım. Böyle şansa sıçayım işte.

"Adamlar 2 kişi Efo. Hadi diyelim birinin kafasına şu sehpayı geçirdin, diğeri yakalayacak. Eğer sonsuz bir enerjiyle dönmeye başlarsam hem beni yakalayamazlar hemde ikisine de geçiririm bence. Ondan sonra da ayağımdaki zincirle oturup bakışarak uyanıp beni öldürmelerini beklerim. Oğlum bunlar bu zinciri nerden bulmuş lan acaba? Hayır yani bildiğin mahzen zinciri. O kadar güçlüde değilim ki ben yani bir halatla zapt edilebilirim diye düşünüyorum. Ne gerek var mahzen zincirine. Kendimi zindana atılmış gibi hissediyorum-"

Bir anda kapının açılmasıyla kendi kendime konuşmayı kestim ve bakışlarımı kapıya doğru çevirdim. İkiside içeri girdi ve adının Denis olduğunu iddia eden adam bana doğru gelirken diğeri arkadan girip kapıyı kapatmıştı. Hızlıca geriye doğru kaçtığımda birkaç adım daha bana yaklaştı ve cebinden bir şey çıkarıp benim önüme doğru fırlattı. Telefonumu görünce ona kısa bir bakış attıktan sonra o arkasına dönünce hızlıca öne doğru eğilip telefonumu yerden aldım. Tuşuna bastığımda şarjının bitip kapandığını görünce hüsranla omuzlarımı düşürdüm.

"Kapanmış bu."diye söylendiğimde küçük bir şekilde güldü ve başını bana doğru çevirip omzunun üzerinden bana baktı.

"Açık vereceğimi düşünmedin herhalde."dediğinde gözlerimi devirdim ve telefonumu ceketimin iç cebine attım. Maalesef bugün bana yardımcı olamayacaktı.

"Son 5 dakika kaldı güzellik. Kurtarma timin daha fazla gecikirse, babanın emrini uygulamamız gerekiyor."dediğinde kaşlarım çatıldı.

"Ne demek babanın emri? Babam ne emri verdi ki size?"diye sorduğumda tamamen bana doğru döndü ve başını yana doğru eğip gözleriyle dikkatlice beni süzdü.

"Baban seninle beraber bu evi ateşi vermemizi istedi. Bizde sadık görevliler olduğumuz için onun dediğini yerine getireceğiz."dediğinde dehşetle dilimi yutarken ona bakmaya devam ettim.

"Ba-ba, babamı tanıyor musunuz?"diye sorduğumda başını aşağı yukarı salladı. Heyecanla gülümsedim ve sertçe yutkundum. Belki de sormamalıydım, kendimi acınası hissediyordum.

"Evet, kesinlikle tanıyoruz. Baban kendi kızını görmekten bile aciz, onun ölmesini isteyen bir cani."diye açıkladığında tüm bedenimi adını bilmediğim bir his kaplamıştı. Hayal kırıklığı. Bu beklemiyordum. Ben babamı hep iyi biri olarak şekillendirmiştim aklımda. Beni öldürmek istemesi, bunu hiç düşünmemiştim. Bu beni gerçekten hayal kırıklığına uğratmıştı.

Bir anda çalmaya başlayan telefon ile dolmaya başlayan gözlerimi adama doğru çevirdim. Cebinden telefonunu çıkardı ve yalancı bir heyecanla gülerek bana doğru döndü.

"Beklenen arama geldi. Bakalım neler olacak?"dedi ve bana kısa bir bakış atıp arkasına dönüp telefonu kulağına doğru götürdü.

"Merhaba Emel. Ihım, biraz geç kalmış gibisiniz. Çünkü son 3 dakikanız var."dedi gıcık bir tavırla ve karşı tarafı dinlemeye başladı. Hızlıca yerden destek alıp ona doğru koştum.

"Anne! Anne yardım et! Evi yakıcaklar anne! Babam istemiş anne, babamın adamlarıymışlar!"diye bağırıp adama saldırmaya çalıştıkça o beni engellemeye çalışıyordu.

"Eh!"diye bağırdı ve geri kaçarak bir anda belinden silah çıkarıp bana doğru tutunca geriye doğru kaçtım. Gözlerimi kocaman açıp olduğum yerde kalakalırken o silahı alnıma doğru tutuyordu. Zorlukla yutkundum ve geriye doğru bir adım atıp ona korkuyla bakmaya devam ettim.

"Saniyeler geçiyor Emel. Tik tak, tik tak."dedi ve telefonu kapatıp cebine soktu. Bana doğru bir adım attı ve silahın namlusunu bir anda alnımın ortasına dayadığında nefesimi tutmaya başlamıştım. Sizin alnınıza tanımadığınız bir adam namlu dayasa ne yapardınız? Ben son nefeslerimi alıyordum.

"Hüseyin. Dök benzini."dedi gözlerime nefretle bakmaya devam ederken. Diğer adam hızlıca dışarı çıktığında ben gözlerimden yaşlar akarken adama bakmaya devam ediyorum. Diğer adam elinde bir şişeyle geldi ve her yere şişenin içindeki benzini dökmeye başladı.

"Abi nolur yapmayın. Nolur bırakın beni benim size bir zararım yok. Vallahi istemiyorum babamı, unuturum giderim nolur yapmayın."diye yalvarırken ben, adam silahı indirdi ve geriye doğru iki adım attım bana son bir kez baktı. Daha sonra arkasına döndüğünde peşinden koştum ama zincire takılı olduğum için yere düştüm. Hıçkırarak ağlarken diğer adama yalvarmaya başlamıştım ama beni umursamadan dışarı çıktı ve kapıyı kapattı. Ağlamaya devam ederken dikleştim ve zinciri çekiştirip sökmeye çalıştım. Ama lanet olası şeyden kurtulamıyordum. Kısa bir süre sonra gelen yanık kokusuyla ağlamayı kestim ve gözlerimi cama doğru çevirdim. Dışarısı yanıyordu ve kapının önünde olan araba uzaklaşmaya başlamıştı. Ellerimi yanaklarıma bastırdım ve ağlamaya devam ettim. Ölücektim, kimse beni burada bulamazdı. Dumanlar evin içine dolmaya başlarken boğazım ve gözlerim yanıyordu. Öksürmeye başlarken sert bir şekilde zinciri çekip kurtulmaya çalıştım. Ayağa kalktım ve zinciri bu şekilde çekmeye çalıştım.

Ateşler evin içine girdiğinde artık sonum gelmişti. Her şey bitmişti. Bu kadardı. Tamam, hayatımdan memnun değildim evet ama bu şekilde ölmek istemiyordum. Annemi görmek istiyordum. Yavaşça yere çöktüm ve ellerimi yere bastırıp öksürmeye başladım. Duman tüm iç organlarımı yakıp geçiyordu. Kolumu burnuma bastırdım ve öksürmeye devam ettim. Başım dönmeye başlıyordu artık. Etraftaki her şeyi çift görmeye başlamıştım. Başım ağrıyordu, sanki patlayacak gibiydi. Daha fazla dik duramadım ve yana doğru devrildim. Gözlerimi kapıya doğru diktim ve ölümü beklemeye başladım. Acaba bana kim olarak gelicekti?

Gözlerim kaydığında kendimi zor tutup tekrardan gözlerimi açtım. Kapı bir anda içeri doğru devrildi ve içeri giren bir kişi ile başımı kaldırdım. İçeri giren adam etrafa baktıktan sonra benim olduğum tarafa döndü ve yanıma doğru koştu. Gözlerimi kapatıp tekrardan açtığımda Kadir hocayı görmüştüm. Bana doğru eğilmişti ve bir şeyler söylüyordu ama hiçbir şey anlamıyordum. Gerçekten mi ölüm, Kadir hoca olarak mı geldin? Bir kolunu belimden, diğerini bacaklarımın altından geçirdi ve beni kucaklayıp ayağa kalktı. Her ne kadar başımı dik tutmaya çalışsamda beceremedim. Başım geriye doğru düştüğünde gözlerim kaydı ve karanlıkla buluştum.

&•&•&

"Uyan güzel, aç gözünü. Dinle aşıkın sözünü. Vermişim sana özümü, benim ay kızım sultanım. Uyan, uyan, uyan uyan!"diye işittiğim yumuşak ve bir o kadar da uzak sesle yutkundum ve gözlerimi yavaşça aralamaya çalıştım. Bu ses kesinlikle Ali'ye aitti. Bulunduğum alandaki ışık gözümü alınca yüzümü buruşturup gözlerimi sıkıca kapattım ve bir süre bekledim.

"Uyanıyor Emel abla!"diye gelen sesle gözlerimi tekrardan açmaya çalıştım. Bu seste tanıdıktı, bu sesin Fulya'ya ait olduğuna kalıbımı basardım. Sonunda gözlerim ışığa alışınca ilk başta annemin yeşil gözleriyle göz göze geldim. Gözleri kıpkırmızı olmuşlardı ve yanağındaki çilleri belli olmaya başlamışlardı. Tahmin edersiniz ki, ağlamıştı.

"Anne."diye mırıldandığımda hafifçe gülümsedi ilk önce ve başını kaldırıp bir yöne doğru baktı.

"Uyandı."dedi ve gülümsemesi iyice büyürken gözlerini tekrardan bana çevirdi. Elini alnıma bastırıp saçlarımı geriye doğru ittirdi ve eğilip alnımı öptü. O dikleştiğinde gözlerimi ondan aldım ve baktığı yöne doğru çevirdim.

Fulya ve Ali'yi yan yana cam kenarında durduklarını görünce onlara doğru gülümsedim. Ve sonra gözlerimi onların yan tarafında küçük koltukta oturan Kadir hocaya çevirdi. Öne doğru eğilmiş, ellerini birbirine kenetlemiş bir şekilde bana doğru bakıyordu. Fazlaca ciddi duruyordu ve sebepsiz bir şekilde beni birazdan azarlayacakmış gibi hissediyordum. Bu adam beni azarlamak için dünyaya gelmişti bence.

"Bu sefer gerçekten, gerçekten hiç bir bağlantım yok hocam."diye konuştuğumda bir süre daha yüzüme ciddi ciddi baktı ve sonra gülerek başını eğip iki yana sallayarak tekrardan kaldırdı.

"Tam bir baş belasısın kızım sen. Kadir hoca bile alıştı buna."diye yorumda bulunduğunda Ali, gülerek gözlerimi ona doğru çevirdim ve gözlerimi devirdim. Her ne kadar gıcıklık yapsa bile baya haklıydı. Herkes bir şekilde benim bu uyumsuz ve sürekli olaylarıma alışıyordu zamanla.

"Kızım toparla kendini toparla. Yarın provamız var bizim. Solistsiz bir işe yaramaz bu prova."diye konuştuğunda Fulya, gözlerimi ona doğru çevirdim. Doğru ya, yarın prova vardı.

"Yarına kadar toparlar mıyım bilmiyorum. Benim yerime Ali söylese daha iyi."dediğimde Fulya sinirle kaşlarını çatarken Ali kendi kendine kahkaha atmaya başlamıştı.

"Büyük bir zevkle Eflal. Dünden razıyım biliyorsun."dediğinde histerik bir şekilde güldüm. Tam bir öküzdü ya.

"Saçmalam Eflal. Bize sen lazımsın. Ayrıca Yusuf hoca senin sesini beğendi. Gelmek zorundasın. O yüzden toparlamak zorundasın. Okay?"dediğinde ofladım. Elini bana doğru uzattığında kısa bir süre eline baktım. Daha sonra ona doğru çevirdim gözlerimi. Yalvarırcasına bana bakıyordu. Oflayıp gözlerimi devirdim ve elimi elinin üstüne koydum.

"Tamam toparlayacağım."dediğimde güldü ve eğilip hızlıca yanaklarımı öptü. Bir anda hissettiğim acıyla inledim. Ben inleyince hepsi birden hareketlenirken Fulya geriye doğru çekildi ve endişeyle bana bakmaya başladı.

"Ah! Eflal çok üzgünüm. Tutamadım kendimi biliyorsun hiperaktifim."dediğinde gülümsedim.

"Sorun değil. Çok acımadı zaten."derken yataktan destek alıp yavaşça dikleştim. Karnım guruldadığında gözlerimi hepsinin üzerinde tek tek gezdirdim.

"Şey ben, biraz açım."dediğimde annem güldü ve yanımdaki sandalyenin üstünden çantasını alıp koluna taktı.

"Ben gidip sana yiyeceğin bir şeyler alayım. Gelirim hemen."dedi ve göz kırpıp kapıya doğru ilerledi. Çıkmadan Kadir hocaya kısa bir bakış attı ve kapıyı kapatıp gözden kayboldu. Bir süre onun arkasından baktıktan sonra gelen boğaz temizleme sesiyle gözlerimi Kadir hocaya doğru çevirdim. O da Fulya ve Ali'ye doğru bakıyordu.

"Çocuklar siz biraz çıkın. Ben Eflal'le konuşayım."dediğinde Fulya hemen baş sallayıp kapıya yönelirken, Ali kulağıma doğru eğildi.

"Bak bu adam beni korkutuyor."diye fısıldadı ve yanağımı öpüp geri çekildi. Onun dediğine güldüm ve gözlerim devirdim. O ikisi odadan çıktığında Kadir hoca gözlerini onlardan alıp bana çevirdi ve ellerini pantolonunun cebine sokup gözleriyle beni dikkatlice süzdü.

"Neden öyle bakıyorsunuz?"dediğimde yanıma doğru yaklaştı ve hemen yatağımın yanında sandalyeye oturup arkasına yaslanarak beni izlemeye başladı.

"Seni kaçıranlara dair bir şey hatırlıyor musun?"dediğinde derin bir nefes aldım ve ellerimle oynamaya başladım.

"İki kişiydiler. Birinin adı Denis'ti. Diğerini hatırlayamıyorum. Sürekli babam hakkında şeyler söylüyorlardı."dediğimde olay ilgisini çekmiş olacak ki dikleşerek bana doğru eğildi ve gözlerini gözlerime dikti.

"Ne dediler mesela?"dediğinde derin bir nefes aldım ve gözlerimi kaçırıp bir süre başka bir yere baktıktan sonra gözlerim dolmaya başlayınca gözlerimi kırpıştırıp tekrardan ona doğru döndüm.

"Babamın beni öldürtmek istediğini söylediler."

Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 47.4K 60
"BANA ABİ DEME "! "Ama neden sen benim abimsin?!" "HAYIR BEN SENİN ABİN DEĞİLİM" "Ne diyeceğim peki" "Abi harici" "Tamam "Dedim yüzümdeki sırıtışıml...
1.2K 211 12
taehyun lan bütün geri zekalı orospu çocukları neden beni buluyor amk
2.5M 78.8K 59
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
1.7M 30.4K 34
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...