DÜŞMAN OKULLAR "YAZ KAMPINDA"

Von BURCUQUEEN

6.1M 316K 145K

Yıldız Koleji, sınav senelerinden önce on birinci sınıf öğrencilerini rahatlatmak amacıyla yaz kampına götürü... Mehr

1-DİKDÖRTGEN MASA ŞÖVALYELERİ
2- RÜYA
3-ASLI İLE ARAS
4- KOŞU YARIŞI
5-KUTLAMA
6-KAVGA
7-KEDİ KIZLAR
8- ROMEO BOZUNTUSU
9-ORMAN
10-BASKETBOL MAÇI
11-HAYALET
12-UFAKLIK
13-OYUN
14-İDDİA
15-VOLEYBOL MAÇI
16-OJE
17-İTİRAF
18-HASTANE
19-HEYECAN
20-YEMEK
21-AÇIKLAMA
22-KARAR
23-UYGULAMA
24-İNTİKAM
25-KONUŞMA
26-DENİZ
27-DÖVÜŞ
28-PLAN
30-ALAY
31-KAMP ATEŞİ
32-HASTALIK
33-İFŞALAR
34-DEĞİŞİM
35-PİŞMAN
36-YUMRUK
37-BARIŞMA
38-MAÇ
39-SİGARA
40-ASLINUR
41-MÜDÜRLER
42-YÜZME
43-AİLE YEMEĞİ
44-MÜZİK YARIŞMASI
45-KISKANÇLIK
46-DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ
47-DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ-2
48-İLK
49-MUTLU
50-TARTIŞMA
51-CEZA
52-STÜDYO
BÖLÜM DEĞİL
53-GİZEMLİ ŞAHIS
54-ARAŞTIRMA
55-KORKU
BÖLÜM DEĞİL, AÇIKLAMA
56-GİZLİ ŞEYLER
57-DÜŞÜNCE
58-KÜSLÜK
59-KÜSLÜK-2
YAZA KADAR ASKIDA
HIZLI BİR ÖZET
60-KAZA
61-SAĞLIK
YKS'YE 53 GÜN VAR
62-İKNA
63-TABURCU
64-KEBAP ORDUSU
65-SON
BEŞ YILLIK SERÜVEN
KİTABIMLA GURUR DUYUYORUM
ÖZEL BÖLÜM-1
KARAKTERLER HAKKINDA İTİRAFLAR

29-YARDIM

87.8K 5.3K 1.7K
Von BURCUQUEEN

Merhaba,

Önemli bir not yazıyorum, lütfen okuyun.

Bölümün kısa olduğunun farkındayım fakat kısa bir süre içerisinde ancak bu kadar yazabildim. Bugün tatile gidiyorum ve telefonum bozulduğu için, gittiğim yerde de bilgisayar olmadığı için üzülerek söylüyorum ki yaklaşık yirmi gün boyunca bölüm yazamayacağım. Ama geldiğimde uzun ve sık bölümlerle hikayeye devam edeceğime emin olabilirsiniz.

Kendinize iyi bakın, iyi okumalar!



Esen akşam meltemi saçlarımı hafifçe uçururken bağdaş kurduğum şezlongta elimdeki listeyi inceliyordum. 

Gülsu, Seda, Hazal, Ömer, Can.

Bizim okula yapılan oyunda broşürler ve ses bombalarını hazırlamada büyük emeği geçmiş kişilerden sadece beşi. Başka kişilerde vardı elbette fakat onları Elçin'den öğrenecektim. Zeynep ise diğerleriyle birleşmiş bulduğumuz isimlerin kim olduğunu, hangi kulübede kaldıklarını falan araştırıyordu.

Elçin'e sahilde buluşmak için attığım mesajın üzerinden henüz on dakika bile geçmemişti ki, yanımdaki şezlong çekildi. Şezlonga oturan Elçin bana meraklı gözlerle bakıyordu. 

"Bir sorun mu var?" dedi.

Toparlanıp ona doğru döndüm ve konuştum.

"Hayır bir sorun yok. Ama yardımına ihtiyacım var, "

"Dinliyorum," dedi ve dikkatle bana bakmaya başladı.

İşte şimdi Elçin'in dost mu düşman mı olduğunu öğrenme zamanıydı. Yaptığım şey büyük bir aptallık olabilirdi, Elçin gidip her şeyi diğerlerine anlatabilir ve planımızı mahvedebilirdi fakat risk almaya değer olduğunu düşünüyordum.

"Bizim bir planımız var arkadaşlarımızla," dedim. "Bu konuda senin de yardımına ihtiyacımız var ve yardımının da bir karşılığı olacak."

Yardımının karşılığı olarak ona ve birkaç arkadaşına planımızı uygulamayacaktık. Zaten bu ses bombası oyununda onun görev aldığını da sanmıyordum. Sonuçta beni girmemem için uyarmak amacıyla aramıştı. 

"Planını dinliyorum," dedi.

Anlatmaya başladım.

"Bildiğin gibi sizin okulun bize yaptığı ses bombası oyunu oldukça ağırdı. Ve bunun elbette bir karşılığı olacak. Fakat bu karşılığı okulunuzdaki herkese değil, sadece bize yapılan şeyi planlamada, hayata geçirmede görev alan kişilere yapacağız. Ve bu noktada da sen devreye giriyorsun."

"Benden görev alan kişileri öğrenip sana söylememi, kendi okulumu satmamı mı istiyorsun?" dedi.

Başımı evet anlamında salladım.

"Peki bu şeyden alacağım karşılık ne olacak?"

"İstersen yakın arkadaşın olan birkaç kişinin üzerinde planımızı uygulamayacağız. Ve, " deyip kendimi gösterip devam ettim. "Güvenimi kazanacaksın. Arkadaş olabiliriz,"

"Uygulayacağınız plan ne?" diye sordu.

Alt dudağımı ısırıp onu yanıtladım.

"Kabul etmeden söyleyemem, üzgünüm."

Başını onaylarcasına salladı.

"Sen zaten güvendiğim bir kızsın. Yani Barış güveniyorsa bende güvenebilirim sana, " dedi.

 Bakışlarımı kaçırdım. Barış'ın bana güvendiğini düşündüğü için mutlu olmuştum. Fakat Barışla bu kadar yakın olmaları biraz sinirimi bozmuştu açıkçası. Yine de hafifçe gülümseyip konuştum.

"Teklifimi düşünürsün o halde?"

Ayağa kalkıp yine başını salladı.

"Düşünürüm."

----------

"Bu Elçin bizi kandırıp yanlış kişi isimleri vermesin?" dedi Kaan.

"Sanmıyorum," dedim. "Biz zaten her ihtimale karşı kontrol ederiz."

"Kim bu Elçin?" dedi Kerem.

Telefonumdan WhatsApp'a girdim ve numarasının nereden geldiğini hatırlamadığım Elçin'in profil fotoğrafını açtım.

"Görmüşsünüzdür muhtemelen," dedim. "Hazallarla takılıyordu."

"Hazallarla takılan bir kıza mı güveniyorsun?" dedi Aras.

Hasan gibi o da fotoğrafa bakmamıştı bile. Bu devirde başının bağlı olması zor bir şey olmalı.

'Barışla takılan birine güveniyorum,' demek istesem de tabii ki demedim.

"Evet," dedim sadece.

Kerem fotoğrafa bir bakış atıp önüne döndü. Kaan neredeyse yarım dakika kadar fotoğrafı inceledi. Sonra da konuştu.

"Bu kızı görmüştüm, Barış'ın yeni sevgilisi falan galiba."

"Hayır," diye atıldım anında. "Onlar sevgili falan değiller!"

Erkekler bana garip garip bakarken kızlar 'bşks' bakışları atıyordu. Açıklamam gerekiyordu ve ben ne diyeceğimi bilmiyordum. En iyi yaptığım şeyi yapmaya karar verdim.

Saçmaladım.

"Ya yani şimdi düşününce Elçin tamam güzel kız falan ama bence Barış onun seviyesinin üzerinde yani. Aslında Barış Gülsu'nun da seviyesinin üzerinde. Bence Barış hepsinin üzerinde."

Aslı'nın şiddetli öksürüğü ile kendime geldim ve erkeklerin bana attığı öldürücü bakışları fark ettim. Sahte bir kahkaha atıp konuştum.

"Ya ben ne diyorum? Ne diyorum ben ya? Ben diyorum ya ne?"

İşleri daha da batırdığımın farkındaydım. Kızlardan yardım bekliyordum fakat onlar da söyleyecek bir şey bulamamış gibiydiler. Bir kahkaha daha attım ve hiç duraksamadan konuşmama devam ettim.

"Tabii ki de şaka yaptım arkadaşlar. Hem ben esmer severim beni bilirsiniz. Yani ben ne diye gidip Allah'ın sarışın taşı-" öksürüp konuşmama devam ettim. "Sarışın taşkın mal insanına bakayım?"

"Son otuz saniyedir söylediklerini anlamıyorum," dedi Hasan.

"Klasik Melis işte, Elçin'in hiç sevmediği biriyle yakın olmasını kıskanmış olmalı," diyerek durumu toparlamaya çalıştı Aslı.

Diğerleri bu konunun üzerinde fazla durmadı fakat Kaan bana uzun süre tip tip bakışlar attı. Bir şey anlamamış olması için içimden bildiğim duaları okudum. Lütfen Kaan bir şey anlamamış olsun. Süpaneke bismillah amin!

O sırada telefonuma gelen bildirim beni düştüğüm durumdan kurtardı. Hemen elime alıp gelen mesaja baktım. Elçin WhatsApp'tan bir fotoğraf atmıştı. Ve tahmin ettiğiniz üzere bu fotoğrafta yardım edenlerin ismi yazıyordu, yaklaşık on beş isim.

'Barış ve Hakan yardım etmedi ama yine de onlara bir şey yapmamanı rica ediyorum.' yazmıştı mesaj olarak da.

'Barış'a istesem de bir şey yapamam, o çocuğun ifşa fotoğrafı olamaz.' yazmak istesemde yazmadım tabii ki ve mutlulukla bağırarak bizimkilere bu güzel haberi verdim.

"Elçin yardım etmeyi kabul etmiş ve bize liste hazırlayıp fotoğrafını atmış!"  

Kızlarda kendi aralarında sevinirken Kaan konuştu.

"Listenin güvenilirliğinden emin olmalıyız."

"Oluruz oluruz," dedi Zeynep. " Melisle ben kontrol ederiz."

Elçin'e kısa bir teşekkür mesajı attıktan sonra bizimkilere döndüm. Erkekler Kayalardan bir arkadaşım olmasına olumlu gözle bakmasalar da bir şey demiyorlardı.

"Kafeteryaya mı gitsek?" dedi Aslı.

"Şimdi akşam yemeğine kadar denize girelim, yemekten sonra gideriz kafeteryaya." dedi Aras.

Aslı mantıklı bularak onayladı.

"Deniz demişken," dedi Kerem. "Denizle konuşmanı istemem zaten ama senin Deniz'e üzülüp arkadaşlığı devam ettirmeyi teklif edeceğini düşünürdüm."

"Bilmiyorum," dedim. 

Söyleyeceklerimi toparladıktan sonra devam ettim. 

"Onunla bir yıldır görüşmüyorduk ve araya giren zaman onu değiştirmiş. Sanırım onunla arkadaş kalmak istemiyorum."

"Dün samimiyken bugün sadece selamlaşır hale gelmemiz garip," dedi Hasan.

"Selamı da keseriz yakında," dedi Kaan. "Artık sevmiyorum şerefsizi."

Ezgi Hasanla beraber oturduğu yatağından Kaan'a öldürücü bakışlar attı. Hasan'da ona ayak uydurdu. Onlara gülerek bakan, Kaanla beraber Zeynep'in yatağında uzanan Kerem konuştu.

"Bu odada küfür yasak kardeşim, küfre devam edeceksen siktir git."

Hepimiz kahkaha atarken Ezgi kaşlarını çattı. Hasan da kıkırdadığı için onun omzuna vurduktan sonra ayağındaki terliği çıkarıp Kerem'in kafasına fırlattı. Neyse ki Kerem son anda eğilerek terlikten kurtuldu.

"Ezgi tam bir türk annesi potansiyeline sahipsin, Hasan çocuklarının sağlığını istiyorsan evlenme Ezgiyle," dedi Kerem.

Hepimiz gülerken bu sefer Hasan da susup Kerem'e tip tip bakmaya başladı. Sanırım EzAn çiftiyle dalga geçmekten asla bıkmayacaktık. Yine de Ezgi'ye acıyıp konuyu değiştirdim. 

"Hadi hazırlanın da denize gidelim. Şansımız varsa orada listedeki isimlerden birilerini görürüz."

Erkekler üstlerini giyinmek üzere kulübelerine giderken bizde hazırlandık. Bikinimin üzerine mavinin tonlarındaki plaj elbisemi giydikten sonra güneş kremini sürdüm. Dışarda sürmek zor oluyordu. Hazırladığımız plaj çantasının içine havlularımızı falan koyduktan sonra güneş gözlüklerimizi taktık ve kulübeden çıktık. Erkekler çoktan hazırlanmış, kapıda bizi bekliyorlardı. Bizi gören Kerem ıslık çaldı.

"Denize gitmek kötü bir fikir olabilir," dedi Kaan. 

Herkesin içinde bikiniyle olmamızı istemediğine bahse varım.

"Ya denize de mi girmeyelim abartmayın," dedi Aslı.

Hepimiz onu onaylayınca erkekler daha fazla ses çıkaramadı ve denize doğru ilerledik. Fakat umduğum gibi denizde Gülsular yoktu.

Bende kafamdaki tüm düşünceleri bir kenara bırakıp kampa geliş amacımı uygulamaya karar verdim, eğlendim.

----------

Saçlarımı kuruturken aslında buna gerek olmadığını fark ettim. Açık bıraksam on dakika içinde kururdu, havada öyle bir sıcak vardı. Saçım hafif nemli kalacak şekilde kurumuştu zaten, o yüzden saç kurutma makinesini kapatıp yerine koydum. Hemen gidip vantilatörleri açtım. Yemekten önce terlemek istediğim son şey bile değildi.

"Sen tam İstanbul'a dönmeden önce hasta olacaksın benden söylemesi. Sonrada annenden azar işiteceksin," dedi Aslı.

Omuz silktim ve cevap verdim.

"Sıcaklamaktan iyidir," 

"Hasta olduğunda da böyle diyecek misin acaba?" dedi Ezgi.

"Elbette diyeceğim," dedim.

Zeynep alayla konuştu.

"Deniz'in senden hoşlandığını iddia ettiğimiz zaman da böyle kesin konuşuyordun."

Gözlerimi devirip onun saçını çektim. O da karşılık olarak kafama vurdu. Kavgamız muhtemelen daha da uzardı fakat kapımız çalınınca Zeynep kapıya ilerledi ve açtı. Erkekler gelmişti.

"Hadi gidelim," diye mırıldandım ve beraber yemekhaneye doğru yürümeye başladık.

Yolda giderken Kaan kolunu omzuma attı ve konuştu.

"Bugünlerde yemeği az yiyorsun, hasta olacaksın."

"Neden herkes hasta olacağımı söyleyip duruyor?" deyip gözlerimi devirdim.

"Çünkü hasta olacaksın," dedi. "Sana yarın sıkı bir kahvaltı yaptırsam iyi olur."

Yüzümü buruşturup konuştum.

"Yok gerek yok, istemez."

"Sen gıdıklanmak mı istiyorsun?" diyerek beni tehdit etti.

"Düşündüm de," dedim ve yeni bir fikir bulmuş gibi işaret parmağımı Kaan'a doğrultup devam ettim. "Yarın kahvaltımı yaparken bana yardım etmeye ne dersin?"

Öküz kadar boyu olduğu için başımı kaldırmak zorunda kalmıştım. Gülerek yanağımı sıktı ve cevap verdi.

"Düşünmem lazım," dedi. "Sonuçta bir Kaan Türen her kıza yemek yedirmez."

Kaşlarımı çattım ve sesimi biraz yükselttim.

"Aşk olsun Kaan, ben her kız mıyım?  Doğru söyle yoksa hayatına bizim bilmediğimiz bir kız mı var!"

Kaan gülerken benim de kaşlarım gevşedi ve bende gülmeye başladım. Yemekhanenin önüne kadar gelmiştik, o sırada yemekhanenin yanında arkadaşlarıyla sigara içen Barışla göz göze gelince gülüşüm durdu.

Neden bu kadar sinirli bakıyordu?




Weiterlesen

Das wird dir gefallen

48.6K 1.9K 28
bu sefer karışan bebekler bir değil ikiyse ikizler doğum da karıştıysa ? merak ediyorsan ikizlerin eğlenceli mizah dolu maceralarını okumak istiyor...
882 460 19
Günlük yürüyüşüne çıktığında yaşadığı olay ile hayatı değişen kızın hikayesi Hiç beklemediğin birinden hiç beklemediğin bir anda gelen tatlı itiraflar
2.4K 1.1K 59
"Kalp kırılırsa kaynamaz." Eğer her kalp kırıldığında kaynasaydı kalp kırıklığının ayağı takılıp düşmekten farkı kalır mıydı? Vicdan gerçekten herkes...
2.4M 139K 103
Merhaba ben ursula.. Abim alvin ile beraber hayatta kalmaya çalışan iki muhteşem varlığız. O bir kurt ben bir vampirim. Koruyucu olmak için gittiğimi...