Sevgili Hocam

By banaderlermirko

151K 3.5K 615

Sen babasın, beni koruyup kollaman gerek.. Her gece yorganın altında ağlatman değil... More

Bölüm 1: Kadir Arıkan
Bölüm 2: Sübhanallah
Bölüm 3: Dedikodu
Bölüm 4: Sanırım Bana Aşıksın
Bölüm 5: Fakir Bir Revir
Bölüm 7: Babamı bulalım
Bölüm 8 : Sanırım Bende Kalıcaksın
Bölüm 9 : Ben Razıyım
Bölüm 10 : Benim Kızım
Bölüm 11: Bende Bir Problem Var
Bölüm 12 : Öp Geçer
Bölüm 13 : Takdiri İlahi
Bölüm 14 : Kayıp İhbarı
Bölüm 15 : Kızın Kül, Biz Toz
Bölüm 16 : Aç Gözünü
Bölüm 17 : Neden Böylesin?
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Okuyun Lütfen
Hi
Yine ben geldim

Bölüm 6: Bana da Anlatın

7.5K 206 37
By banaderlermirko

"Sen sakat beyinlisin!"diye bağırdı Ali çoşkuyla. Kocaman açtığı kahve gözleriyle bana bakarken biraz sırada kayarak ellerimi izlemeye başladım. Sanırım biraz haklıydı. Ah tamam, baya bi' haklıydı(!)

"Bir daha bende uzakta kavga edersen, üstüne birde ben yolarım seni!"dediğinde suratımı buruşturup kaşlarımı çatarak ona baktım. Bu nasıl bir arkadaş dayanışması(!)

"Eflal?"diye gelen seslenişle gözlerimi Ali'den alıp sıranın yanında dikilen Emre'ye çevirdim. Ali'de aynı şekilde ona döndü ve bir anda sırıtmaya başlamıştı. Ayağımla onun ayağına bastığımda çığlık atmaya başlamıştı. Bana doğru döndüğünde şirince ama altında milyonlarca tehdit bulanan gülümsememle ona baktım.

"Boş yapma Ali."dedim gülmeye devam ederek ve ayağımı çekip gözlerimi Emre'ye çevirdim tekrardan.

"Ne oldu?"dedim merakla onun gözlerine bakmaya başlarken. Eliyle yüzüne düşen saçlarını arkaya doğru yatırdı ve derin bir nefes alıp ufak bir şekilde gülümsedi.

"Sadece, şu an iyi misin diye soracaktım?"dediğinde bende içten bir şekilde gülümsedim ve başımı hafifçe salladım.

"Daha iyiyim, teşekkür ederim."dediğim anda Ali birden konuşmaya dahil olmuştu.

"Emre bro, bizim ön sıramıza gelsene ya. Çok uzaksın sen bize! Olur değil mi Cengiz?"dedi ön sırada tek oturan Cengiz'e bakıp heyecanla yerinden kalkarak. Tabi biliyor canını acıtacağımı ayağa kalkıyor aklını sevdiğim(!) Cengiz gülümseyerek başını salladığında Ali gözlerini Emre'ye çevirmişti.

"Hem, sen Efoş'un hayatını kurtardın. Sen artık bizim can dostumuzsun."dedi elini Emre'nin omzuna koyarak ve gülümseyerek. Efoş ne ya?

"Kaç kere Efoş deme diyeceğim Aliciğim?"dedim dişlerimin arasından konuşurken. Beni duymazlıktan geldi ve sıraların üstünden atlayarak Emre'nin sırasına gitti. Çantasını aldıktan sonra tekrardan geri geldi. Bıkkınlıkla elimi alnıma vurdum. Yeminle beni yoruyordu bu çocuk. Beni çok yoruyordu bu çocuk(!)

Kapıdan giren kişiyle olduğum yere gizlenmek istemiştim ama annem artık ezberlemiş olacakki direkt olarak göz göze gelmiştik. O hiçbir şey demeden yavaşça sıramdan kalktım ve usul usul annemin yanına doğru yürümeye başladım.

"Emelciğim, yollarını gözler olduk ya?!"dedi isyan ederek Ali. Annem ona küçük bir şekilde gülümserken ben onun yanına ulaşmış bağırmaması için kedi gibi duruyordum.

"Ya, bende üzülmüştüm. Eflal akıllandı artık Aliciğimi göremeyeceğim diye."dediğinde annem, Ali hunharca kahkaha atmaya başladı.

"Ay ilahi Emelciğim. Yine formundasın. Sen istediğin zaman söyle ben çay partisi veririm buluşuruz."dediğinde Ali, annem güldü ve sonra gözlerini bana çevirdi. Yüzündeki güzel gülümseme solarken gözleriyle yolu gösterdi. Şirince gülümseye çalıştım ve önden önden ilerlemeye başladım. Ölüm fermanımın yazılması için Kadir hocanın yanına gidiyorduk. Öğretmenler odasına girince yutkundum ve anneme üzgün üzgün bakarken kapıyı açtım ve başımı içeri doğru uzattım. Tüm gözler bana çevirilirken gözlerimle odayı iyice taradım ve en uç köşeden oturan, dinlendirici gözlükleriyle kitap okuyan Kadir hocayı bulunca dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Kadir hocam?"diye seslendiğimde gözlerini kitabından ayırdı ve bana baktı.

"Ah! Geliyorum canım."dedi gülümseyerek ve kitabını kapattı. Odadan çıktım ve sıkıntıyla nefes verip gözlerimi anneme çevirdim. Yine suçlayıcı bakışları yer edinmişti yeşil gözlerinde. Kısa bir süre sonra kapı açılınca ikimizde o tarafa baktık. Kadir hoca bana burukça gülümseyerek baktıktan sonra derin bir nefes alıp gözlerini anneme çevirdi. Ve çeviriş o çeviriş. İşte tüm hikaye burada başlıyor arkadaşlar. O tuhaf bakışma. Aslında her şeyi tek tek anlatan ama benim bir bok anlayamadığım o bakışma.

Annem ve Kadir hoca birbirlerine kitlenmiş dururken neden bu şekilde donup kaldıklarını anlamaya çalışıyordum. Kadir hoca gözlerini bana çevirip gözleriyle beni iyice süzdü ve tekrardan anneme bakmaya başladı. Olay ne amına koyayım bana da anlatın(!)

"Eflal'in annesi sizsiniz sanırım?"dedi Kadir hoca uzun bir aradan sonra doğru dürüst bir şekilde konuşarak. Gözlerimi bu sefer beklentiyle anneme çevirdim. Hala donuk bir şekilde Kadir hocaya bakıyordu.

"Evet, benim."dedi annem belli etmemeye çalışsada bariz belli olan bir zorlukla. Kadir hoca saçlarını karıştırdı ve gözlerini kaçırdı.

"Bahçede konuşalım isterseniz."dediğinde, annem hafifçe başını salladı ve o da gözlerini kaçırıyordu. Kadir hoca gözlerini bana çevirdi ve sevimli bir şekilde gülümsedi.

"Sen sınıfa gidebilirsin Eflal. Ders başlayacak birazdan."dediğinde başımı sallamakla yetindim. Her ne kadar deli gibi ne konuşacaklarını merak etsemde ayaklarımı sınıfa doğru çevirdim. Biraz yürüdükten sonra onlara baktığımda bahçeye doğru ilerlediklerini gördüm. Derin bir nefes aldım ve çalan zil sesiyle birlikte sınıfa ilerlemeye devam ettim. Sınıfa girdiğimde Ali, Emre, Cengiz ve Sefa bir şeyler konuşuyorlardı.

Onların konuşmasını bölmemek için Sefa'nın sırasına oturdum ve bir kalemini alıp elimde çevirmeye başladım. Gözlerimi sınıfta gezdirmeye başladım yavaşça. Gerçekten zor bir yıl beni bekliyor gibi hissediyordum. Kadir hoca ve annemin arasında elektriklenme olduğuna yüzde yüz emindim. Ve eğer bu gerçekleşirse ikisi bir olup bana hayatı zindan edebilirler diye düşünüyordum.

Kimya hocasının sınıf girmesiyle birlikte sıradan kalktım ve kendi sırama doğru ilerledim. Sefa bana küçük bir gülümseme gönderip kendi sırasına geçtiğinde yerime oturdum ve çantamdan Kimya defterimi çıkardım.

Telefonumun titremesiyle birlikte hocaya belli etmemeye özen göstererek telefonumu cebimden çıkardım. Mesaj annemdendi. Teneffüste beni bekliyor olacağını yazmıştı. Cevap vermeden telefonu tekrar polarımın cebine soktum ve derin bir nefes alıp derse odaklandım. Ders bitiminde hızlıca sınıftan çıktım. Bahçeye çıktışımda annem bekçi kulübesinin yanındaki oturaklarda oturup telefonuyla ilgileniyordu. Büyük ihtimalle Candy Crush Saga oynuyordu. Yanına gittiğimde hemen banka oturdum ve beklentiyle ona bakıyordu. Tahminim doğruydu annem oyan oynuyordu. Son birkaç hamlesini tamamladıktan sonra gözlerini bana doğru çevirdi.

"Hocanla konuştuk."dediğinde gözlerimi kocaman açtım. Gerçekten mi anne, daha ciddi bilgiler ver bana(!)

"Bana bu seferlik bunu gözardı edeceğini söyledi. Ama bir daha olursa ceza alacakmışsın."dediğinde dudaklarımı büzdüm ve başımı olumlu anlamda salladım.

"Birde, biliyorsun bugün akşam vardiyasına kalıcam. O yüzden eve biraz gecikebilirim. Lütfen Yasinle tartışmaya girme tamam mı güzelim benim?"dediğinde yutkundum ve istemesemde başımı aşağı yukarı salladım. Yanağıma ufak bir öpücük kondurdu ve banktan kalktı. Bende onun gibi kalktım ve okuldan çıkışını izledim. Bugün bana cehennem olacaktı.

&•&•&

Yavaşça anahtarımı kapının deliğine soktum ve kapıyı açıp içeri girdim. Gözlerimi içerde gezdirdiğimde kimseyi göremeyince kapıyı kapattım ve ayakkabılarımı çıkarttım.

"Hoşgeldiniz."diye gelen sesle gözlerim kocaman açılırken dikleştim. İşte fiyasko şimdi başlıyordu. Yavaşça arkama döndüm ve Yasin'in yayvan sırıtışlı yüzüne baktım. Dünyanın en pis insanı olma konusunda mastır olmuş bir insandı kendisi. Burnuma dolan ağır alkol kokusuyla birlikte yüzümü buruşturdum ve gözlerimi onun üzerinde gezdirdim. İçmiş olduğu bariz bir şekilde ortadaydı.

"Hoş buldum."dedim ve ayakkabılarımdan kurtulup odama doğru ilerlemeye başladım. Kolumu tutunca gözlerim kocaman açılırken ona doğru döndüm.

"Nereye gidiyon kız?"dedi üzerime doğru yürümeye başlarken. Gözlerim daha çok açılırken geri geri kaçmaya başladım. İki kolumuda sıkıca tuttu ve beni kendine doğru sertçe çekti.

"Bırak beni!"diye bağırdığımda tek eliyle ağzımı sıkıca kapattı ve diğer eliyle saçlarımı çekiştirmeye başladı. İçimdeki korku hızla büyürken çığlık atmaya çalıştım ama eliyle ağzımı kapattığı için bu mümkün değildi. Ellerimle onu ittirmeye çalıştığımda ağzımı bıraktı ve beni sarsarak geriye doğru ittirdi. Yanağıma sertçe vurduğunda dönerek dengemi kaybettim ve ayakkabılığın üzerine doğru düştüm. Acıyla inlediğimde saçlarımı arkadan tuttu ve beni kendisine doğru yaklaştırdı. Çığlık atmaya başladığımda tekrardan ağzımı kapattı ve saçımı çekerek kulağıma eğildi.

"Sessiz ol yoksa daha çok acır."dediğinde gözlerim kocaman açılırken hem ağlayıp hemde çığlık atarak kurtulmak için çabalamaya başladım. Beni yere doğru ittirdiğinde hızlıca banyoya doğru emeklemeye başladım. Duvarlardan destek alıp ayağa kalktım ve banyoya daldım. Kapıyı tam kapatacağım sırada diğer taraftan kapıyı zorlamaya başladığında daha çok güç verip kapıyı kapattım ve kilitleyip kırmasın diye tutmaya başladım. Diğer taraftan hem bağırıp hemde kapıyı zorlamaya çalışıyordu. Gözlerimden yaşlar şelale gibi akıp giderken kapıya daha çok yaslandım ve hıçkırmamak için dudağımı ısırmaya başladım. Kapıyı zorlamayı bıraktığında ağlamayı kestim ve nefesimi tutup beklemeye başladım. Bir süre sonra adım sesleri gelmişti ve gittiğini anlamıştım. Arkamı dönüp sırtımı kapıya yasladım ve elimle dipleri acıyan saçlarımı okşamaya başladım. Acı tüm başıma yayılırken yüzümü buruşturup tekrardan ağlamaya başladım. Kapıdan ayrıldım ve topallayarak lavaboya yaklaştım. Aynaya baktığımda gördüğüm manzara ile kaşlarım çatıldı. Dudağımın kenarı patlamıştı. Parmağımla dudağıma dokundum ve elimi geri çekip parmağıma bulaşan kırmızı lekeye baktım. Gözlerimden yaşlar süzülmeye devam ederken ellerimle lavabonun kenarlarına tutundum ve başımı öne doğru eğdim. Bu evden, bu heriften, bu hayattan kurtulmak istiyordum. Ve kurtulacaktım.

Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 47.4K 60
"BANA ABİ DEME "! "Ama neden sen benim abimsin?!" "HAYIR BEN SENİN ABİN DEĞİLİM" "Ne diyeceğim peki" "Abi harici" "Tamam "Dedim yüzümdeki sırıtışıml...
5.2K 114 11
barış alper yılmaz ff , ağırlıklı +18.
832K 57.8K 35
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
243K 15.8K 21
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...