Sevgili Hocam

By banaderlermirko

152K 3.5K 615

Sen babasın, beni koruyup kollaman gerek.. Her gece yorganın altında ağlatman değil... More

Bölüm 2: Sübhanallah
Bölüm 3: Dedikodu
Bölüm 4: Sanırım Bana Aşıksın
Bölüm 5: Fakir Bir Revir
Bölüm 6: Bana da Anlatın
Bölüm 7: Babamı bulalım
Bölüm 8 : Sanırım Bende Kalıcaksın
Bölüm 9 : Ben Razıyım
Bölüm 10 : Benim Kızım
Bölüm 11: Bende Bir Problem Var
Bölüm 12 : Öp Geçer
Bölüm 13 : Takdiri İlahi
Bölüm 14 : Kayıp İhbarı
Bölüm 15 : Kızın Kül, Biz Toz
Bölüm 16 : Aç Gözünü
Bölüm 17 : Neden Böylesin?
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Okuyun Lütfen
Hi
Yine ben geldim

Bölüm 1: Kadir Arıkan

27.9K 464 109
By banaderlermirko

Merhaba dünya, sana ait olan en berbat hayatlı insan huzuru bozmak için gözlerini açtı. Kusura bakma, amacım huzur bozmak değil. Ama benimde yapmam gereken bazı işler var. Mesela şu an kalkıp okula gitmek gibi(!)

Hiç, hiç, hiç istemeyerekten yatakta dikleştim ve gözlerimi ovuşturarak hiç hoş olmayan bir şekilde esnedim. Uzaktan bakınca bakkal Ekrem abi gibi çirkin gözüktüğüme yemin edebilirdim. Tamam adama çirkin demek biraz ayıp ama yapabiliceğim bir şey yok, ben açık sözlü bir insanım. Huyum kurusun(!) Ayaklarımı yataktan sarkıttım ve yavaşça kalkıp odanın kapısına ilerledim. Kilitlediğim kapımı açtım ve ses çıkarmamak için minik minik adımlarla odadan çıktım. Koridorun sonundaki tuvalete girdim ve kapıyı kapattım. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım ve işim bitince musluğu kapattım. Tekrar aynı şekilde yavaşça odama geçtim ve kapımı kapatıp tekrardan kilitledim. Derin bir nefes alıp gözlerimi odamda gezdirdim bir süre. Adam uyanacak diye ödüm bokuma karışıyordu resmen(!)

Adam diye hitap ettiğim kişi, beni bu yaşıma kadar getirdiğini iddia eden üvey babamdı. Benim için yaptığı tek şey sanırım eve ekmek getirmekti. Eh, onu da bir zahmet yapıversin ha? Kendimi bildim bileli bu lanet evde kaçak gibi yaşıyordum. Adamla göz göze gelmem bile kavga çıkması için bir sebepti resmen. Susmamın ve bu evde kalmaya devam etmemin tek sebebide Annemdi. Onu tek başına bu herifle bırakamazdım. Çünkü annem, o adama göre gayet iyi bir kadındı. Sadece bu evde değil, hayatta kalmaya devam etmeminde sebebiydi annem. Gençti, çok güzeldi ve cesurdu. Hep arkamda dururdu ama cesareti o şerefsiz adamın yanına gelene kadar sürüyordu. Bazen merak etmiyor değilim açıkcası, annem neden o adamla evlendi? Acaba hangi yüzünü göstermişti anneme?

Kafamdaki düşünceleri süpürgeyle bir kenara ittirdim ve dolabıma doğru ilerledim. Kapağı açıp askıda asılı olan okul kıyafetlerimi çıkardım. Bugün okulun ilk günüydü, 10. Sınıfa başlamıştım. İçimde heyacan kırıntısı bile yoktu çünkü sınıf arkadaşlarımla pek anlaşamadığımı geçen sene farketmiştim. Tek bir arkadaşım vardı o da benim canımın ciğeri Ali'mdi. Onunla geçen sene okulun ilk haftası yakınlaşmıştık ve o günden bu yana hep beraberdik.

Kıyafetlerimi söylene söylene üzerime geçirdim ve sarı saçlarımı dağınık bir şekilde topuz yaptım. Kuruyan dudaklarıma nemlendirici sürdükten sonra çantama sıradan bi' defter atıp üzerime siyah bir sweat shirt geçirdim. Aynanın karşısında üzerimdeki bol sweat shirti düzelttim ve çantamı sırtıma taktım. Güzel olduğuma sonunda inanıp dolabın içinden spor ayakkabılarımı aldım ve yavaşça dolabı kapattım. Çalışma masamın üzerinde kavanozdan kendim yaptığım kumbaramı açıp içinde 20 lira aldım ve kapağı geri kapattım. Kumbarayı çekmeceye koydum ve derin bir nefes alıp gözlerimi kapıya çevirdim. Şimdi zor kısma gelmiştik işte(!) Kapının kilidini açıp anahtarı elime aldım ve sessizce odadan çıktım. Kapımı kapatıp dışarıdan kilitledim ve anahtarı sütyenimin içine sıkıştırdım. Yaşlı teyzelerden öğrendiğime göre, iyi bir saklama yeriydi(!) Demir kapının yanındaki panodan ucunda ayıcık olan anahtarımı aldım ve çantamın ön gözüne attım. Demir kapıyı yavaşça açtım ve kendimi dışarı atıp kapıyı kapattım. Ayakkabılarımı yere koyup hızlıca giydim ve merdivenleri inmeye başladım. Binadan çıktığımda sabah soğukluğuyla içim titremişti. Derin bir nefes alıp güzel havayı içime çektim ve ellerimi sweat shirtin cebine soktum. Durağa doğru ilerlerken diğer yandan etrafın boş ve sessizken ne kadar güzel olduğuna bir kez daha şahit oldum. Saat 9'du ama yine de gayet sessiz sakindi.

Durağa gelince ilk gelen otobüse bindim ve hemen şöförün arkasındaki boş yere oturup camdan dışarıyı izlemeye başladım. Kısa bir yolculuktan sonra okulun önündeki durağa gelmiştik. Otobüsten indim ve ayaklarım her ne kadar geri geri gitsede okula doğru ilerlemeye başladım. Kapıdan içeri girdim ve bahçede dizili olan öğrencilere göz gezdirdim. Omuzlarımı düşürdüm ve sert adımlarla sırama doğru yaklaştım. Sıranın en arkasına geçtiğim sırada ön taraftan beni gören Ali zar zor insanları geçip yanıma ulaşmaya çalışıyordu.

"Eflal, tut elimi!"diye bağırdı çaresizlik içeresindeymiş gibi. Sırıttım ve elini yakalayıp onu kendime doğru çektim. Yanıma geldiğinde sinirle diğerlerine baktı ve sonra bana dönüp şirince gülümsedi.

"Naber kestane şekerim?"dedi kolunu omzuma atıp beni kendine çekerek.

"İyidir ballı kaymak, senden naber?"dedim kolumu onun beline sararak. Güldü ve boşta olan eliyle saçlarımı karıştırdı.

"Off! Yapma şunu!"diye söylendim ve onu ittirip saçlarımı ellerimle düzeltmeye çalıştım. Oysa kahkaha atarak beni izliyordu. Gözlerimi devirdim ve kollarımı göğüsümde birleştirip kürsüye çıkan Müdüre bakmaya başladım. O harika konuşmalarından birini yapmaya başlayacak yine(!) O konuşmalardan bahsedip sizi sıkmak istemem burayı hemen atlıyorum(!)

Sınıfa girdiğimizde Ali'den hızlı davranıp cam kenarını kapmayı başarmıştım. Bu şey demek oluyordu, Eflal artık cam kenarında oturacak sayın arkadaşlar(!) Omuzlarını düşürdü ve oflaya puflaya sıraya gelip oturdu. Güldüm ve onun omzunu sıvazladım.

"Takma be Aliş, önümüzdeki maçlara bakarız(!)"dediğimde suratıma öyle ters bir bakış attı ki, kalkıp mezarımı kazmaya başlayacaktım neredeyse(!)

Elimi omzundan çektim ve şirince gülümsemeye çalıştım ama o bana bir süre trip atmaya devam edecek gibi duruyordu. Arkama yaslandım ve ayaklarımı masanın üstüne atıp sınıfın doluşunu izlemeye başladım. Şimdi akıllarda bir soru vardı, ilk ders ne? Belli etmesemde herkes kadar bende merak ediyordum. Şimdi derse Enes hocanın gelmesini çok isterdim. Mesela müdür yardımcılığını bırakıp kendi branşının dersine girebilirdi değil mi? Edebiyat dersine girse her şey daha iyi anlayabileceğimi düşünüyorum(!)

Kapının açılmasıyla ayaklarımı masadan indirdim ve gözlerimizi o tarafa çevirdik. Sınıfa giren adamla çenemin yere yapışacağını falan sandım. Uzun boylu, beyaz gömlek ve kumaş bir pantolonla birlikte tüm asaletiyle birlikte masaya doğru ilerledi ve elindeki sınıf defterini bırakıp sıralara doğru yaklaştı. Ellerini pantolonun cebine soktu ve gözlerini tüm sınıfta dikkatlice gezdirdi. Gözleri benimkilerle buluşunca istemsizce yutkundum. Tanrım, hocama aşık olacak kadar düşmedim sakin olun gençler. Ama adam harbi harbi yakışıklı şimdi hakkını verelim(!)

"Kalkmaz mısınız?"dedi kaşlarını kaldırıp hafifçe gülümseyerek. Gözlerimi yanımda ayağa dikilmiş olan Ali'ye çevirdim ve sonra tüm sınıftakilere baktım. Yaptığım salaklığın farkına zor varırken hızlıca ayağa kalktım ve üzerimi düzeltim. Ben tam bir gerizekalıyım, başka açıklaması olamaz bunun(!)

"Günaydın gençler, oturabilirsiniz."dediğinde hepimiz geri oturduk. Sınıftaki tüm kızların
-bende dahil- dibi düşerken, erkekler kıskançlıktan kudurma aşamasına geçmişlerdi(!) Hoca masaya yaklaşıp kalçasını yasladı ve kollarını göğüsünde birleştirdi. Gözlerini tekrardan sınıfta gezdirdi ve sonra boğazını temizledi.

"Ben Kadir Arıkan. Bundan sonraki Edebiyat derslerini ve Rehberlik derslerini beraber işleyeceğiz. Tabii bir aksaklık çıkmaz ise."dedi ve dudaklarını birbirine bastırdı.

"Siz sorun, ben cevaplayayım isterseniz ha?"dediğinde herkesten olumlu mırıltılar çıkmaya başlamıştı. Bir sürü ıvır zıvır sorular sormuşlardı. Evli misiniz, ilk yılınız mı, buradan önce nerde çalıştınız, hangi okuldan mezun oldunuz, bla bla bla(!) Hocayı tabıma fasılı bittikten sonra sonunda bize sıra gelmişti. Sırayla herkes kendini tanıtmaya başlamıştı. Sıra bize gelince kolumla Ali'yi dürttüm. İstemeye istemeye ayağa kalktı.

"Ali Koçak, Mersinliyim. Babam fabrikada işçi."dedi ve tam yerine oturacakken hocanın sorusuyla durdu.

"Annen?"diye sorduğunda moralim bozulurken dudaklarımı büzdüm.

"Annesi yok onun hocam, aha!"

Tam Ali konuşacakken arkadan gelen sesle kaşlarımı çatarak o tarafa döndüm.

"Sana ne Alara? Ali'nin ağzı yok mu!"diye bağırdım elimi ona doğru kaldırarak. Alaycı bir şekilde başını salladığında gözlerim kocaman açıldı.

"Bana bak, dua et hoca var sınıfta!"diye bağırdım ve tam ayağa kalkacakken gelen sesle durdum.

"Gençler sakin olun!"dedi Kadir hoca eliyle masasına vurarak. Arkama yaslandığımda Ali'de oturup bana bakmaya başlamıştı. Gözleriyle 'sakin ol.' dercesine baktığında umarsızca omuzlarımı silktim. Çok kıl oluyordum o kıza, Hoşaf tipli(!)

"Lütfen arkadaşlarınız hakkında doğru yorumlar yapalım. Yoksa sadece arkadaşlarınızla değil, benimle de bozuşursunuz!"dediğinde Kadir hoca gözlerimi tekrardan ona çevirdim. Bir süre daha Alara'ya baktıktan sonra gözlerini bana doğru çevirdi.

"Kalk bakalım."dediğinde derin bir nefes alıp kalktım ve dudaklarımı yaladım.

"Eflal Akyürek. Ankaralıyım. Annem temizlik şirketinde çalışıyor. Başkaları söylemeden ben söyleyeyim, babam yok."dedim ve Alara'ya ters bir bakış atıp yerime oturdum.

"Hocam, gördünüz mü bana nasıl baktı?"dedi Alara birden alevlenerek. Kadir hoca gözlerini devirip yan sıraya geçerken elimi Ali'ye doğru uzattım. Elime çaktıktan sonra yumruklarımızı tokuşturduk ve kıkırdamaya başladık.

İşte hayatımda en keyif aldığım kısım buydu(!)

*&*&*&*

Sweat shirtin kollarını yukarı kıvırdım ve önümdeki pet bardaktan kahvemi yudumladım. Sanırım 5. dersin teneffüsündeydik, ben 3'ten sonra saymayı bırakmıştım çünkü. Kantine inmiştik ve Ali'yle birlikte kahve almıştık.

"Koluna ne oldu?"diye gelen sesle gözlerimi Ali'ye çevirdim. Çatık kaşlarıyla koluma bakıyordu. Gözlerimi koluma çevirdim ve morluğu görünce benimde kaşlarım çatıldı. Elimdeki bardağı bıraktım ve kolumu ovuşturmaya başladım.

"Bir yere vurmuşumdur, hatırlamıyorum."dedim koluma bakmaya devam ederken.

"Eflal?"dediğinde gözlerimi ona çevirip bileğimi ovuşturmaya devam ettim.

"O adam sana-"

"Hayır."diyerek sözünü böldüm. Diyeceği şey çok açıktı, Üvey babamın beni dövüp dövmediğini soruyordu. Son günlerde böyle bir sorun yaşamıyordum açıkcası çünkü eve sanki hırsız gibi girip aynı şekilde geri çıkıyordum. Belkide varlığımdan bile haberi yoktu şu son günlerde. Sweatimin kolunu tekrar aşağı indirdim ve kahvemi içerken kantini seyretmeye devam ettim. Kesin bir yer vurmuştum, ya da daha önceden olmuştu da ben şimdi farketmiştim gibi bir şey işte(!) Zil sesi kulaklarıma dolarken yavaşça oturduğum yerden kalktım ve kahvemi elime alıp Ali'yi arkamda bırakarak ilerlemeye başladım. Bardağı çöp kutusuna attım ve yavaşça yürümeye devam ederken sınıfa doğru yol aldım. Sınıfa girdiğimde derin düşüncelerden çıkıp kendime gelmiştim. Sırama geçip oturdum ve başımı eğip masaya yasladım. Birkaç ders daha işlendikten sonra en sonunda çıkış zili çalmıştı. Hemen çantamı sırtıma taktım ve sıradan çıktım.

"Yarın görüşürüz Yer elması!"dedim Ali'ye ve arkama bakmadan sınıftan çıktım. Sahi, Yer elması da ne amına koyayım? Neyse yine de hoş bir tabir(!)

Okuldan ayrıldım ve durağa doğru ilerlemeye başladım. Otobüsün gelmesini beklerken oturdum banka ve telefonumla uğraşmaya başladım. Şimdi eve gidince hemen odaya kapatacaktım kendimi ve vurup kafayı yatacaktım. Tek arzum buydu, umarım saçma bir herif yüzünden bozulmazdı(!) Otobüs gelince bindim ve arkalara doğru ilerleyip boş bir yere oturdum. Yine kısa süren bir yolculuktan sonra indim ve yavaş adımlarla eve ilerlemeye başladım. Binaya yaklaştığımda çantamın ön gözünden anahtarımı çıkardım ve kapıyı açtım. İçeri girdim ve merdivenleri çıkmaya başladım. Üst kata gelince kapıyı açtım ve içeri girip kapıyı en yavaş şekilde kapattım. Salona doğru ilerlediğimde annem tek başına oturuyordu koltukta ve televizyon izliyordu. Yutkundum ve bir adım daha içeri girdim.

"Yok mu?"dediğimde gözlerini bana çevirdi ve ağzını açmadan başını iki yana sallamaya başladı. Koltuğa yaklaşıp oturdum ve anneme bakmaya devam ettim.

"Kavga mı ettiniz?"dediğinde yine ağzını bıçak açmaz bir şekilde başını aşağı yukarı salladı. Derin bir nefes verip arkama yaslandım.

"Nedenmiş?"dediğimde bu sefer o derin bir nefes verdi.

"Boşver kızım sen, aynı konular işte. Sen ne yaptın bugün okulda?"diye sordu ve sehpaya koyduğu suyundan bir yudum aldı.

"Her zamanki okul işte. Yeni Edebiyatçı gelmiş. Kadir... Kadir Arıkan mı neydi soyadı-"dediğimde ağzından su püskürtünce lafım yarıda kesilmişti. Ben şaşkınca ona bakarken o kendini toparlamaya çalışıyordu ama şaşkınlığı yüzünden ve hareketlerinden okunuyordu resmen.

"Ne oldu?"dediğimde yemyeşil olan gözlerini benim gözlerime dikti.

"Ha, yok bir şey. Su genzime kaçtı."dediğinde inanmasamda yavaşça başımı aşağı yukarı salladım.

"Sen ne yaptın işte?"dediğimde şaşkınlığını gizlemeye çalışıyordu ama ben cingöz bir kız olduğumdan anlıyordum(!)

"Hiç, aynı."dediğinde başımı salladım ve koltuktan kalktım.

"Neyse, ben çok yoruldum. Çok uykum var. Yatmaya gidiyorum."dediğimde başını salladı. Salondan çıktım ve odama doğru ilerledim. Sütyenime sakladığım anahtarımı çıkardım ve odanın kilidini açtım. Kapıyı kapatıp kilidi kapıya koydum ama kilitlemeden çantamı yere bıraktım. Üstümdekilerden kurtulup pijamalarımı giydim ve kapıyı bir yere kilitleyip ışığımı kapattım. Kendimi yatağa bıraktım ve yumuşak yastık ve yorganımın ruhumu emmesini beklemeye başladım. Kısa süre sonra uykuya dalmıştım.

Continue Reading

You'll Also Like

1.8K 147 11
Siz: 📷 Siz: 📷 Siz: Sence hangisini giymeliyim¿¿ Sizce kız karakterimiz birazcık içmişken eski sevgiliye attığı foto başka birine ulaşırsa ne olur...
10.5K 614 9
hiç sevilmemiş gibisin.
2.5M 79.3K 59
İtalyan bir mafya... Başka açıklamaya gerek var mı? Ters köşelere doyamayacağınız. Her an şaşırarak sürükleneceğiniz bir kitap hayal edin.. Sonra oku...
177K 5.9K 43
"Oo küçük hanım iki gündür sizin peşinizdeyiz." "Siz de kimsiniz niye peşimdesiniz ne istiyorsunuz?" " sakin küçük kız" "Kimsiniz dedim" " babanın öd...