Başkasına Aitsin -Tamamlandı-

By rasgar

396K 24.2K 2.5K

Madem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gö... More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49-
-50-
-51-
-52-
-53-
-54-
55.Final

-43-

5.5K 411 40
By rasgar



Aylar yıllar sonra aynı yerdeydi işte. Sevdiği adamın başka bir kadına ait olduğu gerçeğinde. Gözlerini ayırmadan onları izliyordu şimdi. O olmadan geçirdiği her an her dakika ona eziyet olurken onun bu kadar mutlu olması haksızlık değil miydi? Onun aşkını ilan edişini anımsadı acıyla. Arkasından geleceğini düşünmüştü. Ne olursa olsun geleceğini düşünmüştü. Cassandra ona engel olsa bile umursamayacağını. Gelmemişti.

Gitmek o kadar zorken dönmek bir cehennemdi sanki. Gözleri aynıydı. O kadar zamanın üstünde yüz hatları biraz daha oturmuşken, gözleri aynıydı. Deniz kadar derin, gökyüzü kadar sonsuz. Ve mavinin tüm renklere üstün olduğunu haykırıyordu yine.

Sonra gözleri istemsizce yanındaki kadına takıldı. Açil gözlerini devirdi bu sefer. Sarı saçları ve mavi gözleriyle odaya girdiği anda herkesin ilgisini çekmeyi başarmıştı. Saçları güneş öpmüş gibiydi. Uzun saçları omuzlarından aşağı süzülürken gülümsemesi her erkeği baştan çıkaracak derecede güzeldi. Açil sinirden yumruklarını sıktığını eli fazlasıyla acıdığında fark etti. Yerinden zıplayarak eline baktığında tırnağının etine girdiğini gördü. Kan olmuştu.

Hera gözlerini irice açarak "Elin kanıyor." dedi şaşkınlıkla.

Açil  "Elimi yıkasam iyi olacak." diye mırıldandı.

***

Açil giderken Hera iç geçirdi. Adal ile ayrıldıkları zaman onun yanında kızı vardı. Tutunacak bir dalı olmuştu. Açil ise yapayalnızdı ona göre. Dario yanındaki kızdan bu kadar sene vazgeçmemişti. Eğer en baştan bunu bilebilseydi asla onun Açil ile evlenmesine izin vermezdi. İç geçirerek Dario'ya doğru ilerledi. Onu uzun zamandır görmüyordu. Bu davete de emrivaki yaparak getirmişti resmen onu. Yanındaki kadını getireceğini bilmiyordu tabi ki.

"Dario." dedi gülümseyerek. Dario da ona gülümseyerek baktı.

"Kraliçem." diyerek selam verdiğinde Hera biraz utanarak baktı ona.

"Sen benim arkadaşımsın." dedi Dario'nun kulağına. Sonra sanki yeni görüyormuş gibi Breanna'ya baktı. "Sana davetiye gönderdiğimi hatırlamıyorum."

Breanna gülümsedi. "Dario sizin için sorun olmayacağını söyledi kraliçem." dediğinde Hera kızın cüretine inanamayarak baktı.

"Neden yemeklerimizin güzel olup olmadığına bakmıyorsun? Ben de Dario ile konuşayım." 

Breanna saygılı bir şekilde başını salladı ve yanlarından uzaklaştı. Dario umursamaz bir tavırla Hera'ya bakıyordu şimdi. Sonunda sessizliği bozup "Hala bağırmadığına göre kadınların doğum yapması güzel bir şey." dedi.

Hera ağzı açık bir şekilde karşısındaki adama baktı. Bu adam nasıl onunla böyle konuşuyordu? Bir kadına nasıl böyle bir cevap veriyordu? Sonra Dario'yu neden sevdiğini düşününce gülümsedi. Dario saklamaya çalıştığı bir şey varken bu kadar umursamaz olurdu.

"Açil burada." dedi girizgah kısmını es geçerek. Dario'nun umursamaz yüz ifadesinin yavaş yavaş değişip somurtmaya dönmesini izledi. Dario bakışlarını kaçırdığında Hera durumun o kadar da umutsuz olmadığını düşündü. İkisi de bir şekilde yaralarıyla yaşıyordu. Bu da demek oluyordu ki bitmemiş bir şeyler vardı. Elini kararsız bir şekilde bir süre havada tuttuktan sonra Dario'nun koluna koydu.

"Ne olduğunu hiç anlatmadın, sormayacağımı da biliyorsun." dedikten sonra ne diyeceğini bilemedi bir süre. Her zaman yanına dost olan kelimeler tası tarağı toplayıp onu terk etmişti sanki. "Bir adam vardı." dedi sonunda. "Bana yıllar önce bir şey söylemişti." dediğinde Dario başını kaldırdı ve göz göze geldiler. O da hatırlıyordu ne söylediğini.

"Hayat hissettiğimin dışında bir şeyler yapmak için çok kısa." diye devam etti Hera. "Aynen böyle söylemişti." dedi gülümsemeye çalışarak. "O adamı kimse sevmiyordu." dedikten sonra gülümsemesi genişledi.

Hera yüzünü buruşturarak "İnsanlar çok sıkıcı." diye sesini kalınlaştırdı. "Sizin eğlence dediğiniz şey gürültü ve ter kokusundan ibaret." dedi aynı ses tonuyla. Dario güldüğünde Hera da ona katıldı.

"Bu adamı hatırlıyor musun?" Dario Hera'ya hayranlıkla baktı. Karşısındaki kadın bir kraliçeydi. Etrafında onun istediklerini yapmak için bir sürü insan varken o gelip onu güldürmeye çalışıyordu.

"Hatırlıyorum." dedi Dario. O adama benzememeye çalışmakla geçmişti son üç yılı. Bir kadın gelmişti ve onu o adam olmaktan çekip almıştı. Ve sonra başka bir kadın gelmiş ve ona sevmenin nasıl bir şey olduğunu göstermişti.

Hera gülümseyerek Dario'ya baktıktan sonra "Hala evlisiniz." diyerek bir gerçeği dile getirdi.

Dario başını sallayıp "Biliyorum." dedi kısaca. Hera biraz daha konuşmasını bekledi ama Dario yapmadı.

"Bu kadar yıldan sonra Açil boşanmak isterse ben haklı olduğunu düşüneceğim." dedi Hera içi acıyarak. İki seven insan neden ayrılırdı ki? Hadi o Adal'a karşılıksız bir aşk besliyordu. Ya Dario ve Açil? Aşk karşılıklı olsa da birlikte olmanın bir garantisi yoktu işte.

Dario sustu. Diyecek neyi vardı ki? Açil'e onu sevdiğini söylemişti. Sonrasında ise arkasında duramamıştı. Gerçeği söylese insanlar delirdiğini düşünecekti. Üstelik Breanna kendi ailesini ve kızını riske atarak geçmişe gelmişken onu tehlikeye atamazdı. İnsanlar onun hakkındaki gerçeği bilse sürekli onu zaman seyahatine zorlarlardı. Breanna'nın her gezide gücünün azaldığını biliyordu. Hatta bazı zamanlarda hasta olduğunu bile söylemişti Breanna.

"Bana bir süre izin vereceğine eminim." dedi Dario kendinden emin bir sesle.

Hera başını salladı. Düşündüğünü dile getirmedi. Bazı sözcükleri söylememesi daha iyiydi ona göre. Birinin iyiliği için konuşurken diğerine ihanet ediyormuş gibi olabilirdi. "Adal'ın yanına gidiyorum." diyerek Dario'nun yanından ayrıldı.

***

Açil elini yıkarken derin derin nefesler alıyordu. Elbet bir gün bir yerlerde karşılaşacaklardı. Onları yıllar önce bir şekilde karşılaştıran kaderin aynı şekilde tekrarlanacağını biliyordu tabi ki. Kaderlerinde ortak bir şeyler vardı.

Balo salonuna dönerken kendine acımadan edemedi. o kadar süre kaçmıştı da ne olmuştu sanki? Dönüp dolaşıp onun olduğu yere geri gelmemiş miydi? Aynı havayı soluyacak kadar yakınına gelmişti. Ve geçen o kadar zamana rağmen hala kalbinde bir kuş yaşıyormuş gibi olmasına anlam veremiyordu.

Uzaklarda bir yerlerde bir adam vardı ona göre bir süre önce. Bir ateş gibi sevmişti onu. Önüne çıkan her şeyi yutacak kadar çok sevmişti. Kimin nasıl canının yanacağını umursamadan sevmişti. Onu kırmaktan çekinmemişti ve kendi kırılmaktan. İstemişti ki sevdiği adam her şey yerle bir olduğunda bile yanında olsun. Olanlar için onu suçlamasın. Olmamıştı.

Ondan uzakta mutlu olacağını düşünmüştü.Hatta bunun için deniz aşırı ülkelere gitmekten çekinmemişti. Olamamıştı.

Balo salonuna girdiğinde ona doğru gelen adamı görünce gülümsedi. "Matt." diyerek selam verdi.

"Açil." dedi Matt aynı ses tonuyla.

"Geleceğini düşünmemiştim." dedi şaşkınlıkla. Birkaç gün önce Hera'nın balo davetini gördüğünde Matt'e onun da gelmesini istediğini söylemişti. Matt ise bir şey söylememişti. O yüzden geleceğini düşünmemişti. Matt'in uzattığı koluna girerken Açil şimdi balo salonunda daha huzurlu olduğunu hissetti. Koca salonda küçücük değildi şimdi.

"Bu kadar güzel bir kadını nasıl reddedebilirim?" dedi Matt neşeli ses tonuyla.

Açil güvende hissederken gülümsedi. Son üç yılda olduğu gibi Matt yine yanındaydı işte. Onunla yurt dışındaki bir baloda karşılaşmışlardı ve Açil onu gördüğü dönemde kendini iyice yalnız hissetmeye başlamıştı. Üç yıl boyunca buraya dönmediyse bunun en büyük nedeni de buydu aslında. Matt'in arkadaşlığı.

"Kısmetini kapattığımı düşünmüyorsun yani?" dedi Açil alayla.

Matt omuz silkti. "Bu kadar güzel bir kadını kolumda gören erkeklere bir zafer bakışı yapayım da sonra düşünürüm." Açil kahkaha attı. Bu adam ne olursa olsun onu bir şekilde gülümsetmeyi başarıyordu işte.

***

Breanna Dario'nun yanına geldikten sonra "Gördün mü?" diye sordu bakışlarını bir yere odaklayarak. Dario da o anlarda aynı yere bakıyordu. Açil'e. Kahkaha attığını gördüğünde dişlerini sıktı sinirle. Derin derin nefes aldı sinirinin geçmesi için.

"Bunun olabileceğini ikimiz de biliyorduk." 

Breanna başını salladı. "Annemin senden başkasını seveceğini düşünmüyordum belki de." 

Dario gözlerini devirdi. "Lanet bir şekilde ayrıldık." diye mırıldandı. Kaderi değiştirmeye çalışmışlardı. Ve kader bir şekilde onlara bedelini ödetecekti.

"Sence söyleyecek mi?" diye sordu Breanna.

Dario gözlerini kısmış bir şekilde Açil ve Matt'i izliyordu. İliklerine kadar özlediği kadından bu kadar uzakta kalması haksızlıktı. Saçlarının kokusunu özlemişti mesela. Teninin kokusuyla lavanta kokusunun birleşmesini özlemişti.

"Annen inatçının teki söyleyeceğini sanıyor musun gerçekten?" dedi Dario alayla.

Breanna istemeden de olsa kabul ettikten sonra "Şimdi ne yapacaksın?" diye sordu.

Dario bir süre düşündükten sonra yürümeye başlayınca Breanna kolundan tutup "Nereye?" diye sordu.

Dario parlayan gözlerle "Karıma hoş geldin diyeceğim." dedi.

29.09.2019


Continue Reading

You'll Also Like

700K 39.9K 48
#1 - Tarihi Kurgu #1 - Romantic Mabelle, çocukluğunda babasından dinlediği macera dolu hikayelerin gerçek olmasını istemişti her zaman. O heyecanlar...
AŞIK CİNİM By Gece....

Historical Fiction

53.2K 2.5K 32
Nefret ettiği bir insanoğluna aşık olmuş bir cin aşık bir cini olan kız Peki sizce bu aşka ne olacak başlamadan bitecekmi yoksa büyük bir yasak a...
282K 19.1K 25
Betül Geziler Emri hikayesidir...
1.3M 64.6K 37
Elindeki yüzüğe baktı genç kız. Mahallede her zaman dalga geçtiği, adını insandan bozma koyduğu, yıllarca aşağıladığı adam ile nişanlıydı artık. Bol...