Adı "MAVİ"Olsun..

By ulku03

159K 8.1K 447

Ülker,ablasının kumar borcu yüzünden bir işe girer. Bu iş sıradan,basit bir iş değildir. Hedefi birini tavlay... More

->Başlangıç..
->1.Bölüm.(İş Başlıyor..!")
->2.Bölüm.(Tanışma.)
->3.Bölüm.(Beni hiç tanımıyorsun.!)
->4.Bölüm.(Kaza!)
->5.Bölüm.(Özür..)
->6.Bölüm.(Teker teker..)
->7.Bölüm.(Adı MAVİ Olurdu..)
->8.Bölüm.(İki Haftam Var..)
->9.Bölüm.(Ya sen olursan?.)
->10. Bölüm (Uçurtma..)
->11. Bölüm. (Gizli iş.)
->12.Bölüm.(Gör..)
->13.Bölüm.(Özür dilerim..)
->14.Bölüm.(Etrafına bak..)
->15.Bölüm.(İhanet..)
->16.Bölüm.(Bitti..)
->17.Bölüm. (Gerçekler..)
->18.Bölüm. (Yeniden..)
->19.Bölüm.(Okula dönüş..)
->20.Bölüm. (Arkadaş..)
->21.Bölüm. (Kamp.)
->22.bölüm.(Gitme..)
->23.Bölüm.(Yeni bela.)
->24.Bölüm. (Gıcık.)
->25.Bölüm.(Öpücük..)
->26.Bölüm.(Unut..)
->27.Bölüm.(Ayrılık..)
->28.Bölüm.(Ağlayamıyorum..)
->29.Bölüm. (Sarhoş..)
->30.Bölüm. (Bir yemek..?)
->31.Bölüm.(Yeter artık..!)
->32.Bölüm.(Kaza..)
->33.Bölüm. (Kötü gün..)
->34.Bölüm. (Seni Sevmeyeceğim..)
<NOT>
->35.Bölüm.(Kimsin sen?)
->36.Bölüm(Korkak.)
->37.Bölüm.(Hatırla beni..)
->38.Bölüm.(Git..!)
->39.Bölüm.(Sevgilim..!)
->41.Bölüm.(Vicdansız..)
->42.Bölüm(Vazgeçmek..)
->43.Bölün.(Oyun..)
->44.Bölüm.(İntikam.)
Dylan O'Brien
->45.Bölüm.(Hayal..)
->46.Bölüm.(Sıkıntı.)
->47.Bölüm.(Baba ile tanışma.)
->48.Bölüm (Zor..)
->49.Bölüm.(Anlaşma..)
50.Bölüm./KESİT.
->50.Bölüm.(Güvensizlik.)
->51.Bölüm.(İhanetler..)
->FİNAL<-
->Sonsöz<-
Adı Mavi Olsun 2!!
Not!!!

->40.Bölüm.(Aşk..)

2.4K 140 12
By ulku03

"Nasıl geçti?" Diye sordum pijamamı giyerken.

"Ülker ben.." Deyip derin bir nefes aldı. "Ciddi düşünüyorum dedi babaanneme!"

"Ovv." Dedim. "Gelmişken isteseydi bari seni?"

"Yok canım." Dedi hemen. "Daha evlenme teklifi etmedi. Etmezse evlenmem onunla."

Güldüm. "Hazırlıklı ol o zaman. Ciddi demiş baksana. Her an edebilir."

Göksu'nun yüzünde zafer gülümsemesi oluştu.

"Benimle evlenecek. Ne kadar şanslı." Deyip güldü. Sonra durup bana ciddi bir ifadeyle baktı. "Ben hazırım zaten Ülker. Evlenmeye yani. Hazırım."

Çıkardığım kıyafetleri katlayıp dolaba koydum ve yatakta yanına oturdum. "Mutlu olmanı istiyorum Göksu. Çoook mutlu olmanı istiyorum. Acele karar verme tamam mı?"

"Peki." Dedi. "Uyuyalım mı? Yarın iş var."

"Ben ablamı arayacağım." Dedim ayağa kalkarak. 'Sen yat. Mutfakta konuşurum."

O yatağa yatınca bende telefonumu alıp mutfağa geçtim ve ablamı aradım.

"Ne var?" Dedi açar açmaz.

"Nerdesin?" Diye sordum.

"Serkan'da." Diye cevapladı.

"Ne zaman gideceksin Konya'ya?"

"Yarın sabah." Dedi bıkmış bir sesle. "Beni aramazsın sanıyordum. Hayırdır?"

Mutfaktaki sandalyelerden birini çekip oturdum. "Merak ediyorum seni." Dedim.

"Etme." Dedi net bir şekilde.

"Gerçekten gidecek misin?" Diye sordum. İnanamıyordum. İnanmak istemiyordum. O benim tek ailemdi. O da giderse..

"Evet." Dedi. "Uyuyacağım tamam mı? Kapat ar..."

"Bu kadar basit mi abla?" Diye sordum. "Beni bırakıp gitmek bu kadar basit mi? Ben...beni seviyorsun sanıyordum. Senin için değerliyim sanıyordum."

Dudağımı ısırdım. Ne kadar ısırsamda gözümden düşen yaşa engel olamamıştım.

"Hayat zor Ülker. Bu hayata ayak uydurmalıyız. Sende gel. Amcamla mutlu mutlu yaşarız."

"Oraya gider gitmez bizi evlendirir. Başından atmak için. O adam bize bakmaz." Dedim. Nolur anla abla! O adam bize değer vermiyor. Kendisi değerli sadece.

"Ülker..."

"Abla.. Sen benim tek ailemsin. Annem gitti babam gitti. Sende gitme. Yalnız bırakma beni."Elimin tersiyle gözyaşımı sildim. "Gitme.."

Bir süre telefondan hiç ses gelmedi. Sonra telefonu kapattığını anladığımız o 'dıt dıt' sesi geldi. Gözlerimi kapadım sıkıca.

Telefon elimden kaydı. Annem yoktu. Babam yoktu. Artık bir ablamda yoktu. Hayırlı olsun.
<<<>>>

Otobüs durağında durmuş bir ileri bir geri sallanıyordum. Nerede kalmıştı ama bu otobüs? Geç kalacaktım işe! Zaten sabah kalkamamıştım. Uyku beni kendine çekmişti ne yapabilirim?

Cebimdeki telefonun titremesiyle sallanmayı bırakıp telefonu çıkardım cebimden. Arayan..

Asude İnandı!

"Ne?" Dedim açar açmaz. Bu kadının beni kaç hafta önce son kez aradığını sanıyordum. Şimdi yine arıyordu. Kurtuluş yoktu sanırım.

"Özgür'le birlikteymişsiniz." Dedi imalı imalı.

"Evet. Ne olmuş?"

"Her şeyi hatırladı yani?" Dedi.

"Sana bir şey söylemedi mi?" Diye sordum. Özgür hatırlayalı çok olmuştu. Nasıl Asude ile konuşmamıştı ki?

"Hayır." Dedi sertçe. "Her şeyi hatırlamış mı? Söyle bana."

Bir süre düşündüm. "Kapatmam gerek." Diyerek kapattım sonra telefonu. O kadına hiç bir şey hakkında bilgi vermeyecektim artık. Yetmişti!

Telefonu geri çantama koymadan Özgür'ü aradım. Telefonunu açmıyordu ama. Bir kez daha aradım. Yine açmamıştı. Sonra derste olduğunu düşünüp bir daha aramaktan vazgeçtim.

Nihayet işe geç kalmadan gelebilmiştim. Bugün işten çıkınca ev bakmaya gidecektim. Göksu gerek olmadığını söylüyordu bana sürekli. Ablam gitmiş sonuçta ve tek kişiydim. Eve çıkmana ne gerek var diyordu. Kararsızdım açıkcası.

Önlüğümü giyerken telefonum çalmıştı. Özgür arıyordu.

"Efendim.?" Dedi açtığımda.

"Derste miydin?" Diye sordum önlüğümü bağlarken.

"Toplantıda." Dedi. "Okula gitmedim bugün bir şey mi oldu?"

İlk gördüğüm sandalyeye oturdum.

"Asude İnan'la konuştun mu?"

Bir kaç saniye sonra cevap verdi. "Seni mi aradı?"

Aslında cevap değildi. Soruya soruyla karşılık veriyordu. Her zaman ki gibi.

"Sordum sadece Özgür." Dedim yalan atarak. Bilmese daha iyiydi.

"Aramadı yani?"

"Aramadı." Dedim. "Neden konuşmadın?" Diye sordum sonra.

"Bilmemesi daha iyi diye düşündüm. Hatırlamıyorum sanması daha iyi."

Başımı ovdum. Haklıydı belkide. Bilmese daha iyiydi.

"Seni ararsa bana söylersin dimi?" Diye sordu. Vicdan azabı çektiriyordu ama bana.

"Söylerim tabi." Dedim.

"Çıkışta alıyım mı seni?"

"Yok. Ev bakmaya gideceğim ben."

"Ev?"

Ah! Haberi yoktu tabi onun. Evimin satıldığını bilmiyordu. Aslında satılmamıştıda. Amcam sattık demişti. Sırf evden çıkalım diye ama hala satılıktı. Yalancı adam!

"Ev işte." Dedim. "Gitmem gerek sonra konuşuruz tamam mı?"

"Tamam." Dedi gönülsüzce.

"Görüşürüz." Dedim ayağa kalkarak.

"Görüşürüz."

Telefonu kapatıp çantama koydum ve içeriye gidip müşterilerle ilgilenmeye başladım.

Tam tüm yalanlar bitti derken birisi daha ekleniyordu. Neden söylememiştim ki beni aradığını? Pişmandım şu anda.

İş çıkışı üstümü direkt değiştirip dışarıya çıkmıştım. Otobüs durağına doğru yürürken bir yandan bir elimde çubuk kraker yiyordum diğer elimlede gazeteye bakmakla meşguldüm. Ev bakmaya gidecektim de hangi eve bakacaktım? Karar vermeden konuşuyordum öyle. Aslında bakmakta hiç istemiyordum. Ne anlamı kalmıştı ki? Ablam bugün sabah gidecekti. Şuan Konya'da amcamın yanında olmalıydı. Yeni bir hayat kurmuştu kendine. Benden uzak..

"Ülker!"

Durup başımı yan tarafa çevirdim. Özgür arabasıyla birlikte yanımda duruyordu. Ne ara gelmişti? Hiç farkında bile değildim.

Arabaya gidip bindim. "Selam." Dedim binince.

"Selam." Deyip arabayı çalıştırdı.

"Sana gelme demiştim." Dedim telefon konuşmamısı hatırlayarak.

"Neden ev arıyorsun?" Diye sordu.

"Evim satıldı." Dedim uzatmadan. "Göksu'da kalıyorum. O yüzden..."

"Evin mi satıldı?" Dedi şaşkınca. "Evi niye sattınız ki?"

"Amcam sattı." Dedim sinirle. Amcam demek bile sinirlendiriyordu beni.

"Amcan?"

"Evet. Özgür uzatmasak artık konuyu. Sinirleniyorum çünkü."

"Tamam." Dedi. "Gidelim bakalım o zaman evlere."

Omuz silktim. "Yok. İstemiyorum bakmak." Deyip çubuk krakerimden bir tane daha yedim. "Hevesim kaçtı."

Güldü. "Ciddi misin?"

Yine omuz silktim.

"Tamam." Dedi tekrardan. "Ne yapmak istiyorsun o zaman prenses?"

"Eve bırak beni." Dedim.

"Göksu evde mi?" Diye sordu.

"Sanırım."

"İyi. O zaman onu alalım bir yerlere gidelim."

Ona dönüp baktım. "Göksu'yu?"

Şaşırmıştım açıkçası.

"Senin arkadaşınla tanışmak isterim." Dedi bana bakarak. Sonra önüne bakmaya devam etti.

Bir anda heyecanlanmıştım.

"Bilmem." Dedim kararsızca.

"Hadi ara."

Ben bir harekete geçmeyince kendi telefonunu çıkarıp bana uzattı. "Ara hadi."

"Tamam." Deyip onun telefonunu ona doğru ittirip kendiminkini çıkardım.

"Göksu." Dedim telefonu açınca. "Ne yapıyorsun? Nerdesin?"

"Evde." Diye cevapladı. "Acayip bir makarna yaptım bayılacaksın."

Güldüm. Makarnayı bana övüyordu. Görende yaprak sardı sanar.

"Sen nerdesin geliyor musun eve?"

"Evet. Yani hayır. Aslında... Özgür'leyim şuan. Şey diyor.."

"Ne diyor?"

"Göksu'yu da alıp bir yerlere gidelim dedi. Tabi müsaitsen."

Özgür'e baktım. Bizi dinliyordu. Ona baktığımı farkedince bana dönüp gülümsedi. Yerim.

"Ciddi misin?" Diye sordu Göksu. Tabi kızda şaşırmıştı.

"Tanışmak istiyor işte seninle." Dedim. Göksu biraz geç anlıyordu. Olmaz ki böyle.

"Ayy." Dedi panikle. "Heyecanlandım şimdi."

"Geliyoruz biz. Hazırlan istiyorsan."

"Tamam. O zaman ben... Ne giycem kızım? Neyse.. Ben kaçtım."

Telefonu suratıma kapatmıştı. Telefonu kulağımdan çekip çantama koydum.

"Ne oldu?" Diye sordu Özgür.

"Hazırlanıyor." Dedim. "Özgür hani ben senin arkadaşlarını tanıyorum diye sende benimkini tanıma zorunluluğu hissetmeni.."

"Zorunluluk hissetmiyorum." Dedi sözümü keserek. "Seni tanımak istiyorum Ülker. Arkadaşlarını bilmek istiyorum,neleri sevdiğini bilmek istiyorum.." Deyip bana baktı. "Her şeyini bilmek istiyorum senin."

Gülümsedim. "Özgür." Dedim. "Asude beni aradı."

"Biliyorum." Dedi karşılık olarak.

"Nasıl biliyorsun?"

"Yaşan atamıyorsun Ülker."

"Kızmadın mı?" Diye sordum bu sefer.

"Hayır." Dedi. "Neden bana yalan attığını biliyorum. O yüzden kızmadım."

"Söz. Bir daha yalan atmayacağım sana." Dedim. Gülümsedi.

"Anlaştık o zaman."

Evin önüne geldiğimizde Göksu hazırlanmış bizi bekliyordu. Arabaya bindiğini direkt sohbete başlamıştı.

Özgür bizi bir kafeye getirmişti. Boş bir masaya oturduk. Göksu'yla baya iyi anlaşmaları beni şaşırtmıştı aslında. Baya sohbet ediyorlardı. Arkama yaslanıp onlara baktım. Mutlu olmuştum şuanda. Cidden. İyi anlaşmaları beni sevindirmişti.

"Sen hala aynı kafede mi çalışıyorsun?" Diye sordu Özgür kahveler gelince.

"Evet. Berkay var orada bırakmam."

Özgür bana baktı. "Sevgilisi." Dedim açıklayarak.

"Yakında kocam olacak. Tabi inşallah." Dediğinde güldüm. İnşallah.

"Özgür?"

Sesin geldiği yöne çevirdim başımı. Kağan ve... Helin.!

"Selam." Dediler yanımıza gelince. Yani Kağan dedi. Helin tip tip bize bakmakla meşguldü.

"Selam." Dedi Özgür ayağa kalkarak.

"Ne yapıyorsunuz?" Diye sordu Helin soğuk bir tavırla.

"Ülker'in arkadaşıyla tanışıyordum." Dedi Özgür. "Göksu."

Göksu selam verir gibi kafasını salladı.

"Selam." Dedi Kağan Göksu'ya. Sonra elini uzattı. "Kağan ben."

Göksu elini tutup sıktı. "Göksu."

"Otursanıza." Dedim kendimi mecbur hissederek. Sonuçta görmüşlerdi bizi artık.

Kağan cevap için Helin'e baktı.

"Oturun hadi." Dedi Özgür yerine oturarak. Kağan bir sandalyeye oturmuştu ama Helin hala ayakta bekliyordu.

"Otursana aşkım." Dedi Kağanü elini tutarak. Helin bana ölümcül bakışlarını yollayıp çekip gitti yanımızdan. Özgür ve Kağan şaşırmıştı bu hareketine. Bense normal karşılamıştım. Ve Göksu'da.

"Ne oldu ki şimdi?" Dedi Kağan. "Ben gidip bir.."

"Ben bakarım." Dedim ona engel olarak. "Benim yüzümden gitti onu biliyoruz. Ben konuşup aramızdaki bu husumeti halletmek istiyorum.."

Özgür'e baktım. Bir tepki vermemişti, karasız gibiydi.

Onlar bir şey demeyince ayağa kalkıp Helin'in peşinden dışarıya çıktım. Arabaya yaslanmış Kağan'ı bekliyordu.

Yanına doğru ilerlediğimi farkedince yaslandığı yerden doğruldu.

"Ne yapıyorsun sen?" Diye sordum sertçe. Böyle davranmaya hakkı yoktu.

"Sanane!" Dedi sertçe.

"Kağan'a bunu yapamazsın sen!" Dedim. Sinirlendiriyordu beni.

"Kağan'ı düşünüyorsan Özgür'de uzak dur tamam mı!" Dedi sinirle.

"Tehdit mi ediyorsun beni?" Diye sordum şaşkınca. Dediği lafa bak. Salak.

"Tehdit filan etmiyorum. Seni uyarıyorum sadece."

"Kağan senin sevgilin." Dedim hatırlamasını sağlayarak.

"Ayrılırım." Dedi direkt. "Etrafımızda dolaşmaya devam edersen, Özgür'e yakın olmaya devam edersen üzerim onu anladın mı?"

Gülmemek için kendimi zor tuttum.

"Özgür benim sevgilim Helin. Beni seviyor bende onu seviyorum. Sakın bizi ayırmaya kalkma olur mu? Tehditlerin boşa yani."

Yumruğunu sıktı. "Elimden onu alamazsın." Diye bağırdı. "O benim. Senin değil! Sırf ona yakın olmak için Kağan'la çıkıyorum ben. "

Sesini yükseltiyordu git gide.

"Yıllarca onu bekledim ven. Kimse elde edemedi onu ama sen? Buna hakkın yok! Onu ilk ben sevdim. İlk ben aşık oldum ona.!"

"Ülker!"

Göksu'nun sesiyle arkamı döndüm. Arkamızda durmuş bize.. Bakıyolardı!!!

Göksu,Özgür ve... Kağan.
---
Not,
*Masallar albayım... Bu dünyada sonu mutlu biten tek şey onlar.
----
Öceki bölüme çok az yorum gelmiş ama.. Beğenmediniz mi?

Yeni bölüm yine haftaya gelir sanırım.

Görüşürüz:)

Continue Reading

You'll Also Like

1.7M 29.2K 34
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
8K 339 63
yeşil çay kitabının devamıdır. onu okumasanız pek bir şey kaybetmezseniz, okursanız konulara daha hakim olursunuz ama okumanıza gerek yok. Sadece ask...
960K 63.1K 50
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
9.4K 8 1
~Soru-Cevap~ Hazret-i Muhammed (ﷺ)'in hayatından, kronolojik sıralamaya göre soruları bulacağınız bir çalışma. Bilgilerinizi test etmeye var mısınız...