Başkasına Aitsin -Tamamlandı-

By rasgar

396K 24.2K 2.5K

Madem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gö... More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-20-
-21-
-22-
-24-
-25-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-
-49-
-50-
-51-
-52-
-53-
-54-
55.Final

-23-

6.2K 417 34
By rasgar

Açil bir süre bahçede ne yapması gerektiğini düşünerek durduktan sonra derin derin nefes aldı. O adam da bunu istiyordu zaten. Onu korkutup kaçırmak. Ama bunu başaramayacaktı. Açil emin adımlarla eve doğru ilerledi. Eve girdiğinde gelen seslere doğru ilerledi. Dario sinirle çatıdaki tahtaları söküyordu. Açil bir süre ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışarak ona baktı.

"Yardım edecek misin yoksa orada öyle izleyecek misin?" sorusuyla Açil kendine gelerek Dario'ya baktı.

"Neden tahtaları söküyorsun ki?" diye sordu şaşkın şaşkın.

"Çünkü çürümüşler. Bugün tahta siparişi veririm, yarın da yerleştirmeye başlarım." Açil başını salladı. "Hava yağarsa ne olacak?" diye sorduğunda Dario'nun kızgın bakışlarıyla karşılaştı. Açil daha fazla soru sormaması gerektiğini düşünerek Dario'ya doğru ilerledi.

"Pekala nasıl yapıyorsun göster bakalım." dediğinde Dario ona baktı. "Senin bunu becerebileceğini sanmıyorum. Çıkardığım çürük tahtaları aşağı taşısan yeter." dediğinde Açil gözlerini kısıp bir süre Dario'ya baktı. Sonra alayla "Emredersin." dedi.

Yerdeki tahtaları alıp aşağı götürürken bir yandan da Dario'ya içinden saymakla meşguldü. Ne zaman bu adamın yanına özgüvenle gitse sonunda kuyruğunu sıkıştırıp onun dediğini yapmak zorunda kalıyordu. Buna en yakın zamanda çözüm bulması gerekiyordu.

Tahtaları taşıyıp geri geldiğinde Dario hala tahtalarla boğuşuyordu. Açil içinden ona oh olduğunu düşündü. Koca evi zamanında tamir ettirmemenin cezasıydı şimdi bu. Sessizce tahtaları alıp giderken "Bana su getirebilir misin?" diye sordu Dario. Açil onun bu kibarlığına şaşırarak başını salladı. Dario'nun ona sırtını dönük olduğunu ve onu görmediğini merdivenlerden inerken fark edebilmişti.

Tahtaları bahçeye bırakıp mutfağa ilerledi. Sonra burada uzun zamandır kimse yaşamadığını hatırlayarak yüzünü buruşturdu. Su için kuyudan su çekmeliydi önce. Kuyuya gidip suyu aldıktan sonra Dario'nun yanına geri döndü.

Suyu uzattığında Dario bir şey söylemeden elinden alınca Açil dayanamadı. "Teşekkür etmeyi öğrenmiş olmalısın. Annen bu kadar kibarken senin bu kadar kaba olman ne garip." 

Dario elindeki suya baktı. Sonra Açil'e bakıp iç geçirdi. "Teşekkür ederim." dedikten sonra suyu içti. Bardağı geri uzattığında Açil  de almak için elini uzattı. Dario Açil'i kolundan tutup kendine çekti. Açil şimdi ona çok yakındı. Öyle ki Dario'nun nefesini hissedebiliyordu.

Gözlerini Dairo'nun yüzüne çevirdi. Neden birden onu kendine çektiğini anlamaya çalışıyordu. Dario kulağına eğilip "Senin de bana teşekkür etmen gereken şeyler yok mu?" diye fısıldadı.

Şimdi daha da yakınlardı ve bu Açil'in düzgün düşünebilmesini engelliyordu. O yüzden bir süre cevap veremedi. Sonra "Ne?" diye sordu güçlükle.

"Senin için burada işçi gibi çalışıyor olmam gibi mesela." dedikten sonra Dario biraz geri çekilerek Açil'in yüzüne baktı. Açil ile göz göze geldiklerinde Açil dudağını ısırdı.

Açil bir süre Dario'nun gözlerinde kaybolduğunu hissettikten sonra geri çekilerek güçlükle yutkundu. "Ne alakası var? Burası senin evin ve sen kendi evini tamir ediyorsun." dedi hızla.

Dario başını salladıktan sonra "O zaman eve geri dönelim. Benim acelem yok. Nasılsa yakında burada çalışacak bir usta buluruz." dedikten sonra giderken Açil kolundan tuttu.

"Neden benimle oyun oynuyorsun?" diye sordu küçük bir çocuğun hayal kırıklığıyla.

Dario sinirle Açil'e dönüp "Oyun oynayan ben miyim?" diye sordu. "Sen hayatımın bir parçası olmayacaktın. Sen sadece benim varlığını unutacağım biri olacaktın. Şu hale bak. Şimdi bu kadar yakınımdasın."

Açil şaşkın gözlerini dikmiş bakarken "Ben bir şey yapmadım." dedi masum bir sesle.

"Sorun da bu zaten. Bir şey yapmadığın halde kendimi senin yanında bulmam." dedikten sonra hızla çıkıp gitti. Açil ise arkasından boş boş bakıyordu. Bu adam şimdi niye kızmıştı böyle?

***

Dario hızla aşağı indiğinde neye neden kızdığını bile bilmiyordu. Lanet olsun ki burada o kızla ne işi olduğunu bile bilmiyordu. Breanna'dan günlerdir haber aldığı yoktu. Ve o kadın dışarı çıkarken bile ona haber verirken şimdi nereye gittiği hakkında en ufak bir bilgisi bile yoktu. Ne zaman döneceğini, dönüp dönmeyeceğini bile bilmiyordu. Sinirle yumruklarını sıktı. "Eğer bugün de senden bir haber gelmezse benim için artık yoksun." diye mırıldandığı sırada bir çığlık duydu.

Hızla eve koştuğunda Açil'in merdivenlerin dibinde öylece oturduğunu gördü. Hızla yanına gidip eğildi. "Ne oldu?" diye sordu telaşla.

Açil ayak bileğini tutarak "Acıyor." diye mırıldandı.

Dario kızın bileğini tuttuğunda Açil acıyla inleyince "Neden dikkat etmiyorsun?" diye sordu.

"Gerçekten mi? Canım yanarken de mi azarlayacaksın?" dedi Açil kırgın bir sesle. Dario iç geçirdikten sonra "Azarlamıyorum sadece soruyorum." dedi.

Açil canının acısıyla güçlükle tuttuğu göz yaşlarının akmasına izin verdi. Bir de karşısındaki adama muhtaç olmanın verdiği kızgınlık vardı. Dario elini uzatıp gözyaşlarını silerken "Acıyor." diye fısıldadı.

Dario başını salladıktan sonra "Sadece ayağın mı?" diye sorduğunda Açil başını salladı. Dario "Tamam sakin ol, şimdi seni kucağıma alacağım ve eve gideceğiz tamam mı?" diye sordu güven veren bir ses tonuyla.

Açil başını salladı. Dario onu kucağına aldığında Açil yanaklarının kızardığını hissediyordu. Biraz önce onunla kavga edip şimdi onun kollarında olabiliyordu. Ayağı fazlasıyla acımasa yürümek için inat edebilirdi ama şimdi bunun için inat edecek durumda değildi.

Dario onu koltuğa bırakıp "Ata bine bilecek misin?" diye sorduğunda Açil başını kaldırıp ona baktı. "Şu an binemem." dedi çekinerek.

Dario başını salladıktan sonra Açil'in yanına oturdu. "Ayağına bakmam gerek." dediğinde Açil tedirgin bir şekilde Dario'ya baktı. Sonra başını salladı. Dario ayağına dokunduğunda Açil çığlık atmamak için kendini zor tuttu.

Dario bir süre baktı. "Kırık yok, incinmiş anladığım kadarıyla." dedikten sonra ayağa kalktı. "Ben yine de hekim çağırayım." dediğinde Açil kolundan tutarak gitmesine engel oldu. "Burada yalnız mı kalacağım?" diye sordu.

Dario kaşlarını kaldırıp bir süre Açil'e baktı. "Sen burada zaten yalnız kalıyordun. Bir süre daha yalnız kalabilirsin bence." 

Açil başını iki yana salladı. "O zaman ayağım böyle acımıyordu." diye itiraz etti Açil. Dario bir süre kararsız bir şekilde Açil'e baktıktan sonra "Çocuk gibi inat ediyorsun." diye mırıldandı.

Açil bir süre sessiz kaldıktan sonra "Tamam ata yan binerim, götür beni buradan." dedi hızla. Dario kararsız bir şekilde ona bakınca Açil kollarını ona uzattı. "Hadi beni kucağına al." dediği an ne söylediğini kulakları duydu, beyni yeniden algıladı. Ve bunu söylediğine pişman oldu. Bakışlarını kaçırıp kollarını indirdiğinde Dario "Baş belasısın." diye söylenerek onu kucağına aldı. "Neden hep zor yoldan gitmek zorundayız Açil?" diye sorduğunda Açil sustu. Sadece burada yalnız kalmak istemiyordu. Canı acırken yalnız kalmaktan hep nefret etmişti. Şimdi de ediyordu. Bunu Dario'ya itiraf etmek istemedi. Bu yüzden en iyi şeyin susmak olduğunu düşündü.

Atın yanına geldiklerinde Dario başını hafifçe eğerek "Emin misin?" diye sordu. Açil başını hafifçe kaldırarak Dario'ya baktı. Yüzünde endişe mi vardı bu adamın yoksa? Başını usulca sallayınca Dario onu kaldırdı Açil güçlükle de olsa ata bindiğinde bir de bunun inişi olacağını düşünmeden edemedi. Dario arkasına binince şaşkın şaşkın bir süre ona baktı.

Dario iç geçirerek "Bir de attan düşmeni istemiyorum." dediğinde Açil başını salladı.

Sessiz bir şekilde eve geldiklerinde Dario attan indi. Açil ne yapacağını bilemez bir şekilde Dario'ya baktığında göz göze geldiler. Dario iç geçirerek "Birinden yardım istesem iyi olacak." dedi.

"Ya attan düşersem?" dedi Açil endişeyle. Dario bir süre ona baktı. Sonra Açil'e bakarak "Sen ne öneriyorsun?" diye sordu.

Açil etrafına bakarken Seward'ı görünce neşeyle "Seward." diye seslendi. Dario gözlerini devirdiğinde Açil bunu pek de umursamadı. Seward yanlarına geldiğinde Açil "Yardım eder misin?" diye sordu.

Seward "Tabi." dediğinde Açil en güzel gülümsemelerinden biriyle gülümsedi ona. Seward'ın da yardımıyla aşağı indiğinde Açil Dario'ya bakıp "Ayakkabılarım nerede?" diye sordu.

Dario gözlerini devirdikten sonra "Unuttum." dediğinde Açil Seward'a döndü. "Teşekkür ederim. Eve gelsene Cassandra seni gördüğüne çok sevinecek. " derken Dario'nun ona ateş saçan gözlerle baktığının farkında değildi.

"Aslında ben de Cassandra'yı kuzenimle tanıştıracaktım." 

Açil'in gözleri biraz gerideki kıza takıldı. Ona gülümseyerek "Hoş geldiniz o zaman." dedi. Acıyan ayağını yere koymamıştı. Dario bunu fark edince "Acıyor mu?" diye sordu.

Aslında ayağı şimdi o kadar da acımıyordu ama biraz daha eğlenebilirdi. Başını usulca sallayarak "Ama beni bu kadar kişinin içinde taşıyamazsın, değil mi?" diye fısıldadığında Dario ile göz göze geldiler. Seward ve kuzeni içeri girerken Dario iç geçirerek "İstediğin bu mu? Seni taşımam mı?" diye sordu.

Açil başını iki yana salladı. "Koluna girebilir miyim?" derken gözlerini Dario'nun gözlerine dikmiş masum bir şekilde bakıyordu.

"İçimden bir ses seninle daha çok işim olduğunu söylüyor." diye homurdanarak kolunu uzattı Dario. Açil istediğini elde etmenin mutluluğuyla Dario'nun koluna girdi. Merdivenleri çıkarken fazlasıyla yavaş çıkarak Dario'yu delirtmek üzereydi. Son birkaç merdivene geldiklerinde Açil "Ayağım acıdı, biraz dinlenebilir miyiz?" diye sordu.

Dario çileden çıkmış bir şekilde Açil'i kucağına alıp yürümeye başladığında Açil "Ne yapıyorsun?" diye yalandan bir çığlık attı.

Dario  "Akşama kadar seni mi bekleyeceğim?" diye söylendi. Odaya gelip Açil'i yatağa bıraktığında Açil'e bakıyordu sinirle. "Oyun oynadığını fark etmiyor muyum?" diye söylendi sinirle.

"Ne oyunu?" dedi Açil anlamazdan gelerek.

"Ayağında bir şey yok." 

Açil gözlerini kaçırdı. "Senin hislerin olmadığı için canının yandığını da hissetmiyorsundur belki de böyle durumlarda." 

Dario yumruklarını sıktı."Beni sinirlendirmek istemezsin Açil, inan bana istemezsin." dediğinde Açil başını diğer tarafa çevirdi. Sonra sinirle Dario'ya baktı. "Madem oyun olduğunu düşünüyordun neden o kadar ilgilendin ki? Bırakıp gitseydin."

Dario sinirle üstüne yürüdüğünde Açil'in korkudan kalbi yerinden çıkmak üzereydi. Ne yapacağını bilmeden Dario'ya bakarken "Belki de düşündüğün kadar taş kalpli değilimdir." dedi Dario.

Dario yavaşça yatağa oturdu. Açil korkan bakışlarla ona bakarken Dario'nun eli Açil'in saçlarına uzandı. Açil hızlanan kalbinin biraz daha hızlanırsa duracağını düşünmeden edemedi.

Dario biraz daha yaklaştığında Açil Dario'nun onu öpmek üzere olduğunu düşündü. Tam gözlerini kapatmış onun öpmesini beklerken Dario hızla yataktan kalkıp  kapıyı çarparak odadan çıktı.

***

17.09.2019

Continue Reading

You'll Also Like

44.2K 3.3K 31
Bu kitap 1985 yılında geçen naif bir aşkı anlatıyor.🍀 Bir heves uğruna ailemi kaybettiğimde kendi evimde kül kedisine dönüşeceğimi bilmiyordum. Daha...
10K 1.4K 41
Instagram: azimet340 Küçük yaşta evinde çıkan yangında hem anne babasını, hem sesini kaybeden Gül. Kalan hayatını teyzesinin yanında dilsiz Gül olara...
AlGon🌼🤍 By okuyanladyy

Historical Fiction

54.7K 2.9K 49
"Aklına pek güvenme yani Alaeddin, bir güzelin gülüşüne bakar yitirmen" Diyen Orhan'a baktı Alaeddin... Etrafı kasıp kavuran Moğol, gözünü bu defa da...
102K 3.1K 40
"Omzum." dedim kısık bir sesle. Lakin hemen duydu beni. "Bakabilir miyim? Sonra doktora gideceğiz."dedi. O senin kocan Gül. Başımı salladım. Elleri...