Multimedyada Mert
Özet: Mert komada olup olmadığını anlamak için ipucu ararken, dinleme cihazını bulur. Fakat meclis alanına hâlâ gidememektedir. Hacı Anne ile görüşür ve meclis alanının saldırı altında olduğunu öğrenir. Hacı Anne'nin vefat etmesine rağmen gücünün eksilmediğini anlar. Yu-Mi'yi astral seyahate çıkarabileceğini ama önce zihnen hazırlaması gerektiği bilgisini alır. Doktor Jung'ın tesisine ajanlarla beraber gider. Arama izni sayesinde her yeri arar ama orada olduğuna dair her hangi bir ispatta bulunamaz. Kamera kayıtları bile değiştirilmiştir.
*** Yeni Bölüm ***
Tesisten elimiz boş dönerken Do Hyun beni teselli etmek için, "merak etme Mert, geniş kapsamlı bir araştırma talep edeceğim. Doktor ile ilgili her türlü bilgiyi bulacağım" dedi.
Adamın zekâsını alt etmek için ondan zeki olmak zorunda mıydım? Belki de onun amacını anlamam, zayıf yönlerini bulmamı sağlayabilirdi. Do Hyun'a beni beklememesini söyleyip tesise geri döndüm.
Doktor Jung geri gelmeme şaşırmamıştı. "Bu kadar çabuk pes etmeyeceğinizi biliyordum Mert Ssi."
"O zaman bana bunların sebebini açıklamadan buradan gitmeyeceğimi de biliyor olmalısınız."
Jung bana dikkatle baktı. Kararlı olduğumu anlayınca, "peki" diyerek söze başladı. "Kang Ho'nun üzerinde çalıştığı icadın ana fikri benden çıkmıştı."
Aralarında bir bağlantı olduğunu biliyordum ama bu kadar yakın olduklarının farkında değildim.
"Ondaki imkânlarla, benim fikrim birleştirildiğinde mükemmel bir cihaz ortaya çıkacaktı. Bu cihazın dünya istihbaratı üzerindeki etkisi müthiş olacaktı."
"Fakat cihaz beklendiği gibi çalışmadı" diye araya girdim.
"Evet, bu durum aramızın gerilmesine yol açtı. Çünkü cihazın düzgün çalışmamasına rağmen farklı bir işlevi olduğunu keşfetmiştik. Kang Ho cihazı düzeltmek istiyordu, oysa ben yeni işlevini araştırmak ve sonuçlarından faydalanmak istiyordum."
Cihazın ruhları emmeye çalıştığını biliyor muydu diye merak ettim. Fakat bu soru başka sorunlara yol açabilirdi?
"Peki, yeni işlevi neydi?"
"Bunu siz benden daha iyi biliyor olmalısınız Mert Ssi" dediğinde kanımın çekildiğini hissettim. Bu adam kesinlikle çok şey biliyordu. "Astral seyahate çıkabilen tek kişi siz değilsiniz."
Jung'ın astral seyahate çıktığımı ve cihaz tarafından az kalsın emilme tehlikesi geçirdiğimi bilmesi beni şoka uğratmıştı.
"Beni hafife almayın, buna pişman olmanızı istemem" dedi kibirle.
"Bütün bunları nasıl biliyorsunuz henüz bilmiyorum. Fakat siz de beni hafife almayın doktor. Bir daha sizin elinize düşmeyeceğim."
"Gerek kalmadı zaten" dediğinde ne demek istediğini çok merak ettim. "Ben alacağımı aldım."
Neyi almıştı ve bana artık ihtiyacı kalmamıştı? Bu soru zihnimde dönmeye başladı. Adamın uzmanlığı nöroloji üzerineydi fakat astral seyahat hakkında da bilgi sahibiydi. Kesinlikle hafife alınacak bir rakip değildi.
Bana ihtiyacı kalmadıysa beni artık rahatsız etmez diye umuyordum. Cihaz ile ilgili söylediklerine bakarak, bu haliyle ona sahip olmak istediği belliydi.
"Cihazı çalma veya Kang Ho'dan alma girişimleriniz başarısız oldu" dediğimde yüzü biraz asıldı.
"Şimdilik öyle oldu fakat bu henüz başaramadığım anlamına geliyor. Güçlü müttefikler edindiğim için cihazın her an elimde olma ihtimali çok yüksek."
İşte şimdi daha çok tedirgin olmuştum. Bu zekâsının yanında bir de güçlü müttefikleri olursa, onunla mücadele etmem çok zor olacaktı.
"Komadan uyanırsam benimle çalışacağınızı söylemiştiniz" dedim belki ağzından laf alırım diye.
"Gerek kalmadı. Yeni dostlarım bana sizden daha çok yardımcı olacaklar."
Sırtımdan aşağıya doğru soğuk ter damlalarının kaydığını hissettim. Adam duruşunu bozmadan özgüven fışkıran ifadesiyle, bana hiçbir şekilde ihtiyacı olmadığını söylüyordu. Tehlikeli planlar dönüyordu ortalıkta ve bunlar hakkında bir ipucu bulamazsam, cihazı ele geçirmesi muhtemeldi.
Kang Ho'yu uyarıp güvenliği arttırmalıydım. Ayrıca bir an önce meclis alanına ulaşıp yardım istemeliydim.
Hacı Anne bana saldırı bittiği zaman bilgi verecekti. O zamana kadar Kang Ho'yu ve cihazı ben korumalıydım. Burada daha fazla kalmama gerek yoktu. Adam rakibim bile olsa saygı duyulacak bir rakipti.
"Sizinle çarpışmak zevkli olacak" dedim kendimden emin bir sesle.
"O zevk bana ait" dedi kılı bile kıpırdamadan. Beni yolcu etmek ister gibi eliyle yolu gösterdiğinde, "gerek yok" diyerek mekânı dürüp otelime geri döndüm. En azından havalı bir çıkış yaparak kolay lokma olmadığımı göstermek istemiştim.
Odamda Yu-Mi'nin beni beklediğini gördüm. Hastaneden ayrılırken çok endişeli olduğunu fark etmiştim. Beni görür görmez sarıldı ve ağlamaya başladı.
"Neden ağlıyorsun güzelim?"
"Senin çok tehlikeli işlere bulaştığını düşünüyorum ve seni kaybetmek istemiyorum" dedi. Oysa aynı endişeyi ben de onun için taşıyordum. Görümdeki gibi babası tarafından vurulabileceğini veya düşmanlar tarafından her an kaçırılabileceğini düşünerek rahatsız hissediyordum.
Ben de ona sıkıca sarıldım. Endişelenmemesini söylemek istiyordum ama ben kendi endişelerimden henüz sıyrılamadığım için bir şey söylemedim. Vakit geç olmuştu, "ajanlara söyleyeyim de seni eve bıraksınlar" dedim.
"Onları zorla gönderdim. Bu gece yanında kalabilir miyim?" dediğinde sözlerinde gizli bir niyet aramadım. "Sadece sana sarılarak uyumak istiyorum."
"Peki" dedim. Kıyafetlerimle birlikte yatağa uzanıp kızı yanıma çektim. Sol kolumun üstüne başını koyarak bana sokuldu. Anında hoş kokusu burnumu doldurmuştu. Doya doya içime çekerek sağ kolumu beline koyup bedenini bana doğru çevirdim. Gözlerimiz ve dudaklarımız çok yakın olmasına rağmen, hiçbir cinsellik arzusu uyandırmaması ilginçti.
Onun masumluğuna zarar vermek istemiyordum. Evlenmeyi düşündüğümüz için her şeyin ikimiz için de özel olmasını arzuluyordum. Gözlerini kapatıp boynuma doğru sokuldu. Ben de gözlerimi kapattım ve sevgiyle sarıldım.
Rüya görmeye başladığımda, Yu-Mi'nin yanımda olmasının rüyama etki ettiğinin farkına vardım. Rüyada olduğumu çok net hissediyordum. Yu-Mi de yanımda durmuş bana bakıyordu. "Rüyadayız" dedim.
Buna şaşıracağını sanmıştım ama o çok doğal karşılamıştı. "Demek senin rüyaların böyle" diyerek etraftaki karmaşayı gösterdi. Çevremde, uğraştığım bütün olayların sanki birer özeti var gibiydi. Doktorla konuşmalarım, George, Teykel ve casuslarla mücadelelerim, Yu-Mi ile gezintilerim. Kang Ho'nun cihazı, Hacı Anne ve meclis alanındaki dostlarım. Hemen hemen her şey çevremde dönüp duruyordu.
Kimileri televizyon ekranı gibi dümdüzken, kimileri üç boyutlu ama sessizdi. "Zihninde bu kadar sorun olduğunu tahmin etmiyordum Mert."
"Her şeyi sana anlatamadığım için üzgünüm. Çünkü seni önemsiyorum" dedim. Bana bakıp gülümsedi. "Evlenme teklifin için ne kadar daha beklemeliyim?" diye sorduğunda, aklımdan çıktığı için kendime kızdım.
"Doktor Jung ile ilgili olaylar yüzünden biraz daha beklemen gerekecek" dedim.
"Beni bahane etmeyin" dedi Jung arkada bir yerden. Yu-Mi bana merakla bakıyordu.
"Bahane değil canım" diyerek kızı temin etmeye çalıştım. "Her an saldırı ve ölüm tehlikesi altındayken sana güvenli bir gelecek sağlayamam."
"Bak bu konuda haklısın" dedi Teykel. "Uzun zamandır ortalarda yokum diye benden kurtulduğunu sanma."
"Bizi de unutma" diye bağırdı çevremdeki diğer düşmanlarım. Yu-Mi'nin tedirgin olduğunu görüyordum. "Susun" diye bağırdım.
"Merak etme canım, düşmanlarımdan daha çok dostlarım var" dedim.
"Evet biz buradayız Yu-Mi" dedi Cemile. Yanında Arif ve Hacı Anne de vardı. "Biz Mert'e yardım ederiz."
Yu-Mi dostlarımı görünce gülümsedi. Birden bize doğru alev topları gelmeye başladı. Dostlarım bizi korumak için karşı saldırıya geçtiler. Fakat sanki hiç güçleri yokmuş gibi alevler tarafından yutuldular.
Teykel elinde bir alev topu sektirerek bana baktı. "Şimdi yalnız kaldığına göre işimize bakabiliriz" diyerek alevleri Yu-Mi'ye fırlattı. Önüne geçerek alev topuna ben hedef oldum ve ter içinde uyandım.
Kolum uyuşmuştu, yana doğru döndüğümde, Yu-Mi'nin gözleri açıp bir şekilde bana baktığını gördüm.
Eliyle terlemiş alnıma dokundu. "Merak etme Mert sadece bir rüyaydı" dedi. Sakinleşmeye çalışırken söylediği son söz kanımı dondurdu.
"Teykel'in seni yok etmesine izin vermeyeceğim."
-DEVAM EDECEK-
Oylarınızla beni desteklediğiniz için teşekkür ederim.
Yayımlanma tarihi: 30.08.2015
Kelime sayısı: 1097
Facebook sayfam ve Twitter hesabım açıldı. Profilimden görebilirsiniz.