63-Yeni bir düşman mı?

2.7K 206 61
                                    

Özet: Mert'i savaştan uzak tutmak isteyen Kâbuslar Kraliçesi, babasının sürekli bir uykuda kalmasını sağlar. Astral çıkışı ve rüyalara girmeyi bırakmayı kabul etmesi halinde babasını uyandıracağını söyler. Mert çaresizce kabul eder. Meclis alanına saldırıldığı söylendiğinde, Cemile'ye yardımcı olamayacağını söyler. Tenzin'in yanına gidip fikir alır. Doğrudan yardım edemese de, manevi destek sağlayabileceğini düşünür. Annesine ve annesinin arkadaşlarına Salat-ı Tefriciye okumalarını söyler. Cemile, meleklerin yardıma gelmesi ile savaşı kazandıklarını söyler. Mert, Yu-Mi'nin halasını yakalar ve ajanlara teslim eder. Do Hyun artık gözükmemektedir.

*** Yeni Bölüm ***

Günler geçtikçe Do Hyun'u göremememin acısı azalmaya başlamıştı. Babamın tamamen iyileştiğini haber aldığımda şükretmiştim. Yu-Mi ile ara sıra görüşsek de, evlilik ile ilgili planlarımıza başlamamıştık.

Halası yargılanıp suçlu bulunduğunda bile içimdeki sıkıntı gitmemişti. Teykel ve Kâbuslar Kraliçesi esirdi. Bana veya sevdiklerime zarar veremeyeceklerdi. Bu durumda hâlâ neyin sıkıntısını yaşıyordum?

Hacı Anne ile birkaç kez görüşüp, nasihat istemiştim. Kalbimdekileri görmesine rağmen, kendi kendime çözmem gerektiğini söyleyerek müdahale etmemişti. Do Hyun'u unutmam gerektiğini düşünmeye başlamıştım.

Allah'ın insanlara karşı en büyük lütfunun, unutmaya olanak vermesi olduğuna inanırım. İnsanlar onlarsız yaşayamayacakları insanları kaybettiklerinde bile yaşamaya devam edebiliyorlar. İlk günlerde hiçbir zaman unutmayacaklarını söyledikleri kişileri bile birkaç aya kalmadan unutup günlük hayatlarına devam ediyorlar.

Ben de Do Hyun'u unutmak zorundaydım. Hayatıma sağlıklı bir şekilde devam etmem gerekiyordu. Yu-Mi sabırla benim kendimi toparlamamı bekliyordu. Onu ailemle tanıştıracaktım, Kang Ho ile konuşup bize izin vermesini isteyecektim.

Oysa tek yaptığım, düşmanlarım ortadan kalktığı halde amaçsızca günlerimi geçirmekti. Şu an bir sorunla karşılaşsam ne kadar mutlu olurum diye düşünüyordum. Aklıma Doktor Jung geldi. Henüz onunla hesabımızı kapatmamıştık.

Beni kaçırıp deneylere sokmuştu. Teykel'le iş birliği yapmıştı. Cihazı kendisi içintaksi istiyordu. Buna rağmen onu tam bir düşman gibi göremiyordum. Yaptıklarının arkasında bilimsel merak vardı. Yine de cihazı korumak benim görevimdi. Bu yüzden düşmanım olarak görmeli ve ona göre davranmalıydım.

Görümde Kang Ho kızına ateş ederken, arka planda Jung'ın durduğunu unutmamalıydım. Bunun olacağına inanıyordum. O gün için hazırlıklı olmalıydım.

Yu-Mi ile buluşup kasvetli havamdan kurtulmak istedim. İhmal ettiğim zamanları telafi etmek için onu güzel bir restorana davet etmeyi planlayarak aradım. Benden çağrı aldığına o kadar sevinmişti ki sesindeki mutlu tonu algılamamak mümkün değildi.

Taksiyle gidip Yu-Mi'yi evinden aldım. Ajanların eşliğinde restorana gittik. Yu-Mi elimden tutarken sevinçten yerinde duramıyordu. Onun bu hali beni gülümsetmişti. Rezervasyon yaptırdığım için bekletilmeden güzel bir masaya götürüldük. Ajanlar içeride duramadıkları için kapıda bekleyeceklerdi.

Yu-Mi dizlerine gelen bir elbise giymişti. Çiçeklerle süslenmiş krem rengi elbise belden bir kemerle süslenmişti. Bu elbisenin onu ne kadar masum gösterdiğini düşünerek iltifat ettim. Utangaç bir tavırla teşekkür etti.

Siparişimizi almaya gelen bayan garsona baktığımda gözlerime inanamadım. Koyu bir makyaj yapmış olmasına rağmen, şimdiye kadar gördüğüm en güzel kadındı. Bana bakarak, "ne ARZU edersiniz demişti?"

Üçüncü Göz (SY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin