Part şeklinde yazıcam yirminci bölümü ikinci part yarın gelicek o yüzden bu bölüm biraz kısa ^^ iyi okumalar :3
Bu sefer Batı'nın üstünde yattığımı ve uyuduğumu bilmeme rağmen uyanmak ve kalkmak istemiyordum. Sıcak göğsünü ve bu sefer saf manolya kokusunu hissetmek güzeldi.
" Uyandığını biliyorum, sapığım mısın?" Batı'nın bunu demesiyle gözlerimi açıp esnedim.
" Beni üzerine çeken sensin." dedim sinirle.
" Yakışıklılığımla mı?" egoist. Dün neler olduğunu hatırlamıyor tabi. Sırf bana şantaj yapamasın diye yanında yatmıştım ama ona baktığımı bile hatırlamadığına eminim.
" Hayır, öküz gücündeki kolunla." dedim üstünden kalkıp.
" Peki neden hatırlamıyorum bayan çok bilmiş?" dedi göz devirirken.
" Dün sarhoş olduğundan olabilir mi bay çok gerizekalı?" dedim ve kollarımı birleştirdim. Ne oldu Batı bey? Kaldın öyle.
" Nasıl? Ha! Sikt*r..." dedi yatakta doğrulup sonra sakin bir şekilde ama gözlerindeki telaşla bana baktı.
" Neler yaptım?"
" Söylemem- ya bırak!" nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde beni yatağa sırt üstü yatırdığı gibi dizlerini bacağımın iki yanına koydu ve öylece durdu.
" Söylememekte kararlı mısın?" dedi tek kaşını kaldırarak. Şu an kalbimin 9.8 şiddetindeki bir deprem gibi olması ve aşırı derecede kızarmam sadece Batı yüzündendi.
Düşünsenize lütfen, Batı t-shirtü olmadan tüm kaslarını size sergiliyor ve tam dibinizde sonra sizi böyle tehdit ediyor. Kızarmaz mıydınız?
" Batı kalk üstümden sapık mısın ya!" dedim çırpınırken.
" Değil miyim?" dedi tek kaşını kaldırıp. Boşuna PİS demiyorum çünkü arkadaşlar tabiki sapık.
" Tamam defol üstümden anlatıcam." dememle üstümden kalktı ve ben de bağdaş kurar pozisyona geldim ve dün olan her şeyi teker teker Batı'dan intikam alırcasına anlattım. Tabiki kağıdı da es geçmedim.
" Sarhoş oluşumdan mı faydalandın? Vay canına cidden sana şantaj fikirlerimi vermeye başlamışım." demesiyle sırıttım. Sonra hemen salona koşarak gittim ve koltuğun arasından kağıdı alıp odama geldim.
" İşte kağıt bu." dedim gülümsememi daha da genişletip. Batı elimden kağıdı aldı ve açtı. Okurken yüzünün şekilden şekile girmesine kahkahalarla gülmek isterdim ama Batı bu ne yapacağı belli olmaz.
" Şaka?" dedi kaşlarını havaya kaldırarak.
" Değil." dedim sırıtmamı daha fazla genişleterek.
" Hayatta olmaz." omuz silktim.
" Abime, Batı beni zorla öptü derim."
" Bu tehdit geçmedi mi artık?"
" Hayır." kötülük. Nedense filmlerde de hep kötü karakterleri bir sevmişliğim var. Çok havalılar.
" Lanet olsun, kabul ama tehditin yüzünden değil, sözümde duyduğum için." Cidden hayatımdaki en büyük fırsat elime geçmişti. Batı iki gün boyunca dediğim her şeyi yapmak zorundaydı. Güzel bir gün başlangıcı.
" Şimdi hazırlan da okula gidelim." dedim ve ellerimi belime koydum. Söylene söylene odamdan çıktı. Güzel bir gün beni bekliyor..
Okulda
" İlk dersten sözlü olduğumuza inanmıyorum." dedim Batı'nın grubuna. Can bugün okula gelmediği için grubunu da tam tanımadığımdan bugün Batılarla takılıyordum.
" Senin şanssızlığın güzelim." diyen Orkun'a göz devirdim.
Bir saniye! Aklıma beni neşlendirecek bir fikir geldi.
" Batı?"
" Ha?"
" Az sonra yapacağım şey için bana kızma."
" Kızarım."
" Kızamazsın, imza." dedim ve sırıttım. O ise sadece küfretmekle yetindi.
Hızla sınıfa koştum ve şişemi aldım. Ondan sonra da tuvalete gittim ve suyla doldurup tekrar bahçeye çıktım.
" Hem serinlersin." dedim ve bir şişeyi Batı'nın kafasından aşağı boşalttım. Gözlerini sinirle bana dikmişti ama tepki vermiyordu. Sadece şunları söyledi.
" İki günün tadını çıkar, sonra yaşar mısın bilinmez." dedi ve eliyle saçlarını dağıttı ıslaklığı gitsin diye.
Tüm bahçe buraya dönmüştü. Yoksa tüm kızlar mı desem?
Tekrar Batı'ya baktım. Lanet olsun. Beyaz t-shirtünden süzülen sular kaslarını belli etmiş ve soğuk su doldurduğum için dudakları hafif kırmızı bir renk almıştı, saçları ıslak ve dağınık haliyle o kadar çekiciydi ki... Evet Batı'ya içimden iltifat ettim. Tüm kızlara teker teker baktım. Batı durumu anlayınca sırıtmaya başladı.
" Ne oldu Çağla? Yine her şey benim lehime." dedi ve güldü. Ben ise diğer kızlara sinirlenmiştim.
" Eğer gözleri Batı'nın üstünden çekmezseniz hepinizi anahtarımla deşerim." dedim ve Batı'yı kolundan tuttuğum gibi okulun içine çekmeye başladım. Hep o mu kolumu çekecek? Hah!
Geçen seferki gibi müzik odasına kadar çekip kapıyı kapattım. Zaten o da isteyerek gelmiş olmalıydı. Yoksa Batı gibi öküz birini bu kadar çekemezdim yani!
" Ne oldu Çağla? Yoksa sen? Sen kıskandın mı?" dedi sırıtmasını genişleterek. Hiç de bile. Ne kıskanması ya!
" Saçmalama sadece seni rezil edemeyince sinirlendim." dedim kollarımı birleştirip.
" Ben halâ kıskandığına eminim." dedi ve üstüme üstüme gelmeye başladı. Allahım beni koru. Batı'ya güvenemiyorum. PİS.
" Saçmalama ya!" sırtım ahşap kapıyla buluşmasına rağmen durmadı ve gelip tam dibime girdi.
" Kanıtlasana?" Beni kapıyla kendi arasına aldı ve aynı eve ilk geldiği günki gibi bir elini belimin yanına bir elini de kulak hizama koydu. Yüzümüz çok yakındı. İstemsizce dudaklarına bir bakış attım.
" Has*ktir!" kapının açılmasıyla dengemi kaybedip yere yapışırken Batı'nın yakasını tuttum ve benimle beraber belaya sürükleyip tam koridorun ortasında üst üste bir şekilde durduk.
" Çocuğum siz ne yapıyorsunuz burada?"
" Sevişiyorduk hocam." ağzına sıçayım Batı. Kulağa söylenen söz yani fısıltının da yükseği ve alçağı var biliyosun değil mi? Sen niye yüksek söylüyorsun ya!
" Ne dedin sen! Çabuk müdürün odasına ikiniz de!" Batı üstümden kalktı ve ben de ayağa kalktım. Lanet. Herkes buraya bakıyordu. Hepsi Batı'nın yüzünden. Bakın, yine o rezil olmadı, ben rezil oldum. Durumlar nasıl onun lehine dönüyor anlamıyorum.
Ayaklarımı sürüye sürüye ve Batı'ya kötü bakışlar ata ata müdürün odasının önüne geldim. İkinci günden müdürün odası... Ne harika (!)
" Eğer bu odadan disiplin cezası alarak çıkarsam seni geberticem." deyip gözlerimi kıstım.
" Ben de zevkle katilim olmana izin veririm, sonuçta az önce seviştik." dedi ve gülmeye başladı.
" Ya Batı saçma saçma şakalar yapma! Senin yüzünden burdayım ben!" müdürün kapısını açtı ve içeri geçti. Ben de Batı'nın arkasından tıpış tıpış gittim.
" Bu ikisi müdür bey, müzik odasında, şey... şey... aman efendim anlayın işte!" müdür şaşkınlıkla bir bana bir Batı'ya bakıyordu.
" Tamam Aysel Hanım siz çıkın." demesiyle öğretmen bize zafer bakışları atarak müdürün odasından çıktı. Pislik.
" Bu okulun kurallarının ne kadar fazla dışında büyük bir suç olduğunun farkında mısınız?" Batı allah belanı vermesin başımıza gelene bak.
" Hocam yapmadık öyle bir-"
" Kapı açılınca yere birlikte düştünüz ve erkek arakadaşının t-shirtü ıslak?"
" Ya sadece yanlış anlaşılma Batı bir şeyler desene." dedim sinirle. O ise bana baktı. Sonra müdüre baktı.
" Yapmış olsaydık şu an bu odada olmazdım, çünkü genelde yakalanmam." aferin Batıcım sıçtın şimdi de sıva.
" Ya sen ne diyosun ya!" dedim sinirle. Müdürse öylece Batı'ya bakıyordu. Ortamı Batı'nın sırıtışıyla beraber sessizlik kapladı ve müdür sonunda konuştu.
" Savunman fazlasıyla yanlıştı ama.." dedi müdür ellerini masaya koyup birleştirip " İnandırıcıydı ne diyebilirim ki?" dedi gülerek. Oha. Ne biçim müdür bu? Ben burada ölüyorum stresten adamın dediğine bak!
" Pardon hocam?" dedim anlamayarak. Müdür tekrar güldükten sonra bana baktı.
" Öyle bir şey olmadığını biliyorum, biz de genç olduk." deyip koltuğuna yaslandı. " Sadece sizi korkutmak istedim, burada tek eğlencem korkunca yüzünüzdeki ifade." az önce müdürümün bir psikopat olduğunu öğrendim. Harika.
" Ceza almadık mı yani?" dedim tek kaşımı kaldırarak.
" Aldınız." Batı da ben de şaşkınlıkla müdüre baktık. İyi de ne yaptık ki?
" Ama-"
" Müzik odasına izinsiz girdiniz." şaka? Bakınız katili olabileceğim Batıdan sonraki ikinci adam. "İkinizde okul sonrası fen labaratuarını temizleyeceksiniz." inanamıyorum...
Batı'nın pis sırıtışıyla beraber tıpış tıpış odadan çıktık.
" O labaratuarda neler yapabiliriz düşünsene Turuncu." İğrenç insan, pislik, sapık!
" Evet asitle seni yakabilirim mesela." dedim sinir bir gülüş atıp.
" Aside gerek yok giydiğin etek zaten yeter-"
" Batı yemin ediyorum Allah ne verdiyse dalarım kapa çeneni!" dedim ve omzuna sert bir şekilde vurup kendi sınıfıma ilerlemeye başladım. Bilin bakalım akşam kimin için zor olacak? Ne tesadüf! Ben!...
Ceza zamanı
" Ne yaptınız burada? Burada sadece deney yapılmamış asla inanmam."
" Hangi malın deney tüplerini kırdığını merak ediyorum." dedi Batı kırık parçalardan birini eline alırken. Temizliğe başlamadan önce şartlarımı belirlemeliyim.
" Batı dediklerimi yapmak zorundasın o yüzden bugün bu labaratuarda herhangi bir şekilde bacaklarıma veya rahatsız olacağım bir yere bakmak yok." dedi ve eldivenleri elime geçirip bir bezi elime aldım. Sonra da bir tane masayı silmeye başladım.
Batı tam karşımda camları topluyordu ama dikkatini bana verdi.
" O zaman yakana söyler misin dikkatimi dağıtmasın." hızla üstümü düzelttim.
" Gözlerine söyler misin kendilerine şu camları saplasınlar." dedim ve daha çok yakama dikkat etmeye başladım. Lanet olası Batı.
Sıraların üstü hep bilmediğim deney sıvılarıyla kaplıydı elimdeki bezle bile zor siliniyordu.
" Bu iş hayatta bitmez." diye isyan ettim ve lekeyi iyice bezle kazımaya çalıştım.
" Bir sürü deney tüpü kırılmış." dedi avucunda biriktirdiği camları çöpe atıp. Sonra saçlarını eliyle dağıtıp bana baktı. " Leke gitmedi mi halâ?"
" Maalesef." dedim. O da gelip elimdeki bezi aldı ve masayı daha kuvvetli bir şekilde sildi ve leke yaklaşık on saniyede yok oldu.
" Vay canına yetenğin varmış." dedim sırıtıp.
" Aslında daha farklı alanlarda da bir sürü yeteneğim var." ha?
" Anlamadım." dedim kaşlarımı anlamazca çatıp.
" Yok bir şey." dedi ve gülüp şişeleri topkayıp yerine yerleştirmeye başladı. Ben de çok uğraşmayıp yerleri silmeye başlayacaktım ama telefonuma mesaj gelmesiyle çantamın küçük gözünü açıp telefonu çıkardım. Uzun süredir görmediğim isim yani numara ama Ahmet olduğunu bildiğim kişi mesaj atmıştı. Tedirgince mesajı açtım.
" Cezaya kaldığını görmek nadir, aman dikkat edin, başınıza bir şey gelmesin, sonuçta yanan ocak perdeye çok yakın..."
Hobarey ahsjsjdjd neden bunu yazdım bilinmez ama hobarey iyidir ahshsjsj umarım bölümü beğenmişsinizdir dediğim gibi part 2 yarın akşam gelicek öpüldünüz şirinleeeerr :3 ^^ :*