Bulutların üzerinden yüzüme çarpan soğuk rüzgar rahatsız etmeye başladı.Bu kadar yüksekeğe çıkmamıştım.AyYürek yükseldikçe yükseliyordu.Keşke yanıma bir kürk alsaydım.
Gün batmaya yakın AyYürek bulutların hizasından alçaldı.
AyYürek
-Sonunda kampa geldik.
Osman
-Çolak arazilerden başka birşey göremiyorum
AyYürek
-Bozkırları küçümseme genç zira en haşmetli ordular hep bozkırlardan geldi bu diyarlara daha çok küçüksünüz ve unutkansınız.En son 300 yıl önce bozkır orduları indi güneye,işte o zaman Teomanın dedesi Kral oldu,bu topraklar hep onların çizgisidir.Bozkır insanlarının kanı bir başka akar sende bunu hissedebiliyorum.
Osman
-Şurda bir ışık var görebiliyormusun?
AyYürek
-Mehmetin sürdüğü ordu,zırhlarının nişanlarını rahatlıkla seçebiliyorum.
Osman
-Bir selam vermeden geçmeyelim.Sonra kuzey batıya döneriz.
AyYürek
-Fazla oyalanmamaya bak evlat.
Işığa yaklaştıkça daha fazlasını gördüm.Işıklar kamp ateşleriydi,etrafa 2 metre yüksekliğinde tahta çit vardı.Kampa indik.İnsanların gözünde korkudan çok heyecan vardı.Daha önce onlara yardım etmiştik.Belkide bunlar kuşatma altındayken kapıya müdahele etmesek hepsi ölmüştü.AyYürek dinlenirken generali aradım.Kubbeli bir çadıra yönlerdiler.
Çadırın içinde 6 kişi şiddetli şekilde tartışıyolardı.İlk başta savaş planları yaptığını sanmıştım ama sonra anladımki general ölmüştü.Bunlar tugay komutanlarıydı.Yeni generalin kim olacağını tartışıyolardı.Hepsi yaşını başını almış kimselerdi.Sakalları uzun gözleri pekti.Yılları savaşla geçmişti.Tartışmalarını kesmek istemedim.AyYüreğin yanına gittim.
Osman
-Burda yardım edebileceğimiz birşey yok,kuzey batıya dönmeliyiz kanatlarının uçurduğu kadar ortak,beni korkutan sonrasıdır nedendir bilmem...
Yönümüzü kuzey batıya yönelttik.Kuzeye gittikçe hava soğuyor batıya gittikce ışık azalıyordu.Sanki gece buraya yıllardır çökmüş gibiydi,biri zamanın akışını mühürlemek istemişti sanki,hiç bu loş bölge görmedim,AyYürek git gide daralmaya başladı alçaldıkça alçaldı ve en sonunda yere indi,bitap şekilde sendeledi ve beni indirdi.
AyYürek
-Daha fazla ilerleyemem bura beni öldürür.
Osman
-Neden söz ediyorsun?
AyYürek
-Benden bu kadar ortak umarım tekrar görüşebiliriz.
Bozkırda saatlerce yürüdüm.Ne su vardı ne ağaç, her yer ot ve kayaydı.Bir müddet sonra ork devriyeleri kendilerini belli etmeye başladılar.Ejderhanın gittiğine emin olduklarında meşalelerini tutuşturup 5-6 km uzaktan takip ettiler.Gitgide mesafeyi kapıttılar.Artık takip kovalamacaya dönmüştü.Haliyle bende hızlandım.Birkaç saat sonra yüksek dağlara yaklaştığımda orklar koşarak kovalamaya başladı.Dağa tırmanmaya başladığımda aramızda sadece 1km metre vardı.Orklar dağın eteğine vardığında ok atmaya başladılar.Yakın dövüş son tercihleriydi.Birkaç grup daha aralarına katılınca sayıları 60 ı bulmuştu.Okları isabet etmiyordu ama sayıları artınca yanımdan geçen okların sayısıda artmaya başladı.Sırtımdaki kalkanı elime alıp dağa sırtımı döndüm.Geri geri tırmanırken gardımıda almıştım.
Yamuk ve kalitesiz okları ben isabet almadan bitecekti.Buna emindim.Orkların yanına hızla bir oviraptor binicisi geldi.50-60 ork hoşnutsuz bir şekilde oviraptor üzerindeki orkun işaret ettiği yere yöneldiler.En iri 5 ork ve oviraptor binicisi benim üzerime saldırdı.Hayır onlar ok atmıyordu.Hızlıca dağa tırmanmaya başladılar.Diğer orklar neden ayrıldı bilmiyorum ama benden daha önemli bişey bulmuşlardı.Bendende tamamen vazgeçmemiş en beceriklilerini üzerime salmışlardı.Dağa tırmanan orklar benden daha uzunlardı,öyleki bağırarak tırmanmaları bendeki adrenalini üst safhaya taşımıştı.
Dağın tam ortasına geldiğimde oviraptor binicisiyle aram kapanmıştı.Geri geri tırmandığımdan arkamı göremedim,ayağım boşa geldi.Sendeleyip dağa döndüm.Uzun ve geniş düzlüğün üzerinde kalkanım büyüklüğünde 4-5 kaya vardı.Mızrağımı ve kalkanımı sırtıma tutturdum.Kayaları kaldırıp oviraptorun üstüne attım.Hayvan manevra yapayım derken sırtındaki orku düşürdü,bu onu dahada hızlandırmıştı.Mızrağımı tekrar elime aldım.Yüksekte olmadan başka avantajım yoktu.5 adım önüme gelince üzerime sıçradı,mızrağımla ince ve uzun boynunu ikiye ayırdım.Binici ork toparlanmdan onunda üzerine kaya yuvarladım.Kafası ezilmişti.Bu durum iri orkları iyice sinirlendirmişti.Oviraptorun kanı ayaklarına değdiğinde dev silahlarını çektiler.Kiminin baltası vardı kiminin kılıcı...
Başka kaya kalmayana kadar yuvarladım ama hiçbiri isabet etmedi.Ypacak başka bişey kalmayınca kalkanımı siper edip mızrağımı kalkanım üzerinden tutup en yakın olana doğru indim ve savunmasını yapamadan boğazını deştim.Cesaretim artmıştı.Kurtulma hayalleri kurmaya başladım.Düzlüğün hizasına tırmanıp birini daha kesmek için dizlerim üzerine çöküp kalkanımı siper ettim.Mızrağımı saplamayı bekleyen ork kılıcıyla boğazını savunmaya çalıştı.Beklenmedik bir şekildi mızrağımı göğsüne savurdum.Gadı kırılınca alnının çatına mızrağı yerleştirdim.Vakit kaybetmeden düzlüğün en dibine koştum.Bu sefer gard almadan meydan okuyordum.Diğer ikisi düzlüğe çıktığında Mehmetin daha önceden vermiş olduğu borazanı üfledim.Dağlar kayıp kralın borusuyla inledi,mızrağımı iyice kavramıştımki aynı seste bir boru sesi daha duyuldu,kral burdaydı.