Yağmacılar

60 4 0
                                    

Sese bakılırsa 1000 den fazla ork köye doğru hareket ediyordu.Üstelik tıngırtılardan anlaşıldığı gibi yağmadan geliyorlardı ve zırhlarıda mevcuttu velakin bu kadar orku bir araya getiren bir irade olmaması imkansız dır diye geçirdim içimden.Çünkü tamamen yabanilerdi.

Birkaç saniye sonra kanat sesleri duyulmaya başladı.Meraklanıp yüksek bir ağaca tırmandım.Kırmızı bir ejderha orklara komut verir gibi haraketler yapıyordu.

Hemen barındığımız salona koşup ahaliyi uyardım.Elf ailelerindeki gençlerden biri öne çıktı.Çat pat da olsa bizim dilimizde Vekilin özel silahlarından bahsetti.Sonra kuytu bir köşeye gidip yeri yokladı.Bir taşı kenara çekti ve bir kapak belirginleşti.Öyle güzel saklanmıştıki gören sehpa gibi bişey sanar, taşı yerinden oynatmazdı.

Cephanelikten çok güzel gümüş ve altın kaplamalı zırhlar,çelik ve demirden silahlar çıktı.En önemlisiyse gümüş kaplama yaylardı.Ağırlıkkarından belli çelik yaydı bunlar.

Kısa sürede 5 ailedende gençler silahlandı.Sayımız 300 den fazlaydı.Her ailenin farklı kalkanı vardı.Aralarında ise tek savaş deneyimi olan Ethem ile bendim.

Biraz önce bizle konuşan elfe seslendim.O elfe komutanlarının olup olmadığını sordum.Hepsi vekille birlikte biçildi dedi.Ozaman onları burda karşılayım dedim.

Ejderha iyice yaklaşmıştı.Ve en sonunda yere indi,çevredeki ağaçları kökünden söküp etrafa saçtı.Geniş bir meydan açıldı.Orklar meydana doluştu.Elflerde bu gözdağına cevap olarak 100 metre karşılarına yani salonun birkaç yüz adım önüne dizildiler.Bizde en ön safa geçtik.

Ben gümüş kaplama bir zırh giymiş ve kalkan kuşanmıştım.Cephanelikten bir mızrak almıştım vazgeçilmezim çelik yayıda kullanmayı ihmal etmemiştim.Hepsi mükemmel ekipmanlardı.Ethem ise altınlara bürünmüştü.Ortam tam savaş meydanı olmuştu artık.

Bir Krallığın DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin