Gamzeliler/Gerçek Ailem

By derindamavi

910K 54.4K 10.9K

"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli ol... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34/Sezon Finali
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61
Bölüm 62
Bölüm 63
Bölüm 64
Bölüm 65
Bölüm 66
Bölüm 67
Bölüm 68
Bölüm 69
Bölüm 70

Bölüm 50

5.6K 431 56
By derindamavi

Yep yeni bir bölüme daha hoş geldiniz.

Buraya havuz mu deniz mi sorusunun cevabını yazabilirsiniz.

                           Keyifli Okumalar

Bölüm Fotoğrafımız:

(Temsili Buse ve Erçin)

Kutlu Olsun Bin Kere

Ben mumları üfleyince bir alkış tufanı koptu. "Neden Erçin ve Buse için ayrı pastalar kesiyoruz"diye homurdandı Berkan.

"Karışma sen"dedi Batı ona öldürücü bakışlarından atarken. "Tabi sana hava hoş işin içinde yemek olsun"dedi Berkan göz devirerek.

"Şimdi şöyle ki bence Erçin benim pastamı üflemek istemezdi?"dedim kaşlarımı kaldırarak Erçin'e bakarken. "Nede olsa ikizi değilim"dedim.

"Buse-"demişti ki "Tamam no gergoluk pastaları dağıtıyorum ben"diyerek pastayı kesmeye başlayan Batı ve "En büyüğü benim"diyerek onun peşine takılan Ömer'e baktım.

3-4 kişi arası gidip gelen doğum günü partim ilk defa böylesine kalabalıktı.

Aslında sosyaldim sadece çevremde gerçekten değer verdiğim insanları bulunduruyordum. Kendi dertlerim arasında bir de yüzüme gülüp arkamdan konuşan insanlara yer yoktu.

Pastaları yanlarında getirdikleri plastik tabaklara koyup yemeye başladılar. "Buse bak en sevdiğinden"diyen Ömer'le yanlarına adımlayıp ben de kendime bir parçasını aldım.

Pasta dolu çatalımı ağzıma götürürken gözüme Demir takıldı. Uzakta denizi izliyordu. Ağzımdakini yutup Demir için de bir tabak alarak yanına adımladım.

"Azıcık pasta yesen erimezsin"dedim tabağı ona uzatarak. Bana bakıp tekrar gözlerini deniz'e çevirdi. "Ne oldu?"dedim.

"Buralardan gittikten sonra bilemiyorum-"dedi tamamlayacak doğru kelimeleri bulamayarak. "Bak sana çok aşığım Buse ve senden uzak kaldığım her yıl bu beni öldürdü"dedi.

"Söylesene sen hala o 8 yaşındaki kız mısın? Değilsin, sen büyüdün Buse. Ben bunu bile kaçırdım"dedi. "Bak geçmişte ne olursa olsun şu an burada ve birlikteyiz öyle değil mi?"dedim.

Sen unutabildin mi geçmişin izlerini?

Hafifçe gülümsedi "Evet hayal gibi"diye mırıldandı. "Sen benim sevgilimsin"dedi. "Ve bu milyonlarca şarkıdan daha güzel hissettiriyor"dediği şeyle genişçe gülümsedim.

"Gördün mü? Buse etkisi"dedim. Onun için aldığım tabaktaki pastadan bir çatal alıp ağzına uzatırken. "Kitaplar geliyor"dememle gülerek çatalı ağzına aldı.

"İnşallah hep böyle bir birinizin ağzına verirsiniz"diyen Ömer'le ağzım kocaman açıldı.

"Amin"diyen Demir'i duyunca daha da açıldı. "Dalga mı geçiyorsunuz benimle?"dediğimde ikisi de bir birlerine bakarak kocaman bir kahkaha attı.

"Terk ediyorum burayı"diyerek elimdeki tabağı Demir'e verdim. "Bebeleri pisten alalım alalım"diyen Ömer'le gözlerimi kısarak ona baktım.

Ardından saçımı savurdum. "Savurma saçını çok güzel kokuyor"dediği şeyle kıvırta kıvırta yürümeye başladım. "Buse"dediğinde içimden kötü kadın kahkahalarını atıyordum.

Onları arkamda bırakarak tekrar aynı yere geldiğim sırada kayalıkların üzerine çöküp deniz'e karşı sigara içen Ediz'i gördüm. Yemin ederim bir bitmediler ya!

İçimde bir şeylerin oraya gitmem konusundaki ısrarlarına boyun eğerek adımlarımı onun yanına çevirdim.

Yaklaştığımda duyabileceği bir mesafeden "Haram"dedim. Sadece gülmekle yetindi. "Neden içiyorsun ki?"dedim. Omuz silkti "İyi geliyor"dedi.

"Neden içiyorsun ki babacım? Kötü"dedim. Okulda hep sigara ve alkolün zararlarını konuşuyorduk ve babamı seviyordum.

Onun benden nefret ettiği kadar seviyordum onu.

"İyi geliyor, belki erken geberip giderim de senin şu iğrenç yüzünü görmek zorunda kalmam"demişti bana. Ardından elindeki sönmemiş sigarasını koluma basmıştı.

Küçük bir hıçkırık kaçmıştı dudaklarımdan "Bir daha işlerime karışırsan seni cayır cayır yakarım"demişti.

Ben o gün kolumdan ziyade "Çirkin miyim?"diye sabahlara kadar abime ağlamıştım.

Babam benim hep kanatlarımı kırardı ve bende abime sığınırdım. Oysa benim kanatlarımın kırık olma sebebi değil miydi Burhan Yalın?

Düşüncelerimden kurtulup kendimi ana odaklamaya çalıştım. Zihnim çok dağınıktı, bunun farkındaydım.

Gözlerimi Ediz'in yüzünde dolaştırdım. İnkar etsem de Ediz'i merak ediyordum.

Gösterdiği kişiliğin altında bam başka birinin yattığını biliyordum. O kendini nitelendirdiği kişi değildi.

"Kendini sınırlandırıyorsun"dedim istemsizce. Bir nefes çekerken "Anlamadım"dedi. "Kendini olduğun kişiyle sınırlandırıyorsun"dedim.

"Kendini olduğun gibi kabul etmiyorsun. Etmeye başladığın ilk anda işte o zaman gerçek kendinle tanışacaksın"dedim.

Güldü "18 olunca bu bilgiler mi yükleniyor"dedi. Konuştuğumuz çoğu konuyu hatırlamıyordu öyle değil mi?

Hep başka bir kapı açılıyordu ve arkasında bıraktığı odayı hatırlamıyordu.

Onun için çok daha zor olmalıydı. Bununla yaşamak, bununla yüzleşmek. "İlaçlarını alıyor musun?"dedim. "Sana da mı söylediler?"

Başımı iki yana salladım "Sen söyledin"diye mırıldandım. Dudaklarına götürdüğü sigara yolda kaldı. "Ben özür dilerim"dedi ardından içine derince çekti o zehirli dumanı.

"Eğer sigarayı bırakırsan o gün seni kabullenirim"dedim. Onu kabullenmiştim, benimsemiştim. Kendisine zarar vermesine izin verecek bir kardeşte değildim.

Sigarayı parmakları arasında hareket ettirdi ve ucunu avuç içine bastırdı. Gözlerim dehşetle açıldı. Ani bir hızla yanına attım kendimi "Ne yapıyorsun! Çok acır"dedim

Bir gülüş kaçtı dudakları arasından. "Sözünü hatırlamak için"diye mırıldandı. "Ben sana hatırlatırdım gerizekalı mısın? İzi kalıyor bunların"dedim eline bakarken.

"Senin bedeninde ve ruhunda taşıdığın gibi mi?"diye fısıldadı. O an şok olup kalmıştım. Bildiklerini unutmuştum.

"Ben-"daha sonra ağzımı kapattım. Neden hiç bir zaman kaçamıyordum ki?

"Buse Buse Buse"

Adımın 3 tekrarı benim sonum.

"Beni kandırabilirsin ama kendini asla kandıramazsın. Biz sadece gösterdiklerini biliyoruz"dedi. Kaşlarım çatıldı anlamsızca ona baktım.

"Sahne arkasını bilmiyoruz"dedi. "Ben hatırlamak için kendime zarar veriyorum"dedi sesindeki yorgunlukla.

"Çünkü insan hafızası sadece acıyı unutmaz"dedi.

Çünkü insan hafızası sadece acıyı unutmaz.

Sadece acıyı unutmaz.

Bir sözcüğün bu kadar doğru ve anlamlı olması hayatın başka bir adaleti miydi?

"Teşekkürler"diyerek yanımdan kalktı ve deniz'in yanından yürümeye başladı.

Beni ise bir sürü soruyla birlikte bıraktı. Onun da kendi içinde halletmesi gerekenler vardı. Ben ise o kayalıkta oturmuş kalmıştım.

Sözleri zihnimde dolanıyordu, gerçekliği beni kanatıyordu. Belki biri küçükken en sevdiği oyuncağı hatırlamazdı çünkü o güzel bir anıydı.

Lakin eğer o bebeğin kafası biri tarafından kopartılırsa bunu unutmazdı. Bu tıpkı iyi aşkların unutulduğu gibi zararlı aşkların sizi ele geçirmesi gibiydi.

Hayat buydu.

Unuttuklarımız ve unutamadıklarımızdan ibaretti. Aldığımız derslerin bize nasıl sunulduğuydu.

İnsanlar değişir lafı ise sadece insanların kendilerine olan avuntularıydı.

Gözlerimle denizin dalgalarını izlerken içimden düşünüyordum. Hayatım değişmeseydi şu an olduğum kişi olabilir miydim?

Şu an kurduğum bu cümleler anlam kazanır mıydı? Ben bunları yaşamak zorundaydım çünkü büyümem gerekiyordu.

Karışmasaydım ismim Ela olacakmış.

"Ela Gamzeli"diye fısıldadım kendi kendime. Bu ben değildim, bu olacağım kişiydi.

Ben Buseydim işte. Yanında bir soy adı olsun olmasın ben buydum ismim kadardım. Hiç bir aile karesinde yüzü çıkmayacak o kızdım.

Ve bugün o kızın doğum günüydü. Bugün o küçük kız 18 olmuştu.

Hangi hayallerin gerçek oldu küçük Buse?

Güzel bir ailen oldu ya da bu aynanın sadece bize yansıttığı kısımdı.

Kirli bir geçmişin toz pembe bir gelecek getirmesini bekleyen 18 yaşındaki bir kızdım ben bugün.

İnsan sadece yaş almazdı aynı zaman da büyürdü de.

Sen hangi yaşında büyüdün Buse?

6. yaşlar her zaman güzel bir çocuklukla hatırlanmazdı. Bu da hayatın bana öğrettiği ilk dersti.

Eğer kötü hatırlıyorsan değiştirmeye çalışma, yaşamaya çalış.

*

Bir bölümün daha sonuna geldik.

Dilerim beğenmişsinizdir.

Gerçekliğinin canımı acıttığı en etkili bölümlerden biriydi.

Bir sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın.

Çokça öpüldünüüüüüüz.

Continue Reading

You'll Also Like

92.8K 4K 47
Üsteğmen Tılsım Tanla Yılmaz Komiser Yalım Ateş "Senim yüzünden kaybettim adamı " " Ben ne yaptım ya senin dikkatsizliğin " " Onu bunu geçte kimsin s...
EVA By kasım

Teen Fiction

212K 12.3K 79
Küçüklüğünden beri sadece dans etmek ve şarkı söylemek olan genç bir kadın Eva Hanedanoğlu tam da hayallerinde ki bir hayat yaşamaktadır. Dünyaca ünl...
DENİZ By Geceee

Teen Fiction

12.5K 554 16
Yeni kanser olduğunu öğrenen genç bir kız hayatına nasıl devam edebilir? Önüme daha ne engel çıkabilir derken ya her şey üst üste binerse? . . . . ...
5.6M 314K 75
Klasik karışan bebekler hikayesi evet ama unutulmazları ile. Sezon Finali yapıp devam eden, klasik abi kurgusuna ihanet eden kitap... Okuyun derim :)