BİNBAŞIM

By Liliuum_

72.8K 3.5K 1.9K

"Ne bekliyordun?" "Hiçbir şey beklemiyordu-." Cümlemi tamamlamama izin vermedi. "İki güzel söz, bir güzel bak... More

2. Bölüm-Kim Benimle Yarışmak İster?
3. Bölüm-Ukala
4. Bölüm-Dikkatsizliğin Sonu
5. Bölüm-Askerlik Arkadaşı
6.bölüm-Görev
7.bölüm-Taş Gibi Binbaşı
8. Bölüm-Vallaha mı?
9. Bölüm-Neden ağladın sen?
1. Bölüm-Kan Timi
10. Bölüm-Güzelim
11. Bölüm Pijama Yakışmış
12. Bölüm-Ne Bekliyordun?
13. Bölüm-Veda Vakti
14.Bölüm-Komando Timine Veda
15. Bölüm- Özür Dilerim
16. Bölüm- Özür Dileme
17. Bölüm-Yapması Gerekiyordu Yaptı
18. Bölüm- Fazla Naz Aşık Usandırır
19. Bölüm- Görev Listesi
21. Bölüm-Manolya Çiçeği
22. Bölüm-Benim Hatamdı
23.Bölüm-Doğum Günü
24. Bölüm- Hanımımda Hanımım
25. Bölüm-Tanışıklık
26. Bölüm-Erkin Kim?
27. Bölüm-Futbol maçı

20. Bölüm-Savunma

1.8K 108 50
By Liliuum_

Oy verip yorum YAPMAYI unutmayınnnn
İyi okumalarrrrr
❤️






İfademi vermiş karakoldan çıkıyorken telefonum çalmıştı. Arayana baktığım zaman Karan Binbaşı olduğunu görünce sırıttım.

"Alo Kalben." Sesi çok yakışıklıydı...

Sesi yakışıklı öyle mi? Birde çok yakışıklı.

Evet! Sen sus çünkü hiçbir şekilde hukuk bilmiyorsun.

"Buyurun komutanım."

"Hâlâ komutanım demekte ısrarlısın yani." Homurdanmasını duysam da umursamadan devam ettim.

"Ne için aramıştınız komutanım?"

"Göreve çıkacağız askeriyeye gel diyecektim."

"Emredersiniz komutanım." Ciddi çıkan sesimle telefonu kapattım. Hızla arabama binip askeriyeye vardım. Tuğba'nın düğünü de yalan olmuştu. Seri adımlarla teçhizat odasına çıktım. Odaya girdiğimde odada yalnızca ben ve Karan vardı. Benim geldiğimi fark etse de yüzüme bakmadı. Trip mi yiyordum ben!

Bende konuşmaya çalışmadım.Hızla çelik yeleklerin olduğu kısma ilerleyip üstüme birini geçirdim. Ardından kaskımı da kafama taktım. En az kırk kilo olan çantalardan birini de sırtıma taktım. Son iş silahımı almaktı. M-16 Piyade Tüfeğini de omzuma asıp Karan'a döndüm. O zaten bana bakıyordu. İkimizinde bakışları kesiştiğinde ne o gözlerini kaçırdı ne ben.

"Çıkalım mı komutanım?"

"Çıkalım." Kapıyı arkamdan açık bırakarak odadan çıkıp helikopter pistine gitmek için bahçeye çıktım. Her ne kadar umursamıyor olsam da benimle konuşmuyor oluşu canımı sıkıyordu.

Sen ve Karan'ın seni umursamıyor oluşu ve senin canının sıkılmıyor oluşu. Hah komikmiş.

"Bir sorun mu var?" Sorumla gözlerini bana çevirdi.

"Kime soruyorsun bunu."

"Sana." Ona anlamsız bakışlar atarken o biraz daha bana yaklaştı.

"Ben kimim?"Ne yapmaya çalıştığını anlayarak hafifçe sırıttım.

"Sensin." Gözlerini hafifçe kısarak sinirli bakışlar attı.

"Ben kimim lan!" Bir anda yükselmesini beklemediğim için irkildim.

"Karan olduğunu düşünüyorum. Öyle değil mi?"

Gerçek ismini sen mi açıklamak istersin NİL ANKA?! Yoksa ben mi açıklayayım ÜMMÜ GÜLSÜM?!

Şu an gülemem eve gidince hatırlat güleceğim.

"Komutanım demedin?" Kıvranması hoşuma gitse de ciddiyetimi korudum.

"Dememi istemiyorsunuz?" Bende aynı onun gibi sormuştum sorumu. Bana bakarak çapkınca güldü.

"Asla, sakın Karan desen yeter. Aslında kocam desende olur ama." Yandan yandan ona bakıp yürümeye devam ettim.

"Ben bilirdim sana ne yapacağımı da." Kendi kendime mırıldansam da duymuştu.

"Sen bana kıyamazsın ki."

"Sen bana çok güzel kıydın ama." Bir kaç saniye duraksamasını fırsat bilip adımlarımı hızlandırıp ondan uzaklaştım. Aramızda ki mesafeyi ona göre küçük bana göre devasa olan adımlarıyla kapattı.

"Ben böyle olsun ister miydim?" Cevap vermedim. "Bakar mısın bana?" Bakmadım. "Güzelim yapma ama böyle." Yine cevap vermedim zaten helikopterin yanına gelmiştik. Hızla helikoptere geçip boş olan bir yere oturdum. Yanımda Peker oturuyordu. Karan içini çekerek bekledi. Yanımdaki Peker'e hitaben konuştu. "Kalk lan!" Peker emrini ikiletmeden kalkarken o benim yanıma hızla oturdu. Ona özellikle bakmazken o dikkatli bakışlarını üzerime dikmiş bana bakıyordu. Helikopter kalkarken derin bir sessizlik hakimdi. Karşımdaki Samet ve Çağlar birbirine kaçamak bakışlar atarken Mercan ve Anıl el ele tutuşmuşlardı. Gözlerimi kapatıp kafamı geri yasladım. Uykusuzdum, şu an uyursam belki biraz iyi olabilirdim. Karan kolunu omzuma atıp beni kendisine yaklaştırıp kafamı omzuna koymamı sağladı. Hiç sesimi çıkarmadım. İşime gelirdi.


🥹




"Çelik saat altı yönü sende indir şunları." Karan'ın sesini duymamla o tarafa nişan aldım sekize yakın şerefsiz vardı.

"Emredersiniz komutanım." Derken çoktan ateş etmeye başlamıştım saniyeler içinde bu da bittiğinde gözlerimi etrafta gezdirdim. İki haftaya yakındır buradaydık. Bazen karakollarda kalsak da çoğunlukla terör kamplarının yakınlarında kalıyorduk.

Çok uykum vardı kafamı sabit tutmakta bile zorlanıyordum.

Karan'ın tepeden aşağıya salına salına indiğini görünce bir küfür mırıldandım.

"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz komutanım!" Sesimin yüksek çıkmasına engel olamamıştım. "Görevi tehlikeye atıyorsunuz." O ise bana cevap vermek yerine yürümeye devam etti. Olduğum yerden hafifçe doğrularak ona baktım. Tim ise bir bana bir Karan'a bakıyordu.

"İkinci bir emire kadar yerinden ayrılma asker!" Karan'a olan öfkem giderek katlanırken o iyice aşağı iniyordu. Bende daha fazla beklemeden ayaklanıp yanına koşmaya başladım. Hava oldukça karanlıktı. Benim geldiğimi fark ettiği zaman sertçe soluklandı. "Yanıma gelmek için kimden emir aldın sen! Çabuk yerine dön!" Burnumdan alaylı bir ses çıktı.

"Savunmamı masanıza bırakırım komutanım!" Çalıların arkasına çöktüğü zaman bende ona ilerleyip yanına çöktüm. O benim gelmemi bekliyor gibi başını sertçe bana çevirdi.

"Emrimi sorgulamanı falan siktir ettim! Ne diye bir kere olsun beni dinlemiyorsun, acaba ne için diyor diye düşünmeden hareket ediyorsun, neden? Yeter artık! Nazını niyazını başka zamana sakla görevdesin sen kendine gel! Duygularınla değil mantığınla hareket et!" Gözlerimi sinirle gözlerine diktim.

"Emredersiniz komutanım." Yine aynı sinirle ayağa kalktım. Çok daha seri bir şekilde silahımın yanına döndüm. Yeniden mevkimi alıp sinirimin geçmesi için gözümü silahımdan ayırmadım. Ondan tarafa baktığımda titreyen elleriyle ona silah tutan bir adam gördüm. Düşünmeden vurduğumda Karan'ın şaşkın bakışlarını gördüm. Dibinde ki adamı fark etmemişti. Konuşacağını anladığım zaman gözlerimi üzerinden çektim. "Peker ve Elif evin arkasından girin. Çağlar ve Anıl siz de ön kapıdan girin. Diğerleri beklesin burada. Güven sende gözlerini ayırma bir yere." Sanki Karan'ın üstüm olduğunu yeni farketmiştim gibi davrandım. "Uygun mudur komutanım?" Cevap vermediğinde kafamı kaldırdım. Karanlıkta bile gözlerimiz birbirine kenetlendi.


"Uygun." Herkes emrimi yerine getirirken arkamda bir çalının ezilme sesini duydum. Tepki vermeden yaklaşmasını bekledim. Kafamda soğuk namluyu hissettiğimde rahatça arkamı döndüm.

"Silahını bırak asker." Alayla nefesimi verdim.

"Öyle mi diyorsun? Ne yapsak yaa..." Dudaklarımı büzerek omuzumu silktim.

"Şakanın sırası değil!" Palaskamdaki silahı kaldırıp alnının ortasından vurdum.

"Komik bir şaka yoktu." Leşini ayağımla iterek uzaklaştırdım. Yeniden eski pozisyonuma dönerken telsizdeki seslere kulak verdim.

"Lan oğlum! Başlarım böyle işe ses gelmiyor gidiyorum ben." Bir kaç ses duyuldu arkadan kimsenin konuşmasına izin vermeden lafa atladım.

"Yerimdeyim komutanım, duymadım." Evet yalan değildi duymamıştım. Öfkeli bir soluk sesi işittim.

"Duymamıştın öyle mi?" Cevap vermeden dinlemeyi tercih ettim. "Ben burada korkudan gebereyim iki dakikada! Hanımefendi orada sanki görevde değilmiş gibi rahat davransın. Bu nasıl bir sorumsuzluk! Sen o savunmayı hızlı bırak benim masama." Kalbim kırılmıyordu artık. Alışmıştım onun bu kurucu sözlerine.

Kimi kandırıyorsun ki?

Kendimi.

"Emredersiniz komutanım. Dikkatli olurum." Sesimin soğuk çıkmasını engelleyememiştim. Gözlerimi onun olduğu yere çevirdiğimde bana baktığını gördüm. Gözlerindeki pişmanlık mıydı onun. Gözlerimi ön kapıya çevirdiğimde Anıl ve Çağlar'ın hızla kapıya tekme savurup içeri girdiklerini gördüm. Elime hızla tüfeğimi alıp aşağı indim. Karan'da benimle birlikte ayaklanarak kapıya koşmaya başladı. İçeri girdiğimizde yalnızca bir adam vardı. Titriyordu.

"Diğerleri nerede lan?!" Karan ellerini adamın yakasına yerleştirmiş havaya kaldırmıştı. Adamı kolayca yukarı aşağı sallamaya başladığında sakince onları izledim karışmayacaktım.

"Bilmiyorum beni buraya bırakıp oyala dediler." Sesi titrerken konuşmasını anlamakta zorlaşmıştı. Karan derin bir nefes verdi. Adamın kafasına sıktıktan sonra bize döndü.

"Fazla uzaklaşmış olamazlar çıkalım yola. Onları bulmadan buradan gitmek yok." Hepimiz hızla 'emredersiniz komutanım' dedik. Gözlerimi ona değdirmemekte ısrarcıydım. Bu bipolar adam beni deli ediyordu!


  🙂

Yine yorgundum yine yine ve yine. Başımı sabit tutmakta zorlanırken gözlerim kapanıyordu. Zırhlı aracın içinde ilerliyorduk. Yanımda Çağlar oturuyordu ben ise cam kenarında. Başımı camdan başka bir yere çevirmiyordum. Bir an önce operasyon raporunu ve savunmamı yazıp çıkmak istiyordum. Vardığımız an hızla aşağı inip odama ilerledim. Raporu yazıp albaya verdikten sonra savunmamı yazdım. Ayağa kalkıp Karan'ın odasına yöneldim. Kapıyı tıklatıp içeri girdim. Yüzüne bakmadan selam verdikten sonra vakit kaybetmeden elimde tuttuğum kağıdı masaya bıraktım. Bir adım geriledikten sonra kahve gözlerimizi birleştirdim.

"Savunmamı hızlı bırakmamı istemiştiniz." Sesim her ne kadar ciddi çıksa da içten içe alay ediyordum.

"Tamam." Cevap vermeden yine selam verip çıkacakken sesi bana engel oldu.

"Özür dilerim. Seni kırdım farkındayım, ama lütfen sende beni anlamaya çalış. Çok korktum yemin ederim sana bir şey oldu diye ödüm koptu. Aldığım nefes haram oldu. Hoş, nefeste alamadım." Arkamı dönmüş ona kırgınlıkla bakıyordum.

"Güzel en azından bir şeylerin farkındasın. Ayrıca," ona doğru bir adım atıp aramızdaki uzun mesafeyi kısalttım. "ben senin bu dengesiz hâllerini çekemem. Duydun mu beni? Bana bunu yapmaya hakkın yok." Yavaşça soluklandım.

"Haklısın, ama sadece kendi açından bakıyorsun." O da bana doğru bir adım attı. Aramızdaki mesafe hoşuna gitmemiş gibi kaşlarını çatıp bir adım daha atıp bana baktı.

"O konudan haklı olabilirsin. Ama bana bağırıp çağırıp saçma sapan konuşmanın hiçbir açıklaması olamaz." Baya baya işimi ciddiye almadığımı söylemişti! Onca emek verip başardığım mesleği bana layık görmemişti. Sakinleşmek istercesine dudaklarını dişleyerek yukarı bakmaya başladı.

"Sinirliydim, korkmuştum ne söylediğimi bile hatırlamıyorum."

"Ben gayet iyi hatırlıyorum ama! Sana da hatırlatmamı ister misin? İstersin tabi! Düşünmeden hareket ettiğimi, nazımı da niyazımı da başka bir zaman yapmamı! Görevde olduğumu, kendime gelmem gerektiğini ve duygularımla değil mantığımla hareket etmem gerektiğini söylemiştiniz Karan bey!" Artık bağırarak konuşuyordum. O ise ne yaptığını sonunda anlamış gibi pişmanlık ve üzüntüyle bakıyordu gözlerime. Kafamı onaylamazca iki yana salladım. "Boşver, zaten en başından belliydi olmayacağı. Ben seni affetmeye çalıştıkça sen iyice bitiriyorsun bizi." Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlamıştı ben konuşurken. Arkamı döndüm kapıya uzanan elime Karan'ın eli uzandı. Elimi tutup beni kendisine çevirdi. Konuşmadan hızlıca ensemden tutup beni kendisine çekti, saçımın kokusunu içine çektiği gibi. Ellerimi belinde birleştirdim. Özlemiştim. En çokta Karan'ı ama bu ona kırgın olduğum gerçeğini değiştirmiyordu. Bir adım geri çekilip elimin tersiyle gözlerimi sildim. Arkamı dönüp odadan çıktığımda arkamdan derin bir nefes aldığını işittim. Bu kadar kolay olmayacaktı.














DI DI DINTISSSSS

BİR BÖLÜM DAHA MI BİTTİ NE

Yorumlarınız beni çoooook mutlu ediyor

Oylarınızda öyle.

İyiki sizzzzz 🫠

Şimdi gördüm sekiz bin kişi olmuşuzzzz

Teşekkür ederim her şey için

BU ARALAR AKLIMDA BAZI FİKİRLER VARRRRR, BAKALIM OLACAK MI OLMAYACAK MIII UMARIM OLUR ÇÜNKÜ BEN YENİ ÇİFTİMİZİN HİKAYESİNİ OKUMAK İSTİYORUM (:

Neyse siz yine de çok heveslenmeyin malum benim sağım solum belli olmaz şxşfjfgdmf

Kontrol etmeden atıyorum hatam varsa affola ,)

SORULARINIZI BURAYA ALABİLİRİMMMM

GÖRÜŞÜRÜZZZZZ

❤️🙌🏻

Continue Reading

You'll Also Like

123K 6.1K 24
"Dışarıdan ne kadar güçlü görünüyorsa küçücük kalbine de en az o kadar acı sığdıran bir kadın..." "İstanbul'un karanlık yüzü onun beyaz tenini ele ge...
112K 3.5K 55
"0 54*: Mesajlaştığınız kişi bir başkomiser." Aniden Lavin'in hayatına giren başkomiser Timur Akçalı ve Lavin'in hikayesi. Yanlış numaraya mesaj atan...
4.3M 317K 105
Kendi halimde Wattpad'de hikayemi yazıyordum. Ta ki fotoğraflarını kullandığım Amerikalı aktör, 'Ne hakla fotoğraflarımı izinsiz kullanıyorsun??' diy...
682K 31K 70
T A M A M L A N D I √ Abimin arkadaşı konulu bir hikayedir. 🦋 05...; Bir baksan gözlerime, anlayacağım her şeyi; 05...; Beni sevip sevmediğini. 05...