Kusur

By zeyyyazar

9.2K 1.2K 2.3K

Büyük bir kusurum vardı. Bu kusurla kim beni sevebilirdi? Ben bile kendimi bu kusurum yüzünden sevmeyi becere... More

Tanıtım - Kusur
1.bölüm - Kavuşamayanlar
2.bölüm - Evlilik?
3.bölüm - Kıskançlık
4.bölüm - Evlenme Teklifi
5.bölüm - En Mutlusu
6.bölüm - Cennet Kapısı
7.bölüm - "Özledim."
8.bölüm - Dostluklar
9.bölüm - İsteme Günü (Betül&Süleyman)
11.bölüm - "Helalim."
12.bölüm - "Cennet Kapım."
13.bölüm - Minik Sevgilim
14.bölüm - Gülümsemek
15.bölüm - Kırmızı Gül
16.bölüm - Ağlamak
17.bölüm - Kıskançlık
Duyuru
18.bölüm - Kına Elbisesi
19.bölüm - Ziyad Ailesi
20.bölüm - Baba Olmak
21.bölüm - Aile Olmak
22.bölüm - Ela ve Adem
23.bölüm - Allah İçin Sevmek
24.bölüm - "Seninle ölmek, Betül."
25.bölüm - İlk Sevgi
26.bölüm - "Nişanlım."
27.bölüm - "Bir mucize olsun."
Soru-Cevap Kitabı!

10.bölüm - İsteme Günü (Ceylin&Kuzey)

289 38 99
By zeyyyazar

Herkese selamlar! Nasılsınız?

Yeni bölümü aslında geçen haftanın sonu yazmayı düşünüyordum ama maalesef vaktim olmadı. O yüzden bugün yazdım ve hemen yayımlamak  istedim. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen. İyi okumalar dilerim! 🤍

🥀

Betül Demir

Parmağımda olan yüzüğe hayranlıkla bakıyordum. Resmen Süleyman ile sözlü olmuştuk! Evlenmeye adım adım yaklaşıyorduk. Bugünlere gelmek rüya gibiydi. Mahallede Ceylin'in evine doğru yürürken yanımda duran Süleyman'a bakmamaya çalışıyordum. Odak noktam sadece yüzüğümdeydi.

"Biraz daha yüzüğe aşkla bakarsan yüzüğü kıskanacağım." dediğini duydum Süleyman'ın. Kıkırdayarak bakışlarımı parmağımdan çekerek ona döndüm. Boyu benden uzun olduğu için başımı yukarı kaldırmak zorunda kalmıştım.

"Kıskanç olduğunu biliyorsun değil mi?" diye sorduğumda başını bana taraf çevirdi. Gözlerimin içine bakarak gülümsedi.

"Sadece sevdiğim kadını her seyden kıskanıyorum." dediğinde yanaklarım kızardı. Hemen bakışlarımı yola çevirdim. Ceylin'in ailesiyle yaşadığı ev bizim evden sadece biraz uzaktı. O yüzden yürüyerek evine gitmeye karar vermiştik. Kuzey ise arabasına binerek ailesini almaya gitmişti. Muhtemelen yarım saate gelecekti. Bizde o zamana kadar hazırlıkları yapacaktık.

"Bugün sözlüm oldun. Yarın ise helalim olacaksın." dediğinde gülümsedim. İmam nikâhını çok geç olmadan kıymak istediğini söylemişti Süleyman. Ailelerimiz zaten yıllardır bugünleri bekledikleri için hiç itiraz etmeden kabul etmişlerdi.

"İnşaAllah." dedim sadece ve apartmanın asansörüne bindim. Benim ardımdan Süleyman asansöre bindi. Onunla baş başa bu kadar dar olan yerde kalmak yanaklarımın kızarmasına sebep olmuştu ama çok geçmeden asansörün kapısı açıldığında derin nefes almıştım. Hemen asansörden inerek Ceylin'in evinin kapısına doğru ilerledim. Kapıyı çaldıktan bir kaç saniye sonra tıpkı kar kız gibi görünen Ceylin bizi karşıladı. O kadar güzel olmuştu ki, ben bile onun bu hâline aşık olmuştum. Kuzey nasıl aşık olmasındı?

"Çok güzel olmuşsun." diyerek eve girdim ve kollarımı Ceylin'e doladım. Hemen sarılmama karşılık vermişti. Gülümseyerek bana sarıldığında gerçekten büyüdüğümüzü hissetmiştim. Bu hiss evlendiğimizden dolayı mıydı yoksa bazı şeyleri uzun süredir yaşamayı hayal ettiğimiz için şimdi yaşıyorken miydi bilemedim.

"Senden güzel olamam." dediğinde gülümsedim.

"Şu anın en güzel kızı sen olmalısın. Senin isteme günün artık. Ben sözlüyüm." dediğimde kıkırdadık. Yanımızda olan Süleyman bana bakarak güldüğünde onun yanına gittim. Yan yana salona ilerlediğimizde Ceylin mutfağa geçmişti.

"Ne geç geldiniz yahu!" dedi annem.

"Üzerimi değiştirdim, anne. O yüzden biraz geciktik." dediğimde annem gülümseyerek başını salladı. Salonda Ceylin'in ailesi, bir kaç akrabası ve benim ailem vardı. Süleyman'ın ailesi de gelmek istemişti ama işleri çıktığı için gitmek zorunda kalmışlardı. Ne işi olduğunu bende bilmiyordum. Salondakilere selam verdikten sonra yanlarından ayrılmıştım.

"Kahveleri hazırladın mı? Yardım lazım mı?" diyerek mutfağa girdiğimde Ceylin'in camdan dışarı baktığını gördüm. Hemen bana döndüğünde kaşlarım çatıldı. Gözleri mi dolmuştu?

"Ne oldu, güzelim? Neden ağlıyorsun?" dediğimde hemen kollarını boynuma doladı.

"Çok korkuyorum ya birden bir şey olursa? Aradım Kuzey'i kaç kez ama açmadı, telefonu kapalı." dediğinde derin nefes aldım. Onu sakinleştirmek ister gibi sırtını sıvazlamaya başladım.

"Sorun yok, güzelim. İnşaAllah her şey iyi olacak. Trafikte oldukları için açamamıştır telefonu. Belki de şarjı bitmiştir o yüzden kapatmıştır." dediğimde Ceylin burnunu çekerek başını omzumdan ayırdı.

"Öyle mi dersin?" dediğinde başımı salladım.

"Şimdi söyle bakayım yardım gerekli mi? Ben sana hiç yardım edemedim." diyerek dudak büzdüm. Ceylin kollarını benden ayırarak güldü.

"Bende pek bir şey yapmadım. Her şeyi annemler yapmış ben sabah size gelince. Sadece kahveleri yapmak kalmıştı onu da hazırladım. Servis ederken yardım edersin." Elini sırtıma koydu. "Ama yine de yanımda olman bile benim için en büyük yardım. Diğer hiç kimse yok, hiçbir arkadaşım yanımda değil ama sen bugünde yanımdasın. Bu benim için en önemli şey." dediğinde gülümsedim.

"Tabi ki de yanında olacağım, güzelim. Biz dostuz. Bir birimizin yanında olmalıyız." dediğimde Ceylin de güldü. O an kapı çaldığında heyecanla bir bana birde mutfağın kapısına baktı.

"Geldiler!" diyerek mutfaktan koşarak çıktığında başımı iki yana sallayarak güldüm.

***

Ceylin Kardemir

Koşarak kapıya doğru geldim. Derin nefes almaya başladığımda hazır hissederek kapıyı açtım. Kuzey'in ailesini görünce gülümsedim.

"Selamün aleyküm." diyerek annesinin elinden öptüm. Annesinin çantasını, ceketini alarak portmantoya bıraktım. Gülzade Hanım bana gülümsediğinde heyecanlandım.

"Aleyküm selam, kızım. Ne güzel olmuşsun." dedi Kuzey'in annesi. Utanmıştım.

"Teşekkür ederim, Gülzade teyze. Buyurun içeri geçin." dediğimde başını salladı. Salona doğru adımladığında çoktan ayakkabısını ve ceketini portmantoya bırakmış Cemal amcayı gördüm. Bana dönerek gülümsedi. Kırklı yaşlarını geçmesine rağmen yüzü otuzlu yaşlarında gibi gözüküyordu.

"Hoş geldiniz, Cemal amca." dedim.

"Hoş bulduk, kızım." diyerek salona geçti. Namahrem olduğu için onun elinden öpememiştim. Bakışlarımı kapıya çevirdiğimde Kuzey'e benzeyen birisini görmüştüm. Kuzey'in abisi Mert Efe olmalıydı.

"Hoş bulduk, yenge. Ben salona geçiyorum siz biraz baş başa kalın." diyerek abisi de salona geçti. Kapının önünde Kuzey ile kaldığımızda sanki onu bugün ilk kez görmüş gibi heyecanlanmıştım.

"Sende hoş geldin." dediğimde gülümsedi. Elinde tuttuğu çiçeği ve çikolatayı bana uzattı. Hemen elime aldım.

"Hoş buldum. Çok hoş buldum." dediğinde utanmıştım. Onunla konuşmak beni heyecanlandırıyordu.

"Çok güzel olmuşsun, kar küresi." dediğinde şaşkınlıkla bakışlarımı bakışlarına diktim.

"Kar küresi mi?" diye sordum. Başını salladı.

"Kar küresi gibi eşsiz ve güzelsin. Sana başka nasıl güzel olduğunu söyleyebilir ki? Kar küresi kadar güzelsin..." diyerek yanımdan geçip gitti. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki, hiçbir şey duymuyordum kalbimin sesinden başka. Heyecanla mutfağa gidip çiçeği ve çikolataları masaya bıraktım.

"Kız, ne bu heyecan?" dedi Betül.  Kahveleri fincanlara dolduruyordu.

"Kuzey'i görünce kalbim öyle hızlı atıyor ki... Birde büyülü büyülü konuşuyor. Kalbim elden gidiyor." dediğimde Betül güldü.

"Anlıyorum seni. Bende aynısını Süleyman'ı görünce yaşıyorum." dediğinde gülümsedim. Salondan konuşma sesleri geliyordu.

"Yanlarına gitsek mi? Kahveler şimdi mi içilecek?" dediğimde Betül son fincana kahveyi doldurdu.

"Zaten aileler bir birini tanıyor. Çok fazla sohbet olmaz diye düşünüyorum. Şimdi gidip bakarım." diyerek mutfaktan çıktı. Bir kaç dakika sonra mutfağa geri döndüğünde merakla ona baktım.

"Ne oldu? Getireyim mi kahveleri?" dediğimde başını salladı. İki tepsi vardı. Birisini o aldı, diğerini ise ben aldım.

"İsteme konusu açılmış mıydı?" diye sorduğumda Betül başını salladı. Mutfaktan dikkatli adımlarla çıktık.

"Çocuklarımız bir birini sevmişler bize de onları kavuşturmak düşer, diyordu en son Cemal amca." dediğinde heyecanla dudaklarımı ısırdım. Salonun kapısından içeri geçtiğimde kalbim yine hızlı atmaya başlamıştı. Sanki şimdi kalbim ağzımdan çıkacaktı. O kadar heyecanlıydım ki...

"Afiyet olsun." diyerek kahveleri uzattıktan sonra en son sıra Kuzey'e geldi. Yanında duran sehpaya bıraktım tepsiyi. Onun önünde eğilmek hoş olmazdı.

"Sana da afiyet bal şeker olsun." dedim. Gerçekten bal şeker olacaktı çünkü kahvenin içerisine bal koymuştum.

"Teşekkür ederim, kar küresi." diyerek kahvesini içmeye başladığında gülümsedim. Salonda herkes kahvesinden bir yudum aldı. Sonra ise Cemal amca konuşmaya devam etti.

"Sevenleri kavuşturmak bize düşer. Allah'ın emri peygamberin kavli ile kızınızı oğlumuza istiyoruz." dedi.

"Ben kızlarımın ikisini de çok severim. Birisi şu an yanımızda değil, başka şehirde üniversite okuyor ve izin alıp gelemedi ama Umay kızımı da çok severim, Ceylin'imi de severim. Ama kızlarımın hep sevdiği adamla evlenmesini istemiştim. Aynı eşim ve benim gibi. Şimdi kızımın sevdiği çocukla evlenmesi benim için mutlu bir haber ama hem de Kuzey oğlumu mahallede herkes tanır. Ne kadar mert, olgun, iyi çocuk olduğunu biliyorum. MaşAllah olsun." Babam bana bakarak gülümsedi. Gözleri dolmuştu ama yine de gülümsüyordu. "Bu izdivacın olmasına razıyım. Kızım oğlunuza emanet."

"Allah razı olsun, İsmail." diyerek ayağa kalktı Cemal amca. Babama sarıldığında annem de mutlulukla ayağa kalktı ve Kuzey'in annesine sarıldı. Onlar sarıldıktan sonra bende Gülzade teyzenin elinden öptüm, Kuzey de babamın elinden öpmüştü.

"O zaman artık sözlüler!" dedi Cemal amca gülerek. Bunu duyunca utansamda bakışlarımı Kuzey'e çevirmiştim. Gülümseyerek beni izliyordu. Yüzüklerin nişanda takılacağını söyledikleri için yüzük takmamıştık. Zaten nişanda en fazla bir hafta sonra olacaktı. Kuzey öyle söylemişti. Yanıma yaklaşan Kuzey'i görünce yine kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı. Bu çocuk bana her yaklaştığında bu kadar heyecanlanacak mıydım ben?! Kulağıma doğru eğildi.

"Yarın bizimde imam nikâhımız olacak, cennet kapım, artık senin gözlerine doya doya bakmak istiyorum. Artık dayanamıyorum." diye fısıldadı.

🥀

Daha romantik bölüm yazmak istiyordum ama elden gelen bu kadar oldu. Artık imam nikahından sonraki bölümleri beklemeniz gerekiyor çünkü esas romantik sahneler o zaman başlayacak. 🤭

Bölüm hakkında çok konuşmayacağım. Direkt sorulara geçiyorum.

Bölüm nasıldı?

En sevdiğiniz cümle hangisi oldu?

Çiftlerimiz için görmek istediğiniz sahneler var mı? Varsa buraya yazabilirsiniz.

Palas ve Kardemir ailesini sevdiniz mi?

Umay ablamız ve Mert abimiz hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sorularıma cevap vermeyi unutmayın, lütfen. Düşünceleriniz her zaman benim için çok önemli. Yorumlarınızı ve oylarınızı hikayemden eksik etmeyin. Hikayemin sizin desteğinize ihtiyacı var, unutmayın. Tüm destekleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum. Sizleri çok ama çok fazla seviyorum, kendinize çok iyi bakın. Gelecek bölümde görüşmek üzere! 🩹🤍

Allah'a emanetsiniz! 💙

Continue Reading

You'll Also Like

82.3K 4K 30
Bir mahalle düşünün öyle bir mahalle ki o eski sıcacık mahalleler gibi. aile sıcaklığını bırakmamış mahalle. Dedii koducu teyzeler, oğluna ve kızına...
320K 20.8K 27
"...Sen bana abi diyen kıza, yüreğimin çektiği hasretliği nasıl bileceksin?!" dedi Abdullah. ~ Kocaman bir apartman düşünün, birbirine can olmuş Alla...
1M 47.7K 52
~Seri kitaplarının bağlantıları YOKTUR. İkinci için birinciyi okumak şart DEĞİLDİR~ Türkiye'nin en önemli ve yüksek tabanlı lisesinde kimya öğretmeni...
7.1K 1.2K 28
"Gelme!" Omuzlarım sarsıla sarsıla ağlıyorum. Acıyan gözlerimi yüksekliğini bilmediğim yerden aşağıya çevirdim. Çok yüksek burası. Soğuk rüzgar canım...