Son 8

By pleiades16

2.4M 157K 21.9K

Eva Johnson sıradan bir lise öğrencisi iken bir anda anlam veremediği olaylarla karşılaşır. Yazıları okuyamam... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm.
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29. Bölüm
30.Bölüm
31. Bölüm''
32.Bölüm
33. Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37.Böüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
51. Bölüm
52.Bölüm ve Teşekkürler
53.Devam edecek..
54.Bölüm
55.Bölüm
56.Bölüm
58.Bölüm
59.Bölüm
60.Bölüm
61.Bölüm
62.Bölüm
63.Bölüm
64.Bölüm
65.Bölüm
66.Bölüm
67.Bölüm
68.Bölüm
69. Bölüm
70. Bölüm(Beklenen Bölüm)
72.Bölüm
71.Bölüm
73. Bölüm
74.Bölüm
75.Bölüm
76. Bölüm
77.Bölüm
78.Bölüm
79.Bölüm
80.Bölüm FİNAL
DUYURU
Öneriler
Yayınevi Kitap Basım Teklifi

57.Bölüm

18.1K 1.2K 122
By pleiades16

''Benimle böyle konuşmaktan vazgeç.''dedim, heyecanımın sesime yansımadığını umarak. Sırıttı.

''Erkek arkadaşın olmasaydı...''

''Erkek arkadaşım var ve var olmaya devam edecek. Benden uzak dur.''dedim ve sırayı itip ayağa kalktım. Hala gülüyordu.

''Çekil.''diye emrettim ona.

''Benden hoşlanmadın ama beni merak edeceksin.''dedi. Sonra çekildi. Hiç durmadan sınıfı terk ettim.

Simon'ın olmadığı tarafa yöneldim. Diğer bir kapıdan bahçeye çıktım. Hava hafif soğuktu ama ben donuyordum. Eylül ayındayken böyle ise, kışın kesinlikle buz tutacaktım. Çimenlerde kollarımı kavuşturmuş ilerlerken. Bir siyah motosiklet birde kırmızı mini cooper aynı anda park yerine girdi. Ben fazlasıyla uzak olsam da motordan inenin Cassandra olduğunu görebilmiştim. Kırmızı mini cooperdan da Scarlett ve Ned indi.

İçimde bir şeyler hissettim. Ya da soğuktan oldu bilmiyorum ama biraz ürperdim. Derken Scralett'in kafası anında benim olduğum tarafa döndü. Beni görünce neşe ile el salladı. Diğerleri de dönüp bana baktı. Ned başıyla selam verdi. Bende yavaşça elimi kaldırıp selamlarını aldım.

Cassandra ise ise gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Dik dik bakışlarını görmezden gelip onların olduğu tarafa yürüdüm.

Ben oraya varıncaya kadar Cassandra gitmişti.

''Günaydın.''dedim normal bir sesle.

''Günaydııın.''diye uzattı Ned. Sempatik yüzü ile bana gülümsedi, bende ona.

''Ee ilk dersin ne?''dedi Scarlett beni süzerken.

''Maalesef matematik.''dedim ona bakarken. Bu havada eteğinden vazgeçmiyordu anlaşılan.

''Ceketinin Versace olmadığını söyle bana lütfen.''dedi birden. Neden beni süzdüğünü anlamış oldum.

''Maalesef öyle.''dedim ve gülümsedim. Gözlerini kıstı.

''Zengin misiniz?''dediğinde ilk kez sırıttım.

''Ne?''dedim şaşırmış gibi yaparak onlarda güldü.

''Katalog da görmüştüm.''dedi ceketime dokunurken.

''Güzel sıfırları vardı.''dedi elini zar zor çekerek. Aslında Simon'ın ısrarı üzerine birkaç hafta önce almıştım. Sade bir ceketti. Siyah boğazı saran yarım trençkottu ve galiba bende biraz asil duruyordu. En azından bana göre.

''Kesinlikle çok asil.''dedi Scarlett. Sanki iç sesimi duymuş gibi. Gülümsedim. Benimle aynı fikirde olan birisi daha. Simon'dan sonra.

''Katalogdaki mankende bile böyle güzel durmuyordu.''diye övgüsüne devam etti.

''Çok teşekkür ederim.''dedim sevecen olmaya çalışarak. Ned kıcığını temizledi.

''Bayanlar, kıyafetlerle ilgili olan son derece önemli olan konuşmanızı bölmek istemem ama..

''Zaten böldün geveleme de söyle.''diye ciyakladı Scarlett. Ned yanağından bir makas aldı.

''Ders zilini duymadınız diyorum.''diye bitirdi.

Acaba daha kaç dersim Hadrian ile ortaktır diye hesap yapıyordum matematik dersinde. Bu sefer ondan ve görüş alanından uzaktaydım. Aynı sıradaydık ama ben en önde olduğum için beni göremiyordu. Yani en azından ben onu göremiyordum.

Tahtada ki yazanlara baktım. Hoca kendinden geçmiş bir şekilde dersi anlatmaya devam ediyordu. Eski bene gittim aklım. Emily ve Tom ile mükemmel kopyalar oluştururduk ama sayısal derslerde gerek duymazdım. Çok yüksek olmasa da yükseğin biraz altındaydı notlarım. Başarılı bir öğrenciydim. Çünkü yaptığım şeyler kısıtlıydı. Kitap okur, genellikle bilim kurgu filmleri izlerdim. Emily ile ara sıra alışverişe giderdim. Bütün hayatım bundan ibaretken şuan olduğum ortama her gün hayret ediyordum.

Kafamı pencereye çevirdim. Ağaçlara doğru baktım. Aklımın ucundan bile geçmeyecek şeyler yaşamıştım. Hep rüyalarımı süsleyen birisi hayatıma girmişti. Gideon. Gelişi ve yaşadıklarımızın yeri kesinlikle ayrıydı. Mükemmel denen insanın tanımıydı. Sonra Simon rüyalarımı değiştirmişti. Artık rüyalarımda , gerçeklerim de ondan ibaretti.

Saklamak zorunda olduğum tehlikeli yeteneklerim vardı. Kendimi saklamalıydım. Önce kitlemeliğdim ve sonra kimsenin görmeyeceği bir yere gömmeliğdim ama gücü ne saklaya bilirdiniz ne de göme bilir.

İki ders matematikten sonra iki ders aktivite dersi vardı. Ben kafamın dağılacağını umarak voleybolu seçmiştim. Simon'ın da futbolu seçtiğini biliyordum. Bu derste onu görecektim. Teneffüste soyunma odasının yolunu tuttum.

Kendi dolabımı ararken. Bir kolumda da çantayı omzumda tutmaya çalışıyordum. Sonunda dolabı bulunca rahatladım. Ama dolap tuvaletler kadar temiz değildi. İğrenç kokuyordu. Kusacak gibiydim. Çantayı ortada duran oturmalıklara koydum. Belki biraz havalanırsa giderdi kokusu. Ayakkabılarımı değiştirmek için eğildim. Kızlar büyük bir gürültüyle içeri girdiler. Beni fark etmemişlerdi. İşime geri döndüm.

''Simon ile aynı derste olacağım.''dedi birisi. O sırada ikinci ayakkabımı çıkarıyordum. Kısa bir süre durakladım.

''Ne yazık siz aynı dersleriniz olması için çabalarken ben onla bütün dersleri birlikte alıyorum.''dedi bir diğeri. Ayakkabılarımı değiştirdim.

''Çok fazla heveslisiniz.''diye devam etti. Diğerlerine üstünlük sallayan kız.

''Yoksa sen değil misin Sasha?''dedi diğer bir kız.

''Siz onu görmek için can atıyorsunuz ama ben..''dedi ukala olan kız. Yani Sasha.

''Ya sen?''dedi ilk başta ona diklenen kız.

''Ben her ders ona sıra arkadaşlığı yapıyorum.''dedi. Sonra sessizlik oldu. Şuan resmen erkek arkadaşım için kavga ediyorlardı ve ben oturup tepkisiz dinliyordum.

''Sevgilisi var.''dedi sessizliğini koruyan. Sasha'nın dolabın kapağını sertçe çarptığını tahmin ediyordum.

''Bu onunla ilgilenmeme engel mi?''dedi sinirli bir sesle. İki kızda cevap vermedi. Yavaşça ayağa kalktım. Dolapları geçtim. Ara boşluğa çıktım. En arkadaki dolapların oradaydılar. Onlara yaklaştım.

''Bence engel.''dedim. Onlara bakarak. Beni tanıyan kızlar kendilerine çeki düzen verdiler. Sasha kendini hiç istifini bozmayarak ele vermişti. Sarışın yeşil gözlü bir kızdı. Biraz sinsi bir yüzü vardı.

''Sen bizi mi dinliyordun ? Bundan sana ne, kendi işine bak.''dedi sonra beni umursamayıp çantasını aldı.

''Kız arkadaşı olduğum için olabilir mi acaba?"dedim. Sakin kalmaya çalışarak.

''Sen mi?''dedi küçümserce.

''Aynı Simon'dan mı bahsediyoruz acaba?''dedi.

''Bilmem.''dedim omuz silktim. ''Anlatsana biraz hangi Simon'mış.'' kızlar birbirlerine baktılar. Sasha ise bana dik dik bakıyordu. Onu kışkırtıyordum. Sonra güldü. Tatlı tatlı ama sinsi bir gülüşle. Bana doğru bir adım attı.

''Sasha, Simon onun sevgilisi.''dedi siyah saçlı olan. Arkadaşını uyarmak istiyordu ama Sasha onu umursamadı.

''Kapa çeneni Mer.''dedi Sasha.

''Bahsedeyim o zaman.''ona onaylarcasına kafa salladım.

''Uzun boylu, pürüzsüz beyaz tenli ve yumuşak evet evet yumuşak bir teni var.''duruşumu bozmadım. Ona dokunmuş olması mümkündü. Dokunsa bile şuan beni kıskandırmak için abartılı konuşacaktı. Gayet normaldi.

''Güzel bir vücudu var. Erkeksi yüzü çok çekici, aslında kendisi de çekici ve yakışıklı. Ela gözleri parlak ve canlı.''sonra bana yaklaştı.

''Her kızın dokunmak isteyeceği saçları var, her kızın öpmek isteyeceği dudakları var. Kısacası her kızın ilgisini çeken ve isteyeceği birisi.''dedi güldüm. Resmen cevabımı bana kendi elleriyle verdi. Bu sefer aradaki mesafeyi ben kapattım.

''Fakat atladığın nokta şu, bütün bunları yalnızca bir kız yapabiliyor ve oda benim.''dedim bakışları soldu. Yüzü kızardı.

''Umarım artık inanmışsındır Sasha.''dedi ona diklenen kız.

Üzerimi değiştirdikten sonra bahçede ısınma hareketleri yapıyordum. Koçta geliyordu.

''Selam ateşler içerisindeki kız.''biran taş kesildim ama gelen Simon'dı.

''Selam.''dedim. Yüzü düştü.

''Neyin var, yoksa karnın hala ağrıyor mu?''dedi. Güldüm.

''Arkadaşlarını seçerken dikkat et.''dedim. Arkada Sasha bize bakıyordu.

''Ne?''dedi.

''Çünkü duyguları arkadaşça olmayabiliyor.''dedim hala Sasha'ya bakarken.

Oda dönüp baktı.

''Sasha mı?''dedi gülerek. Tepki vermedim. Biraz bana yaklaştı.

''Ne oldu?''dedi hala gülüyordu.

''Çok mu hoşuna gitti yoksa?''dedim bacağımı popoma doğru çekerken.

''Tartıştık.''dedim. İyice sırıttı.

''Bak sen, benim için mi?''

''Yok kabin kavgası.''diye onu bozdum. Hala sırıtıyordu.

''Sen beni kıskandın yani?''

''Simon bence cıvıma, okuldayız.''dedim dengemi sağlamaya çalışırken. Etrafa bakındı. Sonra bir hızla beni yakaladı ve öptü. Onu ittim.

''Okuldayız!''dedim sinirle.

''Bana ne.''dedi ve geri geri gitti.

''Asi mi oldun şimdi de?''diye gözümü devirdim. Gülerek uzaklaşıp futbol sahasına koştu.

---

''Yani bugün daha ikinci günden kavgamı yaptım Gideon.''dedim. Simon okul çıkışı yine futbol oynamak için kalmıştı bense beklememiştim. Çünkü Gideon'u özlemiştim ve Rick'i de. Günün özetini geçmiştim ama en çok kavga olayına baya gülmüşlerdi.

''Bak bak.''dedi Rick karnını tutarken.

''Aslında bunda komik olan ne bilmiyorum.''dedim sinirim bozuk bir sesle. Rick hala gülüyordu.

''Gideon kusura bakma ama bir daha skype'ı açarken Rick'ten habersiz yap.''dedim.

Sonra bende güldüm. Üçümüz öylece gülüyorduk. Özlemiştim onları.

''Sizi özledim beyler.''dedim. Rick cevap verecekken telefonu çaldı.

''Kim dedim?''gülerek.

''Sevgilisi.''dedi Gideon. Şaşırmıştım.

''Hadi ya.''dedim.

''Bizim Kanadalı kız.''dedi gülerek Gideon.

''Asıl sen Rick'e bak.'' dört ayda kızı tavlamıştı. Büyük başarı doğrusu ne deyim.

''Ya sen Gideon?'dedim. Yüzü düşünce bu soruyu sormamış olmayı diledim.

''Aslında..''dedi. Büyük bir sabırla onu bekledim. Lütfen lütfen beni unutmuş olsun.

''Aslında derslerle aşk yaşıyorum.''buruk bir gülümseme yolladım.

''Neyse.''dedim. Neden demek istemiştim aslında.

''Peki ya dersler nasıl?''nasıl oluyor da hala beni unutamadın?

''Zor, Akademi rahattı. Uzun bir ara vermişim. Çok açığım var.''dedi. Kafasını kaşıdı.

''Sen yaparsın, yeter ki iste.''dedim. Gülmedi. İkimizinde söylemeye çekindiği bir şey vardı. Ben Hadrian'dan bahsetmek istiyordum peki ya o?

''Gideon.''dedim dalmıştı. Güldü.

''Lütfen söyle.''dedim. Mesajımı hemen almıştı. Bilgisayarın başından kalktı. Kapı kapanma sesi geldi.

''Rick gitmiş.''dedi. Sonra iç çekti.

''Ona da hala bahsetmedim ama...''dedi hala kararsızdı.

''Söyle.''dedim heyecanla.

''Birileri var.''dedi. Kaşlarım çatıldı.

''Nasıl yani?''

''Yani bir gurup, Rick farkında değil ama sürekli bizi izliyorlar.''dedi. Gergin gibiydi.

''Okulda mı?''dedim.

''Evet. Her yerdeler. Her yerde karşıma illa birisi çıkıyor ve bakışları hiçte arkadaş yanlısı değil.''dedi sıkkın sesle.

''Bazen dışarıda yeni olduğumdan kendi kendime abarttığımı düşünüyorum ama Eva...''dedi.

''Lütfen devam et.''dedim merakla

''Son yaptıkları şeyi gördüm.''dedi iyice sıkkın ve endişeli bir sesle.

''Gece huzursuzdum ve dışarı çıkmıştım. Ne kadar yürüdüm bilmiyorum ama karanlık caddelerden birindeydim. Oradaydılar ve aralarından biri yerdeki iple bir çocuğu bağladılar.''

''Ne?''dedim heyecanla.

''Telekinezi olma ihtimali var. Ve bağladıkları çocuğa ne yaptıkları hakkında hiçbir fikrim yok.''dedi saçlarını çekiştirdi.

''Tedirginim.''bende onun adına tedirgin olmuştum.

''Korkuyor musun?''dedim.

''Onlardan mı?''dedi.

''Hayır. Bizim gibi olmalarından.''Gideon gözümün içine baktı. Kameraya  bakıyor bile olsa o bakışı biliyordum. Korkuyordu.

---

Hadrian'dan bahsedeceğime dair ona söz verdim. Akşam ödevlerle uğraştım. Simon gelince duş alıp yatmıştı. Akşam yemeğine kadar uyumuştu.

Masada çatal bıçak sesi dışında başka ses yoktu. Aklım ara sıra Gideon'a gidiyordu ama benimde kendi problemim vardı.
"Bugün ilginç bir şey oldu mu?"dedi Kady teyzem. En son bu soruyu sorduğunda başıma gelenleri hatırlayınca gülümsedim. Bana göz kırpıp oda güldü. Çatalı masaya bıraktım.
"Bugün bir kızla kavga ettim." Simon boğuluyordu az kalsın.
Teyzem önce şaşırdı sonra merakla kollarını masaya koydu.
"Nasıl yani ?"dedi gülen yüzüyle. Simon'a bir bakış attım. Su içiyordu ve gözleri kızarmıştı.
"Simon yüzünden oldu."dedim sanki suçlu oymuş gibi.
"Eva meraktan çatlayacağım bak."dedi teyzem bende iyice sırıtıyordum. Simon ile uğraşmayalı uzun zaman olmuştu.
"Güzel ve tatlı bir kız bugün soyunma odasında Simon konusunda arkadaşlarına hava atıyordu." diye başladım.
"Hmm."dedi teyzem sadece.
"Ne güzel bir tesadüftür ki, hem bütün dersleri Simon ile ortak hemde sıra arkadaşıymış."diye üstüne basa basa söyledim. Simon gözümün içine bakıyordu. Eğer benle bozuşacağı taktirde yani bu ayrılmak, aldatmak, terk etmek diye uzayan bir listeydi ve bu maddeleri çiğnediği taktirde teyzemde onu çiğneyecekti.
"Asıl mesele şu; arkadaşları Simon'ın boş olmadığını söylediğinde bunun ona engel olmayacağını söyledi. Bende engel olur dedim. Sonra kızlar benim Simon'ın sevgilisi olduğumu söylese de inanmadı kızcağız." Simon pür dikkat bana bakıyordu.
"Bende ona Simon'ı bana anlatmasını istedim ama cümleler arkadaşça sevgi sözcükleri değilde onu avlamak isteyen birine ait gibiydi dedim."teyzem güldü ve Simon'a baktı.
"Simon."dedi teyzem.
"Bir açıklaman var mı?"ona oyun yapıyorduk.
Bakışlarını teyzeme kaydırdı. Sonra iyice yutkundu. Cidden teyzemden korkuyor olamazdı değil mi?
"Aslında..."dedim
"Bitmedi durun."Simon iç çekip döndü.
"Anlattığı şeyleri yani bunlar bende kalsa iyi olur, sadece benim yapabileceğim şeyler dedim."
"Bu yeterli bir cevap olmuş."dedi teyzem.
"Öyle umuyorum, umarım hala bazılarından umut alıp devam etmez."deyip öksürüyor gibi yaptım.

Akşam saat on gibi teyzem yatmaya gidince Simon ile koltuklarda yalnız kalmıştık. Teyzem gider gitmez yattığı koltuktan yanıma uçtu. Umursamamış gibi yaptım. Kafasını bacağıma koydu.
"En rahat yastık."dedi. Bir tane indirdim kafasına.
"İltifat etmekte yaramıyor sana artık."hiçbir cevap vermedim.
"Tirip mi atıyorsun Eva?"dedi. Biraz zorlamayla kahkahamı bastırdım. Evet tirip atıyordum.
"Anladım ben tamam."dedi sonra yatmaktan vazgeçti.
"Dışarı çıkalım mı?"dedi. Burun kıvırdım.
"Lunapark?"dedi . İşte buna hayır diyemezdim.

Teyzemden gizli gece eğlencemize korku tünelinde başladık.
"Eğlenme anlayışın bu mu?"dedim Simon'a,
"Söz sonra sen ne dersen o olacak."göz devirmeden edemedim.

Sıkıcı ve hiçte korkunç olmayan ilk ''eğlencemiz''bitince ilk işim tiren için bilet almak oldu. Adrenalin. Evet. Böyle bir sıkıcı şeyden sonra onu toz duman etmek gerekiyordu bunun ilacı da adrenalindi.

Tiren de öylesine el kol hareketleri yapıp sevinç çığlıkları atıyordum. Simon ise rüzgardan uçuşan saçlarına sinir oluyordu ve galiba gözüne girip onu rahatsız ediyordu. Ben tecrübeliydim. Saçım topluydu ve rahattım.
İnince pamuk şeker standına yürüdük.
"Sen git ben bilet alacağım."dedim gözüme sky trip takılı kalmıştı binmez isem içime otururdu.
"Tamam sen bileti al sonra beni bulursun."

Saat ilerlediği için ortam kalabalıklaşıyordu burada lunaparklara geceleri daha çok rağbet vardı. Dolayısıyla biraz sıra oluşmuştu.
"Adrenalini seviyorsun anlaşılan."arkama döndüm. Gürültüden tam duyamamıştım.
"Hadiran."dedim şaşırmış bir halde, sırıttı.
"Korkuttum mı yoksa yine?"dedi iyice gülerek. Elleri deri ceketindeydi, gözleri ilk defa ne mor nede şişti, normaldi bu gece.
"Korkuyu yaşamıyı seviyor musun?"ona dik dik baktım.
"Neden böyle imalı sorular soruyorsun?"dedim. Sabahki beni sinir edişi geldi aklıma.
"Bundan bende sıkıldım Eva, bu gerçekten sıkıcı sana kendimi açmak istiyorum."dedi yüzünde net bir ifade vardı.Gerçek bir ifade.
"Neden bahsediyorsun sen?"dedim emin değildim.
"Her şeyi yarın gece tam burada açıklayacağım Eva. Eğer gelmezsen bu devam eder."dedi ve bana fırsat tanımadan gitti.

Arkasından öylece bakakaldım.

--Bakın Gideon geldiii :D Hadrian ile merak ettiğiniz bir şeyler varsa sorun lütfen ya da diğer karakterler için, çünkü onların iç dünyalarını bilmenizi istiyorum ki bu ileride lazım olacak. Bu niye böyle yaptı dememeniz için biraz onlardan da bahsedeceğim umarım beğenirsiniz, yeni maceralar ve büyük olaylar bizi bekliyorrr :D--

Continue Reading

You'll Also Like

Karanlık Ay By ♡

General Fiction

4.6K 723 11
Ay, geceye ışık veren gezegendi. Ama ya bir gece vermezse? işte o gece, tam olarak benim hayatımdı. *** Belki kalkamadım o gece. Belki kalkamadım o g...
605 281 11
23 yaşında hayatı neşeyle dolu Türkçe öğretmeni olan Nil Aslan 26 yaşında hayatından küçük yaşta umudu kesmiş Savcı mı demeliyiz yoksa bir katil m...
9.7K 352 14
ღ- Yandere takıntılı aşk durumudur. sözlük anlamı Yandere, Japon pop kültürü içinde geçen karakter tiplerinden biridir. "Yandere" terimi; hasta olmak...
321K 19.1K 17
Bedenimizi değiştirdiler. Boyumuzu, saçımızı, göz ve ten rengimizi... Bizi mükemmelleştirdiklerini söylüyorlar. Ama onlar kim? Hiçbir şey bilmiyoruz...