Dağların Çift Başlı Kurdu

By Nazlas0

347K 19.3K 5.7K

"Sakın, sakın Ala, aklının ucundan dâhi geçirme." Diye burnundan soludu. Sinirle bir adım attım. İşaret parma... More

1. Bölüm - Karayel Timi
2. Bölüm - Tekrar Başlıyoruz
3. Bölüm - Özlem
4. Bölüm - Tuzak
5. Bölüm - Gece ve Sela
6. Bölüm - Hoşlanıyor muydum?
7. Bölüm - Çocukluğumun Katili
8. Bölüm - Sevgilisiyim!
9. Bölüm - Çocukluk Aşkı
10. Bölüm - Gargamel ve Azman
11. Bölüm - İki Deli
12. Bölüm - Uzaktan Sevda
13. Bölüm - Yalandan Oyun
14. Bölüm - İki Aşık
15. Bölüm - Kaçış
17. Bölüm - Sevmek ve Sevilmek
18. Bölüm - Tanışma
19. Bölüm - Plan
20. Bölüm - Zincir
21. Bölüm - Yüzleşme
22. Bölüm - Karma
23. Bölüm - Ala
24. Bölüm - Takıntı
25. Bölüm - Saçlara Dokunma
26. Bölüm - Geç Verilen Hediye
27. Bölüm - Sardı Kollarına Bak
28. Bölüm - Umarım Yalan Söylüyorsundur
29. Bölüm - Tutulmayan Sözler
30. Bölüm - 7-1=7
İlerki Bölümden Alıntı
31. Bölüm - Deliriyor muyum?
32. Bölüm - İhtimaller
İlerki Bölümden Alıntı...
33. Bölüm - Merhaba Gece
34. Bölüm - Gerçekler ve Yalanlar
35. Bölüm - Yaşattığını Yaşamadan Ölmezsin
36. Bölüm - Canavar
Duyuru ve Alıntı
37. Bölüm - Ahin
38. Bölüm - Sonra, Şimdi Değil Sonra
39. Bölüm - Benden Artık Uzaklaşma
40. Bölüm - Hain
41. Bölüm - Kimdi Bu Adam?
42. Bölüm - Geçmişin Karanlık Yüzü
43. Bölüm - Kurşun
44. Bölüm - Kayıp
45. Bölüm - Zincirler
46. Bölüm - Geç Öğrenilen Gerçek
47. Bölüm - Var Mısın?
48. Bölüm - Zaaflar ve Zayıf Noktalar(+18)
49. Bölüm - Turan ve Karayel
50. Bölüm - İsteme
51. Bölüm - Çilli
52. Bölüm - Engerek
53. Bölüm - Bedel

16. Bölüm - Kıskançlık

6.9K 424 83
By Nazlas0

"Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güze saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim.
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim.
Ama gitme, Lavinia.
Adını da gizleyeceğim.
Sen de bilme, Lavinia."

Özdemir Asaf...

Kapının çalınmasıyla 'Gel' dememle Karan odaya girip kapıyı kapattı.

"Müsait misin Balca?"

Kafamı olumlu şekilde salladım. "Bişey mi oldu?" Yorgun ve sıkıntılı bir ses tonuyla sordum. Anlamaması lazım.

Bu işin sonunda kızıcak biliyorum. Ama mecburum.

Koltuğa oturdu. "Albay ne dedi? Neden operasyonda yoksun?"

Sıkıntılı bir nefes aldım. "Geçen yaptığım hata yüzünden. Zincir'i benden uzak tutuyor."

"Bugün Albayın odasına girdiğimde Albayın sözleri aklıma takıldı. Ne demek istedi? Ne yaptı sana Zincir?"

Yutkunamadım.

Yüzümün halini görünce pişman olmuş gibi bir hali vardı. "O kadar mı kötü?" Derken sesi titremişti.

Sessizliğim devam ediyordu.

Karan'a baktığımda gözleri dolmuştu.

Gözleri mi dolmuştu?

Karan bu zamana kadar hiç ağlamadığını hatta gözlerinin bile dolmadığını söylemişti abim.

Neden dolmuştu?

"Ben özür dilerim Balca. Yanlış bir şey dedim sanırım. Neyse ben gideyim hazırlanmam gerek. Görüşürüz." Diyip odadan çıktı.

Ayağa kalkıp kapıyı kilitleyip yere çöktüm.

Gözlerimden yaşlar akmasına engel olamıyordum.

Nasıl söylerim ben Karan'a.

Söylemek zorundasın. Ama öğrenince kimse Karan'ı tutamaz.

İç sesimle daha fazla ağlamaya başladım.

En sonunda ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Eşyalarımı alıp karargahtan hızla çıktım.

Karan ve timdekilerin bazılarının beni gördüğünü biliyordum.

Lakin bakmadım. Hızla arabaya bindim ve karargahtan çıktım.

~~~~

Eve gelip direk odaya geçtim ve giymem gerekenleri çıkardım.

Mavi altın desenli bir sari giyicektim.

*Bu sari yi giyecek*

Üzerimi giyinip hintlilerin makyajını yaptım.

Beni tanımayan biri hintli olduğumu anlayacak hale gelmiştim.

Saate baktığımda 20.00' di yavaş adımlarla evden çıktım ve arabama doğru gittim.

Albayın attığı konuma doğru sürdüm.

Danslarını biliyordum. Minik hatalarım vardı elbette.

Konuma vardığımda arka kapıdan içeriye girdim.

Korumayı göz ucumla aramaya başladım.

Neredesin bakalım?

Patronunun yanındaydı klasik.

Müziğin başlamasıyla yerime geçtim.

Şarkıyı açabilirsiniz.

Etrafımda dönüp yanımdaki davula iki elimle vurdum. Diğer yöne doğru dönüp diğer davula vurup ellerimi uzatıp raks etmeye başladım.

Hem elimi birbirine vurup hemde etrafımda dönüyordum.

Bizimkileri görmüştüm.

Ama benim gözüm Karan'daydı. Olmamalıydı.

Korumaya bakıp oynamaya devam ettim.

Hayla etrafımda dönüp ellerimi birbirine vuruyordum.

Öteki tarafa gitmem yakındır.

Şarkının söz yeri gelince karşımda davul çalan adam ile dönüyordum.

Bir öne bir arkaya eğiliyordum.

Ve gözüme kaçan bir şey vardı. Hatta iki şey.

Biri Karan bana bakıyordu.

İkincisi Korumanın dikkatini çekmiştim. Süzüp duruyordu.

Ellerimi birbirine vurup davulcunun etrafında dönüyordum.

Arkadaş kör olucam.

Saçlarımı savurmaya başladım. Raks eden kızlar ile ellerimizi vurup daire şeklinde dönüyorduk.

Yazar notu; Kadın in erkeğin alnına sürdüğü boyayı boşverin.

Hem etrafımda dönüp ellerimi vuruyordum. Arada durup kendi etrafımda da dönüyordum.

Düşücem lan en sonunda.

Şarkı bittiğinde hepimiz selam verip yerlerimize geçtik. Korumaya bakıp göz kırptım ve tuvalete doğru yürüdüm.

Birinin kolumu çekmesiyle çeken kişiye doğru savruldum.

Yahu noluyor?

Gözlerimi açtığımda iki çift gece mavisi gözler ile karşılaştım. Alev fışkırıyordu.

Euzübillahimineşşeytanirracim.

Bismillahirrahmanirrahim.

Allah'ım sen beni koru.

Yutkundum. "Karan?"

Sinirliydi. Hızlı nefes alıyordu.

Sakin ol calm dawn baby ey ey ey.

"Ya Karan. Ne işin var Balca senin burada?!"

Ya şimdi şöyle-

"Albay gönderdi." Dediğimde şaşırmıştı.

"Albay gönderdi?. Hani cezalıydın sen?"

Derin nefes aldım. "Albay istedi, bende bir şey diyemedim. Sen neden buradasın? Adamı tavlaman gerekmiyor mu?" Son sorduğumu alayla sordum.

Sinir etmeye bayılıyorum.

Sabır şeklinde kafasını kaldırıp tekrar bana baktı. "Onu hallettim. Sen kim için geldin ya?"

Buram buram kıskançlık seziyorum eheh.

"Adamın korumasını tavlamak için geldim normal."

Tabi canım normal.

Adam sinirleniyor lan. İyi halt ettin.

Allah'ım bu gece ölmeyim.

"Tabi canım çok normal alt tarafı korumayı tavlamak için gelmişsin. Sabır." Diye sitem etti.

Hafifçe güldüm.

Ayak sesleri geliyordu. Karan'a döndüm.

"Karan gitmem lazım biri geliyor." Diyip tam gidecekken kolumdan tuttu.

"Bunu yapmadan olmaz." Diyip dudaklarımı öptü.

Karşılık verdim.

Yaklaşık 10 saniye sonra benden ayrıldı ve hızla ilerledi.

Kalbim çok hızlı atıyordu.

Kalbim rahat dur lütfen.

Koridordan çıktığımda koruma ile karşılaştım. Çapkınca bakıyordu.

Gözünü oymazsam ben.

Şerefsiz namussuz vıyyyyy.

Katılıyorum.

"हैलो सुंदर महिला।"
"Merhaba güzel bayan."

Hay ağzını.

"हैलो सर। क्या आप कुछ चाहते थे?"
(Merhaba efendim, bişey mi istemiştiniz?)

Arsız bakışları üzerimde geziniyordu.

Senin ben ananı avradını sülaleni. Allah'ım.

Bir adım attı. "असल में वहाँ है, यह तुम हो।"
(Aslında var, sizsiniz.)

Şimdi elime düştün eheheh.

Yüzümde çapkın bir sırıtış belirdi. "बिल्कुल सर, लेकिन क्या इससे कोई समस्या नहीं होगी?"
(Tabiki efendim lakin sorun olmaz mı?)

Kafasını olumsuz bir şekilde salladı. Yanıma geldi belimden tuttu ve patronun olduğu odaya doğru götürdü.

İçeri girdiğimde odada Karan'da vardı. Adam ile şarap içiyordu.

Hani ben?????

Mecburi bir şekilde selam verdim. Adam bana selam verip Karan'a alıcı gözler ile bakmaya devam ediyordu.

Gülmemem gerek.

Karan'a baktığımda, sakın gülme der gibi bir hâli vardı.

Boynumda bir ıslaklık hissettim. Koruma boynumu öpmüştü.

Ama sikerler.

Kulağına doğru yaklaştım. "अपनी आँखें बंद कर लो, सर। अगर बाकी दो सज्जन यहाँ आने वाले हैं, तो उन्हें भी आँखें बंद कर लेनी चाहिए।"
(Gözünüzü kapatın efendim, diğer iki beyde burada olucaksa onlarda kapatsın.)

Dediğimde arsız bir sırıtış oluştu yüzünde. Kafasını salladı ve patronun yanına gitti. Ne dediyse patron ve Karan gözlerini kapattı. Adam yatağa oturdum ve ceketini çıkarıp gözlerini kapadı.

Karan yaptığımı anlamış olucakki ayağa kalktı ve belinden silahını çıkardı.

Sarime sakladığım silahı çıkarıp korumanın alnına dayadım.

Yazar notu; Balca 6 dil biliyor söyledim mi hatırlamıyorum. Eğer söylediysem ve değişiklik varsa şuan bu dilleri biliyor. Almanca, Fransızca, İngilizce, Arapça, Hintçe ve İspanyolca. Karan ise 5 dil biliyor. Fransızca, İngilizce, İtalyanca, İspanyolca ve Rusça.

"Stay where you are. Otherwise, you will get hurt a lot."
(Olduğunuz yerde kalın. Yoksa canınız çok yanar.)

Karan'a baktığımda kulaklığını dokunup bizimkileri çağırıyordu.

Adamın arkasına geçip silahın arkasıyla ensesine vurdum ve bayıldı.

Yatağa doğru uzanıyordu. Banyoya doğru geçtim ve yüzümdeki makyajı çıkarmaya başladım.

Odaya birilerinin girdiğini anladım. Bizimkiler girmişti.

Makyajımı temizledikten sonra odaya girmemle silahlar bana doğrultuldu.

"Lan gerizekalılar. Benim Balca." Dememle silahlarını indirdiler.

"Komutanım, sizin ne işiniz var burada?"

Kartal'a döndüm. "Albay gönderdi. Ondan haberiniz olmadı. Beyler alın bunları karargaha götürün. Özel olarak ben ilgilenicem."

Sena'ya kaş göz yapıp odadan çıktım.

Sena yanıma gelince elimi tuttu ve üzerime baktı. "Balca çok yakışmış sari." Tebessüm ettim.

Tam ağzımı açıcakken Karan geldi.

Heh ben Sena'ya nasıl diyicem?

Almanca konuş kız.

Doğru lan.

"Nun, Sena, ich muss dir etwas sagen, aber reagiere nicht. Ist es o.k?"
(Şimdi Sena sana bir şey söylicem ama tepki verme. Tamam mı?)

Kafasını salladı. Karan anlamaz gözler ile bize bakıyordu.

Derin nefes aldım. "Dieser Captain und ich haben uns wieder geküsst."
(Bu Yüzbaşı ile yine öpüştük.)

Sena direk sarıldı. Allah'ım sanki benim yerimde Sena vardı.

"Kızım yavaş."

Sena direk çekildi. "Bu haberi çok sevdim. Devamını dilerim efendim." Diyerek hızla uzaklaştı. Dayak yiyeceğini biliyor benden.

"Ne dedin Sena'ya?" Diğe sordu meraklı gözlerle.

Kafamı omzuma yatırdım. "Valla Yüzbaşı, eğer özel ve acil olmasaydı Türkçe söylerdim." Diyip önden önden yürümeye başladım.

~~~~

Üzerimi değiştirip karargaha gelmiştim. Saat akşam 10'du lakin uyuyamıyacağımı bildiğim için sorguya gelmiştim.

İlk bizi öldürmeye gelen adamı sorguta çekicektim. İki-üç gündür yemek verilmiyordu.

Silahımı Karan'a verip odaya girdim.

Yandan bir su kovası alıp adamın başından aşağı boşalttım. Çığlık attı.

"Günaydın yada iyi akşamlar mı demeliyim?"

"İyi akşamlar olur."

Karan ile kulaklıktan konuşuyordum. Benim soracaklarım ve Albayın Karan'a sordurmasını istediği soruları anlamak için kullanıyordum.

Karşısındaki sandalyeye oturdum. "Şimdi söyle bakalım it. Zincir nerede?"

Kafasını hayır şeklinde salladı.

"Peki canım sen bilirsin." Diyip arkadaki cama doğru baktım.

Karan'a gülümsediğimde anlamış olucakki kameraları kapattı.

Kolumdaki saati ve bilekliği çıkartıp cebime koydum. Ellerindeki kelepçeyi açtım ve masayı ortadan çektim.

"Sakin olmaya çalış güzelim, tamam mı? Ben iki dakikaya geliyorum."

Saçlarımı toplarken cevap verdim. "Bakarız."

Adam korku dolu gözler ile bana bakıyordu. "Ne yapacaksın bana?"

Sırıtarak. "Ne istersem onu." Diyip adamı ayağa kaldırdım. Üstündeki tozları siler gibi yapıp kafa atmamla düşmesi bir oldu.

Yanına eğilip diz kapağımı karnına doğru sertçe bastırdım. "Şimdi söyle Zincir nerede!" Diğe bağırdım.

Kafasını hayır anlamında salladı.

Seni sikmezsem ben.

Ayağa kalkıp kapıyı kilitledim. Masanın altından bıçağı aldım.

"Balca sakın!"

Hangi ara geldi bu ya?

"Karışanı yakarım." Diyip karnını açtım.

Ağzını bağlayıp minik ama derin çizikler atıyordum.

"SÖYLE NERDE ZİNCİR!"

Adam direk kafasını olumlu şekilde salladı. Söylemezse belası kalmıyacak.

Ağzını açıp karnını kapattım. "Burada, Mardin'de hâlâ. Saklanıyor."

Yakalarını sertçe tuttum. "Nerede saklanıyor söyle bana!"

"Bilmiyorum yemin ederim ki bilmiyorum."

Sertçe yakalarını bıraktım. "Dediğin hiç bir şeye inanmıyorum. Tek Allah bir. Dediğine inanırım." Diyip ayağa kalktım. Kapının kilidini açtım.

İçeriye Albay ve Karan girdi.

Albay bir bana bir yerdeki adama bakıyordu. "Balca naptın kızım sen? Mesleğini mi yakmak istiyorsun?"

Albaya döndüm. "Ben size demiştim Albayım. Zinciri öldürmemin sonu eğer ki mesleğimi yakmak ile bitiyorsa yakarım demiştim. Onun bana yaptıklarını unutmadım. Ben de ona aynısını yapıcam belki içimdeki yangın söner." Diyip odadan çıktım.

Karan kolumu tutup kendisine çevirdi. Gözlerinde hüzün ve yalvarma vardı.

"Balca'm anlat nolur. Zorlamak istemiyorum ama bilmedikçe deliriyorum."

Kafamı ağır ağır olumlu şekilde salladım. Bilmeliydi.

"Bu gece saat 1'de anlatıcam, senden ayrıldığım zaman başıma neler geldi teker teker anlatıcam. Ama akşama kadar biraz yalnız kalmam lazım. Olur mu?" Çocuk gibi sormuştum.

Soruma buruk bir tebessüm etti. "Tamam Balca, sen ne dersen o." Diyip alnımdan öptü. "Dikkat et kendine."

Kafamı sallayıp hızla arabaya doğru yürüdüm.

Arabayı çalıştırıp mezarlığa sürdüm.

~~~

Başörtümü bağlayıp arabadan indim.

Annemlerin mezarına geldiğimde yere toprağa oturdum. "Ben geldim."

Gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Kafamı gökyüzüne kaldırdım ve akmamasını sağladım.

"Huh, babam. En çok istemediğin bir şeyi yaptım ben, aşık oldum baba. Kara'ya aşık oldum." Diyip toprağı sevdim.

Yazar notu; Ya bende aşık oldum Kara'ya ama buradaki değil:D

"Kızar mısın bana? Kızma bana. Çok seviyorum çünkü. Eğer kızmazsan bu gece rüyama gir be baba. Çok özledim sizi. Biliyorum annemde sende giriyorsunuz, lakin ben artık kâbus görmek istemiyorum. Olur mu?"

Babamın toprağını öptüm. Annemin kine dönüp onunkini de öptüm.

Saat 12.45

Saat 12.45'e kadar mezarlıkta oturdum. İyi gelmişti. Ama şimdi kötü olucaktım.

Arabaya binip lojmana sürdüm. Yaklaşık 15 dakika sonra lojmanda oldum. Saat 1'di.

Arabadan indim ve Karan'ın kapısına doğru yürüdüm.

Bismillah diyerek kapıyı çaldım.

Karan kapıyı açtı ve elini içeri doğru uzattı. İçeriye geçip koltuğa oturdum.

Kapıyı kapatıp yanıma geldi ve konuşmaya başladı. "İstersen anlatma."

Kafamı olumsuz bir şekilde salladım. Bazı şeyleri söylemek ve itiraf etmemin zamanıydı. "Sevdiğim adamdan bir şey saklamak istemiyorum." Dediğimde dondu. Tebessüm ettim.

Daha fazla yaklaştı ve beni öpmeye başladı. Narin öpüyordu. Canımı yakmaktan korkarcasına.

Karşılık vermeye başladım.

Beş dakika sonra ayrıldı. Nefes nefeseydik. "Anlat güzelim, anlat Ala'm"

Ala demişti.

Uzun zaman sonra birinin bana Ala demesini canımı yakmamıştı.

Derin nefes alıp anlatmaya başladım. "Annem ve babamla salonda oturuyorduk, abim uyuyordu. Beni uyku tutmamıştı o gün. Keşke tutsaymış." Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile.

"Hep birlikte benim sevdiğim çizgi filmi izliyorduk. İlk elektrikler kesildi, sonra silah sesleri duyulmaya başladı.
Annem direk beni koltuğun altına bıraktı. Kulaklarımı kapatmıştım lakin her şeyi görüyordum. Annem ve babamın çığlığı vardı. Yerimden çıktım yerde ikiside kanlar içinde yatıyordu."

"Annemin vücudundan 56 kurşun, babamın ise 42 kurşun çıktı. Uyandırmaya çalıştım, lakin yapamadım. Biri geldi yanıma saçımı sevdi. Annemin üzerinden aldı beni, duvar köşesine götürdü. Sıkıştırmıştı beni orada." Karan'a baktığımda gözleri dolmuştu.

Gözlerinde korku vardı.

Yutkunup anlatmaya devam ettim. "Üzerini çıkarmaya başladı sırayla. Anlamadım, Allah kahretsinki anlamadım. Hiçbir bok anlamadım. Karşımda çırılçıplakdı, kendini soyunca benide soymaya başladı. Çırpınsam da fayda etmedi. Bana o gün orada tam 3 saat boyunca tecavüz etti Karan." Karan'a tekrar baktım. Ağlıyordu.

Gözlerimden akan yaşları durdurmadım. "O kişi Zincir'di, o yüzden onu öldürmek istiyorum." Dediğimde ayağa hızlı bir şekilde kalktı.

"ALLAH KAHRETSİN!" Diyip aynaya yumruk attı.

"Karan yapma!"

"NE YAPMA! BIRAKMAMAM GEREKİRDİ SENİ! SEN O KADAR ACI ÇEKTİN BEN HİÇBİRİNDE YANINDA OLAMADIM! ALLAH BENİM BELAMI VERSİN!" Diyip yere çöktü ve duvara yaslandı.

Yanına çöktüm gözyaşlarını sildim. "Ben o kadar salak bir adamım ki daha sevdiğim kadını koruyamıyorum." Diyip hüngür hüngür ağlamaya başladı.

Koskoca Yüzbaşı karşımda çocuk gibi ağlıyordu. Yüzünü bana çevirdi. "Başka neler oldu?" Sesi deli gibi titriyordu.

Tebessüm ettim. "14 yaşındayken askeri liseyi kazandım. O zaman ananemin yanında kalıyordum. Abim gibi bende askeri liseyi kazanmak istiyordum. Çünkü babam gibi Kıdemli Yüzbaşı olmayı istiyordum. Abim yurtta kalıyordu, ben ananemde. Ananeme o gün askeri liseyi kazandım dediğimde tam 2.30 saat dayak yedim. Komşular kurtardı beni ananemin elinden."

Karan kafasını hayır şeklinde sallayıp duruyordu. "Bu kadar olamaz, hayır olamaz." Ağlayışı arttı.

Yanına geçip Karan'ı göğsüme bastırdım. Hem saçlarını seviyordum hem anlatmaya devam ediyordum.

"Annem ve babamın öldürüldüğünü görüyordum rüyalarımda, ya da Zincir'i görüyordum. En sonunda dayanamadım ananeme söyledim. Söylediğim gibi yarım saat dayak yedim. Hastaneye götürdü beni. Bakire testi yaptırmak için." Kafasını kaldırdı sıkıca sarıldı Karan bana. Karşılık verdim.

Bu sefer ben onun göğsünde yatıyordum. Ağlayarak beni dinliyordu. Durduramamıştı ağlayışını.

"18 yaşında Kara Harp'ı kazandım. Ananem sırf beni asker yapmamak için benden 20 yaş büyük biriyle evlendirmeye kalktı. Oradaki askerler mani oldu. Annem ve babamdan sonra kimsenin bana Ala demesine izin vermedim. Çünkü canım yanıyordu, sadece annem ve babam bana öyle sesleniyordu. Parkta adama ondan öyle tepki vermiştim."

Karan saçlarımdan sayısız kez öptü. Doğruldum ve kucağında oturdum.

Alınlarımız birleşti. "Sana söz veriyorum Ala'm, sana kim ne yaptıysa hepsinin hesabını sorucam."

Tebessüm ettim. "Biliyorum Karan."

Karan'dan ayrıldıp gözlerinin içine baktım. "Seni çok seviyorum Yüzbaşı Karan Çevik." Dediğimde yüzünde sanki güller açıyordu.

Dudaklarımı öptü.

Yaklaşık 5 dakika boyunca birbirimizi tutkulu bir şekilde öptük. Karan geri çekildi ve alnını alnıma yasladı.

"Seni çok seviyorum Yüzbaşı Ala Balca Doğu. Sana zarar veren herkesin sonu olucam sana söz veriyorum."

◖⁠⚆⁠ᴥ⁠⚆⁠◗ Bölüm Sonu◖⁠⚆⁠ᴥ⁠⚆⁠◗

Ay çok güzel bir bölüm oldu.

Kıskançlık dolu, aksiyon dolu, mutluluk dolu , üzüntü ve aşk dolu bir bölüm oldu. Ayyy

Continue Reading

You'll Also Like

750 12 1
Sen benim kader bağımsın minik . Ben bunu yıllar önce de dedim şimdi de diyorum sen benim kader bağımsın ...
1.5K 196 12
bir adet kiraz yemem ile başıma bin tane dert gelmişti. Ama önemli değildi çünkü o kiraz benim kaderimi minho ile bağlamıştı. Ölümümde, yaşamımda Lee...
230K 12K 44
Alya özer (asil ) küçük yaştan beri ailesinin intikamı için yanıp tututuşur tam herşey bitmişken gerçek ailesi ortaya çıkar.
142K 9.9K 38
Biz adımız gibi özgür bir timdik. Hür Timi. Kendi kurallarımızı koyardık. Bu askeriye işleyişine ters olduğu için de sürekli azar işitirdik. "Hangi...