Ruhların Düğümü

נכתב על ידי HiranurUzun422

1.1M 66.4K 58.5K

Ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Gözlerim son kez baktı ardından. Son kez seslendim adını. Bana öyle bir ya... עוד

[1.BÖLÜM]: SİYAH MASKE/ [2.BÖLÜM]: UKALA MOTORCU
[3. BÖLÜM]:KATİL Mİ OLDUM?
[4. BÖLÜM]:TUHAF OLAYLAR
[5.BÖLÜM]:KAVGA
[7.BÖLÜM]:HERKES GİDER Mİ?
[8. BÖLÜM]:LANET
[9.BÖLÜM]:HASTA
[10. BÖLÜM]:ZALIMIN OĞLU
[11. BÖLÜM]:KAMP
[12. BÖLÜM]:EN GÜZEL UYKU
[13.BÖLÜM]:GERÇEKLEŞEN KABUS
[14. BÖLÜM]:ACI TEBESSÜM
[15.BÖLÜM]:BAHÇE SİNEMASI
[16. BÖLÜM]:ODAMIZ
[17. BÖLÜM]:GÖZ YAŞLARI
[18. BÖLÜM]: GİZEMLİ ARAMA
[19.BÖLÜM]: TAVUK PİLAV
[20.BÖLÜM]: YILDIZLARIN ALTINDA
[21. BÖLÜM]:ROMANTİZM KATİLİ
[22. BÖLÜM]: DİLEK FENERİ
[23. BÖLÜM]: YANDIĞIM TEK ATEŞSİN
[24. BÖLÜM]:RUHUMDA Kİ ÖLÜ
[25.BÖLÜM]: YANGIN
DUYURU‼️
DUYURU‼️
[26. BÖLÜM]: KAYIPLAR
[27.BÖLÜM]: KANLI MEKTUP
[28.BÖLÜM]:DÜĞÜM
DUYURU‼️
[29. BÖLÜM]:SON DARBE
[30.BÖLÜM]:VEDALAR
[31.BÖLÜM]:RUHUMUN YARALARI
DUYURU‼️
[32.BÖLÜM]:KARŞILAŞMA (Final)
DUYURU‼️
[33. Bölüm]:DUYGUSUZ (2. Kitap İlk Bölüm)
[34. BÖLÜM]: SİGARA DUMANI
[35. BÖLÜM]:KARMAŞIK DUYGULAR
❗️DUYURU❗️
[36. BÖLÜM]:GERÇEK SONLAR
[37.BÖLÜM]: SADECE ACI
[38.BÖLÜM]: DAVET
[39. BÖLÜM]: GERİDE KALAN

[6.BÖLÜM]:GÖLGELERİN DANSI

34.5K 1.7K 1.3K
נכתב על ידי HiranurUzun422

Herkese merhaba güzellerim.
Bana verdiğiniz motivasyon toplarını kullanarak bu bölümü yazmaya başlıyorum. Umarım sizin güveninizi boşa çıkarmam.

Korka korka yazacağım bir bölüm olacak.

Hepinizi çok çok öpüyorum

Bölüm sonunda görüşürüz☆☆

Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep,hep yeniden başlamak isterim.

-Özdemir Asaf

"Gölgelerin Dansı"

Sabah içeri sızan güneşle uyandım. Hafta sonu olduğu için alarm kurmamıştım.

Yatakta doğrulup telefonumu elime aldım.

189 arama 234 mesaj.

Dünün kırgınlığı vardı üzerimde. Haklıydı Daren. Kimimki ben?

Kimse.

Hayatım boyunca kendimi herkese kapatmıştım. Zorunlu olmadığı sürece kimseyle iletişime geçmezdim. İnsanlarla konuşmak istemiyordum, arkadaş edinmek istemiyordum.

Sonra Özgür geldi, Kerem geldi, Gülce geldi.

Daren geldi.

Umrunda değildim ama bana bir zararı yoktu. O yüzden ne onu seviyordum, ne de kin besliyordum.

Telefonumu kapatıp komodine bıraktım. Banyoya girip günlük rutinimi tamamladım. Dolabımdan bir kaç parça kıyafet alıp üzerime geçirdim.


Saçlarımı tarayıp tel toka ile iki yandan tutturdum. Perçemlerimi alnıma bıraktım. Yüzümü ve dudaklarımı da nemlendirip aşağı indim. Annem ve babama bakındım ama kimse yoktu.

Yemek masasının üzerine duran notu görünce elime aldım

"Günaydın meleğim. Ben kafedeyim. Babanda Bora'nın babası İlyas amcanla. Biraz işleri varmış. Sende istersen kahvaltıya benim yanıma gel. Çok öptüm dikkat et kendine.."

Nota gülümseyip tekrar masaya bıraktım. Hemen ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Bodruma girip bisikletimi çıkardımğımda, baya tozlanmış olduğunu fark ettim. Bir bez parçasıyla üstten tozunu alıp, bodrumdan çıktım. Kapının önüne geldiğimde Bora'nın evden çıktığını gördüm. Bir re baktıktan sonra umursamadan bisikletime bindim. Gideceğim sırada duyduğum sesle arkamı dönmem bir olmuştu.

"Günaydın küçük civciv."

Göz devirdiğim sırada Bora yanıma doğru geldi.

"Günaydın Bora. Güle güle Bora."ayağımı pedala koydum. Süreceğim sırada Bora koltuğu tuttu. Gitmemi engelledi.

"Beni de şu sokağın başına kadar götürür müsün?" Gülümsediği sırada sabır çekiyordum.

"Bora araban varya hani."

"Canım bisikletle gitmek istedi." Diyip arkama oturdu.

"Bora insene." Sitemle bağırdığımda koluma hafif bir şekilde vurdu.

"Senden şoför olmaz ya."

Gıcık.

"Ben zaten şoför olmak istemiyorum Bora."

"Hadi ya ben hayalin sanıyordum." Kafasını eğip bana gülümsedi.

"Sadece sokağın başına kadar." Dedim şart koşar gibi. Kafasını bir çocuk gibi salladı. Önüme dönüp derin bir nefes verdim.

Sokağın başına geldiğimizde durup Boraya döndüm.

"İnmen için yapmam gereken bir şey varmı?" Alaycı bir ses tonuyla soru sorduğumda sırıttı.

"Hayır inerim ben."

"Bir zahmet." Bora indiğinde. Yoluma devam ettim.

"Teşekkür ederim küçük civciv." Arkamdan seslendiğinde. Kısa bir süre başımı çevirdim ama sonra yola dönüp kafeye gittim.

...

Annemle kahvaltı yaptıktan sonra ben bir köşede oturmuş kitap okuyordum. Önüme konulan limonata ile kafamı kaldırdım.

"Merhaba kızım. Sana limonata getirdim." Sıcak bir şekilde gülümsediğinde bende gülümsedim.

"Teşekkür ederim. Siz yeni çalışansınız değil mi?" Kafasını sallayıp onayladı. Çok tatlıydı.

"Adım Lavin."

"Bende Nermin. Memnun oldum kızım."

"Bende çok memnun oldum Nermin abla." Elleri saçlarımda gezindi. Sonrasında küçük bir tebessüm edip yanımdan ayrıldı.

Gelen aramayla kafamı, masada duran telefonuma çevirdim.

Yine Özgür arıyordu.

Bu sefer açmak istedim.

"Efendim Özgür."

"Kızım sen neredesin ya? Dünden beri kaç kere aradık?" Sitemli ve hızlı bir şekilde konuşuyordu. Derin bir nefes verdim.

"Sakin olur musun Özgür?"

"Daren'e alındın ama bizi de habersiz bıraktın nasıl sakin olalım?"

"Daren'e falan alınmadım. O haklıydı. Neye alınayım?"

"Haklı falan değildi. Bak Daren'i artık tanıyorsun böyle-"

"Ben onu tanımıyorum tanımakta istemiyorum Özgür."

"Lavin yanımıza gel konuşalım. Küs kalmanın bir anlamı yok. Sende bizden birisin o kadar."

"Gelemem şuan. Annemle kafedeyiz ama isterseniz siz gelin. Konum atayım." Özgür beni onayladığında telefonu kapatıp, konum attım.

...

Özgürlerle oturmuş limonata içiyorduk. Daren gelmemişti. Özgür ve Gülce de sadece beni azarlıyordu. Kerem ise sadece olanları izliyordu.

"Lavin bak evet kim olsa kırılır. Ama yani artık Daren'e alışmış olman lazım. O kimseyi kırmak isteyecek biri değil. Gerçekten."

Gülce'nin yaptığı konuşmaya inanmam için hiç bir sebep yoktu. Daren kimseyi kırmak istemiyorsa neden ağır konuşuyordu?

"Karşımdaki ne düşünür diye bir kere bile aklından geçirmiyor. Pat diye her şeyi söylüyor."

"Farkındayım ama onunda yapısı bu yani. Hakkında bilemediğin çok şey var Lavin. Zamanında yaşadıkları şeyler kolay değil. " Gülce devam etmek isterken Özgür Gülceye baktı ve konu kapandı. Benden gizlemek istedikleri çok belliydi.

Keremin telefonuna gelen arama ile hepimiz ona baktık.

"Daren arıyor kalkalım." Kerem telefonu cevaplamadan ayaklandı.

Kafenin önünde onları yolcu ettiğimde Gülce yanıma geldi.

"Yarınki baloyu unutma." Göz kırpıp Özgür'ün arkasına bindi. Kafeden uzaklaştıklarında bende içeri geçtim.

Yarın ki balo tamamen aklımdan çıkmıştı.

...

Akşam yemeğinden sonra odamdan hiç çıkmamıştım. Şuanda da yatağımda oturmuş müzik dinliyordum.

Yarın ne giyeceketim, ne yapacaktım?

Belki de gitmezdim.

Gelen seslerle düşüncelerim dağıldı. Merak edip aşağı kata indiğimde kapıda annem ve Borayı gördüm.

"Anne ne yapıyorsunuz burada?"

"Borayı eve geçerken gördüm de Aysel ablanı sormak için çağırdım."

Aysel abla Bora'nın annesiydi. Gerçekten çok tatlı ve dünya güzeli bir kadındı.

"Anladım." Dedim Boraya baktığımda onunda bana baktığını gördüm. Kafamı ondan başka her yere çevirmiştim. Annemin bana seslenmesiyle kafamı kaldırdım.

"Yarın balo varmış hiç söylemedin bana." Annem bana bakınca bende dudaklarımı büzdüm.

"Gitmeyeceğim ki."

"Neden?" Bora annemden önce davranıp soru sorduğunda bende annemde Boraya bakmaya başladık. Boğazını temizler gibi yapıp konuştu.

"Yani neden ki bütün okul orada olacak."

"Aynen kızım niye gitmiyorsun?"

"Elbise almak için hiç vaktim yoktu. Bende gitmek istemiyorum işte."

"Kızım bugün gidip alsaydın ya."

"Anne canım istemedi. Gitmek istemiyorum gerçekten. Neyse sana iyi geceler Bora." İçeri girip tekrar odama çıktım.

...

Sabah gözlerimi açtığımda biraz yatakta oturup sosyal medya da gezindim. Uzun zamandır post atmadığımı fark edip, önceden çekmiş olduğum fotoğraflarımdan birini seçip post attım.

Üst üste beğeniler yağmaya başladığında telefonu kapatıp komodine bıraktım. Evet kimseyle iletişime kurmayı seven biri değilimdir. Ama sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanıyordum, bu sebeplede baya takipçim vardı.

Banyoya girip günlük rutinimi tekrarladım. Çıktıktan sonra pijamalarımı çıkarıp üzerime gri, pamuklu bir eşofman takımı geçirdim.

Saçlarımı gelişi güzel bir ev topuzu yapıp aşağı indiğimde yine evde kimse yoktu. Annem kafedeydi babamda dünden beri İlyas amcayla balık tutmaya gitmişti. Annem bir tekneyle denize açıldıklarını söylemişti.

Salona geçtiğimde yemek masasının üzerinde gördüğüm koca kutuya baktım. Kapağını açıp baktığımda üzerinde bir not vardı.

Kızım bunu Aysel ablan senin için getirdi. Baloda giymeni istiyor itiraz da kabul etmiyormuş haberin olsun. Akşama hazır ol prensesim...♡

Notu kenara bırakıp elbiseyi elime alıp havaya kaldırdım. O kadar zarif ve güzeldi ki ağzım kulaklarıma varmıştı. Tam benim zevkime göreydi. Aysel ablaya binlerce kez teşekkür etmek istiyordum.

Telefonuma gelen arama ile elbiseyi kutuya bıraktım. Arayan Gülce'ydi.

"Lavin nasılsın birtanem?"

"İyiyim canım sen?"

"Çok iyiyim akşam için hazırlıkları yapıyorum. Heyecanlıyım." Gerçektende heyecanı sesinden bile belli oluyordu. Gülümsedim kendi kendime.

"İyi bakalım. Ama çok özenmene gerek yok bence. Her halinle mükemmelsin." Gülce'nin ekran başında sırıttığını buradan bile hissedebiliyorum.

"Teşekkür ederim güzelim sende öylesin. Eee ne giyiyorsun aşırı merak ettim."

"Sürpriz olsun." Dedim meraklanması için. Öylede olmuştu çok fazla ısrar edip en sonunda pes etmişti ve akşam görüşmek üzere telefonları kapatmıştık.

Hemen mutfağa geçip kendime sandviç yaptım. Televizyon karşında oturup kahvaltı ettikten sonra. Telefonuma düşen bildirimlere bakmak için instagrama girdim. Gelen beğeni ve yorumlar arasında Bora'nın ki gözüme çarpmıştı.

Yorum yapmıştı.

"Çirkinsin senin yerinde olsam paylaşmam."

Resmen boş bir yorum nasıl atabilirim kafasındaydı. Göz devirip telefonu kapattım. Biraz daha televizyon karşında zaman geçirdikten sonra odama çıkıp hazırlanmaya başladım.

Kısa bir duş ardından saçlarımı kuruttum dalgalandırıp açık bıraktım. Çok hafif ama şık olduğunu düşündüğüm bir makyaj yapıp elbisemi giydim. Kutunun içinde daha yeni fark ettiğim ayakkabıları da ayağıma geçirip, boydan aynamın karşısına geçtim. Elbiseyi giydiğimde detayları daha çok ortaya çıkmıştı. Askılı midi boydu ve derin bir bacak dekoltesine sahipti. Saten olması onu daha da şık ve parlak gösteriyordu. Dirseklerime kadar olan tül eldiveni de takıp son kez kendime baktım.

Baya iyiydi.

(Elbiseye düşmek mi?)

Heyecanla odamdan çıktım. Annem eve yeni girmişti. Kabanını çıkarıp vestiyere astıktan sonra geldiğimi fark edip bana döndü. Ağzı açık kalmıştı. Gözleri dolu dolu bana baktığı sırada heyecandan titriyordum.

"Allah'ım bu ne güzellik." Annem bana sıkı sıkı sarıldığında bende ona sarıldım.

"Cidden olmuş mu?"

"Hemde nasıl. Bu da soru mu yani?"
Dediği şeyle gülmeye başladım.

"Babam nerde onunda beni görmesini istiyorum."

"Merak etme birazdan burada olur. Seni kendi bırakmak istiyormuş. Kıskanç işte kızıma bulaşmayın imajı verecekmiş."

Annem lafını bitirir bitirmez kapı çaldı.

"İyi insan lafın üstüne gelirmiş." Diyip kapıya açtım. Babam kafasını kaldırıp bana baktığında pekte memnun görünmüyordu. Sabır çeke çeke içeri girmişti.

"Baba olmamış niye böyle yaptın şimdi?" Dudaklarımı büzdüm.

"Kızım Allah aşkına bu güzellikle ben seni nasıl gidip oraya bırakayım ya?" Dediği şeyle tüm ciddiyet bozulmuştu annemle kahkaha atmaya başlamıştık. Ama sanırım babam baya ciddiydi. Sinirli sinirli bir anneme bir bana bakıyordu.

"Ya Erdem Allah aşkına ne diyorsun?" Annem kahkahalar arasında babamın omzuna hafifçe vurdu.

"Hanımefendi ben şaka yapmıyorum. Komik değil. Benim minik kızım neden başka erkekler tarafından beğeniliyor ki?"

"Ay karnım ağrıdı."
Annem gülmeye devam edince babam gözlerini devirdi. Bende sıkıca boynuna sarıldım.

"Benim hayatımdaki tek erkek sensin. Prensim benim."
Geri çekildiğimde ciddiyeti gitmişti. Gülümseyerek bana dışarıyı işaret etti.

"Prensesimi Baloya bıraksam iyi olacak." Çıkacağımız sırada annem omzuma vestiyerden çıkardığı şalı bıraktı. Yanaklarını öpüp babamla birlikte evden çıktık.

...

Babam beni balonun olacağı yere bırakıp gitti. Etraf baya kalabalıktı. Heyecandan ölmek üzereydim. Kalbim ağzımda atıyordu resmen. Ağır adımlarla salona giriş yaptığımda. Bana öyle geliyordu bilmiyorum ama sanırım herkes bana bakıyordu. Kesinlikle bu ego değildi. Ben olsam bana bende şaşırırım. Okulda sessiz sakin biri olduğum için baloya geleceğimi bile düşünmüyorlardı eminimki. Ben onları yanıltmıştım.

Şuan üzerimde baya iddialı bir elbiseyle koca kalabalığın içine giriyorum. Bu yüzdende dikkat çekiyorum.

Baya normal bir şey di.

Benim gibi biri için.

Gözlerim Gülceleri aradı. En sonunda bir masada hep birlikte oturduklarını gördüm. Yanlarına doğru giderken Özgür bana doğru baktı ve Keremlere beni işaret etti. Hepsi bana doğru döndüğünde heyecandan yerin dibine girmiştim. Masaya ulaştığımda hepsi hayran hayran bana bakıyordu.

Özgür eliyle Daren'in Ağzını kapattığında. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Ağzın açık kalmış bebeğim." Daren Özgür'e öldürücü bakışlarını atarken ben Gülce'yi övmeye başladım.

Üzerinde askılı, zümrüt yeşili, mini saten bir elbise vardı. Baya da iyi taşımıştı.

"Baya güzel görünüyorsun. Çok yakışmış elbisen."
Dediğimde Gülce ayağa kalkıp bana sarıldı.

"Kızım asıl sen kendine bak. Herkesin havası söndü bütün kızlar seni öldürecek gibi bakıyor." Etrafa kısa bir bakış attığımda. Gülce'nin haklı olduğunu fark ettim. Ellerinde olsa hepsi üzerime atlayacaktı.

"Boşversene hadi oturalım." Dediğimde masaya geçtik. Kereme dönüp gülümsedim.

"Bakıyorum da yine suskunsun. Sen beğenmedin mi?"
Dediğimde gözlerime baktı. Gülümsedi.

"Suskun olma sebebim oldun diyelim biz ona." Diyip göz kırptığında yaptığı iltifatı anlamıştım.

"Vayyyyyy" Özgür ellerini bir birine vurup alaycı bir alkış yaptı sonra kollarını birbirine bağlayıp geriye yaslandı.

"Bana bir kere bile böyle bir şey söylemedin yaa." Trip atar gibi konuşmaya başladığında Daren hariç hepimiz gülüyorduk. Yüzüne bile bakmak istemiyordum açıkçası.

"Birtanem ben sana daha güzellerini söylerim sen bana küsme." Kerem cümlesini bitirip, sandalyesini Özgür'e yaklaştırdı.

"Şimdi yandık işte. Tüm gece cilveleşecekler." Gülce dert yanar gibi konuşunca tekrar gülmeye başladık. Tüm gece böyle geçsin diye dua ediyordum.

...

Saatler ilerliyordu. Eğleniyordu herkes. Ben ve Kerem masada oturmuş sohbet ediyorduk, Özgür ve Gülcede çılgınlar gibi dans ediyordu. Daren de hava almak istediğini söyleyip gitmişti. Bir daha da dönmedi.

YAZARIN ANLATIMIYLA

Bora arkadaşlarıyla sohbet ederken. Gözüne Lavin takılmıştı. Bu yüzden de sürekli onu izliyordu.

"Abi sen bizi hiç dinlemiyorsun." Cenk konuşmaya başladığında Bora hemen ona baktı.

"Ne dedin anlamadım."

"Ohoo sen uçmuşsun." Cenk sitemle arkasına yaslandı. Bora'nın baktığı yöne döndüğünde Lavin'i görüp sırıtmaya başladı.

"Ooo yoksa yeni aşk mı?"
Bora sinirle Cenk'e baktı.

"Ne saçmalıyorsun. Ben ve o ne alaka."

"Abi sakin bir şey demedik."

"O zaman düzgün konuş."

"Bende diyecektim ki kardeşim kızı seviyorsa parti eğlenceli olmaz."

Bora anlamaz bakışlarını attığında. Cenk masadan kalktı.

"Sevmediğine göre eğlenmemde bir sakınca yok bence." Göz kırpıp Lavin'in yanına ilerlemeye başladığında, Bora ayaklandı. Ama tek kelime bile edemezdi. Yoksa yanlış düşünceler yayılacaktı. Kendini zor tutuyordu.

Cenk Lavin'in yanında durdu.

"Selam Lavin nasılsın?" Lavin bir süre şaşırsada ayıp olmasın diye karşılık verdi.

"Selam Cenk. İyiyim sen?"

"İyiyim bende. Aslında dans edelim mi diye soracaktım. Sordum bir kaç kişiye ama hepsinin birine sözü var. Anlayacağın yanlız kaldım." Cenk dudaklarını büzdüğünde Lavin kaşlarını çattı. Cenk'in ona dans teklif etmesi biraz tuhaftı.

"Kusura bakma ama şuan istemiyorum."

"Hadi ama kırma beni lütfen." Lavin bir süre düşündü. Sonra Cenki kırmak istemediği için onaylayıp ayağa kalktı. Kerem bir şeyler olduğunu düşünüp gözlerini Lavinden ayırmamıştı.

Cenk Lavinle sahneye doğru yürüyüp. Orkestraya dans müziği açmasını söylemişti.

"Ben ceketimi çıkarıp geliyorum." Cenk gülümseyerek sahneden indiğinde Lavin öylece beklemeye başladı.

Lavin bekledi, bekledi ama Cenk gelmedi. En sonunda sahneden ayrılacağı sırada tüm ışıklar söndü, ve sadece tek bir ışık kaldı. O da sahnede duran Lavin'in üzerindeydi. Eli ayağı bir birine karışmıştı.

LAVİN'İN ANLATIMIYLA

Neler olduğuna anlam vermeye çalışıyordum. Herkesin bana baktığını hissedebiliyordum. Gülme sesleri kulaklarımı doldurmaya başlamıştı.

Sonradan bir şeyler kafama dank etmişti.

Cenk bilerek yapmıştı!

"Hadi güzelim dans et ama." O iğrenç ses kulaklarıma ulaştığında, karnım kasılmaya başladı. Herkes bağırıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Daha fazla dayanamadım. Sakin olmak için derin derin nefesler alıp verdim.

Sahneden ineceğim sırada kolumda bir el hissettim. Kafamı kaldırdığımda karşımda gördüğüm kişi ile, zaman durmuş gibi hissediyordum.

Siyah Maske.

Geçen gece yaşadıklarım gözümün önünden bir bir geçmeye başladı. Kafeye giren kişi oydu.

Daren..

"Sakin ol." Sesi kulaklarıma ulaştığında kendime geldim. Şarkının çalmasıyla Daren eliyle belimi kavradı.

Sanırım bayılacaktım.

"Sadece müziğe odaklan." Kulağıma fısıldadığında bu beni daha çok panikletti. Ama o benim için bu sahneye çıktıysa benimde ona yardım etmem gerekiyordu. Yoksa ikimizde rezil olacaktık.

Derin bir nefes alıp elimi omzuna koydum. Gözlerimizi bir birine kenetleyip şarkının ritmiyle sadece dans etmeye başlamıştık.

Son kısımlara geldiğimizde. Beni etrafımda döndürmeye başladı. Bir anda kendine çekip, belimi arkaya doğru yatırdı. Üzerime doğru eğildiğinde kesinlikle bayılacaktım.

Doktor yokmu? Ambulans çağırın!!!

Müzik durdu. Biz aynı pozisyonda kaldık. Bir anda ışıklar söndü. Tekrar yandığında ise büyük bir alkış koptu salonda. Islıklar, bağırışlar havada uçuştu. Yüzümde küçük bir tebessümle Daren'e baktım. Belimi bırakıp geri çekildiğinde, elbisemi ve saçımı düzeltir gibi yaptım. Gözlerine bakmakta güçlük çekiyordum.

Maskesini çıkarıp sahneden indi, bende hemen arkasından gittim. Keremlerin yanına yaklaştığımızda Gülce ve Özgür kahkaha atıp bize bakıyordu.

Onlara da malzeme çıkmıştı.

"Vay vay vay bu gözler neler gördü." Özgür Dare'nin kendisine attığı bakışlar ile ağzına fermuar çeker gibi yapıp, kıkırdadı.

Gülce koluma girip güldüğü sırada, ne diyeceğimi bilmiyordum.

Daren telefonunu masanın üzerinden alıp, cebine attı.

"Ben gidiyorum, geliyormusunuz?"
Sorduğu soruyla Kerem ayaklandı. Özgür ve Gülce de onaylayınca hepimiz toparlanıp salondan çıkış yaptık.

Önümüzde siyah bir jip durduğunda içeriden bir vale çıkıp Daren'e anahtarları uzatmıştı.

Kerem ön koltuğa, Daren şoför koltuğuna geçti. Gülce ve Özgür de arkaya oturunca bende yanlarına binecektim ki bileğimde hissettiğim sızıyla kafamı çevirdim.

Bora baya sinirli bir şekilde bana bakıyordu.

"Bıraksana Bora." Bilegimi çekmeye çalıştıkça daha da sıkmaya başladı.

"Sen benimle geliyorsun." Arkasından sürüklemeye başladığı sırada, Daren arabadan inip hızla yanımıza geldi.

Bileğimi Bora'nın elinden kurtarıp, beni yanına çektiğinde ifadesiz bir şekilde bir ona bir Bora'ya bakıyordum.

"Bir daha bu kıza dokunursan." Daren sözünü tamamlamadan Bora araya girdi.

"Sen kendini ne zannediyorsun?"

"Bunun bir önemi olduğunu sanmıyorum. Sen sadece söz dinle ve bir daha bu kıza dokunma."

Elimi tutup arabaya doğru yürüdü. Öylece kalmıştım.

Bu ne demek oluyordu şimdi?

Arabanın önünde durduğumuzda, Bora Daren'in karşısına geçti.

"Eceline mi susadın?" Daren alaycı bir sırıtış yerleştirdi yüzüne. Bu Bora'nın zoruna gitmiş olacaktı ki Daren'e yumruk attı.

Ben geri geri çekilip, şok içinde ellerime ağzımı kapattım

Daren'in artık sabrı kalmamıştı, belliydi. Üzerini düzeltip kendini toparladıktan sonra Bora'ya kafa attı.

Birden kargaşa büyüdü. Bora'nın arkadaşları da kavgaya girince, Kerem ve Özgür de indi arabadan.

Kavga etmeye başladıkları sırada ben sadece köşede beni duymalarını bekliyordum.

"Durun lütfen yeter artık!"

Sanki dinleyeceklerde.

En sonunda Bora yere düştü. Tam kalkıp Daren'e vuracakken ortalarına geçtim.

"YETER!" Sesim baya yüksek çıkmıştı. Kerem ve Özgür de nefes nefese kalmış bir şekilde kavgayı sonlandırdılar.

"Defol git buradan Bora!"
Dediğim şeyle Bora'nın yüzü bembeyaz olmuştu. Kısa bir süre öylece yüzüme baktı sonra tek kelime bile etmeden herkesi ite ite aralarından geçti. Gözden kaybolduğunda, gözlerimi kapatıp derin bir nefes verdim.

Daren'e sinirli sinirli baktım. Yüzü gözü kan içindeydi. Gözlerini benden kaçırıp arabasına bindiğinde Özgürlerde arkasından gitti. Sinirden yerimde duramıyordum bu yüzdende onlara hiç bir şey demeden önüme gelen ilk taksiye binip eve gittim.

...

Bölüm Sonu...

Herkese tekrardan merhaba canlarım..

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz, nasıl buldunuz?

En sevdiğiniz sahne hangisiydi?

Son sahnede kimden taraftınız?

Oy ve yorum atmayı unutmayın güzellerimmm.

Yeni bölüm 50 oy ve 50 yorumdan sonra gelecektir bilginize.

Hepinizi çok seviyorum çok çok öpücük.

Not: ig grubuna katılmak isteyenler beni takip edebilir.

♡♡♡♡





המשך קריאה

You'll Also Like

1.1K 81 5
"lekelerin onalar doğuştanmı" o yabancının gözleri beyaz lekelerimdeydi
9.6K 394 19
Hepimizin hayatta bazı seçimleri vardır bu seçimler bazen bize doğru yolu gösterirken bazende hayatımızı alt üst edebilir. Peki Vera Kutayın hayatınd...
869K 38.8K 20
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
1.6K 401 18
Maria,maria işte.... . . Kitabın yazarı Emine Şenlikoğlu'nun izni dairesinde yazılmıştır. İzin alınmadan paylaşılması yasaktır. . . . . . . . Uzun uğ...