Ertesi gün ne olduğunu merak ediyorsanız size şöyle anlatayım.
Ben elim karnımda yere diz çökmüş bir şekilde haykırarak gülüyordum. Zar zor telefonumu elime alıp Denizin fotoğrafını çektim.
Fotoğrafa baktıkça daha çok gülmeye başlıyordum. Ama gerçeği karşımda duruyordu. Bunu gördükçe karnıma başka sancılar girmeye devam ediyordu.
"Ama hocam ben bunu yapamam." Dedi deniz kafasındaki maskeyi çıkarırken.
"O zaman dün gelecektiniz deniz paşam şimdi tak o maskeyi kafana repliklerine çalış." Dedi Ela hoca sinirle.
Deniz maskesini takıp konuşmaya başlayınca ben daha çok gülüyordum. Allah kahretsin akşam karnımı çok ağrıtacaktı.
"Hayırdır İnci bakıyorum keyfin çok yerinde sende bu gösterinin bir parçasısın." Dedi bana bakarak susup kafamı eğdim. O şurada gözledim Denize kaydı ve tekrar gülmeye başladım.
Ela hoca gittiğinde Denizin karşısına geçip sesimi kalınlaştırarak şarkı söylemeye başladım.
Yaşasın ırkımız
Çine bedel kırkımız
Söylenir türkümüz
Çağlardan çağlara
Deniz bunu duyunca kurt kostümü ile peşimden koşmaya başladı. Ama kostüm onu yavaşlatıyordu.
Ela hocanın sesi ile yerlerimize geçtik ve provaya başladık.
Deniz (kurt): Tek başına böyle nereye gidiyorsun küçük kız
İnci (kbk): Anneannemin yanına gidiyorum, tavşan yolunun sonundaki sarı renkte bir ev varya onun evi orası, birkaç gündür hastaymış, ona yiyecek bir şeyler götürüyorum.
Deniz (Kurt): Bu kız tamda dişime göre; kurnaz davranırsam ikisini de ele geçiririm
Dedi deniz arkasını dönerek. Sahne biraz ilerledikten sonra en komik yere gelmiştik.
Kırmızı başlıklı kız anneannesinin kapısını çalmış.
Deniz (Kurt): Kim o?
Dedi deniz sesini inceltip konuşurken. Kendimi gülmemek için zor tutuyordum.
İnci (kbk): Benim anneanne kapıyı açar mısın?
Deniz (Kurt): Kapı açık güzel kızım, içeri girebilirsin.
Deniz (Kurt): Güzel kızım buraya kadar yorulup bana yiyecek getirdiğin için teşekkür ederim. Yanıma gel de seni biraz seveyim. Yaklaş kızım. Biraz daha yaklaş.
Dedi deniz kollarını bana doğru uzatıp.
İnci (kbk): Anneanne senin kolların neden bu kadar uzun.
Deniz (Kurt): Seni daha iyi kucaklamak için.
İnci (kbk): Kulakların neden bu kadar büyük peki?
Deniz (Kurt): Seni daha iyi duyabilmek için.
İnci (kbk):Gözlerin neden bu kadar kocaman peki?
Deniz (Kurt): Seni daha iyi görebilmek için.
İnci (kbk):Hımm, dişlerin neden bu kadar sivri peki anneanne?
Deniz (Kurt): Seni daha iyi yiyebilmek için
Dedi ve deniz üstüme atladı ben ise rol gereği çığlık atıyordum. Birden Avcı gelip Denizi üstümden çekmişti o sırada yanaklarımın yandığını hissettim.
Sıcakladım heralde.
Prova bittiğinde ikimizde oturmuş kendimizi yelliyorduk. Deniz bana bakıp gözlerini kaçırıyordu. "Suratımda bir şey mi var?" Dedim ona bakarak.
"Ne hayır." Dedi bana bakmayarak. "O zaman neden bana bakıp gözlerini kaçırıyorsun?" Dedim tekrar soru sorarak.
Tekrar gözlerini kaçırarak konuşmaya başladı. "Şey işte şey elbisenin fermuarı açılmışta." Dedi eli ile burnunu kaşırken.
Endişeyle elimi sırtıma attım. Gerçektende elbisenin fermuarı açıktı. Hızlıca kabine girip elbiseyi çıkarttım ve okul giysilerini giydim.
Ben giyinirsen Denizde üstüne değiştirmişti. Kabinlerden çıktığımızda Ela hoca karşımızda bizi alkışlıyordu.
"Bravooo bravooo gençler gerçekten hiç bu kadar gülmemiştim. Ahhhh uzun zaman sonra iyi geldi. Cezanız bitti. Ama bunun yerine siz ikinize çok önemli bir gösteri vereceğim." Dedi ellerini bağlayarak.
İkimizde Ela hocaya ne dermişçesine baktık.
"Şarkılı bir gösteri olacak. 3 gününüz var kostümleriniz hazır yarın bu saatte buraya gelmeyi unutmayın yoksa sözlünüze sıfır girerim." Dedi eli ile sıfır çizerken.
Deniz bana bakınca ona bakıp göz devirdim. Denizle uğraşmak eğlenceliydi. Ben yürürken arkamdan birisinin koştuğunu gördüm. Arkamı dönüp bakacaktım ki her taraf birden karardı.
Ellerim ile kafamı tuttuğumda tüylü bir şey olduğunu fark ettim. Elim ile tüylü şeyden kurtulduğumda Denizin taktığı kurt kafası olduğunu anladım.
Ben etrafta Denizi ararken Deniz çoktan tüymüştü.
Bizimkilerin yanına gittiğimde Can ve Nida avazlar çıktıkları kadar yüksek sesli kahkaha atıyorlardı.
Neye güldüklerine baktığımda Denizle benim fotoğrafım olduğunu gördüm. Biz prova yaparken çekilmişti. Benim geldiğimi gördüler ve daha çok gülmeye başladılar.
"Lan bu sensin değil mi bu kılık ne altıma işicem şimdi." Dedi Nida gülmekten geberirken.
Can ise gülmekten konuşamıyordu. Sonra kapıya baktı ve daha çok gülmeye başladı. Ardından ulumaya.
Bende kapıya bakınca gülmeye başladım. Masadan tutunarak destek aldım ve denize doğru yürümeye başladım.
"Şimdi sıçtım ağzına Deniz efendiiiii." Dedim peşinden koşarken.
Deniz konuşmaya fırsat bulamadan ayakları götüne değe değe koşmaya başladı.
Biz seninle okulda 10 tur attıktan sonra dinlenmeye karar verdim. "Noldu lan nene yoruldun mu?" Dedi deniz önüme gelip.
"Lan- seni varya- yakalarsam- çok- kötü-olacak." Elim ile göğsümü tutuyordum. "Derin nefes al İnci bir iki bir iki." Dedim kendime.
Cebimdeki telefon titreyince cebimden çıkardım ve bildirimin geldiği uygulamaya girdim.
Instagrama girince kocaman bir kahkaha patlattım. Bir Denize bir telefona bakıyordum. Deniz buna sinir olmuş olacak ki telefonu elimde aşıp kendisi baktı.
"Lan kim paylaştı bunu hangi puşt attı bunu. Gitti karizma Allah belanızı sizin. Bunu atanı yakaladığım an bittin sen." Dedi ve telefonla birlikte yanımdan ayrıldı.
"Lan Deniz telefonum. Telefonumu ver." Beni duymuyordu eli sinirden yumruk olmuştu. Sınıfa girip bağırmaya başladı.
"Kim bu fotoğrafı paylaştı." Dedi sinirle. Eliyle yukarıya doğru tuttuğu telefondaki resme bakmak için herkes yaklaşmıştı. Fotoğrafı gören gülüp geri dönüyordu.
Yanına gidip telefonumu elinden aldım ve omzuna vurdum. "Geçer geçer buda geçer orrrrrrkaaa." Dedim sahte bir sırıtışla.
Ertesi gün okulda elimde şarkı sözlerinin yazıldığı bir kâğıt ile Ela hocaya bakıyordum.
"Şimdi provaya başlayalım. Deniz, İnci üç deyince başlayın. Üç." Hocanın üç demesiyle Denizle şarkı söylemeye başladık.
Şarkı bitince hoca delicesine bizi alkışlıyordu. "Gençler unutmayın ki iki gününüz kaldı. İyice çalışın." Dedi ve ortadan kayboldu.
Denizle birlikte prova odasından çıkıp sınıfa doğru yürümeye başladık. "Neden beni takip ediyorsun?" Dedi yürürken. "Semi neden takip edeyim deli misin?" Dedim ona karşılık.
Sınıfa vardığımızda sırama geçip kafamı çantama gömdüm. Böylelikle okul bitimine kadar uyumuşum ve bir Allah'ın kulu da beni uyandırmamış.
Gösteri yaklaşmıştı. Sadece bir gün kalmıştı. Bugün ise hareketlerle birlikte şarkıyı söylüyorduk. Deniz ile birlikte oyun yapmak çok zordu.
"Lan düzgün yap şu hareketi. Öyle değil. Kolunu bana doğru uzatacaksın. Sonra eğileceksin. Bende elini tutacağım ve beni kendine doğru çekeceksin." Anladın mı 8GB?"
Suratıma boş boş baktı ve kafasını salladı. Ben kendi hareketlerimi yaptıktan sonra Denize doğru döndüm. Deniz kendini bana döndürüp önce sağa gidip selam verdi sonra sola dönüp selam verdi. En son ise ortada durup eğilerek tam bir selam verdi.
Ayağa kalkıp bir elini arkasına bir elini bana uzatıp suratıma baktı. Ben ise aynı şekilde selam verip ortada durdum. Daha sonra uzattığı eli tuttum. Elini tutunca Deniz beni kendine doğru çekti. Ama çekmesi gerekenden daha fazla çekti ve suratı suratıma çok yakındı.
Böyle olacağını tahmin etmemiştim. Bunu oda beklemiyordu ki gözleri kocaman olmuştu. Birden kendimi ondan uzaklaştırdım ve boğazımı temizledim.
"Baştan alalım." Dedim denize bakmadan. "Peki." Dedi aynı şekilde suratıma bakmadan.
Ve sonunda gösteri günü gelmişti. Perde arkasında heyecandan volta atıyordum. Elbisemin orasını burasını çekiştirip duruyordum. Kendimi çok rahatsız hissediyordum. Aynanın karşısına geçip kendime baktım. Yan dönüp yandan nasıl durduğuna bakıyordum.
Saçımı başımı düzeltip derin derin nefes alıyordum. Elimi kalbimin üzerine koyup nefes akışımı düzeltmeye çalıştım. "O kadar mı heyecanlısın?" Diye bir ses duydum.
Aynadan kim olduğuna baktım. Deniz ellerini cebine koymuş bana bakıyordu. "Sen değil misin?" Diye sordum.
Cevap vermeden omuz silkti. Yanıma yaklaşıl aynanın önüne geçti. Kendine bakarken saçını düzeltti. "Senin bir fotoğrafını çekebilir miyim?" Dedim denize bakarken. "O kadar mı hayransın bana pekala çek bakalım." Dedi ve poz verdi.
Telefonumu çıkarıp fotoğrafı çektim. Telefonu ona çevirip resmî gösterdim. "Nasıl çok güzel çıkmışsın değil mi?" Dedim gülmemi saklamaya çalışırken.
"Bence çok yakışıklısın." Diye ekledim. Bir telefona bir bana bakıyordu. Ağzını açıp konuşacakken Ela hoca sözlerini ağzına tıktı.
"Beş dakikaya başlıyoruz." Dedi ve yanımızdan ayrıldı.
Denizle son hazırlıkları yaptıktan sonra Denize döndüm. Bana bakıyordu. "Ne baktın aslanım." Dedim elimi ona göstererek. "Maymuna benzemişsin. Maymun demişken o fotoğrafın hesabını sonra soracağım sana haberin olsun."
"Aynen kesin he he. Önüne bak başlıyor şimdi."
"Gençler ve genç hissedenler bugün size bir gösterimiz var. İyi seyirler." Dedi Ela hoca ve sahneden ayrıldı.
Deniz sahnenin arkasından dolaşarak karlı kapıya geçti. Elim ile üçe kadar saydım ve aynı anda sahneye çıktık. Herkes alkışlıyordu. Sahnenin ortasına geldiğimizde kulağımda takılı olan mikrofonu düzelttim ve şarkıyı söyleme başladım. Önce melodisi olduğu için sadece ben söylüyordum. Nakarat kuşamı gelince Deniz ile beraber söylemeye başladık.
Al aşkım beni yanına dalmışım sarhoşluğuna
Bir ömrü senle aşalım al uçur beni sonsuza
Kaybetmek varsa ne çıkar aşkta yer yok hiç korkuya
Öyle günler var ki baştan sonu gelmiş
Böyle istenmiş sen yaşamalısın
Ayrılık beter ölümden Tanrı yazmasın
Aşkımı benden kimse ayırmasın
Biz dünyayı çok sevdik ölüm bizden uzak olsun
Aşık olduk yüreklendik kader bizden yana dursun
Hasretliği çektirme Tanrım gözümüz yollarda kalmasın
Ne istersen al götür ama sevda bize aşk bize kalsın
Al canım beni yanına sevgiye çoktan acıktım
Sen miydin kaderden yana işte ben de sana düştüm
Kaybetmek varsa ne çıkar aşkta yer yok hiç korkuya
Öyle günler var ki baştan sonu gelmiş
Böyle istenmiş sen yaşamalısın
Ayrılık beter ölümden Tanrı yazmasın
Aşkımı benden kimse ayırmasın
Biz dünyayı çok sevdik ölüm bizden uzak olsun
Aşık olduk yüreklendik kader bizden yana dursun
Hasretliği çektirme Tanrım gözümüz yollarda kalmasın
Ne istersen al götür ama sevda bize aşk bize kalsın
Deniz hareketini yaptıktan sonra elini bana uzattı uzattığı elini tutmadan önce yüzüne baktım. Gözlerime bakıp hafifçe gülümsedi. Elini tutunca beni kendine doğru çekti ve düşmemek için belimden tuttu. Belimden tutma kısmı yoktu. Kendisi eklemişti ve bu detay daha güzel olmuştu.
Yanaklarımın yandığını hissediyordum. Gösteri bittiğinde Denizin elinden tutup izleyicilere selam verdik.
Soyunma odasına gittiğimizde elbisenin uçlarından tutunca anca yürüyordum. Merdinin olduğu yere gelince yavaş yavaş aşağıya inmiştim taki son basamağı kaçırıncaya kadar. Elbisenin ucuna basmıştım ve aşağıya doğru düşüyordum.
Allahım nolur bir yerim kırılmasın. Lütfen lütfen lütfen.
Ben yere düşmeyi hayal ederken belimde bir el hissettim. Arkamı dönünce o beni tutan prensin yüzünü görürüm demiştim ama onun yerine bir trol suratı görmüştüm.
"Başkasını mı bekliyordun?" Dedi Deniz yüzüme bakarken. Ben konuşmayınca devam etti. "Beni beklemediğin kesin." Dedi. Zemine indiğimizde eli hala belimdeydi ve ben elini hissetmiyordum taki aşağıya bakınca Denizin elini belimde gördüm.
"Hoşt ulan köpek ne bu yakınlık. Hayırdır." Dedim. "İki dakika kül kedisi olmuştun ne kadar güzeldi. Şimdi köy ağasına dönüştün. Heralde saatin doldu. Belimi bırakırken. Ellerim ile elbisemi düzeltirken çığlık sesleri duydum.
"İnciiiiiii. Çok güzeldiiiii bir daha yapsanıza bize özelll." Diyordu Ada hem bağırıp hem koşuyordu.
Hepsi yanımıza geldiğinde bana sarıldılar. "Bravo kız pıtırcıkk." Dedi Can elini omzuma atarken. "Pıtırcık ne be." Dedim ona bakarken. "Orasını boşver ama bişey dicem Giray çok kıskandı sizi." Dedi denizle beni gösterirken.
"Ne alakası var Can ne kıskancam." Dedi Giray yanıma gelirken. "Onu bunu boşverinnn İnci bak ben ne çektim." Dedi Ece yanıma gelip. Telefonundan bir resim gösterdi.
Fotoğraf gerçekten çok güzeldi. "Bana bu fotoğrafı atsana." Dedi sol tarafından bir bir kafa. Yanıma bakınca Deniz olduğunu gördüm. "Ne o her yerden kafan çıkıyor sinek gibi." Dedim denize.
"Keloğlanda ki sinek mi bence o çok yakışıklı." Dedi alaycı bir tavırla. "Bence de tam bir güce body havası veriyor."dedim onu bozmadan. "Hiç de bile bence ben daha çok fuck body havası veriyorum." Dedi Deniz suratıma bakarken. "Hah götüm." Dedim ve önüme döndüm.
Akşam eve gidince çok yorgundum ve hemen uyuya kalmışım. Ardı ardına gelen mesajları bile umursamayacak duruma gelmiştim.
@denizselraax:
Al aşkım beni yanına dalmışım sarhoşluğuna... 🏹