『𝐘𝐚𝐦𝐢 𝐧𝐨 𝐇𝐢𝐤𝐚𝐫𝐢』...

By Ece81194

5.9K 762 2.5K

Y/N Acemi bir dedektiftir. Dedektif Todoroki Shoto ile birlikte çalışmaktadır... More

0.0 | Bedenin Ardında
Karakter Tanıtımı
0.1| Kabullenmek
0.2 | AquaPink
0.3 | İdolün Çağrısı
0.4 | Konser Bileti
0.5 | Bencil İdol
0.6 | Tuhaflık
0.7 | Giriş İçin Bir Adım!
0.8 | Emin Olmak
0.9 | Düğümün Ucu
1.0 | Dabi
1.1 | Sohbet
1.2 | Korku
1.3 | Yumi
1.4 | Uyanış
1.5 | Nefret
1.7 | Ai
1.8 | Hiddetin Tadı
1.9 | Dönüş
2.0 | Sae Yurokawa
Karakter Tanıtımı 2
2.1 | Shoto × Yaoyorozu - Geçmiş
Happy! Birthday!
2.2 | Farkına Varmak
2.3 | Gerçeğin Başlangıcı Part 1: Bir Yeni Adım!
2.4 | Gerçeğin Başlangıcı Part 2 : İki Yeni Adım!
2.5 | Acıtıyor...
2.6 | Hisler
2.7 | Kaygılar
2.8 | Geçmiş Ve Gelecek
2.9 | Hala Kimsenin Bilmediği Bir Dilek
3.0 | Bundan Sonrası
3.1 | Zayıflıklar
3.2 & 3.3 | Seçenekler ve Seçimler
3.4 | Paylaşılan Sırlar
Bölüm değil

1.6 | Gelecek

204 26 110
By Ece81194

Y/N Yurokawa

Büyük bir odadayım. Kimse yok. Ses yok, ışık yok, huzur yok.

Korku hissi ruhumu kaplamış halde.

Siyah bir elbise var üstümde.

Yüzüme vuran ışıkla duraksadım. Gözlerimden yaşlar akarken nerede olduğumu düşünüyorum.

Neden buradayım?

Burası neresi?

Minik adım sesleri duydum. Kendi etrafımda bir tur döndüm. Kimse yok. Hala adım sesleri duyuyorum. Etrafı izliyorum ama kimse yok.

Yalnız olmama rağmen sesler duyuyorum. Anlam vermediğim uğultularla çıkarken arkamdan biri eteğimi tuttu.

"Anne."

Anne?

Ağzım aralık kalmış şaşkınca arkamı döndüm. Bir kız çocuğu...

Düz ve upuzun sarı saçları ve kocaman sarı gözleri var. Karanlığın arasında yayılan ışık ona vuruyordu.

Beyaz elbisesinin içinde, elinde mimik bir mikrofon var. Eteğime daha sıkı tutunuyor. Bacaklarıma sarılırken ince ve titrek sesini duyuyorum.

"Nee-san, annem gelmedi."

Eğilerek yüzünü avuçladım. Minik pembe dudaklarını kemirirken dolu gözlerindeki yaşlar yanağından üzülüp avucuma değiyordu.

Ne demeliydim?

Annesi kimdi?

Ben neredeyim? Bu kız kimdi?

Ağzımı aralıyordum. Ama ne diyeceğimi bilemiyorum. Ve tekrar kapatıyorum.

"Annemi istiyorum!"

Elindeki mikrofonu gözüme çarpmıştı.

Aimi...

Mikrofonun üstünde yazan isim. Aimi?

"Y/N-chan, lütfen... Annemi kurtar. Annemi istiyorum."

Gözlerindeki yaşlar daha hızlı akarken ne diyeceğimi bilemiyordum. Bu kız çok tatlı! Ve ağlamasını istemiyorum.

Onun yaşlarını silip göğsüme kafasını bastırdım. Minik elleri elbisemi sıkıca tutarken elindeki mikrofonu yere düşürdü.

Mikrofonun yere çarpmasıyla çıkan yankı ile afalladım.

Sanki kayboluyor gibi hissediyorum. Soyut olarak değil, yok oluyormuş gibi...

Elini tuttuğum kıza baktım. Sarı gözleri umutla parlarken bana bakıyordu.

"Kurtaracağım, Aimi."

Yavaş yavaş bilincimi kaybederken tek hatırladığım kızın göz yaşları içinde kocaman gülümsemesiydi.

"Sana inanıyorum, teşekkürler Nee-san."

Gözlerimi açtığımda beyaz bir tavanla karşılaştım. Az önce gördüklerim neydi?

Kızın sondaki gülümsemesi kafamın içinde videoymuş gibi başa sarıp duruyordu.

Yanağımdaki ıslaklık ile ağladığımı fark ettim. Doğrulmaya çalıştığımda abim ve Todoroki'nin karşı koltukta uyuya kaldığını gördüm.

Aynı zamanda arkalarındaki pencereden karın yağdığını fark ettim. Gözlerimde minik bir ışık parlarken duyduğum sesle sağa döndüm.

"Günaydın, Y/N chan."

Tekerlekli sandalyede oturan Midoriya'yı görmemle şaşırdım. Uyanmış mıydı?

Elinde çizim defteri vardı. Ona gülümserken yeşil gözleriyle bana bakıyordu.

"Günaydın, İzuku-kun."

Arkama yaslanırken abim ve Shoto'yu izledim. İkisi aynı koltukta, yan yana ve uyuyorlardı. Çok komik!

Odanın içi resmen güneş ışığıyla kutsanmıştı. Dışarıda kar yağmasına rağmen içerisi çok aydınlıktı. Ayağa kalkmaya çalıştığımda İzuku beni durdurmuştu.

"Y/N yeni uyandın kendini zorlama."

Sırıtarak elindeki defteri işaret ettim.

"Bunu sen mi söylüyorsun?"

Ağzı aralık kalmış ne yapıcağını bilemiyor gibiydi. Elimle çenesinin altından yukarı doğru baskı uyguladım. Ağzı kapanırken sırıttım.

"Ben iyi olacağım. Şuan olduğu gibi!"

Yavaşça ayağa kalktım. Kapıya geldiğimde İzuku'ya döndüm.

"Mochi."

Midoriya meraklı gözlerle sessizce beni izlerken kapının eşiğinden geçtim. Yüzümdeki sırıtmaya ona son kez baktım.

"Umarım Katsuki mochimi hazırlamıştır."

Kapıyı kapatırken İzuku-kun'nun tebessüm ettiğini görmüştüm.

*1 ay sonra*


06.04.2024

JAPONYA-HOSU

Kyouka Jirou

"Her şey hazır mı?"

Ochaco bize bakarken gülümsedim. Elimdeki mavi mikrofonu havada salladım.

"Hazır kaptan!"

Shinsou kucağındaki kediyi seviyordu. Momo saçının üstünden düzleştirici ile geçerken bende şarkı pratiği yapıyordum.

Ochaco hepimize teker teker göz gezdirdi ve hayal kırıklığıyla gözlerini kıstı.

"Aynen hepiniz hazırmışsınız."

Alayla söylediği cümleye güldüm.

Momo ayağa kalkıp yanıma geldi. Aynanın önünde kendine bakarken ona sırıttım.

"Oi, Yuki!"

Shinsou'nun kucağındaki kedi bana dönüp mırladı. Shinsou kaşlarını çatmıştı.

"Onu adı Yuki değil."

Omuz silktikten sonra elimdeki mikrofonla kafasına vurdum.

"Ben Yuki diyeceğim."

Göz devirip kedinin boynunu kaşıdı.

Bir ay sonra ilk kez sahne alacaktım. Mini bir konser verilecekti. Tam konser sayılmazdı. Sunuculuğunu Rui Hikari'nin, yönetmenlikte Asai Haru'nun olduğu TV şovuna katılacaktık.

Rui özel olarak benden rica etmiş ve Ochaco-chan'a e posta ile davet göndermişti. Momo'nun işine gelmişti, yeniden medyada gözükmek istiyorum. O yüzden katılmayı kabul etmiştim. Ama Shinsou reddetti. Uraraka-san onun da katılacağını söyledi. Şuan bile inatlaşıyorlar.

"Çoktan haber verdim bile!"

"Bana ne!? KA. TIL. MA. YA. CA. ĞIM!"

"Hitoshi, yapsan ölür müsün? En fazla yarım saat sürecek."

Yaoyorozu iç çekerek Shinsou'a kızmıştı.

Yuki'ye sarılırken yorgun gözlerle yere baktım. İçimdeki buruklukla dudaklarımı araladım.

"Eğer Denki ölmeseydi büyük ihtimalle AquaPinki-"

"Kyouka! Yeter! Her gün bunu yapıyorsun. Eğer Denki ölmeseydi şöyle olacaktı, böyle olurdu... Cidden bu şekilde daha çok acı çekiyorsun."

Shinsou'nun yüzüme vurduğu sözlerle gülümsedim.

Evet, yapıyorum.

Gülümserken sol gözümden akan yaşı sildim. Sanki az önce hiçbir şey yaşanmamış gibi Yuki'yi havaya kaldırıp odada dolaşmaya başladım.

"Tamam, katılacağım."

Shinsou bıkkınlık mırıldanırken sırıttım.

"Babacık seni mi istiyormuş?"

Yuki miyavlarken onu Shinsou'nun kucağına bıraktım. Shinsou'nun attığı tehditkar bakışları görmezden gelip ona göz kırptım.

Ochaco sonunda rahatlamıştı.

Shinsou kedisiyle ajansın otoparkına ilerledik.

××××××

Arabaya bindiğimizde Shinsou tabletinden haberlere bakıyordu. Makaleler arasında çoğunu atılıyordu. Sadece ilgisini çeken olayları okuyordu. Durduğu habere göz gezdirdim.

_

Datte Atashino Hero serisi devam ediyor!

Serinin mangakası İzuku Midoriya geçen ay komadan uyandı. Verdiği röportajda yazmaya devam ettiğini açıkladı.

DAH'nun animeleşme süreci yeniden başladı. Mangakanın komaya girmesiyle yapım aşaması duraksayan animenin çalışmaları yeniden başladı.

Midoriya, animenin 2025 ilkbaharında ekranlarda olacağını açıkladı.

Datte Atashino Hero mangasına bu cumartesiden itibaren haftalık bölümler geleceğini açıkladı.

"Bir buçuk yıldır uyuyorum, bu süreçte hayal kırıklığına uğrayan insanların yeniden gülümsemesini istiyorum. Kendimi gayet iyi hissediyorum, çizebilecek durumdayım. Karakterlerimi çok özledim, bir an önce onları sizlerle buluşturmak istiyorum."

Diğer haberlere göz atın...

_

"Midoriya çok güçlü biri."

Ağzımdan çıkan sözle Momo ufak bir bakış atıp önüne geri döndü.

Shinsou ensesini kaşırken sadece gülümseyerek 'evet' dedi.

"Hey baksana, gideceğimiz yer nasıl bir program?"

Shinsou'nun meraklı sesiyle gülümsedim. Onu böyle görmek beni sevindiriyordu.

"Çok eğlenceli! Daha önce Denki ile ilk sezonunu bitirdik. Her sonbahar ve kış ayında yeni sezonu başlıyor. Büyük ihtimalle birkaç bölüm daha çekip sezon finali verirler. İlkbahar ortasında sezonu kapatıyorlar."

"Sana formatı sordum."

"İstersen şovdan bir bölümü izleyelim. Daha rahat anlarsın."

Shinsou birkaç saniye sessiz kaldı. Tablette açtığı yeni sekmeyle sırıttım.

"Adı ney?"

"Formatını ve adını bile bilmediğin bir programa mı katılıyorsun?"

Momo'nun attığı lafla gülmemek için yanaklarımı ısırıyorum. Ön koltuktan Ochaco'nun kahkalarını duymamla kendimi sıkmayı bırakmıştım. Gülmekten koltuğu tekmeliyordum.

Momo sanki hiçbir şey dememiş gibi Tweeter hesabını kontrol ediyordu. Shinsou göz devirmişti.

"Sadece şu sikik programın adını söyle."

Kahkalarımın arasından konuşmaya çalıştım ama olmadı.

"O- osh- (gülme sesi) K-ku-kud (gülme sesi!)..."

"Ne diyor bu mal?"

Shinsou yüzünden daha fazla gülmeye başlamıştım. Momo kafama vurup saçlarımı okşarken ince sesiyle dediklerimi çevirdi.

"Oshiete Kudasai."

Shinsou Şovun ilk bölümünü izlemeye başladı. Üçüncü sezonu açmıştı.

Konuk Katsuki Bakugou olunca Shi'nin eğlendiği belliydi. Rui Hikari, muhabirdi. Neşeli ve biraz dobraydı. Tabi ekran karşısında böyleydi. Rolünü iyi yapıyordu. Asıl mesleği oyunculuktu. Denki onunla komşu olduğumuzu çöp indirirken öğrenmiş. Rui çok soğuk ve depresif biri. Öyle olduğunu anlayınca bir süre birbirimizle konuşmamıştık. Denki ile kavga ederlerdi. Yumi için bizi evinde davet etmişti. Bir süre sonra birbirimize alışmıştık. Ekran karşısındaki rolünü oynarken sivri dilli oluyordu. Şakaya vururak yaptığı imalar, acımasız yorumları ama buna rağmen sürekli gülüp sevecen davranıyordu izleyicilere yani. Bu yüzden seviliyor. İlk sezonda muhabir başka biriydi. Program tutulmayıp kapatılacaktı. Yönetmenin Rui'yi yanına almasıyla ikinci sezondan sonra Şovları patlamıştı.

"Hey geldik."

Ochaco'nun arabayı durdurmasıyla Momo rahatlayıp dışarı çıktı. Araba yolculuklarınız sevmiyordu. Ochaco da indiğinde Shinsou'nun omzuna cimcik attım.

"Tamam geliyorum in sen."

İnmeyeceğini biliyordum tableti kapattığımda oflayarak arabadan indi. Peşinden indiğimde Ochaco kağıtları kilitledi.

Otoparktan ayrılıp stüdyoya gelmiştik. Kapıyı açarak içeri girdiğimizde Rui'yi görüdm. Beyaz elbisesini giymişti. Elindeki mikrofonu ayarlarken yönetmenle konuşuyordu.

"Biz geldik. Davetiniz için teşekkür ederim."

Ochaco eğilerek selam verdiğinde yönetmen ve Rui bize döndü. Gözü beni ve diğerlerini bulduğunda sırıttı. Sol eliyle yatay iki işareti yapıp (ayn betimlemem çok iyi) gözüne tuttu, sağ elindeki mikrofonu ağzına yaklaştırdıktan sonra gülümseyerek neşeli sesiyle konuştu.

"HOŞ GELDİNİZ! BLUESKY'İN YILDIZLARI!"

××××

"Muhteşem izleyicilerim, hoş geldiniz!"

Çekim başlamıştı. Rui elindeki mikrofonla konuşmaya başladı. Sürekli gülümsüyordu, çok tatlıydı.

Bazen oyuncu yerine idol olmalı diye düşünmeden edemiyordum.

"Benden söylememi istediniz ve bende size söylüyorum."

Kameramanla uyumlu bir şekilde bize doğru döndü. Işıklar artarken Shinsou'nun gözlerini kısmamak için kendini sıktığını fark ettim.

Rui cebinden çıkardığı Light stickleri sol eliyle tutarken salladı. Yeşil, Lila ve mavi. Tamam bunu beklemiyordum.

"Programın yedinci sezon 12. Bölümü, bugün sizlere gökyüzünün minik yıldızlarını ifşalayacağım!"

Elindeki çubukları sallamaya devam etti. Birkaç adım geriye gidip gülümsedi. Elindeki mikrofonu avucunda çevirirken sırıttı.

"Yıldızların hepsi eşit parlamaz... Benim favorim gözümde en çok parlayandır."

Bunu dedikten sonra göz kırpıp mikrofonu ağzına götürdü.

Yıldızların hepsi eşit parlamaz. Bunu çok iyi biliyorum.

Elindeki yeşil çubuğu havaya kaldırıp döndürdü.

"Tabi ki benim yıldızım... Sizsiniz!"

Rui kendi söylediği şeye gülerken Shinsou göz devirdi. Denki daha önce Yumi'ye grubumdaki favori üyeyi sormuştu. Aynı soruyu Rui'ye sorduğunda 'sır' demişti. Beni söylemesini beklemiyorum tabi. Ama yeşil çubuğu sallayınca Hitoshi diyecek diye düşünmüştüm. Sanırım Shinsou da öyle düşünmüştü ki şuan göz devirdi. Shinsou'nun kulağına fısıldadım.

"Üzüldün mü sen?"

"Kes sesini."

Rui çubukları renklere göre bize verdi.

Gülümseyerek bize baktı ve kameraya döndü.

"Bugün ki konumuz, Ai!" (ai yazmak istedim.)

Aşk?

Shinsou'nun yüzü kasılırken Momo şaşırmıştı ama kendini tutuyordu. Sadece gülümsemekle yeltendim.

Rui bize eğilirken mikrofonu üçümüze uzattı.

"Oshiete Kudasai minik yıldızlar, Ai sizin için ne demek?"

°
°
°
Yaklaşık yarım saattir çekimdeydik. Rui alışkan olduğundan mı ne hiç sıkılmış, yorulmuş gözükmüyordu.

Daha önceki röportajlarda aşk hakkında sorular almıştık. Ochaco mümkün olduğunca skandal çıkartmamızı istemiyordu.

Rui mikrofonu Momo'ya uzattı.

"Oshiete Kudasai, Yamomo-chan! Daha önce hiç sevgilin oldu mu?"

Momo ne demeliydi bilemiyor gibiydi. Sadece sessizliğe bürünmüş elindeki Lila çubuğu sallıyordu. Ochaco-chan'a baktığımda meraklı gözlerle bizi izliyordu. Endişeli olduğunu fark etmiştim. Yönetmen Haru ona 'herşey yolunda olucak' der gibi elini Ochaco'nun omzuna koymuş bizi izliyordu.

"Nee Yamomo-chan susacak mısın?"

Yamomo Rui'ye gülümsedi. Programın konsepti belliydi. İyice kavraması için Shinsou'nun bölümleri izlemesini söylemiştim. Oshiete Kudasai, Söyle bize... İzleyicilerin verdiği ankete göre misafir çağrılır ve seçilen konu üzerinden onlarla konuşulurdu. Rui çoğunlukla ifşa almaya çalışıyordu. Kimse kimin davet edileceğini, davet edilenler ne konuşulacağını bilemezdi. Momo aşk hakkında konuşmayı beklemiyordu. Daha önceki röportajlarda hep bir şekilde soruları savuşturmuştu. Ama sırıtan Rui'ye baktığımda bu sefer kolay olmayacağını anladım.

"Evet, evet oldu."

Shinsou ile ağzımız açık Momo'nun yüzüne baktık. Ochaco'nun gözleri 'lütfen sus' der gibi bakıyordu. Rui de birkaç saniye afallamıştı.

Bekle lütfen! Ciddi misin!?

"Ha? Sonunda! Yamomo-chan aşk hayatını açıklıyor! Peki Yamomo-chan nasıl bir ilişkiydi?"

"Aslında çok uzun değildi. Altı ay falan sürdü."

U-uzun değil?

"Woo baya iyi. Çocuk yakışıklı mıydı?"

Rui iyice Momo'nun yanına girmişti. Meraklı gözlerle cevap beklerken mikrofonu Momo'ya uzattı.

Momo kızarmıştı. "Tanıdığım en saf ve naif insandı."

"Ooo büyük itiraflar. Yamomo-chan peki hala o beyefendi ile görüşüyor musunuz?"

"Uzun zaman sonra onu ilk görüşüm bir ay önceydi. İlişkimiz ben idol olmadan önce başlamıştı. Ayrıldıktan sonra kendimi çok eksik hissettim. Hak etmediğim sözler duymuştum ve bu beni çok kırdı. Ne yapıcağımı şaşırmıştım... Ailem üstüme baskı yapıyorlardı. Artık dayanamıyordum. İntihar etmeyi düşünürken Ochaco-chan'la tanıştım."

Hepimizin gözleri Momo'nun üstünde toplanmıştı. Rui ciddi bir şekilde onu dinliyordu. Ochaco sanki yaşananları biliyormuş gibiydi, burukça gülümsüyordu. Momo dolan gözünü sildi.

"Ochaco'nun verdiği ışık çok farklıydı. İlk defa kendi istiğimle yapmak istediğim bir işe kalkıştım. Ailemle kavga bile etmiştim. Beni varisleri yapmak istiyorlardı bunun için yetiştirilmiştim sonuçta. Ama Ochaco bana çok iyi baktı. Şimdi buradayım. Kendi başıma yaşıyorum. Ama sorun değil, ben çok mutluyum."

Bize dönerek ellerimizi tuttu. Shinsou kızarmıştı, bende utanıyordum. Kameranın görebileceği şekilde tuttuğu ellerimizi havaya kaldırdı. Rui'ye gülümsedi.

"Ben idol olduğum için çok mutluyum. BlueSky da arkadaşlarımla olduğum için çok mutluyum. Uraraka sayesinde... O ilişki benim için aşk değildi. İdol olma hikayemin başlangıcıydı. O yüzden ona minnettarım. Benimle olup sonra terk ettiği için... Bu benim idol olma hikayem!"

Shinsou ile Momo'ya gülümsedik.

Rui tatmin olmuşçasına gülümsedi. Karşımıza geçip mikrofonu kendisine çevirdi.

"Bize söylediğiniz için minnettarım!"

Ardından ellerini kalp yapıp üçümüzün içine gireceği şekilde havaya kaldırdı. Kamera bunları çekerken biz büyülenmiş gözlerle Rui'ye bakıyorduk. Tebessüm ederek dudaklarını araladı.

"Lütfen idol olmaya devam edin, minik yıldızlar."

Üçümüz aynı anda gülümseyerek yanıtladık.

"""Hai!"""

"Kestik!"

Rui elini ve mikrofonu indirdi. Haru alkışlayarak yanımıza gelirken Ochaco üçümüze birden sarılmıştı. Haru elini Rui'nin omzuna koydu.

"Hepiniz harikaydınız."

Ochaco dolan gözlerini sildi. Haru'ya döndüğünde Rui dudaklarını araladı.

"Yamomo-chan şey yanlış anlama lütfen ama söylediklerin gerçek miydi?"

Eğer bir fan olsaydım bunların yalan olmasını istemezdim. İlk defa duyuyorum. Bir fanmış gibi hissediyorum.

"Gerçekti."

Momo ve Rui karşılıklı birbirlerine gülümsediler. Benim anlamadığım şey ise...

Bir ay dedi. Biz bir aydır neredeyse hep beraberdik. Kimi görmüştü ki?

"Anladım."

Rui mırıldandıktan sonra Haru konuşmaya başlamıştı.

"Geldiğiniz için teşekkür ederiz. Bu akşam sizi evimde ağırlamak isterim."

Uraraka bize döndüğünde hepimiz onayladık. Shinsou elindeki yeşil çubuğa bakıyordu. Momo asistanın uzattığı suyu içerken Ochaco-chan'a döndüm.

"Ben elbette gelirim ama birkaç saat sonra katılsam? İşim var."

Uraraka sorun değil dedikten sonra Rui yanıma geldi. Ochaco zaten ne işim olduğunu biliyordu. Shinsou gözlerini Rui'ye dikmişti.

"Kyouka gitmeden önce programın sonuna minik bir konser koyacağız demiştim. Şarkıyı söyler misin?"

"Ah, tabi!"

Set yeniden düzenlenirken Rui yanımızdan ayrıldı. Makyajı yeniden yenilenirken Shinsou ile koltuğa oturduk.

"Oi, Shi."

"Bana böyle seslenme."

"Peki, Oi Hitoş."

"Hitoş ne be!?"

Shinsou'nun söylediği şeyle gülmeye başladım. Birkaç saniye bana bakmış sonra önüne dönmüştü. Bu çocukla uğraşmayı seviyordum.

"Oshiete Kudasai, Hitoş-chan!"

Söylediğim şeye anırarak güldüğümde Rui'nin bize göz ucuyla baktığını gördüm.

Shinsou kafama vurarak beni susturmaya çalışıyordu. Momo gülümseyerek yanıma geldi. Uraraka da peşinden geliyordu. Momo kafasını eğmiş bana bakmaya başladı ardından sesini duymuştum.

"Kyouka neye gülüyorsun?"

Bir anda gülmemi durdurdum. Cebimdeki mavi mikrofonu çıkardım. Kapalı olduğu için yankı yapmazdı, mikrofonu kendime çevirdim. Ayağa kalkıp gülümseyerek Rui'yi taklit ettim.

"Oshiete Kudasai, Hitoş-chan!"

Rui burada Hitoshi demişti ama onu gıcık etmek için böyle diyordum.

Momo kahkahalara boğulurken Uraraka sadece gülümsemişti.

Setteki bazı kişiler bize bakıyordu.

Shinsou Ochaco'ya bizi susturmasını söylemişti.

"Üzgünüm ama çok komik. Sadece kendimi tutuyorum. Ajansa geri dönünce iki saat buna güleceğim."

Uraraka'nın lafı ile zafer işareti yaptım.
Shinsou kaşlarını çatmıştı. Momo hala gülmeye devam ediyordu. Nefeslerimi yenilerken Rui'nin kahkahasını duymuştum. Bize bakıp gülüyordu. Onun rol yapmadığını biliyordum. Gerçekten gülüyordu. Momo'yu kendime çekip kulağına fısıldadım.

"Shinsou'a bak."

Momo gülmesini kısmış Shinsou'a baktı. İkimizde aynı anda birbirimize dönüp sırıttık.

Shinsou Rui'yi izliyordu. Rui gözündeki yaşı silip özür diledi. Yanındaki 'çocuk sorun değil' diyerek makyajı yapmaya devam etti.

Shinsou hala Rui'yi izlerken biz çoktan Momo'yla kafamızda düğün planları yapmaya başlamıştık.

"Bence villa da yapalım."

"Ne villası, kubbede yapalım!"

Momo söylediğimle gözleri parladı. Uraraka Haru ile konuşuyordu. Kubbe lafından sonra Shinsou sonunda bize dönmüştü.

"Ne kubbesi?"

Elimi ağzıma götürüp Shinsou'nun duyabileceği bir tonda Momo'ya fısıldadım.

"Bak nasıl hemen döndü."

Aynı şekilde Momo'da bana fısıldadı.

"Medya ayağa kalkacak."

"Ne konuşuyorsunuz?"

Shinsou artık kaşlarını çatmıştı.

Ellerimizi ağzımızdan çektik. Momo ile sırıtarak aynı anda söyledik.

"Düğünü."

Shinsou afallamıştı.

"Kubbe de düğün mü? Kimin?"

Momo'dan önce davranıp kolumu Shinsou'nun omuzuna attım. Sırıtarak dudaklarımı araladım.

"İyi fikir değil mi?"

Shinsou gerçekten boş gözlerle bakıyordu. Ensesini kaşırken "Sanırım." diye mırıldandı.

"Tabi iyi olacak. Ben buldum sonuçta."

Ben kendimle övünürken Shinsou yeniden kimin düğünü diye sordu. Momo'ya söylemesini işaret ettim.

Parlayan gözlerle işaret parmağını Shinsou'nun burnuna bastırdı.

"Hikari ve senin düğünün."

Sanırım Hikari dediği içindi birkaç saniye boş gözlerle bize baktı.

"Hikari-chan! Başlıyoruz."

Rui yanıma gelip gitmemizi söylediğinde gülümseyerek ilerledim. Arkama baktığımda Shinsou olayı çakmış olacak ki yüzü kıpkırmızı olmuştu. Momo onun fotoğrafını çekerken sırıttım. Daha sonra o fotoğrafa bakıp deli gibi anırabilirdim. Şuan daha önemli bir işim vardı. Mavi mikrofonu avcumun içinde döndürüp kavradım. Bu harekete bayılıyorum.

Işıklar sadece benim üstüme vurduğunda arka planda enstrümantal müzik çalmaya başlamıştı.

İşte benim sıramdı.

(o kadar yazdım atlamayın ve şarkıyı açıp sözleri okuyun. Eğer sayfayı çevirince gidiyorsa indirip okuyunn)

(Kyouka🎤)

Na-na-na-na, na-na, na
Na-na-na-na, na-na, na

Na-na-na-na na-na
Na-na-na-na na-na

Na-na-na-na, na-na, na
Na-na-na-na, na-na, na

Na-na-na-na na-na
Na-na-na-na na-na

I guess I just lost my husband
~Sanırım az önce kocamı kaybettim

I don't know where he went
~Nereye gittiğini bilmiyorum

So I'm gonna drink my money
~Bu yüzden paramı içeceğim

I'm not gonna pay his rent (Nope)
~Kirasını ödemeyeceğim (Hayır)

I got a brand new attitude
~Yepyeni bir tavrım var

And I'm gonna wear it tonight
~Ve bu gece giyeceğim

I wanna get in trouble
~Başım belaya girsin istiyorum

I wanna start a fight
~Kavga başlatmak istiyorum

Na-na-na-na, na-na, na
Na-na-na-na, na-na, na

I wanna start a fight
~Kavga başlatmak istiyorum

Na-na-na-na, na-na, na
Na-na-na-na, na-na, na

I wanna start a fight!
~Kavga başlatmak istiyorum!

So, so what?
~Ne olmuş yani?

I'm still a rock star
~Ben hala bir rock yıldızıyım

I got my rock moves
~Rock hareketlerim var

And I don't need you
~Ve sana ihtiyacım yok

And guess what?
~Ve tahmin et ne oldu?

I'm having more fun
~Ben daha çok eğleniyorum

And now that we're done
~Ve şimdi işimiz bitti

I'm gonna show you tonight
~Bu gece sana göstereceğim

I'm alright
~Ben iyiyim

I'm just fine
~Ben sadece iyiyim

And you're a tool
~Ve sen bir araçsın

So, so what?
~Ne olmuş yani?

I am a rock star
~Ben bir rock yıldızıyım

I got my rock moves
~Rock hareketlerim var

And I don't want you tonight
~Ve bu gece seni istemiyorum

Uh, check my flow, uh
~Uh, akışımı kontrol et, uh

The waiter just took my table
~Garson az önce masamı aldı

And gave it to Jessica Simps, shit
~Ve Jessica Simps'e verdim, kahretsin

I guess I'll go sit with drum boy
~Sanırım gidip davulcu çocukla oturacağım

At least he'll know how to hit (Oops)
~En azından nasıl vurulacağını bilecek (Oops)

What if this song's on the radio?
~Ya bu şarkı radyoda çıkarsa?

Then somebody's gonna die
~O zaman biri ölecek

I wanna get in trouble
~Başım belaya girsin istiyorum

My ex will start a fight
~Eski sevgilim kavga çıkaracak

Na-na-na-na, na-na, na
Na-na-na-na, na-na, na

He's gonna start a fight
~Bir kavga başlatacak

Na-na-na-na, na-na, na
Na-na-na-na, na-na, na

We're all gonna get in a fight
~Hepimiz kavga edeceğiz

So, so what?
~Ne olmuş yani?

I'm still a rock star
~Ben hala bir rock yıldızıyım

I got my rock moves
~Rock hareketlerim var

And I don't need you
~Ve sana ihtiyacım yok

And guess what?
~Ve tahmin et ne oldu?

I'm having more fun
~Ben daha çok eğleniyorum

And now that we're done
~Ve şimdi işimiz bitti

I'm gonna show you tonight
~Bu gece sana göstereceğim

I'm alright
~Ben iyiyim

I'm just fine
~Ben sadece iyiyim

And you're a tool
~Ve sen bir araçsın

So, so what?
~Ne olmuş yani?

I am a rock star
~Ben bir rock yıldızıyım

I got my rock moves
~Rock hareketlerim var

And I don't want you tonight
~Ve bu gece seni istemiyorum

You weren't there
~Sen orada değildin

You never were
~Sen hiç olmadın

You want it all
~Hepsini istiyorsun

But that's not fair
~Ama bu adil değil

I gave you life
~Sana hayat verdim

I gave my all
~Her şeyimi verdim

You weren't there
~Sen orada değildin

You let me fall
~Düşmeme izin verdin

So, so what?
~Ne olmuş yani?

I'm still a rock star
~Ben hala bir rock yıldızıyım

I got my rock moves
~Rock hareketlerim var

And I don't need you
~Ve sana ihtiyacım yok

And guess what?
~Ve tahmin et ne oldu?

I'm having more fun
~Ben daha çok eğleniyorum

And now that we're done (We're done)
~Ve şimdi işimiz bitti (Bittik)

I'm gonna show you tonight
~Bu gece sana göstereceğim

I'm alright (I'm alright)
~Ben iyiyim (iyiyim)

I'm just fine (I'm just fine)
~Ben sadece iyiyim (Ben sadece iyiyim)

And you're a tool
~Ve sen bir araçsın

So, so what?
~Ne olmuş yani?

I am a rock star
~Ben bir rock yıldızıyım

I got my rock moves
~Rock hareketlerim var

And I don't want you tonight (I don't want you tonight)
~Ve bu gece seni istemiyorum (Seni bu gece istemiyorum)

No no, no no
~Hayır, hayır, hayır, hayır

I don't want you tonight
~Bu gece seni istemiyorum

You weren't there
~Sen orada değildin

I'm gonna show you tonight (I'm gonna show you tonight)
~Sana bu gece göstereceğim (Bu gece sana göstereceğim)

I'm alright (I'm alright)
~Ben iyiyim (iyiyim)

I'm just fine
~Ben sadece iyiyim

And you're a tool
~Ve sen bir araçsın

So, so what?
~Ne olmuş yani?

I am a rock star
~Ben bir rock yıldızıyım

I got my rock moves
~Rock hareketlerim var

And I don't want you tonight (I don't want you tonight)
~Ve bu gece seni istemiyorum (Seni bu gece istemiyorum)

woo-hoo
Woo-hoo

Ba-da-da-da, da-da
Ba-da-da-da, da-da

×××××××

Saat 18.35'ti. Karşımdaki binaya adımı attım. Giriş kata geldiğimde yolunu ezberlediğim odaya çıktım. Y/N kapıda beni görünce gülümsemişti. Aynı şekilde ona gülümsediğimde yanına varmıştım bile.

"Hala konuşturamadık. Büyük ihtimalle birisi onu tuttu. Bu yüzden senin konuşmanı istedim. Denki'nin ölümünden sorumlu olduğu için Todoroki belki konuşmak iyi gelir dedi. Her türlü onunla yüzleşmek istediğini düşündük."

"Sorun değil Y/N. Ben hazırım."

Y/N kafasını onaylar anlamda salladı.

Anahtarla kapıyı açtı. Arka odaya geçmişti, camdan Todoroki ile izleyeceğini söyledi. Eğer bir olay olursa anında müdahile edeceklerini biliyordum.

Önümdeki demir kapıyı ittirdim. Ağırdı. Bu odaya bir ay önce gelmiştim. Denki'nin katili olarak suçladığımı düşünmüştüm. Şimdi birkaç adım atıp kafamı kaldıracağım, gerçek katil o sandalyede oturuyor olacak.

Derin bir nefes alıp verdim. Karnıma yasladığım elimi indirip minik adımlar atmaya başladım.

Bir... İki... Üç... Dört... Ve beş...

Kafamı kaldırdığımda sarı saçlı bir kız vardı. Çok genç değildi. Belki benden birkaç yaş küçüktü?

Yüzümde korkunç bir sırıtma belirdi. Yüzümü eğip koyulaşan gözlerimle beraber bir kahkaha attım. Kız kafasını yumduğu masadan kaldırıp bana bakınca içimdeki nefret ve öfkenin alevlendiğini hissettim.

"Orası rahat mı bari?"

Kızın sarı gözlerine bakarken gözlerimi kısıp ekledim,

"Toga Himiko."

×××××

BBBBBİİİİİİİİTTTTTTTTİİİİİİİİİİ!!!

(×××) bunun altındaki kısımları saymayın 45 sayfa oldu! Bir an 70 sayfa yazacağım sandım ahahaj

O kadar çok söyleyeceğim şey var kii

Her şeyden önce umarım bölüm hak ettiği değeri görür. Umarım sevmiş ve zevkle okumuşsunuzdur.

Bölümde kitabın final bölümden spoiler var. Teori üretin bakalım!
(ip ucu ilk sayfa)

Datte Atashino Hero serisi devam ediyor!

Şimdi ben iki gün önce buraya kadar yazmıştım. Manga adı koymam gerekiyordu o yüzden bölümü yarım bıraktım fikir gelmeyince daha yazmadım.

Dün dedimki bari Rui'nin programına isim bulayım. Rui'nin ilk geldiği bölümden beri programa isim arıyorum.

Bugün bölümü bitirmek istedim. Yazarken arkada datta atashi hero şarkısı çaldı. Bilmeyenler için ikincisi sezon Ending şarkısı sonra bunun adını koydum.

Her neyse sonra şu sikik programın adı ne denilen sahne orada yine durdum mal gibi baktım ekrana. Shinsou bana küfrediyor bende çeviriye girdim birkaç şey yazdım. İngilizce Japonca baktım karışık. Ve program konusunu bile bilmiyordum. Belirlemedim daha.

Sonra Oshiete Kudasai koydum. Çevirilerde bir de bana sor ya da anlat bana diye çevirenler var ben Söyle bize anlamında kullandım.

Her neyse

Bence artık herkesin anladığını düşünüyorum, Momo'nun bahsettiği kişi Shoto.

Momo bu şekil idol oldu fln

Aranızda o sahnede ağlayan varmış ben cidden ağlamadım.

Ağlanacak sahne mi tartışılır gerçi

Birkaç bölüm öncesinden Jiro'nun bu şarkıyı söyleyeceğini kurguladım.

ABİ Aİ COVER MUHTEŞEM BİR ŞEY YA!

Bundan sonraki bölümlerde ai cover şarkı koymayı düşünüyorum.

Ben de ai cover denemeleri yapıyorum. Eğer becerirsem YouTube kanalıma yükleyeceğim. Kanalı başta anime op mixleri için açmıştım ama sadece dört edit var.

Gelelim son sahne!

Ben kitabın ilk 13 bölümüne kadar katili belirlemedim. Öyle yazıyorum felan. Sonra aklıma gelen fikirle kurguya el attım. Hatırlıyor musunuz Kyouka Denki'nin gitarında çift kesik bulmuştu. Aynısı Midoriya'nın yüzünde var. Bir nevi Toga'nın imzası.
Toga'yı süikastçi olarak planladım. Denki'nin ölümünden sorumlu ama katil hala kim bulamadılar.

Hayır piç değilim.

Bu arada bu kesik olayında kimse teori üretemedi. Alındım :|

Şimid sorulara gelelim.

(yorumlarda teori gelmezse toga sizi pıçaklarmış)

Bir ay içinde neler olmuş olabilir?

AquaPink mi BlueSky mı?

(aynen çok mantıklı soru biliyorum sadece merak ettim)

BlueSky'a alıştınız mı?

Rui Hikari hakkında fikirleriniz var mı?

Momo ve Kyouka'nın Shinsou'yu Rui ile şiplemeleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Gerçekten shipi yazmamı ister misiniz?

Kitaba haziranda başladım. Daha okul kapanmamıştı. 20 bölüme bitiririm dedim. Denki'nin katili bulununca bitiririm diye düşündüm. Ama bu fikirden vaz geçtim. Kitabı biraz daha uzatıcam en geç kasımda biter. Bokunu çıkartmıcam. En fazla 35 bölüm olur zaten. Boku çıkarda fark etmezsem söylersiniz.

Düşünce, teori, istek fikir?

Babay!

Continue Reading

You'll Also Like

9.3K 1.4K 22
zehra, eskisi gibi hande'nin kolları arasında güvende hissetmek istiyordu. ama artık o huzur dolu anların yerini kaygılar almıştı.
172K 9.3K 60
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
98K 5.1K 62
"Komşum ünlü bir futbolcu. Fazla yakışıklı ve bunun da fazlasıyla farkında. Üstelik inatçı keçinin teki, tam anlamıyla gıcık ve çekilmez biri. Başta...
113K 6.2K 33
civciv: sarma mı yaptin gercekten __ #galatasaray 'da 1. 01.08.24 #barışalper 1. #yunusakgün 1. #millitakımlar 1. __ başlama tarihi 19.08.23 bitirm...