Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18]

By melikey897yldz

577K 11.7K 1.7K

"Soyun" Sessizce yatakta oturmaya devam ettim. "Sana soyun dedim, duymadınmı?" Sakin bir şekilde söylemeye de... More

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9. Hoş Geldin 18 !
10. Uzak Dur Benden...
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
22.
23.
24.
25.
26.
27.
28.
29.
30.
31.
32.
33.
34.
35.
36.
38.
39.
40.

37.

3.9K 128 13
By melikey897yldz


Aklım almıyor. Aklım alsa fikrim yetmiyor. Nasıl? Olabilirmi? Cihanlarda ölebilir mi?

Oturduğum koltuktan kalktığımda karşımdaki televizyon çoktan başka haberlere geçmişti bile. Elim ayağım titremeye başlamıştı bile.

"Nasıl?"

Yok... Olamazdı. Cihan şuan ölemezdi. Ona ihtiyacımın en çok olduğu zamanda onu benden alamazdı. Şuan gidemezdi. Ona her şeyden çok ihtiyacım vardı.

"Hayır"

Hâlâ başka birilerinin olması umudu ile yanıp tutuşuyordum. Bencilceydi belki, ama şuan bencil olmam gerekiyorsa, evet olabilirdim. Aklım ve kalbim o kadar aynı doğrultudaydı ki.

"Olamaz... Olamamalı..."

Kafayı yiyor gibi beş dakika da bir kafamı kaşıyordum. Neden bu kadar sakindim? Şoktamıydım? Bir anda ayağa kalktım,  anlık bir hışımla kapıya yönelerek hiç umrumda olmayan güçlü yağmur damlalarına ve çıplak ayaklarıma rağmen, kapıyı açtığımda kapatmayı bile unutarak kendimi evden dışarıya attığımda karşı eve doğru hızlı adımlarla ilerledim.

"Olamaz, olmamalı..."

Demir kapıyı açarak bahçelerine sızdım.

"OLAMAZ!"

Büyük meşe kapının önüne geçtiğimde bir alacaklı misali iki yumruğumla güçlü bir şekilde vurdum. Tüm gücümle abandığım kapının kilitleri bir çan misali çalıyordu.

"CİHAAAN!!"

Her vuruşumda çıkan güçlü kapı sesi, yağmurun hüzünlü ritmiyle garip bir dizi sahnesi yaşatıyordu bana.

"CİHAAAN! AÇ ŞU KAPIYI!"

Saniyelerdir vurduğum kapıdan hiç bir yaşam belirtisi yoktu. Kimse bakmıyordu kapıya.

"YAPAMAZSIN!..."

Sanırım zar zor tuttuğum göz yaşlarım çoktan akmaya başlamıştı. Sesimde evladını kaybeden bir annenin acı haykırışı saklıydı.

"YAPAMAZSIN CİHAN!..."

Vurduğum yumruklarımı son kez güçlüce kapının üstünde durdurdum. Kafamı sertçe kapıya vurarak yumrukların arasına yerleştirdim.

"Bu gerçek değil, olamaz... Ölemez."

Kendi fısıltılarımı yağmurda bir tek ben duyabiliyordum. Arkamı dönerek kapıya yaslandım, yavaşça aşşağı süzülerek kapının önüne çağresizce oturdum.

"YAPAMAZSIN CİHAN! Hakkın yok, buna hakkın yok. Sana bu kadar güveniyorken, sana bu kadar inanıyorken... Sana... Bu kadar âşıkken... Nasıl ölebilirsin?"

Gözlerimi sıkıca yumduğumda sırılsıklam olmuş saçlarım akan damlalar ve kirpiklerimde ki elmaslar çeneme yuvarlanıp uçtular. Titrememin şimdi başka bir nedeni vardı. Üşüyordum. Çenem üst dişlerime çarparak bir çıtırtı sesi yaratıyordu.

Gözlerim acı içinde tekrar açıldığında ayağa kalktım. Arkamdaki eve son kez uzunca bakarak eve doğru ilerledim.

"Bu iş burada bitemez..."

Odamdayım.
Gözlerimi yavaşça aralıyorum.
Bu benim dolabım.
Bu benim yatağım.
Evet odamdayım.
Ama kapı aralık,
Kimdi aralıktan beni izleyen adam?
Neden tek gözü ile beni izliyordu?
Tanıyormuydum onu?
Gözlerini görebiliyorum,
Bu gözleri nerede olsa tanırım.
Geceden daha kara o gözleri mezarımda bile hissedebilirim.
Kalbim yine aynı reaksiyonu gösteriyor.
Neden o gözler kalbime böyle bir suikast yaşatıyor?
Bu gözler ne kadar güçlü?
Neler yaşatıyordu bana tek bakışı?
Vücudumu süzen gözleri ne kadar güçlüydü kalbimde.
Beni ne zaman bu kadar çekmişti kendinde?
Nasıl bu kadar esir düşmüştüm ben ona?
Nasıl da âşık olmuştum bir anda?
O hiç bir şey yapmadan tutuktum bir çift gözlere,
Bu muydu aşk dedikleri?
Sanmam,
Bu aşktan çok öte...
Çok...
Sonsuz bir duyguydu...

***

Cihandan bir haftadır haber alamıyordum. Araştırmadığım site kalmamıştı bu olayı. Ama ne adları ne de bir cenaze töreni yazıyordu. Hiç bir bilgi yoktu. Günlerdir adam gibi bir şey yememiş, hatta ara ara psikolojik olarak sık sık kusmalara yaşıyordum. Göz altlarım mordan siyaha geçiş yapıyordu yavaş yavaş. Annem ise bu halimi gördükçe ağlamaklı olup, sorduğu sorulara hiç bir yanıt alamadan odamı terk etmekle kalıyordu. Ben bile bu kadar ileri gidebileceğimi düşünmemiştim ama olmuyordu. Aşamıyordum bu olayı. Cihan, ben ona çok alışmışken bu şekilde benden kopamazdı. Bunu tekrar tekrar hatırladıkça boş ve sessiz odada inleyerek ağlamaya başladım. Sanki bütün eşyalar boş odayı dolduran acı sesime alışık gibiydi. Yatağımda cenim pozisyonuna çekilirken gözlerim ilk yaşların temelini atıyordu. Canım yanarcasına elimi bağrıma bastım,öyleydi de. Canımdan can gitmişti sanki, etimi canlı canlı paramparça edip kalbime ulaşmaya çalışıyordu sanki bu acı. Nasıl durdurucaktım bu hızlı kalp çarpıntısını, ağlarken nefesimi yutuyordum.

"C..ihan..."

Gözlerimin gördüğü tek şey, gündüz olmasına rağmen hâlâ zifiri karanlığa gömülen odamdı. Gözlerim benden bağımsız doluyor benden bağımsız ağlıyor ve yine benden bağımsız kapanıyordu. Arada bir durmadan cama bakarak, milyonda bir de olsa küçücük bir umuta sarılıyordum.

"Çiçek Egeli adına bir kargo"

Yinemi? Bu sefer tüm gelmiş geçmiş köpüren sinirim ile ayağa kalkıp merdivenlerden aşşağı inmem bir olmuştu. Kargocunun elinden aldığım beyaz gül buketini yere atarak ayaklarımla ezdim. Bir yandan sinirle gülüyordum. Annem ve kargocu önce birbirine sonra mahçupça bana bakıyorlardı. Bu hafta aldığım 9. Buketti.

"O Allahın cezasına söyle, eğer tek bir buket daha göndermeye kalkarsa..."

Bunları söylerken işaret parmağımı, kargocuyu tembihler gibi, yüzüne sallıyordum.

"Bu çiçeklerin hepsini tekeer teker onun gö-..."

Anneme bir bakış atarak yutkundum ve ve parmağımı indirerek kapının arkasına geçtim. Annemi de kapının önünden men ederek sadece kafamı araya soktum ve kargocuyla yarım kalan konuşmamı o şekilde devam ettirdim.

"Münasip yerlerinin zarar görmesini istemiyorsa..." gözlerimi kocaman açarak imalı imalı kafamı eydim bu cümleyi sarf ederken.

"Bir daha seni bu evin sağındaa solundaa görmeyeceğim, tamam mı!?"

Korkudan dilini yutmuş gibi gözüken kargocu sadece hızlıca kafasını 'tamam' der gibi sallamakla yetindi ve çantasını koluna takarak süratle evden uzaklaştı. Kapıyı sertçe kapatarak arkamı döndüm ve derin bir nefes verdim.

"Şey belki bir konuşmayı denesen bir daha gönderme-"

"Sakın! Sakın anne. Bana o adamla buluşmamı söyleme, hatta ima bile etme. Çünkü asla böyle bir şey olmayacak"

Merdivenlerden tekrar yukarıya yavaş yavaş çıkarken bütün olanlara tanık olan annem daha fazla içindekileri tutamamıştı.

"Kızım! Tamam ısrar etmiyorum da bu adam sana 9. çiçeği gönderdiyse 10.'yuda gönderir. Bunun karın ağrısı başka, git bir konuş bakalım, belki hallolur."

Olduğum basamakta durdum ve eğilerek oturdum. Sol dizime koyduğum sol dirseğimin parmakları şakaklarımdaydı. Sinirlendikçe başım ağrıyordu.

" Bak kızım, "diyerek merdivene yaklaştı.

"Bana anlatamadığın ve ya canın yandığı bir durum varsa... tamam anlarım. Ama bana hiç bir şey anlatmıyorsun ki, sana bu şekilde nasıl yardım edebilirim? Bu zamana kadar hep ana-kız birbirimize destek olmadık mı? Babanla ayrılık sürecine girdiğimizde sen benim yanımdaydın, hatırlıyormusun?  Senin sayende biz tekrar bir aradayız ve tekrar bir aileyiz. Belki farkında değilsin ama sen benim için, bizim için çok şey yaptın. Ama kendini hep unuttun, içine attın. Küçükkende çok içine kapanıktın, ama son bir kaç yıldır bu durumu aştın diye düşünmüştüm... "

Uzun konuşması yüreğimi ve dilimi suskun bırakırken devam etti.

"Ne sıkıntın var, içini huzursuz eden ne bilmiyorum ama ben senin çok güçlü bir çocuk olduğunu hatırlıyorum. Ve hâlâ da güçlüsün, güçlü bir kadın olmayı benden öğrendiğini söylerdin hep... Bana bunu kanıtlayabilirmisin?"

Gözlerine denkleştirdiğim gözlerimi hiç kırpmadan baktım. Kafamı bir kez sallayarak gülümsedim. Daha sonra hiç düşünmeden kalktım ve annemin yumuşak vücudunu kollarımla sardım. Başımı omzuna koyarak kokusunu içime çektim.

" İyiki varsın anne... " fısıltılı sözlerim titrek çıkmıştı boğazımdan.

"Sende kızım..."

____________________________________


Continue Reading

You'll Also Like

424K 27.6K 25
17 yıl önce bir kötülük yapıldı, bu kötülük herkesin ruhunda unutulmayacak yaralar bıraktı. Yara alanlar, asıl yaralıya yeni yaralar açmayı umursama...
697K 31.2K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
41.7K 1.6K 17
Gerçek ailem kurgusu ama bu sefer ki farklı kızımız evli ve hamile. (Bazı yerlerde +18 vardır ayrıca Küfür, argo vardır.) Cringe'den ve klişelerden u...
54K 2.1K 18
Mirzah Arslan 3 yıldır aşık olduğu kızı yanına almak isterse ne olur? Mirzah Arslan ❤️ Gizay Çetin Not: -Arkadaşlar bu kitap benim kendi yazdığım k...