28.

6K 159 31
                                    


-28-

Baş ağrısı ile yavaşça gözlerimi araladım. Sol elimi kaldırarak başımı sıkıca ovaladım.

"Ahh başım"

Gözlerim üstünde olduğum yatağa kaydı. Büyük gri yorganlı yatak odanın tam ortasındaydı. İşlemeli duvarlar ve antika eşyaların olduğu bir odadaydım. Duvarda fotoğraflar asılıydı. Kitaplı bir raf ve rafta bir kaç kupa vardı. Köşede ise bir kaç madalya duruyordu. Burası neresiydi? En son yaşadığım olay belirdi zihnimde. Ayağa kalkarak etrafımı incelemeye başladım. Çerçeveli bir resimde babası olduğunu düşündüğüm bir adam ve çocuk vardı.

Duyduğum kapı sesiyle irkilerek arkamı döndüm. Kapıyı beni kaçıran adamlardan biri açtı.

"Çiçek hanım, efendi sizi bekliyor, lütfen buyrun" diyerek elini kapıya doğru açtı.

"Kim bu efendiniz?!" dedim sinirle.

"Haluk Toraman" dediğinde tugayın babası olduğunu anlamıştım. Beni yine tekrar kaçırtmıştı. Peki bu sefer beni neden kaçırtmıştı? Kimdi bunlar? Evcilik oynar gibi adam kaçırıyorlardı.

Duyduğum isimle beraber odadan çıkarak hızla koridora geçtim. Adamsa yolu tarif ediyordu. Büyük ve geniş bir evdi.

Sonunda bir kapının önünde durduk. Büyük siyah bir kapıydı. Adam bir kaç saniye durdu ve kapıya bir kaç kez tıklattı. İçeriden hiç bir ses duymamasına rağmen kapıyı yavaşça açtı.

"Efendim, çiçek hanım." diyerek beklediği kapı önünden bana işaret etti.

Yavaş adımlarla içeriye girdim. Büyük bir masa, aynı ciddi yüz ifadesi ve klasik hayvan postu.

"Gel" dedi yüzüklü parmaklarıyla koltuğu işaret ederken.

Sinirliydim ve hâlâ geçmemişti.

"Bakın haluk bey, benden ne istediğinizi bilmiyorum ama beni böyle kafanıza göre ka-"

"Benim oğlumu kim öldürdü!?"

Gür sesi, bağırdığı için bütün odada yankılanmıştı. Sesi o kadar gür ve ciddiydi ki şaşkınlıktan bir kaç saniye sessizce beklemiştim. Yüzüne şaşgınca bakarak güldüm. Şuan da ciddi miydi? Cihan ölüyordu ve o hâlâ oğlumu kim öldürdü diye beni mi kaçırtıyordu?

"Senden bu sorunun cevabını istiyorum!"

Gözlerim hafifçe açılırken yüzüne daha da sinirle baktım.

"Sizin oğlunuz o gece bana taciz etti!" dedim gözümden bir yaş süzülürken. O ise kaşlarını çattı ve inkar eder gibi bir ifade oluşturdu yüzünde.

"Yalan! Benim oğlum böyle bir şey yapm-"

"Ama yaptı!" ikinci göz yaşımda akmıştı çenemden.

"Dur dememe rağmen, yalvarmama rağmen yaptı!" hıçkırarak ağlamaya başladığımda kayış benden kopmuştu. Karşımdaki adamsa aynı şekilde kabullenememenin etkisiyle ağlayacak gibi oluyordu. Sinirleri bozulmuştu ve oğlunun yerine utanıp yere kısa bir bakış atmıştı.

Ayağa kalktı ve ağır adımlarla karşıma geçti. İç cebinden çıkardığı özel "T" işlemeli bezi uzattı. Önce bir kaç saniye yaşlı gözlerimle, gözlerine baksamda, sonra uzanarak elindeki bezi aldım.

"Şimdi beni iyi dinle" dedi tekrar yere bakarak. Derin bir konuşma yapacağını düşünerek pür dikkat onu dinledim.

"Ben senden, ölmüş oğlum adına özür dilerim. Böyle olsun istemezdim..."

 Ç𝗂𝖿𝗍𝗅𝗂𝗄 [+18] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin