Nurhayat ' tan...
Sarıçitos'tan Oğuz'un iyi ve evde olduğuyla ilgili mesajı alınca rahat bir nefes almıştım. Benim yüzümden buralara düşsün istemezdim sonuçta hele ki saçma bir oyun yüzünden.
Şu an Hamza amcalara yakalanmadan Gökay'ı görmek için bekliyordum çünkü ne için ta buralara Gökay'ı görmek için geldiğimi sorarlarsa verecek bir cevabım yoktu.
Komiserden bir beş dakikacık olsun görüşme izni koparabilmiştim ne diyecektim ne konuşacaktım bilmiyordum ama onu görmek istiyordum.
Temiz çamaşır atlet falan lazım mıydı diye sorarsın Nuro.
Mahkumlarin umududur çift camlardan ses gelmiyor. Bu şarkıyı size armağan ediyorum.
Seniha ve saçma abartmaları. Sanki çocuk hapishanelere düştü.
Nezharethaneye düşen oraya da düşer kardeşim.
Düşmez ya.
Düşmez dimi ?
Düşmesin.
Sonunda tüm her şeyi ayarladığımda Gökay'ın yanına gitmek için yanıma bir polis memuru almış yürüyordum.
Kalbim büyük bir heyecanla atarken Gökay'ı deli gibi merak ettiğimden sanki adımlarım beni ileri doğru götürmüyor gibi geliyordu.
Polis memuru beni nezarathanenin önüne bırakıp biraz geri çekilerek köşedeki masalardan birine oturdu.
Birkaç adım daha attığımda Gökay'ı gördüm. Tam karşımda nezharethanedeki bankın üstünde öylece oturuyordu. Beni görünce bir süre baktı fakat oturduğu yerden bile kalkmadı.
Koşarak nezharethanenin demirine tutundum ve heyecanla konuştum.
" Gökay, iyi misin ? "
Ruhsuz bir şekilde bakıp yavaş adımlarla önüme kadar geldi.
" Neden geldin Nurhayat? "
" Seni merak ettim. İyisin değil mi ? "
" Beni mi merak ettin ? Neden ? Sevgilinle gezmelerini bölüp ta buralara beni görmeye gelmene ne gerek vardı? İstemiyorum git hadi. "
Sert ve bir o kadar da hissiz bakışlarıyla, söyledikleriyle adeta ne yapacağımı şaşırmış bir şekilde ellerimi iki yana düşürdüm.
" Gökay bak lütfen böyle yapma. "
" Nurhayat gider misin buradan hemen şimdi ! "
" Neden bana böyle davranıyorsun? Sorun sevgilim olması mı ? Hiç bir zaman olamayacağımızı söyleyen sendin şimdi sanki beni kıskanıyormuş gibi yapmayı bırak ve inan şu an bunların hiçbiri önemli değil tek umursadığım şey iyi olman. "
" Sorun sevgilin olduğu halde koştur koştur buraya gelmen. " dedi tane tane ve her harfin üzerine bastırarak.
" Gökay seninle bunu tartışmayacağım. Noldu neden buradasın kiminle kavga ettin ? "
" Sanane. Umursama beni Nurhayat. Çık ve git anladın mı? Ben hep kendimi senden uzak kalmaya zorladım. Zorlanıyorum artık görmüyor musun ? Senden uzak kalmak zorunda olmak her geçen gün daha da mahvediyor beni.Yaşayan bir ölüden farkım yok. Lütfen beni rahat bırak. "
Gözlerim dolduğunda sinirle aramızdaki demirlere vurup arkasını döndü.
" Bir çözüm bulmaya çalışırdık ama sen hep kaçmayı seçtin Gökay. Ben sana geldikçe sen beni ittin. Ben hiç yılmadım pes etmedim. Bırakamadım seni vazgeçemedim. Asaf abim mutlu olsun sen mutlu ol siz iyi olun o iyi olsun bu iyi olsun diye senden uzak durmaya çalıştım sonunda ama ben berbat bir duruma geldim. Yoruldum artık anlıyor musun ?"
" Ve gidip o zibidiyi mi kendine dinlenme limanı olarak gördün. Sevmiyorsun bile onu. "
" Evet sevmiyorum ben senden başka hiç kimseyi sevemiyorum ki aptal. Bak şu halime ne olduğunu bile anlamadan kendimi burada buldum çünkü seni deli gibi merak ettim. Özür dilerim Gökay, senin gibi yapıp senden uzak duramadığım için. "
Gözleri ani bir ışıltıyla parlarken demirleri tuttuğum ellerimin üstüne ellerini koydu.
Ay durun sanırım ağlayacağım. Dram dram dram... Aşk aşk aşk...
Güçlü bir şekilde yutkunduğunda gözlerimin içine bakıp konuşmaya başladı.
" Nurhayat senden sakladığım her gün için senden özür diliyorum , söyleyemediğim her gün için senden özür diliyorum ve seni çok seviyorum. "
Gözlerim dolu doluydu zaten ama artık ağlamaya başladım. Gözyaşlarım arasından gülümsedim. Şu anı ölsem tahmin edemezdim herhalde.
Yutkunup gözlerine baktığımda cevap verdim.
" Bende seni çok seviyorum Gökay, seni , gamzelerini ve o aşık olduğum merhametli kalbini. "
Gülümsedi. Aramızdaki tüm buzları yok edercesine sımsıcak gülümsedi. O an aşkımın onda karşılık bulduğunu öğrenmek bunu bizzat duymak içimin içime sığmamasına neden oluyordu.
Arada Asaf abi vardı ikimizin de tek takıldığı şey buydu biliyorduk ama bazı şeylere engel olamazdınız. Sevmeyi durduramazdınız. O da aynı şeyleri düşünüyor olmalıydı ki derin bir nefes alıp konuştu.
" Asaf'tan beni dövmesini isteyeceğim sözümü tutamadım. Bana ne yapsa hakkı var ama şu an için her şeyimi verirdim zaten ben. İsterse öldürsün umrumda bile değil. "
Bende ona planımızdan bahsetmek istedim. Kafasında soru işaretleri kalsın istemiyordum.
" Aslında her şey bunun içindi sizin aranız bozulmasın diye benim Oğuz'la ilişkim varmış gibi gösterdik. Asaf Abinin de bu süreçte Zeynep Abla'ya aşık olmasını sağlayacaktık ama tüm planı yüzüme gözüme bulaştırdım. "
Gökay merakla sordu.
" Zeynep kim ? "
Normal bir hâle döndüğünüze sevinip konuşmaya devam edecekken polis memuru gelip sürenin dolduğunu söyleyerek beni çıkarttı. Daha buraya kimi dövdüğü için girdiğini bile öğrenememiştim ama buraya iyi ki de gelmiştim.
Planları bozmuştum ama olsundu hiç bu kadar mutlu olmamıştım ben.
Her yerde ilanı aşk edildiğini gördüm de sizin konsept olarak nezarethaneye seçmeniz yine de biraz değişik değil mi Nuro ?
Sanki her şey normal oldu da ilanı aşkı değişik kaldı sadece Seniha.
O da doğru.
En kısa zamanda Gökay'ı buradan çıkarmam gerekiyordu. Durduk yere kimseyi dövecek biri değildi muhakkak ki kendini aklayacak nedenleri vardı.
Çıkışa doğru yürürken Hanife Teyzelerin içeri doğru yürüdüğünü görünce ani bir hareketle hızlıca koridor değiştirip tekrar yürümeye başladım.
Babama haber verip ona sordurmali ve onunla beraber buraya gelmeliydim dikkat çekmemek için. Tekrar eve dönmeye karar verip otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Tam bu sırada telefonum çaldı ve arayan tabiki Sarıçitos'tu.
" Efendim Sarıçitoscum ? "
" Naptın Nurhayat öğrenebildin mi kimle kavga etmiş Gökay? "
" Yoo. "
Sırıtarak konuştuğumdan bir tuhaflık hissetmiş olacak ki merakla sordu.
" Kimle kavga ettiğini öğrenemediğin için mi bu kadar mutlusun ? "
" Ay yok ya. Şu an bende bilmiyorum valla Sarıçitoscum. Sen boşver beni. Eve dönene kadar zamanım var. Sen ne yaptın Oğuz'larda onu anlat bakayım. "
" Aman Nurhayat ne yapacağım allasen ? Gittim kontrol ettim geldim işte. Maşallah domuz gibiydi. Şarja takmamis telefonunu kapanmış o yüzden ulaşamamışsın hepsi bu. "
Haince sırıttım.
" Hmm. Pekii eve gittiğinde yalnız mıydı Oğuz? "
" Yoo. Gülnihal Teyze vardı. "
" Ooo tanışılmış bakıyorum anneyle falan. Biraz hızlı gitmiyor musunuz Hazal Hanımcım ? "
Kahkaha attığımda memnuniyetsiz sesler çıkardı.
" Napsaydım Nurhayat. Kadın zorla beni içeri aldı hayır bir de yaprak sarması yapmış kalmasa mıydım ?"
" Tabi canım iyi yapmışsın. Yaprak sarması mühim. "
" E tabi öyle. Gerçi biraz sanırım ucundan beni Oğuz'un kız arkadaşı adayı sandı ama. "
" Aaa çok ayıp. Nasıl öyle sanmış olabilir ki yaa. "
Dalga geçerek konuştuğum da bana aldırmadan devam etti.
" Annesi çok tatlı kadın da yok bu Oğuz mudur uyuz mudur nedir çekilecek çile değil yani. "
" İyi çocuk aslında ya. Hem senden de hoşlanıyor. "
" Hah saçmalama. O kadın cinsiyetindeki herkese yeşil ışık. "
" Yok yok sana kırmızı yanıyor ama böyle aşk kırmızısından. "
" Naptı seni de doldurdu değil mi yalan dolan şeylerle. "
" Niye başka kimi doldurmuş ki?"
" Ay bana da bir hayli yürüdü de camcı olduğunu bilmesem beni sevdiğine inanıcam yani. Sana da aynı şeylerden zırvalamış olabilir. "
" Senin çok güzel bir kız olduğunu ve senden hoşlandığını söyledi dimdirekt valla. "
" Öyle dümdük ? "
" Dümdük. "
" Yüzüne?"
" Yok küçük ayak parmağıma doğru söyledi. "
" Dalga geçmesen ölürsün iki dakika değil mi ? "
" Sen hayırdır niye bu kadar şey ettin ki zaten camcinin teki değil mi ? Nasıl söylediğiyle neden ilgileniyorsun ki Sarıçitosum ? "
" İlgilenmedim ki sordum yani öylesine. "
" Hı hı. "
" Neyse neyse bakiyim aaa annem çağırıyor ben kapatıyorum Nurhayat. Sonra haberlesiriz. "
" Kaç hadi kaç. Görüşürüz. "
Telefon hemencecik kapanınca kendi kendime güldüm. Shipim tutacak gibiydi.
Kestikkkk.
Fikirleriniz önerileriniz varsa alırım canlar.
Tşk.
Oy ve yorumda rica edeceğim :).