2 haftadır ki, Henry evde yoktu, ve oğlumla yalnız kalıyordum. Sıkca arıyor, konuşuyorduk ama çok özlemiştim. Daniel de bazen Henry'i çağırıyordu. Ama iyi ki, sonda geliyor. Saat 12ni geçiyordu. Gelmesini bekliyordum. Emonun attığı çekimlerden videolara bakıyordum. Gittiği günün yarınına çekim olmuştu. Emo Henry'nin boynundakı morlukların kapatılması için 30 dakika kapatıcı yapmalarından video atmıştı. İzimi bıraktığım için içim tam rahattı. Ama internet sitelerinden gördüğüm kamera arkası videolardan da, seks sahnesi olduğu bir çekim yapmışlarmış. Bunun acısı alınıcak tabikide. Bahçeden araba sesi geldiğinde tüm sinirimi unuttum ve özlem duygum tüm vucuduma yayıldı. Evin kapısı açıldığında koltuktan hızlıca kalkıp ona koştum.
-Hen.. öğh - gelen mide bulantımla yönümü değişip katın banyosuna koştum.
-Miray! - hızlıca arkamca geldi.
2 gündür midem bulanıyordu. Doktordan randevu almıştım aklımda yaranan sorular için yarına. Regl dönemim de gecikdiği için hamile olma ihtimalimin olmasını düşünüyorum. Ama bir ihtimal olduğu için Henry'e demeyi düşünmüyordum.
-İyiyim - yüzümü yıkayıp banyodan çıktık. Yüzümü kuruladıktan sonda boynuna sarıldım sıkıca, kalçamdan tutup kucağına kaldırdı. Koala gibi sarıldım. Boynumdan öperek odaya çıkıyordu.
-Çok özledim- kokumu içine çekip öpüyordu. Yatağa uzatıp ayaklarımın arasına girdi. - kadınım. - boynuma yönelip emmeye başladı. Saçlarından tutup çekiştirdim.
-Henry yapma.
- kafasını kaldırıp yüzüme baktı.
-Regl misin? - sonra düşündü - hayır değilsin, zamanı geçip - benden iyi hatırlaması da bir başka komikti. - bir sorun yok demek. - yeniden eğildi boynuma. Kendisini bana bastırıp şehvetle boynumu emiyordu. Ona şimdi demek istemiyordum bir şey, ama içime dolan dürtüyle de yapmak istemiyordum. Bu yüzden geçiştirmem gerek. Aklıma gelen şeyle saçını tutup çekdim. Acıyla inleyip kafasını kaldırdı.
-Sette seks yapmanı var sayıyorum, o yüzden şimdi sana hiç bir şey yok. - üstümden itip kalktım. Pencere önünde durduğumda kahkaha atıp oturur pozisyona geçti.
-Ben sette seks yapmadım güzelim, o sadece sahneydi ve bir şey olmadı bile, bunu film için yalandan yaptığımızı iyi biliyorsun. O yüzden tıpış tıpış kalktığın gibi yeniden altıma yat da zaman kaypetmeyelim, kokunu çok özledim.
-Hayır, ben oğlumla uyumayı düşünüyorum. Göğsüne çekip öpücüklerle uyuttuğun arkadaşınla git yat. - odadan çıkacakken kolumdan tutup kapıya yasladı. Kendisini bana bastırıp sırıtarak konuştu.
-Beni yine delirtmek mi istiyon bebeğim? Benim delirmeyim - kalçamı sıkıp kendisine yasladı - senin kıçının kırılacağı anlamına geliyor. - Bir çırpıda ayaklarımdan tutup sağ omzuna attı beni.
-Ya bırak - kalçamdan sertçe şaplak vurdu. -ahhh..
-Çok konuşuyorsun, ayrıca ben oyuncuyum ve bu benim işim, sen de benim karım olarak kocanla sevişeceksin. - yatağa adımlamaya başladığında ben de onun kalçasına şaplak attım. Yatağa fırlatıp ayaklarım arasına oturdu. - kocaya şaplak hm? - sırıttım. Belimden tutup yüzüstü uzandırdı ve kalçalarımı kaldırıp dizimi yatağa koymamı sağladı. Bir tane şaplak attığında öne doğru düştüm. Belimden tutup engelledi.
-Henryy..- durdurmak istiyordum ama inlermişcesine sesler çıkarıyordum. Kalçalarıma öpücük kondurup yeniden vuruyordu. Telzisten Danielin ağlama sesi geldi. Kurtarıcı oğlum benim.
-Oğlum uyanmış, kurtuldun sanma, seni 2 haftanın özlemiyle sabaha kadar becereceğim - kalçamı ısırıp kalktı. Acı dolu zevkle inleyip ben de kalkıp nasıl durduracağımı düşünerek odadan çıktım. Eğer dersem ve olmazsa üzülür ama. Salona indiğimde kucağında oğluyla oynaya oynaya geldi.
-Biz uyandık annesi. - gidip Danielin yanağına büyük bir öpücük bıraktım.
-Superbaby oğlum benim. - Henry kaşını kaldırıp sırıttı.
-Superman de birazdan yatağınızda olucak superwoman - göz kırptı. Sırıtıp bardağa döktüğüm suyumu içtim. En iyisi kendisiyle konuşmaktı.
-Henry..
-Efendim bebeğim - Danieli oynatıp sevinç çığlıkları atmasına neden oluyordu.
-Bir şey diyecem ama, bak eğer olmazsa sonradan üzülmek yok.
Ciddiyetle yüzüme baktı. Danieli kanepede aramıza koyup sehpadakı oyuncaklardan birini eline verdi. Kendisi de tamamen yakına gelip ben tarafa dönüp oturdu.
-Dinliyorum bebeğim, bir şey mi oldu?
-Bak aşkım, - bir elimle Danielin ayaklarıyla oynuyor, diğerine de kafamı yaslamıştım - ben şey, benim geçen hafta reglim olmadı - ciddiyyetle bana bakıyordu. Yutkunup devam ettim - bir kaç gündü midem bulanıyor ve halsizim. Belkide değildir ama, belkide galiba.. hamileyim.. - sonda kısık sesle söyledim. Öylece bana bakıyordu.
-Ben..yeniden..ba-baba mı olucağım? - gözleri doldu.
-Bak Henry bilmiyorum, yoklatmadım sakin ol tama- sözümü bitirmeden Danieli de kucaklayıp zıplamaya sevinç çığlıkları atmaya başladı.
-Tanrımmm, yeniden baba oluyorum. Oğlum abi oluyorsun. - Daniel de oyun zann edip aynen babası gibi çığlıklar atıyordu. Henry koşar adım bana gelip öpücükleriyle yüzümü turladı. - güzel kadınım, teşekkür ederim. Her şeyim.
-Ama yoklatmadım ben yaaa..
-Bir şey olmaz yarın doktora gideriz.
-Ya olmazsa.. - biraz duruldu.
-Olmazsa oldururuz aşkım, dert etme - göz kırptığında omzuna yumruk attım.
Beni de diğer koluna alıp odamıza çıktı. Gerçekten de superman bir kocam var. Duş alıp yatağa geldiğinde Danielle oynuyordum. Danieli kucağına alıp yatak başlığına yaslandı. Banyoda işlerimi hall edip geri geldim. Daniel babasının çıplak göğsüne kafasını yaslamıştı. Ben de yatak başlığına yaslandım.
-Umarım bu defa kız olur. - eğilip saçlarımdan öptü. Beni de kolunun altına alıp karnımı okşamaya başladı. Ben sadece huzurla gözlerimi kapamıştım. Henry'nin kahkahasına gözlerimi açıp ona baktım. - şuna bak ya - gözleriyle Danieli gösteretiğinde ben de baktım. İkimiz de kahkaha atıyorduk. Daniel Henry'i ben sanıp göğsünün ucunu emiyordu.
-Oğlum, acıktın mı?
-Ne zaman yedi?
-Uyutmadan önce yedirtmiştim. Bu saatlerde uyanmaz pek, galiba seslere uyandı.
-Belki de açtır.
- Daniel'i kucağıma alıp geceliğimin kolunu aşağı çektim. Yerini rahatlatıp emmesini sağladım.
-Aa, bak nasıl emiyor. Acıkmışmış.
-Ehh, ben de emmek istiyorum. - dudağını sarkıtıp bana baktı.
-Ya aşkım, içimden bir dürtüyle bu gece için olmaz dedim. - alt tarafına umutsuzca baktığında sırıttım, sonra bozulmasın diye devam ettim - Yoksa ben de çok özledim. Tabi setteki seksin de vardı. - gözlerimi devirdim. Kıkırtayıp saçlarımı karıştırdı.
-Ama küçüğüm, yapma ya. Sadece kameraya iyi düşsün diye sürtünme oluyor o kadar. Hadi ama - burnuma öpücükler konduruyordu. Daniel artık istmeyecek ki, huysuzlandı. Henry'e verip üstümü düzelttim ve yatağa yattım.
-Bakarız, ver oğlumu. - aramıza koyup sarıldım. Henry de komodininde ki, lambasını kapatıp bize sarıldı. - kötü baba. - sırıtarak saçlarımızdan öpüp daha da kendine çekti.
Sabahın ilk ışıklarında yüzümde hiss ettiğim öpücüklerle uyandım.
-Hadi aşkım, bak burda kim var - Daniel ellerini havada oynatıp gülüyordu babasıyla. Doğrulup alnından öptüm.
-Oxxx, bir tanem.
-Bana yok mu? - Henry dudağını büzerek sordu. Kıkırtayıp ona da uzandım ve alnından öptüm.
- bu iyi oldu. Hadi aşkım, duşunu al biz de kahvaltı hazırlayalım.
Onlar baba oğul konuşa konuşa (!) odadan çıktılar. Kalkıp güzelce duşumu alıp üstüme Henry'nin tişörtlerinden birini geçirip mutfağa indim. Çocuk sandalyesindeki oğlumu kucağıma alıp öpmeye oynamaya başladım.
-Ama Miray napıyorsun ya?
- Henry kaşları çatılı halde bana baktı.
-Napıyorum?
-Saçlarını kurutmadın ama, soğuk olucak.
-Ya şimdi hazırlanmaya çıkarken kuruturum, bir şey olmaz. - yaklaşıp dudaklarına uzandım. Anındaca eğilip öptü. Şirince gülümseyip Danieli emzirmeye başladım. Henry sofrayı hazır edip oturdu, ve bizi izlemeye başladı.
-Sen ye aşkım bekleme
-Hayır, birlikte yeriz. - demesine gülümseyip ayak üste durmaktan da yorulduğum için kucağında oturdum. Kucağında Danieli emzirirken bir eliyle karnımı okşuyor, diğer eliyle o da Danieli tutuyordu. Dudakları da omzumu, boynumu turluyor.
-Henryyyy - kıkırtayarak dedim - huylanıyorum. - son kez öpüp burnunu yaslayıp kokumu içine çekmeye başladı.
- istemiyor musun bebeğim? Tamam o zaman.- Kalkıp Danieli Henry'e verdim ve üstümü düzelttim. Danieli küçük sallanan sandalyesine koyup yerine geçti. Tekerlekli sandalyeyle Kal'ın yatağının yanına gidip onunla oynamaya başladı kendi dilinde konuşarak.
-Kurt gibi acım - yerime geçip yemeye başladım. Kıkırtayıp çay koydu.
-Saat kaça randevu?
-11e. - saate baktım, 09:30.
-O zaman yeyip çıkalım. - kafamla onayladım.
-Henry, arkandaki dolapta çilek reçeli olmalı bir bakar mısın? - kafasıyla onaylayıp kalktı.
-Yok aşkım.
-Yaa, - dudağımı sarkıttım.
-Gelirken alırız.
-Canım çekmişti. - yemeğe devam ettim. - Henry. - mırıltıyla cevapladı - eğer, hamileysem, ve kız değil de oğlan olursa, istemez misin? - masumca yüzüne baktım. Bakışlarını bana kaldırıp kaşlarını çattı. - kürtajdan korkuyorum - dedim bir şey diyememiş.
-Miray, ne diyorsun, ben bebeğime kıyacak birisi miyim sence? Oğlan da olsa olucak, demek ki, oğlumuz olmalıymış. Eğer bir daha hamile kalırsan bir daha da oğlan olursa olsun kızım, hepsi benim bebeğim, benim canımdan. Ben onlara nasıl kıyarım. Bir daha duymamış olayım. Benden böyle bir şey beklemen hiç hoş olmadı. - biraz sinirlenmişti galiba. Ama kız çocuğu olmasını çok istiyordu, o yüzden belki de 2ci oğlan çocuğunu istemez diye düşündüm. Kalkıp yanına gittim ve yanlamasına sarıldım. Elini belim koyup hemen kucağına çekti.
-Özür dilerim, kız çocuğu çok istediğin için sadece sormuştum. Özür dilerim. - yanaklarını öpmeye başladım.
-Tamam.
-Affetdin mi? -kafasıyla onayladı. Alnımdan öptü.
-Hem bir kız çocuğum olmasa bile, bir kızım var- kalçamı sıkmıştı.
- Daddy.. - masumca gülümsedim.
-Yaramaz kızım var. - dudaklarımdan öptü. - hadi hazırlan da çıkalım.
Kucağından kalkıp sofrayı topladık. Henry tabakları makineye dizdi. Danieli alıp odaya çıktım. İlk oğlumu giydirdim güzelce. Yanaklarından öpüp yatağın ortasına bıraktım, her yanına da yastık koyup eline oyuncak verdim. Henry odaya girdi.
-Sen hala saçını kurutmadın mı? - elini beline koyup sinirli bakış attı.
-Hemen hemen - diye masumca gülümseyip fönü çalıştırdım. Saçlarım uzun olduğundan zorluk çektim. Henry fönü elimden alıp kurutmaya başlayınca uslu çocuk gibi oturup bekledim. Kurutduktan sonra koklaya koklaya öptü.
-Hörer misin?
-Hmm, bakalım yapa bilecek miyim.. - saçlarımı eline toplayıp ilk güzelce taradı. Haraketleri o kadar inceydi ki, huylanıyordum. Hiç saçlarıma dokunulmayı sevmezdim. Şimdiye kadar hiç dokundurmamıştım ama, Henry'de işler değişiyor işte. Onun bana dokunmasını çok seviyordum. Çatılı kaşlarla çok önemli bir iş yapırcasına örüp sona çattı. Tokayı uzattığımda alıp bağladı.
-Bak bakalım beğendin mi.. - ayağa kalkıp saçlarıma baktım.
-Sen yaparsın da ben beyenmez miyim. - beline sarılıp dudaklarına öpücük bıraktım. Geri çekildiğinde dudaklarımı yaladım. - biraz daha öpsene - dedim.
-Geç kalıcağız, geldiğimiz zaman istediğinden de çok öperim. - dudağımı sarkıttım.
-Şimdi de öp. - eğilip öpmeye başladı. Anındaca üst dudağını dudaklarım arasına alıp emdim. Canım çekmişti. Danielin sesiyle ona döndük. Bize sinirli bakış atıyordu. Henry yaklaşıp buse kondurduğunda bir daha çığlık attı.
- hangimizi kıskanıyor acaba. - gidip kucağıma alıp yeniden Henry'nin yanına geldim. Henry bana eğilip öpmek isterken Daniel küçücük elleriyle Henry'i ittirip elini benim yüzüme koyup daha da yaklaştı. - beni kıskanıyor yaaa, yerim ben seni. Babadan mı kıskandın beni? - öpücükler kondurmaya başladığımda sevinç çığıkları atıyordu. Henry bir daha eğilip öpmek istedikte yine sinirli çığlık atıp uzaklaştırdı onu. Ağzındaki emziyi eline alıp yanağını dudaklarıma yapıştırdı. Ben kahkaha atarken Henry kollarını göğsünde bağlayıp Daniele eğildi.
-Bak küçük beyefendi. Bu kadın benim, çalamazsın onu benden. Ben de senin babanım, karı koca arasına girilmez. Kaç ayına geldin öğrenemedin mi - şakaca Danieli alıp kaldırıp oynatmaya başladı.
Hazırlanıp evden çıktık. Arabada Henry arka koltukta bebek koltuğuna Danieli oturtdu. Bana kapımı açıp gelmemi bekledi. Hava öpücüyü atıp oturdum. O da yerine geçtikte arabayı çalıştırdı. Ana yola çıktıktan sonra elimi tutup öptü. Danielin yine sesi duyulmuştu. Elimi yavaşca çektim ve arkaya dönüp oğluma öpücükler attım. Keyfi yerine geldiğinde önüme döndüm. Henry'nin bu hoşuna gitmemişti. Hem de temas bağımlısı biri için hiç de iyi değildi. Ama bir şey de diyemiyordu. Elime başımı yaslayıp Danielin ellerimizi görmemesini sağladım ve sağ elimle Henry'nin elini tuttum. Anındaca yüzünde gülümseme yaranmıştı. Eh, iki tane erkekle uğraşıyordum, her ikisini memnun etmem gerekir. Hastaneye çatıp lazımi tahlileri verdikten sonra sonuçları bekliyorduk. Daniel Henry'nin kucağında ben de kafamı ona yaslamıştım.
-Miray Cavill.
İsmimi çağırdıklarında kalkıp odaya girdik.
-Hoş geldiniz.
-Hoş bulduk doktor bey.
Henryle doktorun masasının önündeki karşı karşıya olan koltuklara oturduk.
-Bayan Cavill, tahlil sonuçlarını belli oldu. - sonra yüzümüze bakıp yeniden bana döndü. Yüzündeki gülümsemeyle devam etti - tebrik ederim, 2 haftalık hamilesiniz.
Henry Danielle beraber ayağa kalkıp sevinçten gülüp oğlunu öpücüklere tuttu. Doktor da kıkırtıyordu.
-Hadi geçin, uzanın. - kalkıp sedyeye geçtim ve uzandım. Karnımı açıp doktoru bekledim. Henry eğilip alnımı öptü teşekkürler ede ede. Başımda durup Daniel de kucağında ekrana bakıyordu. Doktor gelip oturdu ve jeli karnıma döküp aletle yaydı. Bir şey diyecekken 'Bir dakika' deyip, bir kaç düğme falan bastı.
-Doktor bey, çocuğum iyi mi? - diye Henry endişeyle sordu.
-Çocuğunuz baya iyi, hatta Bay Cavill, çocuklarınız iyi. - diye sırıtarak bize döndü - Bayan Cavill ikizleriniz olucak.
Ben donup kaldım. 2 çocuk birden yani. Yüzüm aydınlanıp gülmeye başladım. Henry de gülüyordu.
Eğilip saçlarıma öpücükler bırakmaya başladı. Yani 3 çocuk.
-Daniel oğlum, iki kardeş abisi olucaksın. - diye Henry Danieli öpmeye başladı.
Ailemiz bir anda büyük bir gelişme gösterdi.
Kontrolden çıkıp arabaya bindik. Henry daha çok ilgiyle yanaşıyordu artık. Vitaminleri alıp sürücü koltuğuna geçti. Sürmeye başladı.
-E 2 hafta önce öyle bir sertleşmelerden sonra 2 tane çocuğa hamile kalmam normal bence. - kıkırtayıp elimi öptü.
-Demek ki, gitmezden önce seni hamile bıraktım. Kendimle gurur duyuyorum. - dediğinde saçlarını çekiştirdim.
-Aa, Daniel uyumuş. - arkaya bakıp yeniden önüme döndüm. Araba sürüyorken beni kolunun altına alıp öpücükler bırakmaya başladı.
-Ohh be, karımı bile zor öpüyorum arkadaki cadı yüzünden. - yeniden öpmeye başladı. Kıkırtayıp yola bakmasını söylüyordum.
Biraz sürdükten sonra arabayı durdurdu. Hemen geleceğini söyleyip indi. Koşar adım mağazaya girdi ve 10 dakika kadar süreden sonra çıktı.
Arabaya binip kucağıma poşeti bıraktı. Merakla baktığımda çilek reçeli ve başka reçeller de vardı, hemde en sevdiklerim.
-Yaaa, Henryyy..- yüzüne öpücükler bıraktı. Beni kolunun altına alıp evimize sürmeye başladı.
~~~~
Artık ekim ayındaydık. Danielin 1 yaşını kutlamak için küçük parti düzenlemiştik Henry'le. Hamileliğimin 6 ayındaydım. İkiz oldukları için karnım biraz daha büyükdü. Biri oğlan diğeri kızdı.
Sabah uyanıp kahvaltıdan sonra duşa girmiştim. İşlerimi hall edip, havluyu vucuduma sarıp banyoya oturdum, ama bir türlü işimi yapmak için eğilemiyordum.
-Henryy - diye çağırdım. Kucağında Danielle banyonun kapısını açtı.
- Danieli rahat bir yere bıraktıp biraz gelsene - kafasını olumlu sallayıp gözden kaypoldu. Bir kaç saniye sonra banyoya geldi.
-Efendim aşkım.
-Henry - ayağımı kaldırdım - yapamıyorum.
Yardım eder misin? - alt dudağımı sarkıttım.
-Tabi ki, küçüğüm ver bana - banyonun kenarına oturdu. Elimden temizleyicini alıp bacağımı kaldırıp rahat görmesi için banyo kenarına yasladı. Ben de kendimi kocama bırakıp arkama yaslandım. Yine kaşlarını çatıp çok önemli (!) iş yapıyordu. - hii - birden geri çekildi - çok özür dilerim acıdı mı? - küçük kan çıkdığını gördüm.
-Bir şey yok Henry, her temizlediğimde oluyor boş ver.
-Her temizlediğinde kendini kesiyor musun böyle?
-Oluyor işte, napa bilirim. - omuz silktim.
-Daha rahat bir şey yokmu bunun için? - elindeki temizleyiciye baktı.
-Benim için bu daha rahat. Sonra da krem sürücem hiç bir şey kalmıyacak aşkım. - hava öpücüğü attım. Nefesini üfleyip devam etti. Bitirdikten sonra kaldırıp ayaklarımı yudu ve kucağına alıp banyodan çıktı.
-Daniel nerde?
-Kendi odasında oyuncaklarıyla oynuyor. - kafamı salladım. - hangi krem? - makyaj masamda kremlere bakıyordu.
-Lacivert olan.
Alıp yanıma geldi. Kanatdığı yere öpücük bıraktıktan sonra krem sürmeye başladı. Ben de ellerimi saçlarına daldırıp okşuyordum. İşini bitirdikten sonra dudaklarımı öpüp kalktı.
Hazırlanıp evden çıktık.
Henryle Daniel beni kuafere götürüp eve bıraktıktan sonra saçları için erkek kuaferine gitmişlerdi.
Makyajıma dokunuşlar yaptıkta aşağıdan sesler geldi. İkisi de odaya girdiklerinde ikisini de öpüyordum.
-Yakışıklılarım gelmiş. -Henry kıkırtayıp giyim odasına geçti. Ben de Danieli giydirdim.
İkisi de jilet gibi oldu. Hemen telefonu alıp fotoğraflarını çekmiştim.
-Erkeklerim. - danielin saçlarından Henry'nin dudaklarından öptüm.
-Hadi annecik sen de hazırlan.
-Tamam tamam.
-Yardım edeyim mi?.
-Yok, elbisem rahattı, kendim hall ederim. - Henry'e telefon geldiğinde giyim odasında bıraktığı için oraya gitti. Ben de yalnız elbisemi alıp giymeye başladım.
Uzun elbisemin kesiği dizimden bir az yukarıdaydı zaten, karnımdan dolayı da biraz daha da açılıyordu. Daha da büyümüş göğüslerim taşıyordu ama çokta önemli değildi, çünkü çok güzeldi elbisem.
Saten olduğu için daha da rahat hissediyordum. Henry kucağında Danielle odaya girdiğinde telefonla konuşmasını sonlandırıyordu. Kapıda durmuş öylece bana bakıyordu. Telefonu kapadığında rujumu sehpaya bırakıp ona döndüm. Danieli yatağa bırakıp bana döndü.
-Nasıl?
- etrafımda döndüm. Elini belim yerleştirip kendisine çekti ve taşan göğüslerimin arasına yoğunca öpücük bıraktı.
-Benim için güzel, ama başkaları için değil. Üstten bir şey giy istersen, göğüslerinin büyümesi benim için özel olmalı.
-Ya Henry, elbisemi bozamam, çok sevdim ben. - aynaya dönüp kendime baktım yeniden. Arkadan yaklaşıp göğüs kısmını tutup çekiştirdi.
- zorlama.
-Göğüslerin taşıyor Miray. - kaşlarını çatıp derin nefes üfledi.
-Ya bana maço erkek oynama. Ben gayet güzel görünüyorum ve rahatım.
-Güzel görünmene bir şey demedim ama, ben çok rahatsızım.
-Hadi ama Henry, biz önden gitmeliyiz mızmızlanma.
-Üstünü değişsen ha sevgilim? - eğilip boynumu küçük emişlerle öpüyordu.
-Kızartacaksın aşkım yapma. Zamanımız da yok. - ayakkabılarımı giymek için yatağa oturduğumda kesimden bacağım açılmıştı. Henry kırmızı görmüş buğalar gibi nefesini üfledi sinirle. Çok sıkmak istemiyordu görüyorum ama, kıskançlıktan çoktan kızarmış hatta morarmaya bile başlamıştı. Ama giyimime karışmasını sevmiyordum, ben sevdiğim şeyleri giymek istiyordum ve bu benim hakkım.
-Yoldan sana başka elbise alalım mı?
-Yok artık. Ya Henry ben evli ve hamile bir kadınım. Kim bu şişmiş kadına bakar ki. Abartıyorsun. Hadi ama.
-Kendinden haberin yok senin. Hamileliğin seni ne kadar güzelleştirmiş bir benim gözümden görsen delirmemi anlardın. Ben sana düşüyorsam, diğer erkekler de o göğüslerine, bacağına ve kalçalarına açlıkla bakacaktır. - sıkkılkanlıkla nefes üfledim. Gerçekten abartıyordu. Zaten çok adam da yoktu ki, kendi sevdiklerimizdi. Öyle en çok 40 kişi vardı çocuklu falan. Yere bıraktığım ayaklabıları almak için eğilmek istediğimde hemen dizi üste çöküp izin vermedi. Yeniden doğrulup giydirmesini bekledim. Kırmıştı kalbimi. Giysime karışılmasından hiç hoşlanmıyorum. Bu saygısızlıktı. Ayakkabılarımı giydirip kalktığında elini uzattı ama es geçip kendim kalktım. Güzel günümü korlamasına izin vermeyecektim. Danielin üstünü son kez düzenleyip çantamı aldım. İçine lazımı şeyleri alıyordum. Telefonumu almak için döndüğümde ne zaman çıktığını görmediğim Henry elinde lacivert uzun atkıyla içeri geldi. Onla hiç konuşmak istemiyordum. Zaten gözlerim dolmuştu, bir şey söylesem ağlıyacaktım. Danieli kucağıma almak istediğimde izin vermedi. O aldığında yüzümü dönüp odadan çıktım. Merdivenlerden yavaş yavaş inmeye başladım. Arkamdan o da bana uyarak iniyordu. Kapıyı açtığında çıktım ve yeniden arabanın kapısını açtığında elini uzatmasına rağmen yardımı olmadan bindim. Danieli arka koltukta rahatlayıp sürücü koltuğuna geçti. Çok kırgın hiss ediyordum kendimi. Eğilip kemerimi takmak istedikte elimle dur yaptım.
-Canım sıkılıyor. - dedim o da geriye çekildi. Ve arabayı sürmeye başladı. Her zamankinden daha yavaş sürüyordu. Giysilerime bazen yorum yapardı ama evlendikten sonra yorumları artık bazen sinirimi bozardı. Sanki ben kendimi biri için hazırlıyorum gibi. Kendimi rahat hiss edecek ve sevdiğim bir elbiseni giyiyordum sonuçta. Kendimi kendim için güzel hiss etmek istiyordum. Ama bu son yaptığı artık kalbimi kırmıştı. Karı koca bile olsak özele, isteğe saygı duyulmalıydı. Bütün yolu sessizce dışarıyı izleyip kendimi toparlamaya çalıştım.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Hello beybilerim. Beğendiniz mi yeni bölümü?
Kıskanç Henry nasıldı?
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Öpüldünüz.💙