Autumn (DADDY)

By Moooonnnight

438K 6.7K 963

UYARI!! Arada yaş farkı çok ve 18+ sahneler var. Rahatsız olacaklar okumasın. TAMAMLANDI!. ~ Sanırım gözleri... More

~1~
~2~
~3~
~4~
~5~
~6~
~7~
~8~
~9~
~10~
~11~
~12~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~ FİNAL~
~Duyuru~#1
~Duyuru~#2

~19~

9.7K 183 8
By Moooonnnight

-Küçüğümm - saçlarımda gezinen ellerle rüyamdan uyanmıştım. Gözlerimi kısıkca açıp maviliklere baktım. - günaydın ruh işığım. - bu sözüne kıkırtayıp onun tarafa dönüp boynuna sokuldum.

-Günaydın ayıcığım.

-İyi ki doğdun kadınım. - saçlarıma öpücük bıraktıkta kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Doğum günümü unutmuştum. Ama o hatırlamıştı.

-En güzel doğum günüm. - burnumdan öpüb yataktan kalktı.

-Hadi uyuyan güzel, kahvaltı hazır. Güzel bir gün sizi bekliyor sultanım.

-Vayy, bu gün benim için mi çalışacaksın.

-Evet efendim, tüm gün emrinizdeyim - oyunçu edasıyla önümde eğildi ve kalktı.

-Hmm, tamam o zaman, beni banyoya taşı ayıcık.

-Hay hay efendim. -ikimizde kahkahalar atıyorduk. Banyo işimi hall edip aşağıya indikte terasta güzel bir kahvaltı sofrasıyla karşılaştım.

Güzelce benimle ilgilenip yemeğimizi yedik. Sonra hazırlanıp ormana gezintiye çıktık.

-Burası çok güzel, ömrümün sonuna kadar burda kala bilirim. - havayı derince içime çekip konuştum.

-Ben de ömrümün sonuna kadar seninle burada kala bilirim. - ona baktığımda göz kırpdı.

-Arsız - diye omzuna yumruk attım. Gülüşerek küçük bir göle geldik. Her yer sessizdi ve sadece kuşların sesi ve yeridiğimizde çıkan sesler vardı. İnsan burda kalmaktan bıkmazdı.

Gölün yanında oturduk, ona sokulup suya düşen yansımamızı izlemeye başladım.

-Sence kız mı, erkek mi?

-Bence kız ama fark etmez, sağ salim olsun yeter.

-Peki neden kız diye düşündün?

-Hep kızım olsun istemişim. Saçlarını örmek ve onu diğer erkeklerden korumak istemişim.

Kahkaha attım- yani kızın olsa erkeklerin canına okuyacaksın.

-Öyle yapacağım, sonuçta kız babası oluyorum.
Peki sen ne isterdin?

-Ben hep oğlum olsun isterdim.

-Neden?

-Ona iyi bir insan olmayı öğretmek, güzel sevmeyi ve hep ailesiyle beraber olmanın güzel olacağını öğretmek isterdim. Oğlum olsun, ailesi olsun ve hiç bir zaman onları bırakmasın isterim. - bana sıkıca sarılıp saçlarıma burnunu sürdü.

-Bakalım bu çocuğumuz ne olucak, kızımız olursa sonra bir tane de oğlumuz olur hm?

-Gerçekten mi? İster misin?

-İsterim tabikide küçüğüm. Hep büyük ailem olsun isterdim. - sevinçle boynuna atıldım.

-Biliyor musun? 4 tane çocuğum olsun isterdim hep.

-4 tane? - kaşını kaldırıp sorduktan sonra düşünür gibi yaptı. - bana uyar, daha çokta olur - yan sırıtmasına omzuna yumruk attım.

-Ben çocuklarımızdan konuşuyoruz, sen ahlaksız hayaller kuruyorsun yuh. - kahkaha atıyordu.

-Hayatım, yani her şeyi değerlendirmek lazım sonuçta. Meselen hamileliğini de. Bir düşünsene tam 4 kez hamile oluyorsun, her hamileliğinde daha da güzelleşiyorsun, böyle göğüslerin, karnın yanakların şişdikce ben de deliriyorum. Ahh sertleştim galiba. - son sözüyle irice açtığım gözlerimle yüzüne baktım. Alt dudağını dişleri arasına alıp gözlerini kapatarak inledi.

-Arsızsın - resmen sözlerle kendi kendine gaz vermişti, gülmemek için zor duruyordum - fenasın - bir kez daha omzuna vurdum.

-Imm, sen bir de beni yatakta gör. - demesine kahkaha attım. Birden beni kucağına aldığında - hadi çok uzandı bu mesele.- yüzündeki ciddiliğe de kahkaha atıp elimi yavaşca erkekliğine uzattım.

-Gerçekten de sertsin, pes yani.
- sonra kucağına yaylanıp eve götürmesini bekledim.

-Bir de kendini benim gözümden görsen.

Eve girip koşar adım odamıza kalktı ve beni resmen yatağa fırlattı ve üstüme çıkıp sertçe öpmeye başladı.

Bu adam her defasında aklımı başımdan alıyordu. Bana her sahip olduğunda dünyada yalnızca ikimiz varmışız gibi hiss ediyordum. Bulutlara kalkıyor ve güzel orman kokulu havada süzülüyordum. İçimi sertçe ezmeye başladığında çığlık çığlığa kalmıştım. O kadar sert haraket ediyordu ki, yerimde zıplıyordum. İkimiz de aynı anda boşaldıktan sonra kendini yanıma attı.

-Gördün dimi yatakta da, unutma bunu, daha çok görüceksin - göz kırpmasına kahkahalar attım. Gerçekten iflah olmazdı. Yerinden kalkıp bacak arama girdiğinde beni yalamağa başladı. Her dil darbesinde kıvranıyordum. Kafasını kendime bastırdım. Kadınlığıma tükürüp boydan boya yaladığında dayanamayıp kendimi bıraktım yeniden. Bütün ıslaklığımı emip yüzüme doğru kalktıkta dudaklarındakı sıvılarımızı yalayıp şehvet dolu öpüşmeye devam ettik. Beni kucağına alıp banyoya taşıdı. Galiba işimiz biraz uzun sürecekdi.

Çıkmazdan önce de bir fotoğraf çekmiştim.

Henry'le hep güzel anlarımızın foroğrafları olsun istiyordum. Bu fotoyu paylaştıktan sonra hazırlanıp hastaneye gitmiştik kontrol için. Hala bebeğin cinsiyyetini öyrenmemize çok vardı. Ama sabırla beklemeye çalışıyorduk.

Hastaneden çıktıktan sonra evlilik günümüz için tarih almaya gittik. Yani haberim yoktu ama oraya vardıkta Henry'nin surprizlerinden biri olması beni de mutlu etti. Karnım büyümeden evlenmek istiyorduk. 2 hafta sonraya tarih aldık.

~~~~

2 hafta sonra..

Düğün günümüzdü. Henry ormanlık evimizin göl tarafa yakın bahçesini hazırlatmıştı.

En sevdiklerimiz bizimle, hoş günümüzdeydiler. Çağırılmış görevliler saç ve makyajımı yapmışlarıdı. Anna, Maria ve Aslı gelinliğimi giymeme yardımcı oldular.


Hazırlanıp aynanın önüne geçtiğimde Aslı artık kendini tutamayarak ağlamaya başlamıştı. Aslı çocuklara bakmak için çıktığında Maria ve Anna ellerinde bir kutuyu bana uzattılar. Açtığımda gördüğüm gecelikle kıkırtıyordum.

-Beğendin mi? Giyersin bu gece - Annanın sözlerine kahkahalar atıyorduk. Gerçekten de iflah olmazdı.

-Ne alacağımızı bilemediğimiz için biz de en çok yararı dokunacak şeyi aldık. - Maria kıs kıs gülerek söyledi.

-Belkide ikinci hamileliğin bizim sayemizde olur hmm?- Anna göz kırpdı.

-Gerçekten ya çok teşekkürler şahane. - gülüşlerimiz arasında kapı çaldı. Kutuyu Anna alıp içeri götürdü.

-Gele bilir miyim? - Henry'nin sesi duyulduğunda kızlar dışarı çıktı. Henry içeri girdiğinde dolan gözleriyle bana bakıyordu.

-Masallardakı perilerden bile güzelsin - dedi sırıtarak.

-Bana masalımı yaşaya bilmeme yardım ettiğin için teşekkür ederim hayatımın erkeği. - ellerimi boynuna koyup dolu gözlerimle dolu gözlerine bakıyordum. Elini belime atıp tuttu ve alnını alnıma yasladı.

-Beni masalına dahil ettiğin için teşekkür ederim hayatımın kadını. - sonra alnımdan öpüp geri çekildi. Elindeki kutuyu bana uzattı. Merakla bakıyordum. Alıp kutuyu açtığımda gözlerim irice açıldı.

-Henry, bu.. bu çok güzel. - elimden kutuyu alıp

-Otursana - yatağa oturmama yardımcı oldu. Dizleri üstüne çöküp ayakkabılarımı çıkardı ve aldığı kristal ayakkabıları giydirdi.

-Külkedim. Tam ayağına göre. - yaklaşıp dudaklarına öpücük bıraktığımda karşılık verdi. Ayaklarıma hayranlıkla bakıyordum. Sonra kalkıp elini bana uzattı. - hazır mısın?

-Evet. Sen?

-Çoktan - diye sırıttı. El ele tutup aşağıya indik ve konukların önüne gidip durduk.

Yüzükler takıldıktan sonra 'gelini öpe bilirsiniz' duymasıyla dudaklarıma kapandı. Alkış sesleri duyuluyordu.
Gecemiz güzel devam etti. Her kes eğleniyor, ve her kes mutlu.

-Onlara baksana. - işaret ettiği yere baktığımda Emo'la Anna'nın seksi dans ettiklerini gördüm.

-Aa, bunlar ne ara. - ikimizde kıkırtıyorduk.

-Yoruldun mu? - kulağıma eğilip sordu.

-Biraz, ama iyiyim. - elini karnıma koyup okşadı.

Gece düştüğünde her kes evine dağılmış, görevliler ortalığı toplamışlardı. Kendimi duşa atıp güzelce yıkandım. Hatta 1 saat küvet keyfi bile yapmıştım. Henry de aşağıyla ilgileniyordu. Bornozuma sarılıp çıktığımda üstünü çıkaran Henry'le karşılaştım.

-Sevdin mi bu günü? - alnımdan öpüp sordu.

-Çok güzeldi. Hayallerimden bile güzel. - dudaklarına yaklaşıp bir kaç öpücük bıraktıktan sonra geri çekildim. - hadi sen de duşunu al.

-Geliyorum hemen - deyip banyoya gitti. Zaman kayp etmeden hazırlanmağa başladım. Saçlarımı kurutup biraz fönle forma verdim. İnce makyaj ve koyu ruj kullandım. Kızların hediyyesi olan geceliği giyip yatağa sağ kolum üstüne uzandığımda bir bacağımı bir az yukarı çektim. Kalçamı ve göğüslerimi daha da kabarttım. Saçlarımı da biraz hacimlendirdiğimde suyun sesi kesilmişti. Son kez yan tarafdakı aynaya bakıp kıpırdamadan uzandım. Banyo kapısı açıldığında kasıklarına havlu bağlayıb saçlarını da elindeki havluyla kurulayan Henry çıktı. İlk önce beni görmeyecek ki, hemen önünde duran telefonunu eline aldı. Bir kaç dakika baktıktan sonra sehpaya bırakıp gözünün ucuyla bana baktı ve giyim odasına yönelirken sanki ne gördüğünü yeni anlamış gibi durdu ve yeniden bana döndü. Bense yarımağız sırıtıyordum. Öylece beni süzdüğünde elimi kaldırıp ona uzattım ve parmağımı açıp kapayarak gelmesini işaret ettim.

-Beni azdırıyorsun küçük kızım. - bana doğru gelmeye başladı.

-Halinden memnun değil misin daddy? - alt dudağımı dişlerim arasına alıp ısırdım inler gibi seslerle.

-Çok memnunum küçük kızım. - kasıklarındakı havluyu bir çırpıda çıkarıp koltuğa fırlattı. Tüm çıplaklığıyla bana gelip hırlarcasına sesler eşliğinde ayaklarımdan tutup sırt üstü kendine çekti.

-Yaşına göre çok azdırıcısın - ellerimle kaslı vucudunu turlarken söylendim.

-Sen bana yaşlı mı diyorsun? - yaklaşıp alt dudağımı dişleri arasına alıp çekiştirdi. İnleyip saçlarını çekiştirdim.

-Yaşlı ayı. - göz kırpdım. Kahkaha atıp kendisini bana bastırdı.

-Yaşlı ayı demek hm? O zaman şimdi bu yaşlı ayı seni yiyecek. - yine hırlayıp sertçe dudaklarımı öptü. Sonra kafasını kaldırıp karnıma eğildi. - bebeğim sen birazcık gözlerini kapayıp uyu tamam mı? Annen yanıyorda söndürmem gerek. - kahkahalarım yine artarken dizleri üstüne kalkıp üstümdekini bir çırpıda çıkarıp yere fırlattı. - iç çamaşırı giymedin, beni delirtmek istiyorsun sen kesin. - karnıma öpücükler bıraktıktan sonra kadınlığıma kafasını dayadı. Dil darbeleri kıvranmama neden oluyordu. İçime ittirdiği dilini daha çok hiss etmek istediğim için kafasını kendime bastırıyordum. Aşırı azımıştım. Vıcık vıcık sesler tüm odayı doldurmuştu. İçim aşırı kaşınmaya başladı.

-Yeter, içime gir - diye inleyip saçlarını çekiştirmeye başladım. Kafasını kaldırıp dizleri üstüne oturdu ve ayaklarımı iki tarafına koyup kucağına çekti. Yerini değişip yatak başlığına yaslandı. Elimle erkekliğini tutup bir kaç kez çektim ve kalkıp üstünde oturmamla zor da olsa tamamını içime aldım. Odada çığlıklarımız duyuluyordu.

-Sikeyim seni, hadii ahh- sertçe oturup kalkmaya başladım. Ellerini belime koyup haraketlerime yardım etdi. Göğüslerim ve saçlarım da benimle beraber yükselip iniyordu. Yorulduğumda sertçe oturup sürtünmeye başladım.

-Ahh Henry - rahim duvarlarıma çarpan sertliği aklımı kaypettiriyordu. Belimden tutup beni sabit tuttu ve kendi kalçasını haraket ettirip içimi ezmeye başladı.

Artık başım dönüyordu, çok haraketlilik iyi gelmemişti sanırım. Midemin bulanmasıyla Henry'nin omzuna vurdum. Kendinden geçmiş gibi gözlerini kapayıp içimi ezdikce inliyordu.

-Durr! Durr. - diye bağırdığımda gözlerini açtı ve haraketini durdurdu. Hala içimde üstünde oturuyordum.

-Miray? Noldu? İyi misin?

-Midem bulandı.

-Lavaboya götürmemi istermisin?

-Hayır bir anlık geldi öyle şimdi iyiyim.

-Emin misin? Duralım artık.

-Hayır ya, gelmedik bile. Ben uzansam iyi olur, sen öyle devam et.

-Kendini kötü hiss edersen yüzüne bakacağım tamam mı, bir kez bakmağın yeterli - kafamı olumlu anlamda salladım. Belimden tutup dizleri üste oturdu ve yavaşca beni yatağa bıraktı. Yavaş haraketlerle giriş çıkışına devam ediyor, bir eliyle saçlarımı diğer eliyle karnımı okşuyordu.

-Hızlan. - diye inlediğimde temposunu tutturup haraketlerini hızlandırdı.

Zaten doruğa yaklaştığımız için bir kaç vuruştan sonra ikimiz de boşalmıştık. Öylece saçlarımı yüzümden çekerken yeniden gelen mide bulantımla onu ittirdim ve sertçe içimden çıkmasına neden oldum. Kasıklarımım ağrı ve sızısını göz ardı ederek kendimi banyoya attım. Tüm yidiklerimi çıkardım. Henry yanıma koşup saçlarımı topladı ve sırtımı okşayıp sakinleştirmeye çalıştı. Her şeyi kusduktan sonra kalkıp yüzümü yıkadım. Henry duş kabininde beni bebek gibi yıkayıp yeniden kucağında yatağa oturttu. İkimiz de çıplaktık ama takmıyorduk bile. Beni havluyla kurulayıp kilotumu ve pijamalarımı giymeme yardımcı oldu. Kendisi de üstünü giydikten sonra yanıma gelip oturdu.

-Hastaneye gidelim mi?

-İstemiyorum.

-Bitki çayı getireyim sana.

-Beni de götürsene buranın havası sıcak oldu.

Kalkıp yan tarafdan pencereyi biraz açtı ve beni de kucağına aldığında bacaklarımı beline doladım, mutfağa indi.

-Özür dilerim - merdivenlerden inerken dedim.

-Neden?

-Bozdum seksimizi.

-Saçmalıyorsun. Hamilesin sen. Ben özür dilerim, seni yormamam gerekir ama uyamıyorum. Senden ayrı kalamıyorum. - saçlarıma öpücük bıraktı.
Hormonların da sebep olduğu duygu bozukluluğumla ağlamaya başladım. Mutfakta beni tezgaha oturtup ayaklarımın arasına girdi ve yüzümü silmeye başladı.

-Küçüğüm, neden ağlıyorsun?

-Seni mutlu edemedim değil mi? Yalan söyleme bana.

-Miray, bak sinirleniyorum. Olduysa oldu güzelim hamilesin sen midenin bulanması normal. Öyle çok haraket edince de kustun bu kadar. Ben çok memnunum. Seks de çok güzeldi, sana bakmam bile beni mutlu ediyor, sesin kokun olsun yeterli, geri kalan her şey sadece geçici duygular oluyor küçüğüm. Hadi ağlama daha fazla. - yüzümün her yerinden öpüp sakinleştirmeye çalışıyordu. Biraz sakinleştiğimde benden ayrılıp bitki çayı hazırlamaya başladı ve düşüncelerimin dağılması için düğündeki komik olaylardan bahs ediyordu. Bir kaç dakika sonra zaten kahkahalar atıyorduk. Masalımın prensi hep mutlu ediyordu beni. Her zerresine aşıktım. O olmasa ne yapardım bilmiyorum. Onun için de iyi ki, şükürler olsun ki, O..

~~~~

2 ay sonra..

-Henryiyiyi. - burnunu kıdıkladığımda burnunu kırıştırıp gözlerini kısıkça açdı. Çok sevinçliydik, bu gün cinsiyyeti öğrenecektik.
-İyi ki doğdun bebeğimin ayıcık babası. - dudaklarına öpücük bırakıp geri çekildim. Sırıtmasıyla o da oturur pozisyona geçti. Bralet ve kilotla yatakta oturuyordum. Elimle çıkıntılı karnımı okşayıp Henry'e bakıyordum. Uzanıp dudaklarımı öptü, sonra da karnıma öpücükler kondurdu.

-Günaydın güneşlerim. - kıkıtadım buna.

-Babası biz güzelce duşumuzu aldık, kontrele gitmek için sadece üstümüzü giyeceğiz. Sen de kalk duşunu al da gidelim.- Yeniden yaklaşıp öpücükler kondurduktan sonra yataktan kalktı.

Rahat olmam için eşofman takımı giymiştim. Henry de eşofman giyip hazırlandıktan sonra hastaneye gittik. Sıramız geldikte hemşirenin ismimizi seslemesiyle içeriye geçtik.

-Hoş geldiniz.

-Hoş bulduk.

-Bu gün cinsiyyeti öğreneceğiz, heyecanlısınz değil mi?

-Öyleyiz - diye yanıtladım.

-Hadi geçin uzanın.

Henry uzanmama yardım etdi. Eşofman üstümü yukarı sıyırdım. Benden daha heyecanlı olan Henry elimi sıkıca tutuyordu. Doktor gelip karnıma soğuk jeli sürtüp aleti karnıma koyup yoklamaya başladı.

-Hmm, gayet sağlıklı. Gelişmesi çok güzel. Ama sıvınız biraz az bayan Cavill, suyu biraz çok tüketin.

-Başka içmesi gereken bir şey var mı bunun için? Suya vitamin falan? - Henry benden önce davranıp sordu.

-Zaten, vitamin kullanımını kesmiyeceğiz. Aynı zamanda da sağlıklı beslenmelerinizden de vitamin alıcaksınız. Ama bundan ilave bir gün için size göre en az 2 litre su tüketimi gerekiyor. Şimdi de kalp atışlarını duyalım. - odayı bürüyen küçük ve hızlı atan kalp atış sesleri gözlerimin dolmasına neden oldu. Henry'e baktığımda ekrana dolu gözleriyle bakıyordu. Sonra bana bakıp alnımdan öptü. Doktor aleti karnımdan çekti.
Peçeteyi uzattı.

-Böyle buyurunuz. - karnımı çabucak silip Henry'nin yardımıyla kalktım ve doktorun önüne geçip oturduk. - bebeğin gelişimi sağlıklı, siz yine de kendinize iyi bakın. En riskli ayları geçtik sayılır. Bu aylar bebeğin büyümesi daha çok görülecek, haraketlenmeleri daha çok olucak. Endişe etmeyin, eğer yine de rahatsız olacağınız bir durum olursa zaten telefon numaram var, ne zaman isterseniz araya bilirsiniz. Şimdi esas mevzuya gelelim, cinsiyyeti. Çok rahatça kendisini gösterdi. Tebrik ederim bir oğlunuz olucak. - sevinç çığlıklarıyla yerimden kalkıp zıplamaya başladım.

-Henry oğlumuz olucak, ya çok istiyordummm.

-Tamam zıplama, bir dur. - beni belimden ve omuzlarımdan tutup durdurdu. Biraz yüzü düşmüştü ama yine de mutlu doluydu. - bakın doktor bey, böyle haraketleri oluyor, yasak koyarmısınız? Beni dinlemiyor da.

Doktorda gülüyordu bize.
-Evet bayan Cavill, bundan sonra daha dikkatli olun çocuk içinizde sabit kala bilsin. Siz ani haraketler, zıplamalar yaparsanız o da huysuzlanacak, Allah korusun ki, bazı şeyler de olmasın.

-Tamam doktor bey dikkat edeceğim.

-İyi günler.

-İyi günler. - diye sevinçle odadan çıkıp Henry'i de arkamca sürüklüyordum.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
☆💬

Continue Reading

You'll Also Like

631K 38.9K 26
"Taehyung, üvey abisinin sevgilisine aşık olur." Tamamlandı ✓ İlk Yayımlanma- Haziran 2017 Düzenlenme- 01.07.2019
148K 8.3K 23
❝ Konserdeki Sevgilim: Mine, üç ay. Konserdeki Sevgilim: Sadece üç ay çıkıyormuş gibi davranacağız. Konserdeki Sevgilim: O kadar. Siz: Üç ayın sonun...
1.8M 80.5K 63
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
11.5M 184K 17
17 NUMARA'YI KİTAP SATAN HER YERDE BULABİLİR, SATIN ALABİLİRSİNİZ. BURADA YALNIZCA TANITIM AMAÇLI İLK ON BÖLÜM VE ÖZEL BÖLÜMLER YAYIMDADIR. Gecenin k...