AHZA |gay|

By alowaxy

155K 9.1K 3.7K

"Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur. Can da, inci mercan da..." |•| "İyi bir adam değilim, olmayacağımd... More

|2|
|3|
|4|
|5|
|6|
|7|
|8|
|9|
|10|
|11|
|12|
|13|
|14|
|15|
|16|
|17|
|18|
|19|
|20|
|21|
|22|
|23|
|24|
|25|
|26|
|27|
|28|
|29|
|30|
|31|
|32|
|33|
|34|
|35|
|36|
|37|
|38|
|39|
|40|
|41|
|42|
|43|
|44|
|45|
|46|
|47|

|1|

15.2K 424 152
By alowaxy

|1•|

Amfide hem gerginlik içinde hemde heyecanla kıpırdanarak oturuyordum. Bugün emeklerimin karşılığını aldığım gündü. Kötü bir liseden mezun olunca üniversite sınavına hazırlanmak benim için bir hayli zor olmuştu.

İki sene mezuna kaldıktan sonra zorda olsa hayalini kurduğum bölümü ; genetik mühendisliğini kazanmıştım. Ailemden ve sevdikleriminden uzakta olmak biraz zor olsada zamanla alışacağımı düşünüyordum.Etrafa yeniden göz gezdirdiğimde herkesin kendi halinde olduğunu görünce cebimden telefonumu çıkarıp annemin numarasını tuşladım. Gerginken onunla konuşmaya ihtiyaç duyuyordum.

Çevremdekilerin kazık kadar oldun sözlerini hiçbir zaman takmamıştım, sanırım kaç yaşına gelirsem geleyim hep anneme bağlı kalacaktım.

Ailem benim uğurumdu.İstediğim çoğu şeyi yerine getirmeye çalışır, hep beni mutlu ederlerdi. Babam biraz fazla dine düşkün olduğu için bazen birbirimize bozulsakta önemsizdi. Baba-oğul arasında küçük sorunlar tabiki olurdu.

Aslında aile bağlarım biraz kopuk ve değişikti. Ebeveynlerim benim doğumumdan sonra apar topar Aydın'a taşınmıştı. Akrabalarla bile çok nadir telefonda konuşurlardı daha kendi memleketime hiç gitmemiştim. Bu bazen tuhafıma gitsede umursamıyordum babam değişik bir adamdı. Kendi ailesiyle hiçbir şekilde görüşmüyordu bu bana bazen despotça gelsede aslında yumuşacık ve merhametli bir adam olduğunu bildiğim için kendince haklı olduğunu düşünürdüm.

"Batuhan , oğluşum."

Duygu yüklü sesiyle biraz içim burkulmuştu. Onlardan ayrı kalmak istemediğim için tercihlerin çoğunu Aydın'a vermiştim ama tutmamıştı.

"Annem, nasılsınız iyi misiniz?"

Çoğu öğrencinin bakışlarının bana döndüğünü hissetsemde gerilmemeye çalışıp önüme döndüm.

"İyiyiz annecim sen nasılsın , napıyorsun?"

Çok gerginim anne!

"Biraz heyecanlı ve gerginim okula geldim. Birazdan ders başlar ama seni aramak istedim."

Güzel gülümsemesinin hayali gözümün önüne gelince huzurla gözlerimi yumup açtım. Onlarsız bir yaşama alışmak benim için şimdiden çok zor gelmeye başlamıştı.

"Benim sana öğrettiğim sureleri içinden sık sık oku emi annem?"

Yine her şeyi dine bağlamasına gülesim gelsede güzel sesini dinlemeye odaklanarak vakit geçirmeye çalıştım.

"Tamam. Babam nasıl yanında mı?"

Telefonun diğer ucundan kıkırdama sesleri gelirken tüm stresimin uçup gittiğini hissediyordum.

"İyi ama fazla duygusallaştı ihtiyar. Sen yoksun diye dün tüm gece uyumadı , daha alışamadık gitmene."

Sınıftaki gürültü gitgide azalırken ben hala telefonda konuşuyordum.Annem,babamın gece bir kaç defa odama gitmesinden ve çok üzüldüğünden bahsederken kısa bir süre sonra dayanamayıp yanıma geleceklerini anlatmışlardı.

Ankara'da da evimiz vardı, yurtta kalmak yerine orda kalacaktım ama bir kaç tamir işinin halledilmesi gerektiği için daha gitmemiştim.

Annemde gelip kendisinin düzelteceğini söyleyince,onları bekliyordum. Esnaf oldukları için yanıma gelip kalmak konusunda rahatlardı . Bende çok uzun süre kalamayacakları için biraz buruktum.Annem tam komşu esnafla ilgili dedikodu kısmına geçmişken tüm sınıf aniden sus pus olmuştu. Oturduğum yerde bir karaltı olunca gülmekten ağrıyan yanaklarımı düzeltip kafamı hafifçe kaldırdım.

Uzun ve heybetli bir adamın tam dibimde beklediğini görünce kaşlarım çatılmıştı. Kirli sakalları, koca gövdesini saran boğazlı kazağı ve koyu mavi kot pantolonuyla biraz fazla ağır duruyordu.Kavisli burnu ve önüne doğru dökülmüş saçlarına da bakarken onunda bana baktığını biliyordum. Kafamı yavaşça öğretmen masasına çevirdiğimde üç tane birbirinden kalın kitap olduğunu görmüştüm. Tüm sınıfta hissedilen gerginlik ve sessizlikte de hoca olduğunu tamamen kavrayabilmiştim.

Hala kulağımda duran telefonu hiçbir şey demeden kapatıp heyecanlı hareketlerle cebime koydum.Suratında ki sert ifadeyle hala bana baktığı için kısıkça mırıldanmak zorunda hissetmiştim. Aurası beni fazlasıyla germiş ve afallatmıştı.

"Ö-özür dilerim, fark edemedim."

Daha okulumun ilk gününde en tuhaf hocayla bu şekilde karşılaşmakta hayatın bana ayrı bir ironisiydi sanırım.

Bir süre daha bana baktıktan sonra kafasını sallayıp önüne doğru döndü. Bir yandan yürüyüp bir yandan da kendini tanıtıyordu.

"Yeni gelenler için ,Ben Zahid Faran Arslanlı. Bundan sonra genel kimya dersinize gireceğim. Saçma sapan şeylerle uğraşmak yerine derse odaklanırsanız güzel geçirebiliriz."

Tamda ondan beklenildiği gibi sert ve tok sesiyle konuştuğunda tüm vücudumda tuhaf bir huzursuzluk hissetmiştim. Çok zeki ve prensipli bir adam olduğunu daha geldiğim ilk günden bir kaç kişiden duymuştum. Sırf onun için bu okulu tercih eden onlarca veli ve aile vardı.

Geçen sene ki bir imza olayı yüzünden sınıfın neredeyse tamamını bıraktığı için üst sınıflar hocayla ilgili tonlarca şey anlatmıştı. Hatta üçüncü sınıftan bile olanlar vardı.

Almamız gereken kitapları ve sene boyunca gerçekleştirmeyi düşündüğü takvimi açıklarken sakince onu izliyordum. Düzgün diksiyonu , kontrollü hareketleri ve kurduğu göz temaslarıyla öyle profesyonel duruyordu ki...

Elimi masaya doğru yaslayıp yanağıma koyduğumda büyülenmiş gibi onu izliyordum. Çok olgun ve değişik duruyordu. Yaşını tamamen göstermesede gözlerinin etrafında ki ufaktan kırışıklıklarla birazda olsa belli ediyordu.

Gözlerimi ayıramadığım tonla dakikanın sonunda kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı.

||

Daha ilk günden tam iki saat blok ders yaptığında, yorgunluktan başım ağrıyordu. Bölümü hangi akılla ingilizce okumaya karar vermiştim bilmiyorum ama daha ilk dersten böyle olmak birazcık hevesimi kırmıştı.Zahid hoca ise beklediğimin aksine hiçbir şeyi basite indirgeyerek anlatmamış , her şeyi daha komplike ve zor anlatmıştı.

Masada ki kalın kitapları eline aldıktan sonra tüm sınıfa doğru yeniden döndü. Herkes yeniden sus pus olurken gür sesiyle " bir kaç gün sonra asistan öğrenciyi seçerim, bir sorun olduğunda ona danışırsınız. Haftaya kadar da herkes ödevlerini tamamlasın ,mail adresime atsın." dedi.

Gerçekten daha ilk dersinden tüm formülleri kapsayan tuhaf bir ödev vermişti. Bir süre daha ödev içeriği ve nasıl istediğiyle ilgili konuşurken , uyuşan elimi değiştirip diğerini yeniden yanağıma yasladım.Bakışları bana kayarken , büzüşen yanağıma ve suratıma tuhaf bir bakış attı. Yüzünü incelerken  gözlerinde duraksadığımda bana yabancı gelmediğine çok emindim ama bir türlü hatırlayamıyordum.

Gözlerimiz birbirine tutunduğunda tüm vücudum ürpermişti.

Tuhaftı...

Bir hışımla sınıftan çıktığını görünce derin bir nefes alıp yerimde yayıldım. Kimse bana üniversitenin bu kadar stresli geçeceğinden bahsetmemişti.Kendi kendime tuhaf düşüncelere dalmışken amfinin bir kısmı boşalmıştı. Tam solumda bir arkadaş grubunun gülerek bir şeyler anlattığını ve muhabbet ettiklerini görüyordum.

Heyecanla parıldayan gözlerimi onlara çevirip baktım. Fazla sosyal veya atılgan bir çocuk değildim ama arkadaş ortamını ve o neşesini çok severdim. Onlara baktığımı fark eden kızlardan biri gülümseyerek bana dönüp dudaklarının arasından"gelebilirsin"demişti.Biraz heyecan ve birazda çekinerek yerimden kalkıp yanlarına doğru ilerledim.

"Merhaba."
Sanırım fazla enerjik bir sesleniş olmuştu.
Gruptakiler önce bana bakıp sonrada sevimli bir şekilde gülümsemişlerdi.

İçlerinden uzun boylu ve yapılı olan çocuk "oyuncak bebek gibi baksana şuna"diye tuhaf tuhaf hareketler yapıyordu.Bende utangaçca gülümseyip yanlarına oturduğumda hepsiyle kısaca tanışmıştım.

Özlem ve Elif benim gibi daha birinci sınıftı ama liseden tanışan iki yakın arkadaştı.

Selda ve Gökhan ise üçüncü sınıftandı. İkiside çok enerjik ve sevimlilerdi.

Yine onlarla aynı sınıfta olan Gökalp ise herkese karşı biraz daha ağır ve donuk bir adamdı. Kısaca bana kafa selamı verince bende aynısını yaptım.

Gökalp'in yanında oturan Ata ise ikinci sınıftı. Çok bıcır bıcır ve çocuksuydu. En çok onunla anlaşacağıma şimdiden emindim.

Bir sonraki derse kadar onlarla samimi bir şekilde sohbet etmiştik. Hepsi kendi halinde ve aklı başında insanlar gibi duruyordu. Tüm molalarda ya onlar aşağı inmişti yada biz yanlarına gitmiştik. Okulda ki ilk günümün sonuna geldiğimde hiç tahmin ettiğim gibi yalnız kalmamıştım.

Bahçeye doğru çıktığımızda Gökalp Ata'yı alıp eve bırakacaktı. Diğerleriyle birlikte kahkahalarla çıkış kapısına geldiğimizde izlenilmişlik hissine kapıldığım için gülemiyordum. Huzursuzca etrafa göz attığımda tam solumda siyah lüks bir jipi fark etmiştim. Açık penceresinden arabada yayvanca oturan Zahid hocayıda görmüştüm. Aramızda ki mesafeye rağmen gözlerini üzerime kitlediğini görebiliyordum.

Çekingen bir şekilde ara ara ona baksamda bakışlarını çekmemişti. Diğerlerinin gitmeye hazırlandığını fark edince son bir kez daha bakıp önüme döndüm.

Biraz tuhaf hissetmiştim..

||

4 gün sonra;

Gözlerime suya dayanıklı ve kimsenin fark etmeyeceğini düşündüğüm düzeyde rimel sürünce keyifle aynaya baktım. Açık açık yaparsam dışlanmaktan korktuğum için belli etmemeye çalışıyordum.Trans değildim yada kadın olmak istemiyordum ama bakım yapmak birazda olsa makyaj yapıp renkli kıyafetler giymek hoşuma gidiyordu.

Geç kaldığım için apar topar girdiğim tuvaletten aynamıda cebime atarak çıktım. Kendimi lisede annesinden gizli makyaj yapan kızlar gibi hissediyordum.Aynada son kez dalgalı saçlarımı düzeltip , uçuk sarı kazağımında ucunu düzelterek dışarı çıktım.

Bugün genel kimya dersi tek vardı bu yüzden geç gelmiştik. Koridordan geçip amfiye doğru ilerlediğimde benden büyük olduğu belli olan bir çocuk kapının önünde bekliyordu. Rahatsız olmaması için yüzüne bakmayıp tam içeri girecekken kolumdan tutup "Batu sen misin?"dedi.Temastan hoşlanmadığım için kendimi geriye doğru çekip"evet benim ,neden?"diye sordum.

Rahatlamış bir nefes alıp elime bir kağıt tutuşturdu.

"Zahid hoca odasında seni çağırıyormuş , çabuk git."

Elinde ki kağıda baktığımda unutmamak için adımı ve soyadımı yazdığını gördüm. Onaylar anlamda kafamı sallayıp ikiye ayırdığım kağıdı çöpe atıp üst kata doğru yöneldim.Gerginlikten ellerimi sıvazlayıp duruyordum. Durduk yere beni niye çağırmıştı acaba. Tek katı çıktıktan sonra çift kanatlı büyük kapının önüne gelince gergince yazan yazıyı okudum.

Zahid Faran Arslanlı.

Bu adamın her şeyinden ürperiyordum , tuhaftı. Kapıyı iki yere yavaşça tıklattığımda gür sesiyle"gir "demişti.

Yavaşça açıp içeri girdiğimde geri kapattım. Kısa bir süre odayı inceleyip sakin adımlarla masasının önüne doğru ilerledim.Büyük bir kitaplık ve tuhaf bir dosya dolabı daha vardı. Masasının tam arkasında iki tane kocaman cam ve ortasında bir duvar vardı. Duvarın ise tamamını kaplayan tuhaf bir tablo vardı.

Siyah gölgelerle dolu resmin tam ortasında büyükçe bir karartı küçük siyah bir gölgenin üzerindeydi. Tamamen onu kavramış gibi duruyordu ve çevresinde ki her şeyi kapatmıştı. Ürktüğümü hissederek gözlerimi kaçırdım.

Büyük ve siyah sandalyede ihtişamlı gövdesini geriye doğru yaslamıştı. Tuhaf bir şekilde tüm suratımı incelerken gözlerimde durdu. Heyecanlarak bakışlarımı çekip aklımda ki cümleleri toplamaya çalıştım.

"Beni çağırmışsınız hocam."
Hiçbir şey demeden eliyle masanın önündeki ikili koltuğu işaret etti.

Siyah deri koltuğa doğru ilerleyip gergince oturdum. Dakikalar geçmesine rağmen hala konuşmamış beni seyrediyordu. Birazdan dersim başlayacağı için kaçırdığım bakışlarımı sinirli duran suratına çevirdim.

"Birazdan dersim başlayaca-"
Önünde ki dosyayı alıp oturduğu yerden kalkınca susmuştum. Kocaman vücudu ve sert adımlarıyla yanıma doğru ilerlediğinde arkama doğru yaslanmaya çalıştım.

Tam önümde durduktan sonra koltuğun önünde ki mermer sehpaya oturdu. Şimdi yüzlerimiz tam karşılıklı duruyordu. Üzerine geçirdiği koyu gri gömleğinin düğmelerine odaklanmaya çalışıp bakışlarımı çektim.Sanki yüzüne bakarsam kötü şeyler olacakmış gibi hissediyordum. Bu çok saçmaydı o bir öğretim görevlisiydi zararı olmazdı ki...

Elinde katladığı dosyayı hemen yan tarafına kalemle birlikte bıraktı.

"Asistan öğrenci olacağın için sana ek kredi vereceğim. Bu seni zorlar ama seneyi kolayca bitirmene yardımcı olur."

Heyecanla eğdiğim kafamı kaldırıp aramızda az bir mesafe olan suratına baktım. Kocaman gülümseyip"çok isterim"dedim.Günlerdir gördüğüm sert halinin aksine dudakları kıvrılınca daha fazla gülümsedim.

Aslında geçmişe geri dönsem bu anı yaşamamak için tüm okulumu ve hayatımı feda edebilirdim.

|

İlk bölümün sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir.

Continue Reading

You'll Also Like

2.2K 158 7
[•Bedenimde değil, ruhumda sızı sevgilim•] jjk+pjm Mini bir angst.. •11032020 •11032020
610 109 3
Şiddet, küfür, cinsellik vb. şeyler bulunmaktadır! "Sen bana ihanet ettin."
692K 38.4K 40
[TAMAMLANDI] Arkın nereden bilebilirdi ki bozduğu işin arkasında bir mafya babası olduğunu... Hemde bütün hayatını kökünden değiştirecek bir mafya...
470K 36.8K 48
Yıllardır beni kardeşi yerine koymuş bir adamda takılı kalacak kadar aşıktım. NOT: Hikaye eşcinsel evliliklerin gerçekleşebildiği bir zaman diliminde...