Arabadan indiğimde uyuşan popom ve ayaklarımın üzerinde zor duruyordum.
Hemen hemen dokuz saatlik yolun ardından Aksaray da durmuştuk küçük ve tatlı bir şehirdi ve hemen hemen her yer bir birine yakın gibiydi.
Saat sekiz gibi şehire giriş yaptığımız da çokta zorlanmadan bir otel bulmuş ve yemek yemiştik. Ankara'ya yakın olmasına rağmen hiç gelmemiştim ve gerçekten yaşadığım şehre kıyasla daha sakin görünüyordu.
Küçük bir kapalı çarşısı vardı ve çarşının çoğunluğu kuyumculardan ibaretti.
Semsiyeli sokak olarak bilinen sokakta Atlas ile biraz yürüdükten sonra sokakta ki mısırcı abilerin birinden közde mısır alarak şehrin meydanı olarak bilinen yere geçerek saat kulesinin önüne oturmuştuk.
Saat kulesi ne çok uzundu ne de çok kısaydı ama meydana verdiği ayrı bir hava kattığı da bir gerçekti.
Meydanda ki Valiliğin ve Atatürk'ün heykelinin önünde de fotoğraf çekildikten sonra kapalı çarşının diğer bir girişinde olan küçük bir kahve dükkanın önünde ki taburelere oturarak soğuk kahve sipariş etmiştik.
"Buralı bir kıdemli üsteğmen bir arkadaşım var aslında onu arayabilir ve yarın gitmeden nereleri gezeceğimizi sorabilirim?"
Soru sorar gibi kurduğu cümleyle onayımı bekleyen gök mavilere baktım.
Aslında burda duraklama nedenimiz 8 saatlik yol sonucu Atlas'ın çok yorulmuş olmasıydı. Yolda buraya daha önce hiç gelmediğimi söylediğimde ise hem onun dinlenmesi hemde benim gezmem için bir bahane durağı olmuştu.
"Olabilir, az önce Google dan baktığımda buradan Ankara'ya 2.35 saat falan sürdüğünü gördüm yani rahatlıkla gezebiliriz."
"Tamam güzelim ben Batur'u bir arayayım o zaman." Dedikten sonra kendi telefonunu cebinden çıkararak arkadaşının ismini ararken bende kendi telefonumu çıkararak gruba girdim.
Makarna Aşıkları
Bade'm🦋: Tanrım kötü kullarını sen affetsen ben affetmem.
Kıvırcık Gacı🤎: Ay noluyo noluyo noluyo.
Sinir Asrın: Vallahi ben bir şey yapmadım.
Gereksiz kişi Tuğkan: Bende yapmadım.
Bade'm🦋(Gereksiz kişi Tuğkan'ı cevapladı): Sen bana ne yapabilirsin zaten salak.
Gereksiz kişi Tuğkan: Niye öyle dedin kız arada gıcık ediyorum ya seni.
Bade'm🦋: Ay yok be ne Asrın ne de sen bir şey yapmadınız Ömür snapten seri atmış görmüş olmanız lazım onu gördüm de biraz...
Gereksiz kişi Tuğkan: Kıskandın mı kız?
Söyle sevgiline seni de götürsün. Bakın kuzenim diye demiyorum amcamın oğlu diye hiç demiyorum lan soy adı Yanar diye hiç mi hiç demiyorum Atlas Han adamın dibidir. Ha ama bir Tuğkan Yanar olamaz.
Bade'm🦋: Boş yapma lan. Ne kıskanması? Sadece Ömür aşkımı çok özledim ve senin o öküz kuzenin yüzünden bir gün daha geç gelecek.
Sinir Asrın: Hayatımın en güzel olayı bu kadar üzülme onlara da fırsat ve zaman ver. Atlas Han bir saniye bile onunla vakit geçirebilmek için neler neler yaptı ben şahidim.
Bade'm🦋: Olabilir ama ben Ömür'ü özledim.
Kıvırcık Gacı🤎: Ya ben nerene yetmiyorum. Regl oldum dedin beni aradın sana iki kutu milka getirdin hain kostos.
Gereksiz kişi Tuğkan: Aşkım bende regl oldum bize de gelsene.
Kıvırcık Gacı🤎: Ya sen ne boş adamsın be. Bu konunun dalgası mı olur? Milka ineği kovalasın seni Tuğkan.
Sinir Asrın: O değil de Ömür nerde burda benim biricik sevgilim savaş çıkarırken??
Ömür:
Ömür: Ehem ehem meydandayız. Gezilecek yerler için Atlas bir arkadaşını aradı ondan bilgi alacak bende sizler ne yaptınız diye bir bakayım dedim.
Sinir Asrın: Senin yüzünden benim sevdiğim depresyona girdi.
Ömür: Gördüm, özür dilerim Bade. Sadece Atlasla beraber biraz zaman geçirmek istemiştim. Malum her şey yeni yeni yerine oturuyor. Ve ben insan ömrünün bir adımdan daha kısa olduğunu anladım. Bu yüzden onunla tek bir anım eksik geçsin istemiyorum.
Bade'm🦋: Biliyorum balım. Ben zaten şaka yapıyorum. Siz evlenmenize Ay dur yanlış oldu eğlenmenize bakın.
Sinir Asrın: Bebeğim bizde seninle evlenmemize baksak ya nasıl olur?
Gereksiz kişi Tuğkan: B*k gibi olur.
Sinir Asrın: Sanane lan gereksiz kişilik.
Gereksiz kişi Tuğkan: Ne demek sanane? Oğlum kızı zorlama lan!
Bade'm🦋: идиоты. (Aptallar.)
Sinir Asrın: Türkçe konuş lütfen aşkım.
Bade'm🦋: меня не интересует. (İlgilenmiyorum.)
Sinir Asrın: Halbuki en çok benimle ilgilenmen gerekiyor.
Bade'm🦋: Google çeviri de olmasa...
Sinir Asrın: Asıl sen de olmasan ben ben olmam.
Ömür: öğğk
Gereksiz kişi Tuğkan: oğk yağcı.
Kıvırcık Gacı🤎: Yaa ama tatlıydı. Helal lan yusufii.
Ömür: Beynim daha fazla bunlara maruz kalmamalı bu yüzden ben sevdiğimin yanına gidiyorum hoşçağalın.
Bade'm🦋: Dikkat edin kendinize iyi gezmeler.
Kıvırcık Gacı🤎: Dikkat et kendine bebek.
Gereksiz kişi Tuğkan: Allaha emanet olun selam söyle yanında ki hırtoya.
Sinir Asrın: hepsinin aynısı canım.
Ömür: 👍🏻
...
Telefonumu bırakarak Atlas'a döndüğümde o çoktan konuşmasını bitirmiş gülümseyen yüzü ile bana bakıyordu.
"Neden gülüyorsun ki?"
"Bilmem sen yokken çok somurtkan ve huysuz bir adamdım her zaman sabitti ifadem ama kalbim senin adının geçtiği yerde bile tekleyince değişti işler birde üzerine sen geldin hayatım da ki sebebim oldun. Eski Türklerin sevdiklerine karşı kullandıkları bir tabir ve bir efsane vardır Ömür anlatmamı ister misin?"
Onu kafamla onaylayarak meraklı gözlerimi gök gözlerine sabitledim.
"Hayat Ağacı eski Türklerde dünyanın merkezi ve yaşamı simgeler. Bunun bir de şöyle bir efsanesi var,
Bir gün sefer hazırlığı yapan bir alp obasında ki bir kıza aşık oluyor ve kıza nasıl yakınlaşacağını düşünürken gel zaman git zaman bu kıza uzaktan dura dura iyice aşık oluyor ama kıza da gidipte bir şey diyemiyor. Yine bir sefer sonrası bu alp obaya yaralı olarak geliyor ve hayal meyal bir kız görüyor onunla ilgilenen. Kız bir ağacın tepesinde kendisine bakarak el sallıyor, alp kızı hemen tanıyor ve o ağaca gitmeye çalıştıkça batıyor o adım atmaya çalıştıkça yerin altından bir şey onu çekiyormuş. Sonra kıza sesleniyor 'Ey hayat ağacında bana hayat vaat eden kız benim hayat ağacım olur musun?' Kızdan her hangi bir cevap gelmiyor ve daha sonra alp tam umudunu kesecekken kız alpin elinden tutarak bataklıktan kurtarıyor. Alp uyandığında onu kurtaran şifacı ile tanışmak ister ve karşına sevdiği kız çıkınca şok olur. Başından geçenleri ve ona olan sevgisini kıza tek tek anlatan alp kızdan aldığı cevap ile şok olur."
"İyi de kız ne demiş ki?"
Atlas benim sabırsız halime gülümseyerek yüzüme gelen saçları kulağımın arkasına alarak devam etti.
"'Neden bu kadar geciktin Hayat Ağacı?' Demiş. Bizim alp de aslında her gece kızın rüyasına girer ağacın tohumlarını ata ata rüyada büyütürlermiş. Ve sen benim miniğim hayatıma iyi ki girdin beni o çıkmazdan kurtaran her zaman için senin o kelebeklerin bile kalbini hızlandırıp ömrünü uzatacak gülüşün oldu. İyi ki varsın benim Hayat Ağacım."
Gözlerim Atlas'ın dedikleri ile dolarken onun kollarının arasına girerek kalp atışlarını dinlemeye başladım kalbinin her bir atışı için sana şükürler olsun rabbim onu bana bağışladın...
"Hadi artık otele geçelim."
"Tamamdır hadi bakalım."
Atlasla birlikte el ele otele girdiğimizde telefonuma gelen bildirimler ile duraksayarak telefonumu elime aldım.
Baba: Sen mardine diye gidip kendine sevgili mi yaptın orusbu?
Baba: Kulağıma gelemeyecek mi sandın?Gavvat değilim ben.
Baba: Ankara'ya gelir gelmez bunun hesabını vereceksin bunun Ömür!
....
Offff ne diyeceğimi bilemedim Allah bizlere sabır versin bundan sonrası için
:D
Bölüm nasıl sizce??
İnstagram: feyzacim.sakin
Takip ederek alıntı ve bölümlerden haberdar olabilirsiniz.