Anlaşmalı Arkadaş - Yarı Text...

Por spottedsheep

1.5M 99.3K 11.7K

Sınıfın sessiz, asosyal çocuğu Halil ve Umursamaz, haşarı kızı Feride. Text-metin karışık. BU HİKAYE 13.3.202... Mais

BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
BÖLÜM 29
BÖLÜM 30
BÖLÜM 31
BÖLÜM 32
BÖLÜM 33
BÖLÜM 34
BÖLÜM 35
BÖLÜM 36
BÖLÜM 37
BÖLÜM 38
BÖLÜM 39
BÖLÜM 40
BÖLÜM 41
BÖLÜM 42
BÖLÜM 43
BÖLÜM 44
BÖLÜM 45
BÖLÜM 46
BÖLÜM 47
BÖLÜM 48
BÖLÜM 49
BÖLÜM 50
BÖLÜM 51
BÖLÜM 52
BÖLÜM 53
BÖLÜM 54
BÖLÜM 55
BÖLÜM 56
BÖLÜM 57
BÖLÜM 58
BÖLÜM 59
BÖLÜM 60
BÖLÜM 61
BÖLÜM 62
BÖLÜM 63
BÖLÜM 64
BÖLÜM 66
BÖLÜM 67
BÖLÜM 68
BÖLÜM 69
BÖLÜM 70
BÖLÜM 71
BÖLÜM 72
BÖLÜM 73
BÖLÜM 74
BÖLÜM 75
BÖLÜM 76
BÖLÜM 77
BÖLÜM 78
BÖLÜM 79
BÖLÜM 80
BÖLÜM 81
BÖLÜM 82
BÖLÜM 83
BÖLÜM 84
BÖLÜM 85
BÖLÜM 86
BÖLÜM 87
BÖLÜM 88
BÖLÜM 89
BÖLÜM 90
BÖLÜM 91
BÖLÜM 92
BÖLÜM 93
BÖLÜM 94
BÖLÜM 95
BÖLÜM 96
BÖLÜM 97
BÖLÜM 98
BÖLÜM 99
BÖLÜM 100 FİNAL
ÖZEL BÖLÜM 1
ÖZEL BÖLÜM 2
ÖZEL BÖLÜM 3

BÖLÜM 65

11.7K 844 87
Por spottedsheep


🌼🌼🌼


Bugün güzel başlamıştı fakat okula gelir gelmez matematik quizi olduğunu öğrenince kimilerimiz için güzel bitmeyeceğini belli olmuştu. Benim için sorun yoktu, her türlü yapardım. Ama Halil bayağı zorlanıyordu. Kağıdımı açıp göstermeye çalışıyordum soruları ama bakmamayı tercih ediyordu. Herhalde kopya sevmiyordu, bana verseler havada kapadım ama o da böyleydi işte. 

Sonunda quiz biterken kağıtlarımızı teslim ettik. Halil kağıdını verir vermez direkt başını masaya koyup yattı. Galiba bayağı kötü geçmişti. Yüzünü göremediğim için ne yaptığını da anlamıyordum. Bu yüzden kulağına doğru yaklaşıp "Halil." diye fısıldadım. 

Bana bakmadan "Efendim." diye cevap verdi. 

"Üzgün müsün?" diye sordum bu sefer.  Halil'in sessizliğinden üzgün olduğunu anlamıştım. Ne yapsam diye düşündüm biraz. Şu an pek de yapabilecek bir şeyim yoktu aslında. Ortaokula ilk başladığımda beraber oturduğum sıra arkadaşım biraz çocuksu birisiydi. Benim en yakın arkadaşı olduğumu iddia eder, ara sıra bana küserdi. İyi niyetli bir kızdı, ben de bunu büyük dert ediyormuş gibi yapıp nedenini bile bilmediğim küslük için gönlünü alırdım. Hemen de barışırdı zaten. Bazen böyle Halil gibi kafasını sıraya gömerdi, ben de gıdıklardım kalksın diye. Çok gülerdi o zamanlar. Halil bana küsmemişti ama o da güler diye düşünerek ellerimi beline yerleştirip gıdıklamaya çalıştım. Fakat elimi değdirdiğim an da   "Ah." diye bağırıp havaya zıplayan Halil hiç de ortaokul arkadaşım gibi bir tepki vermemişti. Hoca da dahil tüm sınıf bize dönerken gözlerim şaşkınlık içinde sınıfa bakındı. Halil yüzünü buruşturup beline tutarken, galiba Halil'in tiki varmış diye düşündüm. 

Yani bende ki şansa tüküreyim, herkes saçma sapan bize bakıyordu. 

"Halil iyi misin oğlum?" diye sordu hoca. 

Halil ensesini kaşıyıp "İyiyim hocam." diye mırıldandı. Hocanın gözleri Halil'den çekilip benim üstümde dolandığında kendimi açıklama gereği hissettim. "Halil quiz yüzünden biraz üzülmüş de hocam gülsün diye gıdıklamak istedim. Ama galiba tiki varmış." 

Hocamız dünyanın en tatlı matematik hocasıydı zaten. Gülümseyip sınıf defterini yazmaya başladı. Bazıları bize gülerken ben de güldüm. Halil birden çok saçma bir ses çıkarmıştı. Ona baktığımda utanmışa benziyordu. Elimi uzatıp yanağını sıktım. Halil tebessüm ederek önüne döndü ve ben de arkama yaslandım. 

"Bazıları buranın bir sınıf olduğunu unutuyor galiba, çocuk parkı zannedenler var." 

O sinir bozucu ses cam kenarından gelip benim kulağıma ulaştığında derin bir nefes alıp verdim. Kafamı yana çevirdiğimde Serkan'ın o meymenetsiz suratıyla karşılaşmak şaşırtıcı değildi. 

"Ya Serkan, teneffüste uzun eşek oynayıp, kağıttan uçakları birilerine fırlatan adamsın. Ciddi ciddi biz mi burayı çocuk parkı sanıyoruz." 

Sınıftan bir 'Oooo' sesi yükselirken göz devirip önüme döndüm. Halil bana bakıyordu. "Boş ver." dedi kısık sesle. 

Ben boş verecektim de Serkan'ın durmaya pek niyeti yoktu. "Yanında çocuk gezdiren de sensin Feride." diye söylendi sanki çok mantıklı bir cümle kurmuş gibi olduğu yerde yayılarak. 

Halil altta duran elimi tutup sıktı. Onunla konuşmamı istemiyordu biliyordum. Ama sessiz kalamıyordum, çünkü böyle bir yapım yoktu. Halil'in tuttuğu elimi havaya kaldırıp Serkan'a bakarak Halil'in elinin üstüne bir öpücük kondurdum. "Senin çocuk dediğin kişi benim sevgilim yalnız, ayrıca zekan biraz düşük bilmiyor olabilirsin hatırlatayım, biz aynı yaştayız. Ha sen hareketlerini çocuksu buluyorsan, ayı olmaktan daha iyidir." dedim ve önüme döndüm. 

Ön taraftan Emir, elliyle kapak işaret yaparken bazıları şaşkınlıkla bize bakıyordu. Bunlardan biri de hocaydı. Ama yüzünde gülümseme de vardı. Halil'in çok sessiz bir çocuk olmasına üzüldüğünde şahit olmuştum bu hocanın. Açıkçası çok yufka yürekli birisiydi, muhtemelen sevinmişti bize. Zaten başka hoca olsaydı o ortamda açıkça söylemezdim bunu. 

Ama asıl şaşıran kişi Halil'di. Hiçbir zaman insanların gözünün önünde flört etmemiştik. Eminim çoğu kişi bizi yakın arkadaş sanıyordu. Halil kızaran yanaklarını saklamak ister gibi başını aşağı eğdi. Yine çok sevimli gözüküyordu. Serkan ise tam olarak solmuştu. Sürekli küçük gördüğü bir çocuğun sevgili yapmasına mı desem, sevgilisinin, yani benim asla altta kalmayıp her seferinde onu alt etmem mi desem bilmiyordum. Ama bayağı bozulmuştu belliydi. Kendi kendine güldü, sonra ise yüzünü buruşturdu. 

"Standartların epey düşükmüş Feride, senden daha farklı seçimler beklerdim." dedi yine o alaycı bakışlarıyla. Altta kalmamaya çalışıyordu. Tam ağzımı açacaktım ki önümüzde oturan İrem Serkan'a dönüp "Halil gayet yakışıklı bir çocuk Serkan'cığım. Feride'nin standartlarına laf edeceğine bir göz doktoruna görün bence."

Kızın söylediklerine göz devirdi Serkan. "Sen karışmasan olmaz, aman." diye söylendi. İrem, Serkan'a bakıp yarım ağız güldükten sonra Halil'e döndü. "Takma şu gevşeği, bazen iyi  oluyor bazen mala bağlıyor. Bipolar mı nedir?  Sen boş ver gayet yakışıklı çocuksun." 

Halil elini ağzına kapayıp sessizce güldü. "Teşekkür ederim, sen de güzelsin." dedi tebessümü silinmeden. İrem bir Halil'e bir de bana baktı. "Siz şimdi sevgilisiniz ha." dedi hınzırca gülümseyerek.     

Halil yerinde dikleşerek masanın üstündeki elimi tuttu. "Evet, ben Feride'ye çok aşık oldum." dedi bundan mutluluk duyduğunu belli ederek.

İrem gülerek ikimizde göz gezdirdi. "Ben de sınıfa senden bir hafta önce geldim Feride, Halil'i hep soğuk diye anlattılar sınıfta. Kimseye cevap vermeyip uyuyormuş. Ön yargı vardı ama gayet cana yakın duruyor. Sen mi değiştirdin bu çocuğu yoksa? "deyip göz kırpınca Halil'le birbirimize bakıp güldük. 

"O hep böyleydi, sadece yakın olunca anlıyorsun dünyanın en masum insanı olduğunu." dedim Halil'e bir kez daha büyülenirken. 

İrem 'Oooo' diye konuştu halimize. "Siz olmuşsunuz." 

Halil ciddi bir ifade takınıp "Olmuşuz tabii." diye konuşunca ikimizde gülmeye başladık. O sırada çalan zil ile hoca dışarı çıkınca daha da sesli güldük. İrem "Ben kantine gidiyorum bir şey ister misiniz? Ben zenginim." dedi ikimize karşı. 

Halil kıkırdayıp "Ben de zenginim." deyince şaşkınlıkla ona baktım. Hiç böyle bir söz duymamıştım ağzından. İrem Halil'e bakıp "Anan Mihre Beste, zengin olduğunu biliyoruz." diye söylendi. 

"Ben de bundan birkaç yıl sonra olmayı düşünüyorum İnşallah." dedim işe girdiğim günleri hayal ederek. 

İrem ikimize de gülüp sınıftan çıkarken Halil bana döndü. "Demek birkaç yıl sonra zenginsin Hım." dedi ve başını öne eğip yerinde kıpırdandı.

Elimi çenesine koyup yukarı kaldırdım başını. "Ne sandın oğlum, bu kadar yüksek notları niye alıyorum sanıyorsun." 

Halil'in gülen sıratı bir an solarken yüzünden kısa bir an şaşkınlık ifadesi geçip kayboldu. "Ha sen onu diyorsun." dedi dudağını ısırıp. 

Anlamayarak baktım ona. "Sen ne sandın ki Halil'im?" diye sordum. 

Halil kafasını iki yana salladı. "Bir şey yok ya, boş ver sen." 

Ellerini tutup "Hadi Halil ya." diye ısrarda bulundum. "Lütfen söyle merak ettim çok."         

Halil'in biraz gülesi gelmişti. Yine de düz tutmaya çalışıyordu ifadesini. Başını yine iki yana sallayıp ellerini kurtarmaya çalıştı. İzin vermeyip daha sıkı tuttum. 

"Hadi söyle ya vallahi merak ettim." 

"Hayır Feride ısrar etme." 

"Ya Halil söyle işte, benimle alakalı merak etmem normal." 

"İstemiyorum, utandım zaten boş ver" 

"Yaaa utandıysan kesin çok tatlı bir şeydir lütfen söyle." 

Halil oflayarak bana baktı. Dudağını ısırarak kaçmayı bıraktığında pes etmiş gibi görünüyordu. 

"Şey sandım, yani şeyden bahsediyorsun sandım işte." diye mırıldandı. 

"Neyden?" diye sordum merakla. 

"Ya Şey işte hani ben zenginim deyince, sen de dedin ya birkaç yıla ben de olacağım diye." mırıldanıp yine sustu. Nedense bu dediğinden sonra çok gülecekmişim gibi geliyordu şu an. 

Halil nefes verip devam etti. "Yani Halil'le evlenip ben de zengin olacağım dedin sandım, heyecanlandım." 

Halil'in söyledikleriyle düşlediğim gibi gülesim gelmemişti, ama Halil başta söylediğim gibi gözüme çok tatlı gelmişti. 

"Ya Halil ya." deyip kafasından tuttuğum gibi kendime çektim. Başını göğsüme yaslandığında o muhtemelen boğulurken ben onu sevmekle meşguldüm. Dayanamayıp çenemin altında duran kafasını ısırdım. Halil geri çekilerek kafasını tuttu. "Feride sen de hep ısırıyorsun ama." diye mırıldandı kızmış gibi. 

İşaret parmağımı üzerine doğru sallayıp  "Sen sus çok tatlısın." dedikten sonra yanaklarına uzandım. Asık suratı yüzünden daha da yumuşak duran yanakları tam oyun hamuru gibiydi şu an. İki yanağını da sıkarken, Halil de uzanıp benim yanaklarımı sıkmaya çalıştı. Geri çekilip izin vermeyince "Sen yaparken iyiydi gel buraya Feride." dedi yanaklarıma uzanırken.    

"Dur lan." diye bağırıp yüzümü saklamaya çalışsam da Halil ellerimi yüzümden çekip direk. yanağımı kaptı. Yanaklarım çok yumuşaktı biliyordum ve küçüklüğümden beri sıkılmasından nefret ediyordum. Özellikle akrabaların yanaklarımı sıkmaktan kızarttığı günler gelmişti aklıma. Yeni keşfeden Halil'de en az onlar kadar korkutucu görünüyordu. 

"Lan bırak." diyerek ellerini itmeye çalışınca Halil geri çekilip gülmeye başladı.   "Sen yaparsan ben de yaparım." 

"Sen çok tatlıydın ama, bana suç bulma." dedim kendimi haklı görerek. 

Halil gözlerini kısıp bana baktı. "Ne yapayım öyle anladım işte, hem anlat diye ısrar eden sensin." 

Yüzümde içten bir tebessüm oluşurken bu sefer sıkmak için değil okşamak için uzandı elim  güzel yüzüne. "Halil ben var ya, seni çok seviyorum ha." dedim gözlerine bakarak. 

Halil'in dudakları kıvrılırken başını yana yatırıp avuç içimi öptü. 

Çalan zil olmasaydı öyle bakmaya devam ederdim suratına. Halil iyi ki benimleydi. 





İlk kitabım Kırmızı Çizgiye de isterseniz göz gezdirebilirsiniz. Yakında ona da bölümler atmaya başlayacağım. 

Continuar a ler

Também vai Gostar

961K 40.7K 36
Kolyesini kebapçı da unutan ve kebap yemeyen o fenomen kızla, hayatı kebaptan ibaret olan erkek ilişkisi..🧚‍♀️
80.9K 11K 64
🌸Wattys2022yarıfinalisti🌸 🌸Watty Uzaktan Kopup Gelenler Listesi🌸 Yetişkinliğe yavaş yavaş adım atarken para kazanmak ve sorumluluklarınızı yerine...
17.8K 1.5K 13
Felix zorbalarından kaçarken yolunu kaybetmiş ve bilmediği bir mahalleye gelmişti.Lâkin bütün evler o kadar eskiydi ki, bir ev dışında.Tek şansı o e...
1.3M 75.3K 48
Hale, sosyal medyada yazdığı bir yorumun hayatını bu denli değiştireceğini nereden bilebilirdi ki.