YENİDEN | TAMAMLANDI |

By yazankelebek_

3.1M 195K 53.3K

Bu sefer doğum sırasında karışan bir bebek yok. Bir kızın ailesini kaybettikten sonra kurduğu yeni ailesini o... More

1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM PART 1
34.BÖLÜM PART 2
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37. BÖLÜM PART 1
37.BÖLÜM PART 2
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
44.BÖLÜM
FİNAL
YILBAŞI ÖZEL BÖLÜM
14 ŞUBAT ÖZEL BÖLÜM
ÖZEL BÖLÜM 3
YENİDEN
ÖZEL BÖLÜM 4
ULUHAN AİLESİ YENİ KİTAP

24.BÖLÜM

71.3K 4.6K 1.2K
By yazankelebek_


DURU'NUN GİYDİĞİ ELBİSE


24.BÖLÜM

DURU ULUHAN'DAN

Titreyen parmaklarımı daha fazla görmek istemediğim için ellerimi iki yanımda yumruk yaptım ve odada tek başıma oluşumu fırsat bilerek yanaklarımdan süzülmesine izin vermediğim için direnen göz yaşlarıma sonunda izin verdim.

Dudaklarımdan bir hıçkırığın ya da acı dolu bir feryadın çıkmasını istemediğim için dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım ve akan burnumu sertçe çektim.

Yalnız olmak istemiyordum.

Yalnız olduğumda kalbim zihnimi öyle acı dolu anılar ile dolduruyordu ki dayanamıyordum.

Öldüklerini istemesem de kabullenmek zorunda kalmıştım ama bu yokluklarına alıştığım anlamına gelmiyordu.Beş ay olmuştu belki de alışmam gerekiyordu ama yapamıyordum.

Tüm gün ders çalışarak ya da Batı ve Yamaç ile vakit geçirerek düşünmemeye çalışıyordum ki işe de yarıyordu ancak ne zaman uyusam ya da yalnız kalsam canım acıyordu.

Daha fazla yalnız kalmak istemediğimi fark ederek yorganı üzerimden ittim ve çıplak ayaklarımla parkeye bastım.Odadan çıktığımda Yamaç'ın bu saatte Batı'nın yanında olabileceğini düşünerek adımlarımı oraya yönlendirdim. Aynı zamanda iç çekişlerimin duyulmaması içinde sessiz olmaya çalışıyordum.

Batı'nın odasına geldiğimde aralık kapıdan içeri girdim.

Düşündüğüm gibi Yamaç buradaydı.

Batı'nın yatağına uzanmıştı ve göğsüne yatırdığı Batı'ya sarılarak uyumuştu.Sessiz olmaya çalışarak yatağın yanında diz çökerek yere oturdum.

Batı'nın küçük kolları ile Yamaç'ın gövdesine sarılmış olmasıyla gözyaşlarıma inat dudaklarımda bir tebessüm belirdi.

Birlikte uyurken o kadar masum ve güzel duruyorlardı ki Yamaç'ı uyandırmaya kıyamadım ve yatağın etrafından dolaşarak yorganı hafifçe kaldırdım , boş yere uzanarak başımı Yamaç'ın göğsündeki boş yere yasladım.

Bedeni kıpırdandığını onu uyandırmaktan endişe duyuyordum.

''Duru.''diyerek fısıldayan sesini duyduğumda gözlerimi sıkıca birbirine bastırarak kapatıp açtım ve boştaki elimle telaşlı bir şekilde yanaklarımdan süzülmeye devam eden göz yaşlarımı sildim.

Batı'nın uyanmaması için bende aynı şekilde fısıldayarak, ''Efendim?''diye sordum.

''Ağlıyor musun?''

Hızlı bir şekilde ''Hayır.''dedim.

''Yüzüme bak.''dediğinde yanağımı daha çok göğsüne yasladım.

''Yüzüme bak prenses.''derken kaçışım olmadığını biliyordum.

Başımı hafifçe geriye eğerek göz göze gelmemize neden olduğumda kaşları çatıldı ve yattığı yerde doğruldu.

Hiçbir şey demeden kucağındaki Batı'yı yatağına yatırdı ve yorganı omuzlarına kadar örttükten sonra alnına da şefkatli bir öpücük bırakmayı unutmadı.

Beni kolunun altına aldı ve beraber Batı'nın odasından çıkarak odamıza gittik.

Odamıza gelir gelmez kolunun altından çıktım ve dakikalar önce oturduğum yerime oturdum.Yamaç da gelip yanıma oturdu ve yüzüme değen saç tutamlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

''Neden ağladın birtanem?''diye sorarken bakışlarındaki şefkat , ses tonuna da yansımıştı ve ona sarılmaktan kendimi alıkoyamadım.

Kolları arasına girdiğimde kasılan bedenim gevşedi ve derin bir nefes alıp verdim.

''Onların öldüğünü kabullendim ama alışamıyorum Yamaç. Ben yine evde hiçbir iş yapmadığım için annemin beni azarlamasını istiyorum.Beraber kahve içerken ettiğimiz sohbetlere geri dönmek istiyorum.Babamın küçük kızı olmak istiyorum ama artık sadece isteyebilirim.Yaşayamam.''dedim ve titreyen ses tonuma daha fazla hakim olamayarak dudaklarımdan hıçkırıkların kaçmasına izin verdim.

Sıcak göz yaşlarım yanaklarımdan süzülürken Yamaç'ın bir elini saçlarımın üzerinde diğer elini de sırtımda hissettim.

''Babanın yerini tutamam biliyorum ama istediğin zaman benim küçük kızım olabilirsin.Batı'yı parka götürdüğümüzde seni da salıncakta sallarım.Kaydıraktan kaymak istersen düşme diye seni beklerim.Naz yaparak aldırmak istediğin her şeyi alırım.Severim seni.Annenin de yerini tutamam ama seni hep dinlerim.Ne hakkında sohbet etmek istiyorsan seninle sohbet ederim.Ev işi yapmadığın için azarlanmak istiyorsan seni azarlarım.''dediğinde söylediği şeylerin anlamı kalbimin onun için daha fazla atmasına neden oldu.Sonlara doğru söylediği şey ile istemsizce gülümsedim.

Boğuk ve kısık çıkan sesimle ''Bence sen beni azarlamaya kıyamazsın.''dedim.

Saçlarımın üzerine bir öpücük bıraktıktan sonra konuşmaya devam etti, ''Onların yerini asla tutamam ama kendini eksik hissetmemen için her şeyi yaparım.Tüm sevgim ve şefkatim sana ait.Biz evliyiz ve birbirimizi seviyoruz.Artık birbirinden ayrı ailelerimiz yok.Biz ikimiz bir aileyiz.Yeniden bir aileyiz.Ve aileler birbirini sever,birbirinin yanında olur,birbirlerini kimseye muhtaç etmez.Onları her zaman özleyeceğini biliyorum ama bu özlemi canını yakarak hissetme, benim yanıma gel.''dedi.

Kollarımı beline daha sıkı sardım. ''İyi ki seninle evlenmişim.İlk başta ne yapacağımı bilemiyor sürekli düşünüyordum.Aramızdaki yaş farkı yüzünden, Batı'ya annelik edip edemeyeceğim yüzünden hep düşünüyordum ama sana evet dediğim için kendimi hiç pişman hissetmediğini fark ettim. Sana hayır desem başkası ile evlendirilecektim.Ona da hayır desem ve evden kaçsam, kendi başımın çaresine bakabileceğime dair özgüvenim yoktu.Korkağın tekiydim.Risk almaya cesaretim yoktu.Evlendikten sonra farkında olmadan cesur ve özgüvenli olmayı bana sen öğrettin ve her gün bana daha fazlasını öğretiyorsun.Hiçbir zaman birini bu kadar sevebileceğime inanmamıştım ama gerçek bu.Seni çok seviyorum.''dedim ve akan burnumu bir kez daha çektim.

Kolları arasından çıktığımda Yamaç şakağıma şefkatli bir öpücük bıraktı ve komodine uzanarak üzerindeki mendillerden birini aldı.

Elindeki mendil ile bana döndü ve beklemediğim bir anda akan burnumu sildiğinde utanarak kirpiklerimin altından ona kaçamak bakışlar attım.

Burnumu sildikten sonra avuçlarını yanaklarıma yasladı ve baş parmakları ile yanaklarımı okşadı.

Birkaç dakika sonra avuçlarını yanaklarımdan çekti ve alnını alnıma yasladı.

Sıcak nefesini yüzümde hissederken, ''Seni seviyorum.''diye fısıldadı ve dudaklarını dudaklarımla birleştirerek öpmeye başladı.

Bu öpücük tutkulu değil şefkatli bir öpücüktü.

•••

Daha rahat etmek için saçlarımın uçlarını gevşekçe örmeye başladım.

Dün geç saatlerde uyumamız rağmen sabah hastaneye gideceğimiz için erkenden uyanmıştık ve yolda Yamaç'ın pastaneden aldığı sıcak açmalar ile kahvaltımızı etmiştik.

Öğlene kadar hep birlikte hastanede kaldıktan sonra Asmin ablayı taburcu etmişlerdi ve Doğu bebeği evine götürmüştük.Çok ufak bir şeydi ve insan ona yaklaşırken incitmekten korkuyordu.

Eve geldiğimizde Yamaç uykusu olduğunu söyleyerek odamıza çıkmıştı bende salonda Batı ile birlikte oturuyordum.

Sıkılmış olmalı ki mavi gözleriyle yüzüme bakmaya başladı ve hemen ardından minik dudaklarını araladı.

''Anne saklambaç oynayalım?" dediğinde dudaklarımda beliren tebessüme engel olamadım.

İstediği her şeyi yapmak ve onu mutlu bir şekilde görmek istiyordum.

''Oynayalım ama ilk ebe sensin.''dediğimde itiraz edecek gibi olsa da hemen kabullenmişti.

Son zamanlarda dikkatimi çeken bu konu hakkında Yamaç ile konuşmalıydım.

Batı bana hiçbir zaman itiraz etmiyordu ne söylesem tamam diyordu ama aynı şeyler Yamaç için geçerli değildi.

Batı duvara kolunu yasladı ve kolunun üzerine de yüzünü yaslayarak gözlerini kapattı.

''Biy, iki,üç,döyt,beş,altı,yedi,sekiz,dokuz,on! Önüm aykam sayım solum sobe!''

Tatlı bir şekilde sayarken beni kolayca bulabilsin diye hemen kapının yanına saklanmıştım.

Gözlerini açarak arkasını döndü ve etrafa bakmaya başladı.

Çatık kaşları ile bir süre içeriye bakındıktan sonra bilerek ses çıkardım.Hevesli bir şekilde başını kaldırdığında saklandığım yerden çıktım ve koşar gibi yaptım ama koşmayarak Batı'nın beni sobelemesine izin verdim.

''Sobe!Annemi sobeledim ben''

Gülerek yanına gittim ve saçlarını karıştırdım.

''Hadi saklan bakalım.''dedim ve gözlerimi kapatarak saymaya başladım.

Batı'nın aksine yirmi beşe kadar saydım ve ardından gözlerimi geri açtım.

İlk önce salonun her yerine baktım ardından da sırası ile koridora ve mutfağa baktım ama Batı hiçbir yerde yoktu.

Hissettiğim endişe ile kalbim hızlı bir şekilde atmaya başladığında misafir odalarını da hızlı bir şekilde kontrol ettim ve boş odalarla karşılaştığım için hızlı bir şekilde bahçeye çıktım ama hiçbir yerde yoktu.Telaşlı adımlar ile koşarak içeri girdim ve merdivenleri çıktım.

İlk önce Batı'nın odasına ardından da banyoya baktım.Sırasıyla kütüphaneye, Yamaç'ın çalışma odasına,misafir odalarına baktım ama Batı yoktu.

Bizim odamızda olmasını umarak kapıyı aralayarak içeri girdiğimde hissettiğim endişe ile sesimin yükselmesine engel olamadım.

''Batı!Ben seni her yerde arıyorum bulamayınca çok korktum ama sen burada çikolatalı süt mü içiyorsun!?Ayrıca ben ne dedim?Bahçe ve üst kat yok dedim.''

Batı haklı olduğumu bildiği için kaçamak bakışları ile kirpiklerinin altından bana baktı ve elindeki sütünü içmeye devam etti.

Elinden sütünü çektiğimde dudaklarını büzmüştü.

Sert ve otoriter çıkan sesimle ''Bana cevap ver.Kafana göre davranarak bizi endişelendiremezsin.''dedim.

Mavi gözleri ile yüzüme baktıktan sonra bana arkasını döndü ve uyuyan Yamaç'ın göğsüne sokulduğunda , ''Batı!''dedim.

Suçlu olduğu zaman kaçarak kurtulacağını ya da ağlayarak kendini affettireceğini düşünmemeliydi .

Yamaç seslerimize uyanarak gözlerini araladığında ilk önce göğsünde yatan Batı'ya baktı ama Batı yüzünü daha çok babasının göğsüne yaslayarak yüzünü gizledi.

Yamaç uykudan yeni uyandığı için pürüzlü çıkan sesiyle ''Neler oluyor?''diye sordu.

''Bunu Batı'ya sorman gerek.''dedim sert bir şekilde ve elimdeki sütü komodinin üzerine bıraktım.

''Anneyi neden sinirlendirdin oğlum?''diye sordu Yamaç şefkatle ama Batı cevap vermedi.

''Annem bana bayıydı.''

Yamaç bakışlarını bana çevirdiğinde, ''Neden bağırdığımı da söylemelisin.''dedim.

Batı küçük omzunu silktiğinde yatağın boş kısmına oturdum.

''Elimden sütümü de aldı!''diyerek beni Yamaç'a şikayet etmeye devam etti.

Yamaç bir açıklama bekler şekilde yüzüme baktığında küçük beyin suçunu itiraf etmeyeceğini fark ettim.

''Saklambaç oynuyorduk.Ebe ben olmuştum ve saymayı bitirdiğimde Batı'yı aramaya başladım ama alt katta hiçbir yerde bulamadım haliyle de korktum.Bahçeye baktım ama orada da yoktu.Sonra üst kata çıktım ve her yere bakmaya başladım.Bizim odamızda buldum.Benim oturduğum yerde mutfaktan ne ara aldığını bilmediğim sütünü içiyordu.Bende ona bir şey oldu korkusuyla evin her yerinde onu arıyordum.Onun burada rahat bir şekilde oturup süt içtiğini görünce sinirlendim.''

Yamaç, Batı'nın saçlarının üzerine bir öpücük bıraktığında ''Annenden özür dilemelisin.''dedi.

Batı birkaç dakika sessizce durdu ve ardından ''Özüy dileyim anne.''dedi.

•••

DÖRT GÜN SONRA

Elinde zar zor taşıdığı kumbarayı kucağıma bırakırken "Anne." dedi.

"Babama hediye, payam vay."

"Babana hediye mi almak istiyorsun?"

Başını olumlu anlamda salladığında kumbarasını koltuğun üzerindeki boşluğa bırakarak onu kucağıma oturttum.

"Kumbaran ağırmış."

Hevesli bir şekilde başını olumlu anlamda sallayarak "Evet! Benim Biy süyü payam vay." dedi.

Gülerek kumbarasını açtığımda koltuğun üzerine saçılan bozuk paralar ile gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. On kuruşlar ve beş kuruşların yanındaki bir liralar ile dudaklarımı sıkıca birbirine bastırdım. En fazla otuz lira vardı burada ama hepsi bozuk paralardan oluştuğu için kumbara ağırdı.

Bu para ile hediye alamayacağını söyleyerek hevesini kırmak istemedim. O kendince biriktirdiği parası ile hediye aldığını sansa da parasına dokunmayacaktım.

İşin ironik kısmı ise ikimizde hediyelerimizi Yamaç'ın verdiği kart ile alacaktık.

Batı'nın heyecanlı hali ile istemsizce bende heyecanlanmıştım. Hızlı bir şekilde hazırlandıktan sonra hediye almak için evden çıkmıştık.

Batı,Yamaç'a oyuncak araba ve gömlek almak istemişti. Yamaç'ın oyuncak oynayacak yaşı geçtiğini söylemek istesem de hevesini kırmamak için bir şey söylemedim.

Onu kırmayarak istediklerini aldım ve hediye paketi yaptırdım.

Kendimde Yamaç'a hediye olarak şık ama sade bir kol saati ile siyah bir takım elbise almıştım.Şirkete giderken her gün takım elbise giyiyordu ve elinin altında bir tane fazladan takım elbise olmasını sorun edeceğini düşünmüyordum.

Doğum günü hediyelerimizi aldıktan sonra marketten pasta için gerekli malzemeleri de aldık ve bizi almaya gelen Yaman abi ile eve geri döndük.

Bizi iyi ki Yaman abi almaya gelmişti çünkü Yamaç'a mesaj gitmesin diye kredi kartını kullanmamış ve her şeyi nakit para ile almıştım ama cüzdanımdaki nakit para bitmişti.

Yamaç'ın doğum günü yarındı bu yüzden pastayı bugün Yaman abilerde yapacaktık ve orada kalacaktı.Evde yapsaydık pastayı buzdolabında görürdü.

Yaman abi rahatımıza bakmamızı söyleyerek yukarı kata Asmin abla ve Doğu'nun yanına gitti.

Telefonumdan son kez tarifi izledim ve basamak merdiveni tezgaha yaklaştırdım.

Batı'nın ısrarları sonucunda aldığım kakaolu kremşantileri kaba boşaltım ve bir bardak süt ekleyerek çırpmaya başladım.Normalde mikser kullanırdım ancak Doğu her saniye uyuyordu ve onu ağlayarak uyandırmak istemezdim.

Batı sabırsız bir şekilde ''Ben ne yapacayım anne?''diye sordu.

''Sıranı bekle bebeğim.''

Kremşantinin kıvamına ulaşması beklediğimden uzun sürmüştü ama sorun değildi , donması için kremşantiyi buzdolabına koydum ve pastayı yapacağım tabağı tezgahın üzerine bıraktım .Asmin abla lazım olabilecek her şeyi masanın ya da tezgahın üzerine koymuştu.

Marketten aldığım pasta keklerinin paketlerini dikkatli bir şekilde açtım ve tabanını tabağın üzerine koydum.Pasta kekini kendim yapacak kadar yetenekli değildim maalesef bu yüzden hazır kekle yapacaktım.

Batı yüzündeki merakla ''Anne bunu biz niye yapmıyoyuz?''diye sordu.

''Çünkü bebeğim annen o kadar da hamarat değil.''dedim ve ona öpücük attım.

Kıkırdayarak yüzüme baktı ve ardından hevesli bir şekilde ona uzattığımda kaşığı aldı.

Batı'nın da bir şeyler yaparak hevesini kaybetmemesi için keki süt ile ıslatmasına izin verdim tabi kekin fazla ıslak olmaması için onu sürekli kontrol etmem gerekiyordu.

Buzdolabından çıkardığım kremşantiyi Batı ile birlikte kekin tabanına koyduktan sonra marketten aldığım çeşitli meyveler ile birlikte rendelediğim çikolataları içine yerleştirdim.

Batı ile birlikte hareket etmek zor da olsa dört katlı pastamızı tamamlamış ve yarına da kadar güzelce donması için buzdolabına yerleştirmiş ardından da mutfağı toparlamıştım.

Yüzündeki hevesli gülümsemesiyle ''Çok güzel oldu.''dedi.

Gülümsemesi bana da bulaştığında, ''Evet çok güzel oldu.''dedim.

•••


Gergin bir şekilde aynadaki yansımamı süzerken pijamalarımı giymemek için kendimi zor tutuyordum. Asmin abla dolabımı karıştırana kadar böyle bir elbisem olduğunu bile bilmiyordum.

Asmin abla aralık kapıyı açarak içeri girdi ve aynaya yansıyan yansımamdan üzerimdeki elbiseye baktı.

Yüzündeki beğenmişliğin bıraktığı ifadeyi saklama gereği duymadı ve ''Çok güzel olmuşsun.''dedi.

''Teşekkür ederim ama ben pijamalarımı geri giysem daha iyi olur.''dediğimde güldü.

''Öyle bir şey yapmak yok.''dedi ve omuzlarımdan tutarak beni odadan çıkardı.

Beraber merdivenleri inerek salona doğru yürümeye başladık.

Yaman abi kanepenin önünde diz çökmüş otururken hemen yanında da Batı vardı ve kanepenin üzerine yatırılmış olan Doğu ile konuşuyorlardı.

''Ben abinmişim senin.''dedi Batı ve küçük parmaklarını kendi parmaklarından küçük olan Doğu'nun parmaklarına değdirdi.

Doğu minicik eli ile Batı'nın parmaklarını tuttuğunda Batı kıkırdadı.

''Seni çok sevmiş.''dedi Yaman abi ve Batı'nın saçlarının üzerine bir öpücük bıraktı.

Böyle güzel bir aile olmalarına içten bir şekilde gülümsedim. Şuan akrabalarımın yanında olsaydık Batı, Doğu'yu kıskandığı için azarlanırdı ve haliyle küçücük bebeğe sinirlenebilirdi.

''Oğlum, abini sev ama amcanı sevme.Onun kucağından inmemezlik yaparsan bozuşuruz.''

''Yaman!''

''Hayatım?Öyle demek istemedim yanlış duydun.''

''Eminim yanlış duymuşumdur.''dedi Asmin abla ve gözlerini devirdi.

''Çok güzel olmuşsun güzelim.''

''Pyenses gibi olmuşsun anne!''

Batı ve Yaman abi aynı anda konuştuğunda onlara utangaç bir şekilde gülümsedim. Yamaç'ın ettiği iltifatlara alışmıştım ilk zamanlardaki gibi utançtan saçma sapan şeyler yapmıyordum ama Yamaç dışında birilerinden iltifat duymak hala alışamadığım bir durumdu.

Zil sesi evin içerisinde yankılandığında telaşla birbirimize baktık. Asmin abla , Batı'nın elini tutarak salonun çıkışına yöneldi.

''Canının çok cips çektiğini söyle babanı markete götür ama sakın süprizden bahsetme, tamam mı yavrum?''diyen Asmin ablanın sesini salondan çıkmasına rağmen duyabiliyorduk.

Birkaç dakika sonra Asmin abla salona geri geldiğinde hızlı bir şekilde salondaki masanın üzerine yiyecekleri ve pastayı yerleştirdik. Yaman abi de Doğu'yu salondaki küçük beşiğe yerleştirerek bize yardım etmişti.

Perdeleri çektikten sonra ışığı da kapattık ve Yaman abi kapıyı açmak için yanımızdan ayrıldı. Heyecanlı bir şekilde Yamaç'ı beklerken ilk önce Batı salona koşarak geldi ve hemen yanımda durdu.Hızlı bir şekilde mumları yaktığımda Yaman abi ve Yamaç'ta salona gelmişti.

Yamaç salona gelince masanın üzerindeki pasta tabağını aldım , hızlı ve dikkatli adımlar ile yanına ulaştığımda hep bir ağızdan, ''İyi ki doğdun Yamaç!''diye bağırırken Batı'nın bizlere tezat sesi rahatlıkla duyuluyordu ve Yamaç birkaç saniyeliğine bakışlarını Batı'ya yönelterek ona şefkatli bir şekilde gülümsedi.

''İyi ki doydun baba!!''

Yamaç hepimize gülümseyerek baktığında mumların erimeye başladığını fark ettim.

''Mumlar eriyor.''dediğimde gözlerimin içine bakarak gülümsedi ve ardından pastanın üzerindeki tüm mumları söndürmesi için bir kez üflemesi yeterli olmuştu.

Elimde pasta tabağı olduğu için alkışlayamasam da Asmin abla ve Yaman abi alkışlamıştı.Batı ise hemen Yamaç'ın bacaklarına yapışarak kendisinin babasının kucağına almasına neden olmuştu.

Yamaç'ın yanaklarına sulu birer öpücük bıraktı ve kollarını boynuna dolayarak sıkıca sarıldığında, ''İyi ki benim babamsın!''dedi.

Pastayı masanın üzerine geri bırakırken Asmin abla ve Yaman abi de sıra ile Yamaç'a sarılmış ve doğum gününü kutlamışlardı.

Sıra bana geldiğinde gülümseyerek kollarımı Yamaç'ın beline sardım ve aklımdaki kelimeyi söylemeye utansam da kendime engel olamadım, ''İyi ki doğdun,aşkım.''diyerek bakışlarımı kaçırdım ve üst üste yutkundum.

''Senin aşkım diyen dudaklarını öperim.''dedi ve yanımızda kimlerin olduğunu umursamayarak dudaklarıma kısa ama tutkulu bir öpücük bırakıp geri çekildi.

Asmin abla ve Yaman abinin yanında beni öpmesine utanarak yüzümü göğsüne yasladığımda beni kolları arasından çıkardı ve üzerimdeki elbiseyi süzdü.

Dudaklarının kenarı kıvrıldığında belirginleşen gamzesi ile, ''Güzel ve seksi olmuşsun.''dediğinde nefesimi tuttum ve kapattığım gözlerimi açarak ona baktım.

Bu tepkime güldü ve yanağımdan makas alarak beşiğinde uyuyan Doğu'nun yanına gitti.

''Amcanı özledin mi aslanım?''diye sorduğunda Batı hevesli bir şekilde konuşmaya başladı, ''Baba,Doyu benim elimi tuttu.Amcam dedi ki beni çok sevdiyi için elimi tutmuş.''dedi.

''Evet yavrum.Kuzensiniz siz birbirinizi seveceksiniz.''

''Baba pastayı annemle ben yaptım!''

Yamaç hızlı bir şekilde başını bana çevirdiğinde başımı sallayarak Batı'nın dediklerini onayladım.

Batı'nın parmaklarının ucunu öptükten sonra yanıma geldi ve ellerimi büyük ellerinin arasına aldı.

Avuçlarıma dudaklarını değdirdiğinde, ''İşte şimdi iyi ki doğdum.''dedi.

•••

BÖLÜM SONU

Bir sonraki bölüm buralar alev alacak, kremşanti bölümü geliyor şaldkdksksksksks

Continue Reading

You'll Also Like

284K 25.7K 34
~Dikkat, psikoloji bozabilir! 'Hissettiğim yerden ölüyordum; belki de bu yüzden kulaklığı yasak, tüm şarkıları haram kılmıştım kendime...'
1.5M 26.5K 33
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
379K 21.5K 26
Topuklarımdan çıkan ses harabede yankılanırken kulağıma gelen tehlikeli bağırışla duraksadım. ''SEZA!'' Arkamı dönüp Ömer'in yüzüne baktım. Ömer'in y...
649K 43.8K 43
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...