Lisa ve Jimin'i dinlerken oldukça eğleniyordum açıkcası.Alfa yanımızdan ayrıldıktan sonra biraz benimle eğlenmişler daha sonra ise yeni çıkan kıyafet ve takılardan söz etmeye başlamışlardı.Pek ilgimi çekmese de kabalık olmaması için dinliyor gibi görünmeye çalışıyordum.
"Oh tanrım,bu ders gerçekten hayatımı karartıyor."
Yorgun sesi ile kendini yanımdaki boş yere atan Jennie ile odak noktamı ona çevirdim,saçları dağılmış kot şortunun üzerindeki tişört kırışmaya başlamıştı,gerçekten yorulmuş görünüyordu.Bakışları masadaki yeni yüze kayınca,alfa kızın artan feramonları ile burnumu tişörtümün yakasına sıkıştırdım.Lütfen eşlenmeyen alfalar kokularına sahip çıksın.
"Oh merhaba ben Lisa."
Az önce bizimle tanışırken kullandığı ses tonundan daha fazla tatlı çıkan sesi ile tek kaşımı imayla kaldırarak Jimin'e baktım.Onunda gözleri beni bulurken sırıttı.Resmen birbirlerine kur yapıyorlardı.
"Selam,Jennie ben,feramonların çok tatlı."
Lisa'nın kızardığını görünce ağzımdan kaçan kıkırtım ile Jimin de dayanamayarak gülmeye başlamıştı.
"Gülmeyi kesin,utanıyor."
Bir anda sertleşen sesi ve koyulaşan gözleri ile bize bakan Jennie ile gülümsemem silinmiş ve koltuğa yaslanmıştım.
"Hey özür dilerim korkuttum mu seni,tanrım gel buraya.Kendimi tutamadım sadece,bebeğim bak bana."
Beni kollarının arasına alarak sıkıca sarıldığında,baskısından dolayı içime çekemediğim nefes ile öksürdüm.
"Jen iyiyim,korkmadım merak etme."
Beni kendinden uzaklaştırarak nasıl olduğuma baktıktan sonra eski pozisyonumu almamı sağlayarak Lisa'ya döndü.
"Hangi bölümdesin."
"Çocuklarla aynı,sen peki?"
Gözlerini kaçırarak sorduğu soru ile gülüşümü tutmaya çalıştım,gerçekten şirindi.
"Oh biyokimya bölümündeyim ben,olsun şık görüşürüz bundan sonra."
Başını sallayarak onaylayan Lisa'yı gülümsedikten sonra bakışları Jimin'i bulduğunda konuşmak için tekrar ağzını araladı.
"Senin ruh eşi işi ne oldu?"
İkimizin de birden gözleri büyümüş halde ona bakarken,susması için farkettimemeye çalışarak kolunu parmaklarımın arasına sıkıştırıp çektim.
"Ahaha ne ruhu ne eşi Jen,senin şaka saatin gelmiş."
Yoongi'ye söylemisinden korkuyordu,Park Jimin utanıyordu.
"Jimin,merak etme Yoongi'ye söylemem,tanrı aşkına aranızdaki elektiriği müdür bile farketti."
O anı göremediğim için yüzüm düşerken Jennie bu halime kıkırdıyordu,Lisa'nın bakışları gülen kızın dudaklarına gittiğinde bir anda gözleri fark edilebilir derecede koyulaşmıştı.Bunu gördüğüm için utanırken bakışlarımı bu görüntüden uzaklaştırdım.
"Nasıl uyuyabildim aklım almıyor,keşke ben de görebilseydim."
"Çok tatlı uyuyordun ama."
İltifatı ile gülümserken,saatine bakmış ve ayağa kalkmıştı.
"Ben gideyim artık geç oldu,yarın görüşürüz."
Vedalaştıktan sonra bize el sallayarak kantinden çıktığında Lisa derin bir nefes aldı.
"Ne zamandan beri alfalar böyle güzel kokuyor,tanrım azdım."
Onun kendinden geçmiş haline gülerken Jimin artık eve gitmemiz gerektiğini,çok geç kalırsak market alışverişini yapamayacağımızı söyleyince Lisa ile vedalaşmak zorunda kalarak okuldan çıktık. Yıllardır Jimin'le yaşıyordum,bunun ne kadar getirisi olsa da.Yemek ayırt etmesi,dağınık ve pasaklı olması gibi çekilmez tarafları da vardı.
O beni yanlız bırakmamak için Bay ve Bayan Park'tan ayrılarak yanımda yaşamaya başlamıştı,böyle ufak pürüzleri görmemem için güzel bir nedendi.Evden ayrıldığımda yaşadığım zorluklar bir an kafamın içindeki tozlu raflardan çıksa da küçük bir iç çekiş ile geçiştirip,ne zamandır durakta yolunu beklediğimiz otobüse binmek için Jimin'i dürttüm.
Otobüste omzuna yaslandığım Jiminle müzik dinlerken kokusu hâlâ burun direğimi sızlatan kahve kokusu hatırıma düşüverdi,kurdum kokuyu hissetmek için çırpınırken inlememek için tırnaklarımı bileğime batırdım,bu seferde yanan canım ile gözlerim dolu dolu olunca kokuyu ve kaynağını buraya getirmeleri için ağlama isteğim körüklenmişti.Bir anda kurdum çıldırmıştı resmen.
"Kook iyi misin,sararmışsın?"
"Evet evet iyiyim,bu aralar hasta olacağım sanırım."
"Gel buraya."
Beni kolunun altına çekerek başımın üzerine bir öpücük kondurduğunda gülümsedim,o benim olmayan ailem kalbimin köşesiydi.Bir çok şeyi uğruna yapabileceğim sayılı insandan biriydi.
"Kook hadi güzelim geldik."
Omzumu sarsan küçük tombul ellerin sahibine bakarak oturduğum yerden kalktım,uyku sersemi olmanın getirisi ile tökezlerken kendimi toparlayarak otobüsten indim.
"Markete geliyor musun,kendini yorgun hissediyorsan gelmeyebilirsin?"
Bütün işin ona kalmasına el vermeyen gönlüm ile yorgunluğumu bir kenara bırakarak gelebileceğimi söylemiştim,parlayan gözleriyle benimle vakit geçirmeyi sevdiğini anlamak beni çok mutlu ediyordu,her zaman.
"Eve uğramadan gidip,gelelim.Solgun duruyorsun."
Başımı sallayarak onaylamamdan sonra evimize çok uzak olmayan orta büyüklükteki markete girdik.Abur cubur reyonuna adımlayan Jimin'i sweat'inin şapkasından çekerek durdurdum.
"Hayır ilk önce sebze,meyve ve bakliyatlar.Sağlıksız beslenmeni istemiyorum."
Gözlerini devirerek gösterdiğim tarafa giden Jimin'e güldükten sonra biraz sebze seçerek,Jimin'in açtığı poşetleri doldurdum.
Alışveriş arabasına sevimlice bakan Jimin'e oturabilmesini söylediğimde kahkaha atarak kendini arabanın içine attı.
"Kook bu çok eğlenceli,sen de yapmak ister misin? "
"Hayır birimizin alışverişi yapması lazım,tut şu patatesleri."
Eline verdiğim poşeti yanına koyduktan sonra ellerini havalayarak kendine uçma sesleri çıkarırken,bize dönen bakışlar ile gözlerimi kaçırarak,reyondaki muzlu sütlerden bir kaç tane atıverdim.
Deterjanlara bakarken arabanın içinde sıkılmış olacak ki kalkmaya çalışan Jimin'e bakmadan,hangi markanın daha iyi olacağına karar vermeye çalışıyordum.
"Lan Jungkook,lan tut gidiyorum."
Birden gelen bağırma sesi ile elimdeki kutudan bakışlarımı kaldırdığımda hızlanan market arabası ile giden Jimin'i gördüm.
"Ay dursana,duvara çarpacaksın."
"Sence keyfime mi durmuyorum biraz hızlı koşar mısın,ayağın mı küçük bu ne?"
Arkasından koşarken soluk soluğa kalan bedenimin kalp atışları korku ile artarken Jimin'in elleri gözlerini bulmuştu.
Market arabasının ucunun duvara değmesine milimler kala tutulduğunda korkudan dolmuş olan gözlerimle derin bir nefes alarak adımlarımı hızlandırdım.
Yanlarına vardığımda adrenalinden kızarmış olduğunu düşündüğüm Jimin'in yanaklarını avuçlarım arasına alarak bir yerine bir şey olmuş mu diye kontrol ederken duyduğum tanıdık sesin sahibine döndüm.
"Tanrım Jimin iyi misin? Çok korktum."
Lisa'nınn korkmuş suratının ardından,çok az görsem de,her zamanki gibi ifadesiz suratı ile gelen Taehyung ile nefesim teklemiş gerçekten gerilmiştim.
"İyiyim iyiyim,sorun yok, Kook yardım eder misin?"
Elini tutarak arabadan çıkmasına yardımcı olurken,arabayı tutan alfaya döndü dikkatim.Güçlü feromonları vardı,bu beni korkuturken,arabadan yeni inmiş Jimin'in arkasına geçtim.
"Hyung teşekkür ederim gerçekten."
"Önemli değil omega dikkat et bundan sonra,yoksa her seferinde ben mi olayım yanında?"
Jimin'in sabah bahsettiği omega olduğunu anlayınca dudaklarım yukarı kıvrıldı istemsizce.İkisine baktığımda çok tatlı göründüklerini,alfanın açık bir şekilde flörtüne kızaran Jimin ile mükemmel bir uyum içerisinde olmaları mutlu olmama yeterli olmuştu.
Bakışlarım bana baktığını hissettiğim Taehyung'a döndüğünde biçimli kaşlarının çatılmış hali ile bana baktığını gördüm,parmaklarım kıyafetimin yanlarını bulurken utanarak kumaşı ile oynamaya başlamıştım.Gerginlikten dolayı hafif hafif artan feromonlarım ile alfanın kaşlarının daha da çatılmasını sağlamıştı.
"Arkadaşlar aranızdaki seksüel tansiyonu bozmak istemem ama artık eve gitmek istiyorum."
Lisa'nın sitem içeren sesi bakışlarımı alfadan çekerek markette gezdirdim.
"Şey biz diğer tarafa gidiyoruz o zaman tekrar teşekkür ederim,iyi günler size."
Yoongi'den çektiği gözlerini herkesle vedalaşmak için kullandıktan sonra temizlik reyonuna,arabamızla geri döndük.
"Yakışıklı çocukmuş."
Elimdeki kutu ile ilgilenir gibi yaparken,alttan Jimin'in tepkilerini izlemeye çalışıyordum.
"Hangisi,hmm Taehyung mu?"
Kafasını eğerek sorduğunda gülmemek için dişlerimi alt dudağıma geçirdim.
"Hayır beyaz tenli seni kurtaran alfadan bahsediyorum."
"Sen esmer seversin."
Bir anda sertleşen sesiyle kafamı ona çevirdiğimde mavi gözleri koyulaşmış bir şekilde kaşlarını çatmıştı.
"Beyaz da seviyormuşum,hm hem kibar biriydi."
Kaşları ne kadar çatılabilirse,o kadar çatılmış,minik elleri yumruk olmuştu.
"Kibar değildi hem,hem beni kurtardı sana ne kibarlık yaptı? "
Mimiklerine attığım kahkaha ile şaşkın bir şekilde bana baktığında gülmekten nefes nefese kalmış şekilde ellerimi omzuna koydum.
"Jimin şu haline bak resmen benden kıskandın.Merak etme fıstığım hâlâ esmerlerden yanayım."
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun?Gel buraya."
Omzuna koyduğum kolumu tutarak sinsice bana baktığında ne yaptığını anlayarak geriye kaçmaya çalıştım.Elinden kurtulmama izin vermeden dişlerini koluma batırdığında,gözlerim kocaman açılmış bir halde havaya çığlığımı koyuverdim.Dişlerinin sivri olmamasının getirisi ile canım yanmasa da,onunla oynamak için canım yanmış gibi yaparak gözlerimi yaşlarla doldurdum.
"Tanrım iyi misin? Canını yakmak istememiştim,lütfen ağlama,bak sen de beni ısırabilirsin."
Kolunu kafamın hizzasına getirerek masumane bir şekilde sorduğu sorusuyla dudaklarım büzüldü ve aldığım ilgiden memnun bir şekilde sırıttım.
Jimin ağzını açmıştı ama konuşmasına fırsat vermeyip,omzumu tutan el ile irkilerek o tarafa döndüm.
"Sesini duydum da mühürlü değilsin heralde altımda da böyle çığlık atmak ister misin?Hmm kokunda güzelmiş beni boğarsın sen de feromonlarınla."
🦋🦋🦋
Romeo ve Juliet okuduktan sonra kitabı yazarken çok zoelanıyeoum devrik
Siirli cümleler oluyo yanlislikla
Gra.my denilen boku☃️izlediniz mı
Kareografi gereği olivia ile yakinlasan Tae oppacı ruhumu çıkardı Jungkook yerine oppacılık yapıcaö🐔🐔🐔
Byyy
İnsta/ eliloody_
Düzenlendi
19 Ekim 2022