KOÇ

By misramadizedeolur

1.1M 75K 11.6K

'En Güzel Beşiktaş'ın Çocukları Sever : 1' "Özgür Çalhan liked your tweet mi?" dedim dehşet içinde. "Ne demek... More

0 x Koç
1 x Tweet
2 x Karşılaşma
3 x Maç
4 x Süper İkili
5 x Fan
6 x Düşüş
7 x Trip
8 x Rezil
9 x Antrenman
10 x Gülümseme
11 x 153,2 Km'den Gelenler
ŞAMPİYON
12 x Yeni
ŞAMPİYON #2
13 x Söz
14 x First Date
15 x Haber
16 x Rize
17 x Kırıklıklar Ve Bozulmalar
bir şeyler'
18 x Aydınlık
19 x Mavi
20 x Misafir
bir şeyler #2
21 x Sen Beğendin
22 x Annemin Damadı
23 x Afallama
24 x Bursa
25 x Merhaba
bir şeyler #3
26 x Misafir ' 2
27 x Masal
28 x Huzur
29 x Kardeş
30 x 'Bebeğim, yanıyorsun'
31 x Sevmek Güzel
32 x Aşktan
33 x Düğün
34 x Çok Sevdik Be Abi
35 x Sürpriz
36 x Yılbaşı
37 x Koç
38 x Beşiktaş Icrypex
Falanlar- Kesitler Ve Filanlar
39 x Aşk
FİNAL
bir şeyler ' Bu Asla Veda Değil
Yılbaşı Özel
Paris Özel
2. Yıl Özel
Kutlama- Açıklama ve Nicesi

1. Yıl Özel

9.8K 740 70
By misramadizedeolur

Geçen yıl tam bugün, bu satırlarda sizinle buluşmuştum. Evet evet... BİZ BUGÜN BİR YAŞINA GİRDİK! Kitapla birlikte bende kendimi büyümüş gibi hissediyorum. 

Kitabı yazarken, hep yüzümde bir gülümseme oluyordu. -Gerçi hala oluyor- Her bölümün ardından bir yenisini yazmak istiyor, yazamazsam bölümleri beynimin içinde dolaştırıyordum. Aradan aylar geçmiş, bir yıl olmuş ama ilk bölümleri yazarken girdiğim haller hala dün gibi aklımda. 

Yazdığım ve burada paylaştığım ikinci kitap Koç. Hiç beklemediğim bir şekilde büyüdü. İlkinin aksine bu kadar hızlı büyümesi beni şaşırttı, ama çok mutlu da etti. Hala gülüşlerimin sebebi. Ve sizde söylesiniz.

Yanımda olduğunuz, benimle bu satırlarda buluştuğunuz için teşekkür ederim. Sizinle tanıştığım için çok mutluyum. İyi ki varsınız, iyi ki hep beraberiz. Doğum günümüz kutlu olsun..!

İyi okumalar.

Koç - Özel Bölüm 

Bundan seneler önce biri karşıma geçip; hayatının aşkı bir fotbulcu olacak ve birbirinizi çok seveceksiniz, deseydi muhtemelen ona kahkahalar ile gülerdim. Gerçi cinleri de mi var diye de şüphe edebilirdim... Emin değilim. 

Hayatımın bambaşka bir evresindeydim. Bunu sürekli dile getiriyordum çünkü bu benim için aşırı uç bir şeydi. Asla aklımın kıyısından köşesinden geçmezken, şimdi bunu yaşıyordum. Hayallerimin çok ötesinde, çok güzel bir ilişkim vardı. Ki babama ve Yılmaz amcaya kalsa bize Vodafone Park'ta en acilinden nikah kıyarlardı ancak annelerimiz onları frenliyordu. Çünkü benim bitirmem gereken bir okulum vardı. 

Sevdiğim tüm insanlar yanımdaydı. Her günüm bir öncekinden güzel geçiyordu. Tatlı bir romantik komedi filminin içinde gibiydim. Onlardan tek farkım, benim başrol erkeğim tüm başrol erkeklerinden çok daha iyiydi. 

Bu hayatın bana verdiği en güzel şeydi. 

Özgür Çalhan, bana hayatın verdiği en güzel ve en özel şeylerden biriydi. 

"Manzar güzel galiba." dedi Özgür sahte bir kızgınlık ifadesi ile. Yüzümdeki hayranlık dolu ifdenin yanına kocaman bir gülümseme ekledim. "Alev alev." dedim kaşlarımı kaldırıp yaşlı amca ifadesi takınırken. Özgür kocaman bir kahkaha attı ve elindeki buçağı tezgahın üzerine bırakıp ellerini yıkadı . İşi bitince kocaman adımlar ile karşıma dikildi. "Bana yardım edeceksin Gül Güzelim." 

Gözlerim dehşet içinde açılırken, kafamı hızla iki yana salladım. "Asla olmaz." dedim hızlı hızlı. Özgür gülümsedi ve ellerimi tutup beni kendine çekmeye başladı. Ağırlığımı sandalyeye verirken huysuz bir ifade eşliğinde söyleniyordum. "Yaa Özgür..." 

"Efendim sevgilim." dedi Özgür tatı bir ifade ile beni sandalyeden kaldırıp belime kollarını sıkıca sararken. "Evinden sıkıldın diye yorumluyorum... Annemin anlattıklarını unuttun galiba." dedim gözlerimi kısıp annemin anlattığı mutfak anılarımı hatırlatırken. Özgür'ün dudaklarının arasından ufak bir kahkaha kaçarken, hayranlık dolu bir ifade ile izledim onu. Aşk mıydı bu adam? 

"Belki..." dedi omuzlarını silkip beni tezgahın önüne çekerken. "Sıkılmışımdır ve evimize taşınmak istiyorumdur." diyerek devam ettiğinde utandığımı hissettim. Evlenme teklifi olarak algılayabilir miydim bunu? Ya da sevgilim son zamanlarda babamlarla çok vakit geçirmişti. Özgür gülümseyerek kolunu belimden çektiğinde kaçmak için bir hamle yaptım. Özgür anında kollarını belime sararken, "Pes ettim, tamam." diyerek huysuzca mırıldandım.

"İşte böyle." dedi Özgür çekmeceden siyah bir şey önlüğü çıkartırken. Önlüğü yavaşça boynuma geçirdi ve arkama geçip yavaşça bağlamaya başladı. "Beni sinir edersen kafana bir şeyler yiyebilirsin Çalhan." dedim sahte bir sinirle. "Anlaştık." dedi ve eğilip dudaklarını çıplak omzuma bastırdı. İçim titrerken, kalbim ilk günkü gibi hızla çarpmaya başladı. Nefes alamadığımı hissederken, kollarını bedenime sarıp sıkıca çekti beni kendine. Yüzümde huzur dolu bir gülümseme oluşurken, ellerimi kollarına sardım. 

Aradan aylar, hatta yıllar geçmesine rağmen bedenimin ona verdiği tepkiler hala ilk günkü gibiydi. 

"Ne yapıyoruz şef?" dedim bedenime yüklenen enerji ile. "Keşke ömrümüzün sonuna kadar böyle kalabilsek." diyerek huzurla mırıldandı Özgür. Kolların tutarak ona doğru döndüm. Sıkıca sardı Özgür bedenimi. "Misafirlerimiz gelecek sevgilim." diyerek mırıldandım. Yüzüm buruştu sonra. "Kartal'ın makarnan için ettiği şiddet içerikli tehditleri hatırlatmama gerek var mı?" 

Özgür'ün yüzü buruşurken hızlıca geri çekildi ve mutfak tezgahının önüne geçti. "Hızlı davranalım." dediğinde kıkırdadım. 

Evinizi Trabzon taraftarlarına bastırırım diyerek başladığı tehditlerine, düğününüze dansöz çağırırım diyerek bitirmişti. Tabii arada Manas destanından hallice tehditlerde vardı. 

Tezgahta Özgür'ün yanına geçtim ve elimi belime koydum. "Ben ne yapayım?" dedim tezgahın üzerindeki malzemelere bakarken. "Makarnanın yanında Ratatouille yapıyoruz." dediğinde kaşlarım havalandı. "Fransız yemeği?" dedim heyecanla mırıldanırken. Gülümseyerek kafa salladı. "Sen patlıcanları doğrar mısın?" dediğinde kafa salladım ve yıkanmış patlıcanları kesme tahtasıyla birlikte önüme çektim. "Eskiden köylü yemeği olarak bilinirmiş ama restoranlarda tariflere ufak eklemeler yapılarak servis edilmeye başlanmış." diyerek yemekle ilgili duyduğum bir şeylerden bahsettim. Özgür gözlerindeki ışıltı ile bana bakıyordu. Gülümsedim usulca. "Tatlılar benden." dedim hızlıca devam ederek. "Baba au Rhum yapıyorum. Genel olarak bir Fransız tatlısı değil ama oralarda oldukça ünlü olduğunu biliyorum. Ablamla birlikte çok sık yapardık." 

"Paris'e gidelim." dedi Özgür hızlıca. Gözlerim kocaman açılırken şaşkınlıkla baktım ona. Özgür gülümsedi ve elindekileri bıraktı. "Odanda, telefonunda Paris ile ilgili bir sürü şey var. Her şeye hakisin, diline bile. Hep gezmek istiyoruz. Neden gitmiyoruz ki?" diyerek heyecanla devam etti. İçimde kocaman bir heyecan filizlenirken, bende elimdekileri bıraktım. "Önümüzde devre arası ve benim tatil haftam var." dedim heyecanla. 

Galiba en büyük hayalim gerçek oluyordu.

Aşık olduğum adamla Paris' gidiyordum. Delirmek serbest miydi?

Yemekleri hazırlayıp sofrayı kurduktan sonra hazırlanmak için karşı eve geçmiştim. Kısa bir duştan sonra hızlıca üzerimi giyindim. Altıma siyah eşofman şortumu, üzerine ise Özgür'ün beyaz tişörtünü giymiştim. Hava ne kadar soğuk olsa da evlerin içi oldukça sıcaktı. Beyaz çoraplarımı da giyip hızlıca saçımı kuruttum ve dağınık bir topuz yaptım. Telefonumu aldıktan sonra terliklerimi giyerek hızlıca yeniden Özgür'ün evine geçmiştim. Kartal ve Dide birzdan burada olurdu. 

Ayağıma panduflarımı geçirdim ve hızlı adımlarla Özgür'ün odasına girdim. Tişörtünü giyiyordu. Bir süre durup onu izledim. Aynanın önünde saçlarını düzeltmeye çalışıyordu. Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirip yanına yaklaştım ve avuç içlerimi yanaklarına bastırıp yanaklarını sıktım. Kafasını kendime çekerken rahat davranmam için eğildi. Dudaklarımı yanakalarına bastırdım ve kokusunu içime çektim. "Oy benim sevgilim mis gibi mi olmuş? Aşkım benim ya." dedim bebek severmişçesine sesimi inceltirken. Yüzü şekilden şekile giriyor, alışmış bir şekilde yanaklarına yaptığım işkencenin sonlanmasını bekliyordu. Son kez dudaklarımı dudaklarının üzerine bastırdım. Belimden tutup beni kendine çekerken öpüşüme yavaşça karşılık vermeye başladı. Kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Özgür bedenimi biraz daha kendine çekerken zil sesinin kulaklarımıza dolması ile Özgür geri çekildi. 

"En güzel anlarımın katilisin Kartal." diyerek mırıldandı sinirle. Alt dudağımı dişlerimin arasına aldım ve gülümsememi bastırmaya çalıştım. Özgür sinirli adımlarla kapıya doğru yürümeye başladı. Yavaşça peşinden gittim. "Gül Güzeli birde eğleniyor musun?" dedi Özgür şaşkınca bana dönerken. Kafamı hızlıca iki yana salladım. "Olur mu sevgilim, ne eğlenmesi?" 

Gözlerini kıstı ve göz devirip kapıyı açtı. Kartal hızlıca içeri girdi ve beni itip mutfağa doğru ilerledi. "Değişik bir tür." diyerek mırıldandıktan sonra içeri girdi Dide. "Hoş geldin." diyerek mırıldandık aynı anda Özgür ile. "Hoş buldum." diyerek Dide sıkıca sarıldı bana. Dide geri çekilirken, Kartal kafasını uzattı ve masum bakışlarla bize baktı. "Bende hoş buldum değil mi?"

Özgür, Dide ile sarılırken Kartal'a gözlerini kısarak baktığında dudaklarımı birbirine bastırdım. Kesinlikle şuan Kartal'dan hiç hoşlanmıyordu.

Salona geçtiğimizde Kartal bize sürekli gözlerini deviriyor, Özgür ise ona dik bakışlar atıyordu. Biz ise Dide ile çoktan sohbet etmeye başlamıştık. 

"Kartalcım hadi biz yemekleri masaya taşıyalım." dedi Özgür kısık gözlerle. Kartal omuz silkti ve kollarını göğsünde bağladı. "Kartal..." diyerek tehditkar bir sesle mırıldandı Özgür yeniden. Dide onlara gözlerini devirerek bana döndü. "Olmaz bunlardan." diyerek mırıldandığında dudaklarımı büzdüm ve kafa salladım. Özgür, Kartal'ı yerinden kaldırıp zorla mutfağa sürükledi. "Sana bir sürprizim var." dedi Dide heyecanla. Kaşlarım heyecanla havalanırken ona biraz daha yaklaştım. "Ya sen bana sürpriz mi getirdin?" dedim heyecanımı ona yansıtırken. Kıkırdadı ve çantasından bir kitap çıkardı. "Babam ölmeden önce, ufak ufak bir şeyler yazardım..." diyerek mırıldandı buğulanan sesiyle. "Sizin için yıllar sonra yeniden yazdım." dedi devam ederek. Gözlerimin dolduğunu hissederken uzattığı kitabı yavaşça elime aldım. Mavi kapağın üzerinde gördüğüm 'Koç' yazısı ile şaşkın bakışlarım Dide'ye döndü. "Sizin yaptığınız film, bizim hikayemizin kalıcı bir yanı oldu. Sizin de olsun istedim. İleride yeğenlerime okutursunuz." 

Kitabın içini yavaşça açtım. İlk sayfadaki bir cümle çarptı gözüme. 'Hem çarpıp hem yüzünü mü buruşturuyorsun?' Tek bir damla göz yaşım kucağıma düşerken kitabı hemen yanıma bırakıp Dide'ye sarıldım. "Aldığım en güzel hediyeydi." dedim onu biraz daha sıkı sararken. "Yemek hazır." diyerek seslendiler mutfaktan. Geri çekilip yüzümü kuruladım. "Adını da Koç katmışsın... Ay ağlayacağım." diyeek kitabı sımsıkı sardım. 

"Ağlıyor olman dışında sorun yok." dedi Dide gülerek ayağa kalkarken. Omuz silktim ve bende ayaklandım. Kol kola mutfağa girdik. "Çalhan... Harika bir hediyemiz var." dedim Özgür'e kocaman bir gülümseme ile bakarken. "Vera?" dedi Özgür hızla yanıma gelirken. Yanaklarımı avuç içlerinin arasına aldı. "Ağladın mı sen?" diyerek telaşla devam ettiğinde gülümsedim ve kafa salladım. "Duygusallıktan." diyerek kitabı aramızdan çıkartıp uzattım.

"Didoşum, ağlatmışsın kızı." dedi Kartal bana yaklaşırken. Özgür kitabı elimden aldı. Kartal yanıma geldiğinde yavaşça kafama vurdu. "Salak mısın kızım? Ben sana ağlama demiyor muyum?" diyerek kızdığında göz devirdim ve yavaşça bacağıma tekme attım. "Bu seni hiç alakadar etmez." dediğimde gözlerini dehşetle açtı. "Şaka lan şaka, gül diye." diyerek kıkırdadım. 

Özgür, Dide'ye kocaman sarıldı ve teşekkür etti. Sonunda yemek masasına oturduğumuzda gözlerim sürekli kitaba kayıyordu. Ağladıktan sonra kitabı tekrar tekrar okumak için heyecanla bekliyordum. 

Aşırı şanslı bir insandım galiba. Her şekilde...

Günler Sonra

"Ya beni sevmezlerse?" diyerek telaşla Özgür'e döndüm. Özgür saçlarımla oynamasını bozmadan, "Seni tanıyorlar ve zaten seviyorlar." diyerek mırıldandı. İmal bir gülüşle baktım ona. "Sanırım beni herkesle anlatıyorsun Çalhan?"

"Anlatıyorum tabi Gül Güzelim." dedi Özgür saçlarımın üzerine bir öpücük kondururken. "Sen yanımda yokken hem aklımdasın hem dilimde."

"Aşksın sen Çalhan, biliyorsun değil mi?" diyerek mırıldandım çenesinin üzerine bir öpücük kondururken. "Sende benim aşkımsın." dediğinde gülümseyerek kafa salladım.  Kafennin kapısının sesi kulaklarıma dolduğunda kafamı hızlıca oraya çevirdim. Şenol hocam ve Burak Yılmaz'ı gördüğümde heyecanla ayağa kalktım. Özgür'de benim ardımdan kalkarken, heyecanla Özgür'ün elini tuttum.

Sabah aniden Özgür odama gelip beni hazırlanmış ve onlarla tanıştıracağını söylemişti. Nasıl hazırlandım, nasıl kafeye geldim bir fikrim yoktu. Hatırladığım tek şey aşırı heyecanlandığımdı. "Vera." dedi Şenol hocam Özgür'ü umursamadan direkt bana sarılırken. "Sonunda seninle tanışabildim." diyerek devam etti. Geri çekildiğinde gülümseyerek baktı suratıma. "Herkesten adını çok sık duyuyordum."

"Bende sizinle tanıştığım için çok mutluyum hocam." dedim kocaman gülümserken. "Çok memnun oldum."

"Bende kızım bende." diyerek gülümsedi. Heyecanla Burak Yılmaz'a döndüm. Taraftarın görüş ayrılığı yaşadığı bir kişiydi Burak Yılmaz. Kimi severdi, kimi sevmez. Ben ise seven taraftaydım.

"Merhaba." dedim çekingen bir sesle. Burak Yılmaz gülümsedi ve sarıldı. "Merhaba Vera." dedi samimi bir sesle. Gülümsedim kocaman. Ay bayılacaktım.

İlerleyen zamanlarda ikisi ile de aşırı iyi anlaşmış ve Özgür'ün yanımızda olmasını umursamadan onun dedikodusunu yapmaya başlamıştık. "Kartal ve Dorukhan ile bir araya geldiklerinde küçük çocuk gibi oluyorlar. Sinir ediyorlar beni." dedi Burak abi Özgür'e kınayıcı bakışlar atarken. Gülümsedim ve kafa salladım. "Bizzat şahit oldum. Tutamıyoruz asla." diyerek mırıldandığımda Şenol hoca gülmüştü.

Şenol hoca daha sonra birden ciddileşerek Özgür ve bana baktı. "Önemli olan insanın neye sahip olduğu değil, kiminle paylaştığındır." diyerek mırıldandı ciddi bir ifade ile. "Ama siz hem birbirinize sahipsiniz hem de birbiriniz ile her şeyi paylaşıyorsunuz. Çok şanslısınız."

Burak abi ciddi bir ifade ie onayladı onu. "Duruşlarınızdan, birbirinize bakışınızdan belli birbirinize verdiğiniz değer. " diyerek sakince konuştu. "Aşk ile sevdayı karıştırmamak lazım demişti Şenol hocam. Siz birbirinize sevdalanmışsınız."

Şenol hoca gülümseyerek onayladı ona. "Sevdanız nefesiniz bitene kadar devam edecek."

Gözlerim Özgür'ü buldu. Onun da mavileri bana dönmüştü. Yüzünde sevgi dolu bir ifade, gözlerinin içinde kocaman bir ışıltı vardı. Aynı şeylerin bende de olduğundan emindim. İnsanlar çift yaratılmış derlerdi. Ben diğer yarımı bulmuştum. Ve onu asla bırakmayacaktım. 

Biz sizi özlemiştik, umarım sizde bizi özlemişsinizdir.

Bölümü beğendiniz mi? Yorumlarınızı bekliyorum. 

Bu hafta içinde bir yaşımızın şerefine size bir bölüm daha atmayı düşünüyorum. Aklımda aşırı tatlı bir bölüm var. Umarım onu da beğenirsiniz.

Şimdi ben derbiyi izlemeye kaçacağım. Zaman hala geçmese de... Kendinize çok iyi bakın. Sizleri çok seviyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

390K 20K 90
"Sen benim tek bağımlılığımsın Adler. Birden oluşmuş, kurtulması imkansız hale gelmiş bir bağımlılık bu. Evet, çekici olduğun kadar tehlikelisin de...
124K 8.6K 28
Tamamlandı // İlk yayınlanma tarihi 11 Mart 2017 Aşka inanırdım ama aşık olacağıma asla! Aşk bağlanmaktı ve ben birine sonsuza kadar bağlanacağımı hi...
2.2M 120K 128
İki düşman mahalle. Lodos ve Samyeli. İki düşman mahallenin iki ayrı reisi. İnsanlara göre sıradan bir şey gibi gelsede onlara göre reislik y...
890K 53.5K 70
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...