KARAYEL +18 (KBM)

By blackkgillerr

857K 17.9K 3K

Eski adı: KORUMAM BİR METEOR ☄️ Ben nerden bilebilirdim ki babam bana koruma atayacak? ☄️ "İçi... More

Tanıtım
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
22
23
24
25
26
27
28
29
30
ÇOK ÖNEMLİ
31
32
33
34
35

21

26K 518 49
By blackkgillerr

UYARI❗

BU BÖLÜMDE HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA CİNSELLİK VAR.❗

DİLEYEN OKUMAYIP BİR SONRAKİ BÖLÜMÜ BEKLESİN.❗

İYİ OKUMALAR🔥

☄️

Bir nefes sesi duyuldu oldukça sakin ve oldukça yavaştı. Öylece saç tellerimin arasından akıp giderken derime şevkatine bırakmak ister gibiydi. Gözlerimi bir defa kapatıp açtım ve bir nefes sesi daha duydum. Bu daha gürültülü ve hırıltılı çıkmıştı. Kime ait olduğunu tahmin etmiş olmalısınız, öyle değil mi?

"Birlikte yapalım mı?" Sesim düz çıksa da  bakışlarım bir o kadar ondan bunun olmasını ister gibi baktığına emindim. Eli elimi kavramıştı. Sidar, sakince baş parmağıyla okşadığı elimi havalandırdı ve omzumun hizasına getirip durdu. Eğilip kokulu bir şekilde öptü. Konuşsa ölürdü çünkü. Hareketleriyle cevap vermek girmiş olduğu rolün izlerinden kaynaklanıyor olmalıydı.

"Bu bakışları bana değil ona hediye etsen kucağına atlar." Bakışları koca patiye kaydı. "Ve bu inan hiç hoşuma gitmez." Sonra beni buldu, tam gözlerime baktı. "Çünkü üstüne atlamayı bekleyen kişi benim." Kalbime öküz oturmuş gibi ağırlaştığında derin bir nefes alma ihtiyacıyla kavrulmuştum.

Bakışlarım koca patiyi buldu ve derin bir nefes aldığımda bana bakan buz grisi gözleri avına baktığını haykırıyor gibiydi. "Beni yiyecek gibi bakıyor olması normal mi?" Yarım ağız gülen Sidar'ın seğiren dudağına baktım. Yutkundum ve gözlerine baktım.

"Evet normal çünkü burda seni yemek isteyen tek kişi o değil." Dudakları ince bir çizgi halini aldığında ona nasıl baktığımı bilmiyordum ancak o bir şeyleri bastırmak ister gibiydi. "Birazdan küçük bedenini yutan o değil ben olacağım, bana güven." Yutkundum ve bu sesli olmuştu.

Bunu yapmasını isteyen içimdeki arsız kadın uzatmış ellerini koca patiye doğru koşuyordu.

Koca patiye baktım. Tam bir Allah'ın cezasına benziyordu. İçimden ona gülümsemek dahi gelmiyordu. Zoraki bir tebessüm yerleşti yüzüme.

"Beni neden korkutuyorsun?" Diye bir soru sorduğumda muhattabım hormonlu kediden başkası değildi. "Gölgemden korkan bana çok fazlasın ki sen." Masum masum derdimi anlatırsam ona belki beni rahat bırakırdı. "Ya sana alerjim varsa ne olacak?" O kadar ciddiydim ki Sidar bana gülmüştü.

"Küçük abartma." Ona ters ters baktım. Tekrar buz grisi bakışlara döndüm.

"Niye sevdin bu aptal adamı bilmiyorum ama beni de sevebilirsin değil mi?" Doğrulup orurdum ve bacaklarımı sarkıtıp yere çökmüş Sidar'ın önüne durmasını sağlamıştım. "Hadi patini ver bana." Patisini bırakmasını istediğim yer koltuğun üstüydü ve oraya iki kere vurduğumda korkuyla inledim. Koca cüssesini koltuğa sığdıracağını düşünmemiştim.

"Üstüme atlayacak galiba." Göz ucuyla Sidar'a baktım ve tekrar yanımda sıcaklık yayan aşırı tüylü hayvana odaklandım. "Kusura bakma ama korkunçsun." Tekrar gülme sesi kulaklarıma geldiğinde onu yumruklamak istiyordum ancak bakışları bende olan panteri umursamadan önümdeki adamın dizine tekme attım. Gerizekalı sinirimi bozuyordu.

"Seni sevmeme izin ver ve git nolur, beni çok yordun?" Yalvarır gibi konuştuğum vakit gür bir kahkaha sesi yerimden sıçrattı küçük bedimi. "Ya sen manyak mısın?" Ciddi ciddi sordum ve ona bir tekma daha attım.

"Yorgunluktan konuşamayacak kıvama getirmedim henüz seni." Bel altından devam ediyordu ve galiba durduğu yerde cozutuyordu. Ona gözlerimi devirdim. "Odaya saldığın testesterondan haberin var mı Sidar?" Asla onun için yanan kasıklarımı açığa vermeye niyetim yoktu.

"Salacağım başka şeyler var küçük." Kasıklarım karıncalanıyordu. "Sev artık oğlumu." Bakışları yüzümden ayrılmadı. "Aksi taktirde beni tehtid olarak görüp seni benden koruyacak." Aynı anda yutkunduğumuz vakit bakışlarımız kilitlenmiş gibi birbirinden çekememiştik.

Elime değen sıcak beden ve siyah tüylerin içinde koybolan küçük elim ile beklenen o dokunuşu nihayet yaptığım vakit sadece nefes sesleri duyuldu. "Adın ne senin?" Diye sorduğumda cevap geç kalmadı.

"Buz." Ne mana? Demek istedim ancak büyük ihtimalle gözlerinden kaynaklı olduğunu düşünmeye başlamıştım. Sorgulamadım ve koca kediye bakıp gülümsedim. Bence artık gidebilirdi. Gitsindi çünkü onun buz grisi gözleri bile aklıma sadece yosun yeşillerini getiriyordu.

"Artık elini çek yoksa gitmeyecek." Ciddi olup olmadığına baktım. Hep ciddiydi. Sevilmeden gitmiyor, sevilince kalıyor bu defa da sevgiyi kesince gidiyordu. Düşüncelerim in arasında derin bir nefes alıp elimi çektim. Onun gibi hayvanı da aptaldı.

Yanımda büyük bir boşluk oluştuğu an Sidar doldurmuştu ve yayıldığı sırada beni tutup üstüne çekti. Asla karşı koymadım. Bir bacağını kırıp koltuğa dayarken diğer bacağını sallandırmış beni de tam üzerine almıştı.

"Bende elimi böyle üzerinde tutarsam gitmez misin?" İki elimde göğüsüne üstüne yerleşmişti. Fısıldayarak sorduğum sorudan çıkan sıcak nefeslerim yüzüne çarpıyordu. Eli belime çıktı savaşca sıvazladı ve soğuk elinden batan dikenler etimi kesmeye başladı. Bana hissettirdikleri çok farklıydı. Teni tenimi kesiyor ve bu bana zevk veriyordu.

"Gideni sikerler." Şaşırıp kaldığımda ağzım açık öylece ona baktım ve sonra gülmeye başladım. Ciddi miydi bilmiyorum ancak cevabı sevmiştim. Gülmeye devam ettiğim sırada belimin iki tarafındaki soğuk baskı hareketlendi. Her hareket tenime battı ve bu inanılmaz başka hareketlere yol açtı. Gülmem anında bıçak gibi kesildi. Elinin altında ki bedenim kasıldı.

"Benim elimi çekmem için yalvaracaksın." Sesi tüm bedenime deprem etkisi yaratmaya başladı. Soğuk eli ateş olmuş olabilir miydi? Çünkü ben cayır cayır yanmaya başlamıştım.

Çekiştirerek açtığı sütyenimle beraber göğüslerimin nefes almasını sağlamıştı. Tamamen elinin altında pürüz kalmadan sırtımı boydan boya okşamaya başladı.

Hissettiğim dokunuşlar karnıma atılan tekmelere yol açtığı vakit dudaklarımı birbirine bastırmaya başladım.

"Ben ağzını doldurmadan önce sormaya başla küçüğüm." Kapanan gözlerim açıldı ve bana alttan bakan köyü yeşilleri buldu. "Yoksa ağzını açtığın an sadece inlemelerin çıkacak." Yutkundum ona bakmaya devam ettim.

"Babamı nasıl ikna ettin?" Ellerinin dokunuşları durmadı. Bir eli karnımın üzerine geldi ve sertçe ilerledi. Rotasını hissetmemek mümkün değildi.

"Sara sayesinde." İki kaşım hayretle havalandığı vakit dudaklarımı sertçe ısırdım. İri eli göğüsümde durmuştu.

"Bu çok saçma." Göğüsüme elini bastırdı ve öylece bekledi. "Babam onun lafını neden dinliyor?" Şeytani bir gülümsemeyle baktı bana. Avuç içini dairesel hareketlerle bastırdığında genizden çıkan sese engel olamadım.

"Sara K'nın yapabileceklerini gördü." Şaşkındım. "Elimin altında nasıl da sertleşti." Kafamı indirip kazağın altında hareketleri görüyormuş gibi baktım. "Ağzıma zevkle alıp öyle bir dişleyeceğim ki." Durdu sertçe sıktı. "Siktir çok iyi." Gözündeki karartıyı görebiliyordum bu bende olan tutkunun karasıydı. "Küçük bedenin ne tepkiyi vereceğini iyi biliyor." Her konuştuğunda nabız gibi atan vajinamdan habersizdi.

"O kim?" Sesim inleyerek çıkmıştı. Sert meme ucumu parmakları arasında ezmeye başlamasıyla alt tarafımda festival oluşuyordu. "Sara neden karışıyor?" Bel boşluğunda duran eli kazağımın eteklerinden çekiştirmeye başlamıştı. Hızlıydı ve cevabı çıkartınca vereceğini anlamıştım. Önce kazak sonra sütyenim yere atıldı.

"Sara." Dedi ve beni hızla altına almasıyla yüzüme düşen saçlarımı altında kalmam bir oldu. Ben yüzümü açığa çıkartırken beklemediğim durum ile çığlık attım. Sertçe dişlediği meme ucumu çekiştirirken kesik kesik yalamayı da ihmal etmiyordu.

"Başına gelenlerden sonra senin iyi hissetmeni istedi." Sertçe yutkundum ve dişlerimi birbirine gömdüm. Lanet olsun bas bas bağırmak istiyordum. Diğer eli de meme ucumu çekiştirip bırakıyordu. Sert nefes alışlarım arttı. Ellerim boş durmadı ve onun beline tutunmaya başladı. "Bana tırnaklarını göm." Dediği an gömdüm ve kaslarının bana temas eden her yeri kasıldı.

"Öp beni." Başını kaldırıp yüzüme baktı. Hiçbir şey demeden sertçe öpmeye başladı. İnlemelerimin arasından karşılık verdiğim bu sertliğe onun da iniltileri eklenmişti. Hala bir eli meme ucumu çekiştirirken diğeri bıraktığı ıslaklığın yayılmasını sağlıyordu. Çekilip çeneme sürtünen dişleri ile açık ağzımdan sesli nefesler alıyordum. "Kaç kişiyi böyle iyi hissettirmek istedi?"

Başı boynuma gömüldü ve geçtiği yerleri ıslatıp emiyor ve dişlerini görmüyordu. "Bilmem koruduğu çok fazla kişi var." Öpücükleri birer sulu yol oluşturdu. Omzuma değen dudakları sertleşmeye başladı. Emerek öpüyordu artık. Kalbim patlamaya hazır bir bombaydı. Bedenim yanıyordu. "Beni koruduğun gibi başkalarını da korudun mu?" Nefes nefes sorduğum bu soru karşısında bilinçsizce sorduğumu fark etmiştim. Korumuş olabilirdi.

Hareketleri hızlanmıştı. Altımdaki pantolonun ipini söküp belimde genişlemesine neden oldu. Çok geçmeden çekiştirdi ve bacaklarımı açığa çıkardı. "Sara'nın sayısız koruması var." Yani o değilse bile benim gibi koruması olan çok kişi vardı. Üstündeki adama baktım. Hala giyinikti. Kazağının kenarında çekiştirdiğim ve bana yardımcı olarak kaslı olduğu kadar yara izleriyle donanmış cildini sunmaya başladı.

"İzleri başka zaman sor." Bakışlarımdan anlamış olmalıydı. Başımla onayladım ve tekrardan dudaklarıma kapanmasını beklentiyle karşıladım. Sulu ve çıkan sesler zihnimin odacıklarına dağıtıyordu. Altındaki bedenim kıvranıyor. Yanan yerlerimden sıcaklıklar akıyordu. İsteğim onun bana dokunmasıyla daha da körükleniyor ve daha fazlasını istemeye başlıyordum.

"Sidar!" Diye inledim çünkü soğuk parmakları hedefini belirlemişti. "Küçük deliğin beni mi istiyor?" Sadece bu duyduğuma hırlarcasına inledim ve bu sesin bana ait olduğuna inanamadım. Buna karşılık beni daha sert öpmeye başladı. Bedenimde yankılanan duygular karmakarışık bir hal almıştı. Birden fazla yanım atmaya başladı. Damarlarımdan geçen kanı hissediyordum ve şuan da en çok bacak aramda atan bir kalbim vardı.

"Beni hisset." Kendimden destek alarak yükseldim ve ona değen heybetiyle aynı anda inlemeye başlamamız bir oldu. O bunu dudağımı daha sert öpüp çekiştirmesine yol açtığında onun gücü karşısında çenem uyuşmuş ancak bu umrunda olmamıştı. İki eli aynı anca kasıklarımda duran bez parçasını çekiştirdi ve o yırtılma sesi geldi. Bedenim bu sese zangır zangır titredi ve gözlerim büyüdü.

"Merak etme içini de böyle yırtıp geçeceğim." Boğuk sesi netti. Bunu yapacağına dair yeminler ediyordu. Kayıp giden bez parçası ıslanmış ve geçerken tenime nemini bırakmıştı. Gözümün önüne gelen bordo külota şaşkınlıkla bakarken onun ne yapacağını izlemeye başladım. Burnuna yaklaştırdı. Nefesini tutmuş öylece bekliyordum.

Koklamaya başladı. Yemin ederim ki bakışlarındaki o yırtıcı buz grisini gördüm. O gitmiş yerine panteri gelmişti. Bana bakan dört bacaklı hayvandan daha sert daha aç bakıyordu. Hırsla bir nefes aldı. İnleyerek verdi bu nefesi. Eli sertçe bacağıma yerleşti.

"Sikeceğim şimdi aç bacaklarını." Bacaklarımı söküp atmak istercesine iki yana öyle açtı ki atan kadınlığımı çıplak bir şekilde görüyor olduğuna emindim. Çünkü ben bu atışı dakikalardır hissediyordum. "Benim için bu kadar sulu." Yapacağı katliamdan önce bir sakinlik düştü yüzüne ancak dişleri hala sıkıyor yanağı gergin duruyordu. "Benim için böyle atıyor amına koyayım!" Sert sesi beni daha da heyecanlandırmıştı.

"Sert olmaya mı karar verdin?" Sorumla birlikte gözlerime öyle bir baktı ki konusmasa bile beni nasıl parçalayacağını görmüştüm.

"Durmam için yalvarma sakın." Tekrar kadınlığıma düştü bakışları. "Çünkü durmayacağım." Gözlerimi buldu, yosun yeşili gitmiş arzudan kararan gözleri gelmişti. "Ben seni herkesten korurum ama." İyice eğildi, bacak arama gelince durdu henüz hiç temas etmeden hırıltılı nefes sesleri geldi kulaklarıma. "Dönüştürdüğün bu adamdan seni kim koruyacak küçük?"

Bedenim titredi. Beynimde şimşekler çekti. Işıklar yandı söndü. Gözümün gördüğü yerler aydınlanıp karardı. Nefes almayı unuttum çünkü Sidar nefesimi kesti.

"Ahh!" Diye firar eden ses benim sesime hiç benzemiyordu. Yumuşak derimde dudakları ölü sakinliği ile gezindi. Kadınlığımı tanımak istiyordu. Bu onların ilk yüz yüze gelişiydi.

Tüm bedenimi aldı da ateşlere attı sanki. Bu yangın beni korkutmadı aksine daha çok istememi sağlıyordu. Beni korkutan bu yangının beni yakması da değildi. Asıl beni korkutan ben yanmadan yaşayabilecek miydim artık?

"Siktir!" Diye bağırdığımda bir eli kalçamı avuçladı. Dili nabız gibi atan tepeceğimde durdu ve bastırdı. Başım geriye düşerken ben Kumru olmaktan çıkmıştım.

"Söyle bana sikmeden nasıl duracağım?" Zevkten ağlamak istiyordum. Gözlerim dolmuştu bile. Omuzlarına tutunup doğruldum ve onu izlemeye başladım. İki elleri bacağımda, gözleri gözlerimde, dili dışarı çıkıp giriyor ve ağzının sularıyla benim suyuma karışmış dudakları parlıyordu. Bu görüntü muhteşemdi.

Elleri bacaklarıma iyice bastırmış boydan boya kadınlığımı yaladığında çığlık atmıştım. Bu çığlık onu durdurmak yerine daha da azdırmış ve dişlerini gömdüğü kadınlığım ile acı karışık zevkle inlemiş ve bunun büyük bir çoğunluğu zevk nidaları olduğunu o biliyordu. Dairesek hareketler çizen dili etimin hareketlenmesine neden oluyordu ve kalbimin gümbürtüsü mümkünmüş gibi daha da arttı.

Dili durmadı deliğime gelip sesli darbelerde bulundu. Ucunu sivriltri ve sertçe yaladı. "Ahh!" Dilini içimdeydi. Kalbim zonkladı. Damarlarım patlamış olabilir miydi?

İstiyordum bedenimin daha fazlasını haykıran bir istekle istiyordum.

"Sidar! Lütfen." Sesli ve sert bir şekilde öptüğünde bedenim bu şiddetin etkisiyle sarsıldı. "Ahh!" Emdiği yerler kurumak yerine daha fazla sulanıyordu. "Çok güzel." Gözlerimi sımsıkı kapatmış tırnaklarımı iyice omzuna gömmüştüm.

"Ne istiyor küçük kızım?" Açılan gözlerim karşımda kendi dudağını emen adama büyük bir iştahla baktı. Bende emmek istiyordum o dudakları. Bunu anlamış gibi üzerimde yükseldi. "Bana ne istediğini söyle." Bacağımı terk eden eline baktığımda pantolonunun düğmesinde durduğunu gördüm. Yüzüne baktım. Omzundaki elimi ensesinde çıkarttım.

"Yap şunu!" Diye inledim ve dudaklarına asıldım. Yabancı hisler yeni hisleri doğuruyor ve ben tanınmaz hale geliyordum.

"Neyi?" Dediği an dizimi kırıp erkekliğine bastırmamla küfür etmesi bir olmuştu. Düğmesini sökercesine açıp pantolonunu benim kiyafetlerin yanına göndermesi saliseler sürdü.

"Bana onu ver!" Durup beni izledi. Aç gözleri her santimimde dolaştı. Ne haldeydim bilmiyorum ancak dağıldığım ortadaydı. "Ver ki sarayım, ver!" Diye inledim ve her şey iki dudağından çıkan bu sözle hızlı çekimde olmaya başladı.

Sidar vahşeti iki katına çıkarttı. Tanınmaz hale geldi ve tanıdığım adam olmadığını tekrardan dudaklarımı öpmeye başladığında anladım.

Artık ezip geçtiği yerler önce acıyor sonra zevke bırakıyordu.

Altında kendimden geçen ben çığlıklarını özgürce bıraktığımda bizim seslerimiz evin camlarını yerinden oynatıyordu.

Kadınlığıma dayanan sertlikle zaman durdu. "Gözlerime bak." Sertçe emir verdi. Bu hali inanılmaz seksi görünüyordu. Bir boğayı andıran heybeti tüm bedenimde zelzeleye neden okurken gözlerine bakıyordum. "Sakın gözlerini kapatma." Zevkten kayan gözlerim zor açık dursa da dediğini yaptım. "Göreceğim." Dedi ve ıslak zeminde kontrollü bir şekilde kayıp kadınlık duvarıma dayandığı an durdu. Henüz başı gözlerimi büyütürken onun yüzü daha da gerildi.

"Acıyacak." Dedi sertçe. "Birkaç saniye sonra geçecek." Tekrar çıktığını ve boydan boya penisini kadınlığımda gezdirdiğini hissedince inledim. Suyumu her yere yayıyordu. Dayanamadım daha fazla.

"Kuru sikini sok içime gerizekalı." Diye carladım ve bunu beklemediği her halinden belli olan Sidar bu durum karşısında hırladı. "Islatayım onu da." Diye devam ettim. Eli kalçamı iki yanına geldi ve sertçe tutundu. Havalandırdığı kalçamı istediği hizaya getirince durdu ve gözlerime öyle bir baktı ki yalvarsa da durmayacağını bir defa daha haykırdı.

Kopan feryadım beni yarıp geçmiş ve durmayıp devam etmesinden kaynaklanmıştı. İçimde varlığına alışmadığım doluluk bedenimi yay gibi germiş ve bu hareket ile doluluk daha çok yer kaplamaya başarmıştı. Daha çok hissettiğimde henüz tam görmediği gerçeği tokat gibi çarptı yüzüme.

"Sikeceğim çok dar!" Diye bağırıp kendini biraz daha itince dediği gibi yırtıp geçiyordu beni. "Durmayacağım." Bana konuşmadığını anladığım an bakışları benden çekilmiş birleşmekre olan kadınlığıma inmişti.

Sırtına bilmediğim kaçıncı çiziği attığımda tırnak aralarımı dolduran deri parçaları midemi o an bulandırmadı. Ona asılıp kendimi yükselttiğim an öyle inledim ki artık tenime değen hayaları ile tamamen girdiğini anlamıştım

İçimde atan koca bir damar vardı ve ben yanıyordum.

"Niye durdun?" Hiç hırçın değilmiş gibi üstüne gitmem ile boğazımdan tutup beni koltuğa yapıştırıp gidip çıkmaya ve altında çığlık çığlığa kalmama neden olduğunda artık içimdeki sürtük kadın açmış salsa dansını yapıyordu.

"Ahh, Sidar!" Durmadı benden çıkan sesler onun bana çarpan seslerine karıştı. "Çok güzel." İnlemelerime karşılık daha çok hırladı. "Daha çok." Altında bedenim sarsılıyordu ve görüşüm artık net değildi. "Sidar!" Çığlığımı bastıran ağzıma giren uzun parmağı olmuştu. Yadırgamadım ve emip ısırmaya başladım.

Bir bacağım havalanıp beline sarıldığında daha kolay hareket etmeye başlamıştı.

"Siktir kasılmaya başladın." Evet bunu bende hissediyordum. Tüm damarlarım belki de kaslarım büzüşmüş bir anda patlayacakmış gibi hissediyordum. "Siktin beni amına koyayım." Diye inleyince gerilen yüzüne baktım. Bedeni yaşadığımız bu hararetli ilişkiden kaynaklı dalga dalga kızarmıştı. Öyle kasıldım ki penisini hareket dahi ettirememesi bundan kaynaklanıyordu.

Tüm bedenin çığlıklarımla sarsıldığı an o yine de hareketlenmeye devam etti ve benim gözlerim kaydı. Görüşüp gidip geldi zihnimin birkaç saniye kapattı kendisini ve öyle ki karanlık çöktü.

"Aç gözünü!" Diye kükredi.

"Sen git panterin gelsin!" Diye carladım ve karanlık bir hal alan yüzüyle dipdiri penisini sokup çıkarmaya devam etti.

"Daha çok arayacaksın panteri!" Diye üzerime çullandığı vakit durmayacağını bana göstermeye başlamıştı.

"Bitti mi sandın?" Karanlık sesi alay parıltısıyla önümü aydınlatınca yutkundum.

"Duranın amına koyayım." Dediğinde alayla baktım ve kuruyan dudaklarımı yaladım. "Ondan mı koymaya devam ediyorsun." Yemin ederim beni nasıl tek hamleyle omzuna attı bilmiyorum ama ben onun durmayacağına işte o an ikna olmuştum.

☄️

UZUN GECEYE UZUN BİR BÖLÜM YAKIŞIRDI.

İKİ BÖLÜM UZUNLUĞUNDA OLDU!

09/03/22
🔥












Continue Reading

You'll Also Like

1.3M 51.3K 26
(18+ cinsellik ve şiddet içerir.) Başımızın üstünde ki elçilik binasının içinde bir ses yankılandı. "Şuandan itibaren; Onun tek bir saç teline zarar...
675K 45.1K 43
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
491K 14.2K 52
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
798K 46.3K 34
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...