KARAYEL +18 (KBM)

By blackkgillerr

855K 17.9K 3K

Eski adı: KORUMAM BİR METEOR ☄️ Ben nerden bilebilirdim ki babam bana koruma atayacak? ☄️ "İçi... More

Tanıtım
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
ÇOK ÖNEMLİ
31
32
33
34
35

17

22.2K 518 58
By blackkgillerr


KORUMA #1

03.03.22

🔥

Çok mu durulduk ne?

Yapalım bir güzellik canlanalım 🌠

☄️

Evin her yanına dağılan tarçın kokusunu bir süre herkes soluduğunda ben babamın gözlerinde gördüğüm o duyguya artık bir isim vermiştim.

Babam benden gitmediğini söylüyordu.

Bir nakış gibi işlendi o bakışı kalbime, ılık ılık yayıldı damarlarımda kan olup tüm bedenime. Damarlarım bu nakışı kabul edercesine aktı, akarken daha da hızlandı.

Bilincim yerimdeydi ama sanki transa girmiş gibi sadece babama bakarken ayağa kalktım ve o an bana derinden bakarken ben sadece yutkundum.

Küçük adımlarla yanına gittim. Ona kıyasla küçük elimi ona uzattım. Şaşkınlıkla bir bana bir halama baktı. Havada olan elimi büyük eli arasında hapsetti.

"Kumru?" Dedi, sesi bu anı yaşıyor olup olmadığını sorgular gibiydi. "Sen iyisin?" Ona günler sonra gülümsedim. Dolan gözlerime inat gülümsedim. Annemi düşündüm ve bir defa daha gülümsedim.

Tuttuğu elimi bırakmadan ayağa kalktı. "İyisin değil mi?" Diyene kadar cevap vermediğimi fark etmemiştim. "İyiyim." Dedim. Elimi elimden çektim ve bir adım geriledim. Sonra benim hareketimi izleyen babama baktım ve kollarımı iki yana açtım. Bir adım da olsa bana gelsin istedim.

Ve babam bir adım attı. Bana gelmişti.

Sarıldı, ben de sarıldım. Saçıma konan öpücüklerini saymadım. Sımsıkı saran kolların altında kendimi uzun süre sonra iyi hissettiğimi düşündüm. Çok geçmeden başka birine ait bir kol dolandı belime ve ona bakmasam da tanıdım. Halamdı.

"O halde tarçınlı kek yiyelim hadi." Demesiyle ayrılmamıza sebep olan halam olmuştu.

☄️

Saatler sonra babam ve halam işlerinin başına döndüğünde koca evde korumalar ve ben kalmıştım. Odama çıkmadan önce onu görmek istiyordum. Bu nedenle kapıya yaklaşırken beni durduran sese dönüp baktım.

"Kumru Hanım?" Muhtemel her çalışan bana daha temkinli yaklaşmaya başlamıştı. Boğazımı temizledim ve lafı dolandırmadan onun nerede olduğunu sordum. Benimle aynı katta olduğunu öğrenen beynim, beklemeden ilerleme komutunu da vermişti.

Geldiğim kapının önünde öylece bekledim. İçeriden hiçbir ses gelmiyordu. Hatta ev o kadar sakindi ki hiçbir yaşam belirtisi yoktu.

Kapıyı çaldım. Yine ses gelmedi. Bir daha çaldım. Karşılık bulamadım. Pekala yalan derken duyup konuşuyor olduğu konusunda sanmıştım ama görünüşe bakılırsa o başka bir yalanı ortaya serilmişti.

Açtığım kapıdan öylece girdiğimde yataktaki doluluğa baktım. Oradaydı ve yatıyordu. Tartaklanmak demişken yüzünde pek bir yara izi yoktu. Ona yaklaştım çıplak bedeninde kollarındaki eski yara izleri dışında başka bir iz yoktu.

Hışımla üzerindeki battaniyeyi kaldırdım ve o olduğu yerden sıçrarken ben sarılı olduğu bacağındaki kanlı beze baktım.

Bacağından vurulmuştu.

Peki neden?

"Küçük?" Dedi bacaklarını yataktan sarkıtırken üzerinde sadece siyah baksırı vardı. Yarasını umursamadan ayağa kalktı ve bana baktı. Banse yarasına.

"Sen nasılsın?" Beni beklemediği belli olan ifadesi şaşkınlığa bürünmüştü. Benden değil ondan konuşmak istiyordum.

"Nasıl bu hale geldin?" Buz gibi çıkan sesim ona örmek istediğim duvarlardan kaynaklanıyordu. "Babamın gözünde nasıl iyi bir puşt oldun Sidar?" Bu defa yosun gözlerinin en dibine baktım.

Özlemiştim.

Kalbimde oluşan ağırlık ona yaklaşırsam geçecekti.

"Babanla konuştum." Öylece yüzüne baktım. Konuşmak? "Bu şekilde konuştum. Sağlıklı olduğumu biliyor." Aklım almadı.

"Önce sustun şimdi konuştun?" Ne gibi bir amacı vardı bilmiyorum. Başıyla onayladı sadece. "Buna rağmen iyi bir puştsun, öyle mi?" Yine başıyla onayladı.

"Ben Sidar Kaleli, 27 yaşındayım." Bana neydi bundan? Boş boş baktım. Merak ettiğim bu değildi.

"Bundan bana ne?" Neyi sorduğumu biliyordu. Sesimden saçılan şaşkınlık nidaları elle tutulur cinstendi. Belli belirsiz gülümsedi ve ben yüzüne öylece baktım.

"Sara K'nin 18 yıldır güvenlik şirketinde özel yetiştirilmiş adamlarından biriyim."

Sara K, yüzümü kaplayan dehşet ile bir adım geriledim. O da bir adım geriledi. Benden ne gördüyse ondan korktum sanmış olmalıydı. Ama yanıldı.

"Sen onu gördün mü?" Görünüre göre kimse onu görmemişti. Gerçekliğine inanmayan dahi vardı. Karşımda duran bu adam onun adamı olduğunu iddia ediyordu.

"Babama da bunları mı anlattın?" Başını salladı. "Susmanı da o mu istedi?" Başını salladı. "Şimdi de konuşmanı?" Yine salladı. "Sebep?"

"Çünkü Sara kötü biri değil." Alayla güldüm. Öyle alayla güldüm ki bu gülüşüm kahkahaya dönüştü ve ben günler sonra sesimi bu şekilde duydum.

"Emrinde olduğun adam iyi, sen ise kötüsün öyle mi?" Sadece yüzüme baktı. Bana kurduğu ilk cümle aklına gelmiş olmalıydı. Yüzümü buruşturdum. "Sahtekar." Dedim.

Beni aldırmadı. Yüzüme baktı ve tekrar baktı.

"Sen iyisin?" Diye sordu. Son gördüğünden kat be kat iyiydim. Neden soruyordu? Tek kaşımı kaldırdım ve yüzüne baktım. Bana bir adım attı kaçmadım. Bir adım daha attı yine durdum. Tam önümde durdu ve bakışları gözlerimdeydi.

Ben ondan kaçmayınca elleri iki yanımda sarkan dirseklerimi buldu. Soğuk dokuşları bedenimdeki tanıdık duyguları harekete geçirmeye başlarken ben sadece ona baktım. O da bana bakıyordu.

"Küçük bedenini her gece düşüncelerimde sardım." Dediğinde de öylece baktım. "Her gün geldim oraya, sen ağaçlara bakarken ben sana baktım." Ve ben hala bakıyordum. "Sarılmak istedim ama korkuyordun, yapamadım." Eğildi alnını alnıma dayadı ve burnumun hasret kaldığı etkeksi kokusu ciğerlerime doldu.

"Ben ilk defa birine zarar vermekten korktum." Kalbim iki kat hızlı atmaya başladı. "Çok istedim ve ilk defa bir şeyi yapmadım." Nefesi yüzümü öptü. Sıcak soluğu ellerine inat bedenime yayıldı.

"Şimdi yap." Dediğim an derin bir iç çekti. "Korkmayacaksın değil mi?" Sadece mırıltılarla korkmayacağımı bildirdim. O an belimi saran kolları beni kendine bastırdığında bende ona sarılmıştım.

"Sana bile isteye zarar vermem küçüğüm." Dokunuşum sıklaştı. "Verme." Diye çocuksu bir edayla konuştum. "Sana istemediğin hiçbir şeyi de yapmam." Biliyordum.

"Ben seni korumakla yükümlüyken o gece..." Devamını getirmedi. Kolları altında bedenimin kasılmasını hissetmiş gibi aniden durdu.

"Unut gitsin." Diye titrek bir şekilde mırıldandım. Sırtımı sıvazladı.

"Seni sarmamı ister misin?" Diye sordu ve bir adım çekilip boşlukta hissettirdiği bedenime baktı. İsterdim.

Beni saracaksa o sarsın istiyordum.

"Sar." Diye fısıldadım gözlerinin içine bakarken.

Beni yaralı bacağına rağmen kucakladığında nabzım boğazımda atıyordu. Ellerim ensesine dolanmıştı. Bakışlarımız ise birbirine kilitlenmişti.

Hareket ettiğinde beni kalktığı yatağa bıraktı. Sağlam bacağını yatağa verip üzerine ağırlığını bindirdi ve bana doğru eğildi.

"Tenine sadece benim izim yakışır." Dediğinde dudakları boynumdakı tırnak izlerimi buldu. Sakin sakin öptü. Burnunu sürttü, yetmedi dudağını sürttü. Kolları iki yanımdan destek almıştı.

Ellerim iki yanına gelmiş sıkı sıkıya tutarken çıplak tenin okşmaya başlamıştım. Dudakları boynumdan yükselmiş kulak mememe çıktığında dişlerinin arasına almasıyla iniltime engel olamadım.

"Küçüğüm, ben seni saracağım sadece." Bana dokunma diyordu ama ben tutuşumu daha sertleştirdim.

"Sana dokunmak istiyorum." Dediğim an uzaklaştı ve yüzüme baktı. Eğilip elmacık kemiğimi öptü. İndi indi ve biraz daha indi.

Dudaklarımız kutubunu bulmuş mıknatıs gibi birbirine yapıştı.

O an Sidar'ın tüm sakinliği saniyeler önceki geçmişimize anı olarak kaldı çünkü ikimizde hızlı, ikimizde istekliydik. İnlemelerimiz birbirine bulanıyordu. Ellerimiz durmaksızın hareket ediyordu.

Sidar üzerimdeki kazaktan kolayca kurtulurken eğilip açıkta kalan göğüslerimi yalamaya başladı. Kamaşan dişleri çok geçmeden mememe gömülürken iniltim onun ağzında kayboldu. Beline sardığım bacaklarım çıplaktı. Eteğim sıyrılmış tenlerimizin sıcaklığı birbirine harmanlanıyordu.

Ağzıyla yaptığı arsız çekişmeye benim tırnaklarım eklendi ve o beni ısırdıkça tırnaklarım çığlık olup etini çizdi.

Islak ıslak yalıyordu. Emerken çıkardığı ses bacak arama odun atılmış gibi hissettirirken özgürce çığlık atmak isteyen ruhum Sidar'ın bedenine sığınmıştı.

Dişlerimi omuzuna geçirdim çünkü o hala göğüs uçlarımı ısırmaya devam ediyordu. Bilmediğim kaçıncı çizgi de beyaz cildine işleğimden habersiz saçlarına giden elim onu çekiştirmeye başladı.

Olduğu yerde durdu ve yukarı kayarak kızarmış dudaklarını benim dudaklarıma kapattı. Üst dudağını çekiştirirken iniltim durdurulamaz seviyeye gelmişti. Daha fazlasını isteyen bedenim yandı.

Göz göze geldiğimiz o an bana gülümsedi. Sidar çok güzel gülümsüyordu. Nefes nefese kalmış bir haldeydik ama umursamadan yine öpüşmeye devam ettik.

Ben saçlarını çekiştirirken onun bir elini bacağımda hissedip daha güçlü inledim. Hareketli eli bacak arama yol aldığımda onun için yanan kasıklarımı ona sürttüm ve bu defa ikimizde öyle bir inledik ki daha fazlasını istediğimizi hiç bu kadar belli edemezdik.

Dudaklarımdan kayan dudakları sert sert öpüp uzaklaştı benden. Çenemi dişleri arasına kıstırıp yaladı.

Kenara çekilen iç çamaşırım ile bedenim titremeye başlarken ellerim geniş sırtına gitti.

"Beni bu sıcaklığa bir gün göm olur mu?" Dediği an bir parmağı içime girerken çığlığımı havada kapıp dudaklarıma kapandı. Tırnaklarım dile geldi onu parçaladı.

Hırıltı nefesi ağzıma yankılandı ve parmağı birken iki oldu. Durmadı. Hareket etmeye başladı ve dudaklarımdan ayrılmadı.

Girip çıkan kemikli parmakları, hissettiği davar ile durmuş ve daha temkinli olmaya başlamıştı. Tüm bunlar beni inletirken aynı heyecanı o da benimle yaşadı.

Savaşan dudaklarımız birbirine çarpan dişlerimiz ve arada göz göze gelen gözlerimiz bizi daha da hararetlendirdi.

Kıvranan bedenim son raddesine gelmiş gibi gerilmiş atan tepeciğimi dakikalardır hissediyordum. İniltilerim devam ederken göz göze geldiğimde uzun uzun baktı ve anladı.

Hızlanan gir çıkları ile zevkten kayan gözlerim kapanırken Sidar son ken serçe öptü ve son kez yaptığı dokunuşla tüm bedenimin sarsılmasını bana sarılarak o da yaşadı.

"Sadece ben sarayım seni." Dediği an mayışan bedenim uykuya dalmadan önce onun tüy kadar dokunuşlarını hissetti.

Külodumu düzeltti. Dudaklarıma minik minik öpücükler kondurdu. Saçımı okşadı.

"En çok da bana sığınmanı özledim."

Duyduğum son şey olmuştu.

☄️

Sidar bebeğim ben de seni
özlemiştim 💋

Continue Reading

You'll Also Like

577K 37.1K 65
"Ondan şikayetçiyim memur bey! Bu kız insanları dolandırıyor!" Şu an nerede miydim? Saat gece on bir suları, mekan polis merkezi. Yanımda tanımadığım...
25.1M 897K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...
989K 57.7K 39
Ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Gözlerim son kez baktı ardından. Son kez seslendim adını. Bana öyle bir yara bırakmıştı ki, asla affetmeyecektim o...
1.7M 154K 78
Gök Dalaman. Yüksek anksiyete ve epilepsinin mahvettiği hayatında, yeni umutlar ve yeni deneyimlerle hiç tatmadığı bir şefkati tadacaktı. Baba şefka...