KARAYEL +18 (KBM)

By blackkgillerr

857K 17.9K 3K

Eski adı: KORUMAM BİR METEOR ☄️ Ben nerden bilebilirdim ki babam bana koruma atayacak? ☄️ "İçi... More

Tanıtım
1
2
3
4
5
6
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
ÇOK ÖNEMLİ
31
32
33
34
35

7

30.1K 556 47
By blackkgillerr


KBM da nasıl güzel ilerliyor ben size anlattım siz de okuyun bir zahmet kfjdkdjsjs

☄️

Odamın penceresinden izlediğim bahçıvan Salim Efendi, dikkatle büyümüş ağaçların dallarını buduyordu.

Bakışlarım sebepsizce elindeki makasın açılıp kapanmasında takılı kalmıştı.

Pencerenin pervazına iki dirseğimi dayamış avuç içlerime de yanaklarımı yerletirmiştim. Sesli bir nefes içime çektim ve daha sesli bir şekilde geri verdim. Hava oldukça güzeldi dahası ısınıyordu.

Bugün okula gitmedim.

Gözlerimi kapatmış güzel havayı hissetmeye çalışıyordum ki pencereye bir şeyin çarptığını görmemle yerimden sıçrarken ağzından firar eden şaşkınlık nidasına engel olamadım.

Endişeyle baktığımda tutunmaya çalışan güvercini gördüm ve dahası başarısız olup yere doğru süzülürken acıyla çığlık attım. Aceleyle açtığım pencereden kendimi sarkıtıp gözlerim kuşu aradığında bakışlarım hala şaşkınlıkla doluyordu.

Acıyla çırpınan kuşu gördüğümde yutkundum ve hızla olduğum yerden ayaklanarak üzerimdeki pijamarı umursamadan odamdan çıktım ve merdivenlere yöneldim.

Kapıyı açtığımda bakışlar beni bulmuş olsa da soluk soluğa etrafa bakındım. Hiçbiri mi fark etmemişti dan diye düşen kuşu?

"Kumru Hanım bir şey mi istemiştiniz?" Duymazdan gelip aceleyle penceremin gördüğü bahçe kısmına ilerledim. Önümün aniden kesilmesiyle durup endişeyle korumalardan birine baktım.

Aklım sadece kuştaydı!

"Eve geçin Kumru Hanım." Sert bir soluk çekip sağdan sağdan gelen sinirimle gözlerimi kıstım.

"Git başımdan!" Sesimi yükseltmiş üzerimize gözlerin toplanmasına neden olmuştum.

"Çekil önümden!" Çekilmedi. Öyle mi? Bu iğrenç tavırlarınız yüzünden benim oram buram morarmış zeugma müzesine dönmüştü bedenim.

Hırsla dudağımı yalayıp yüzüne baktım. Yunus, konu ben değil ölmek üzere olan bir kuştu ve seni buraya dikerim.

Başımdaki kalem görünümlü tokayı çıkartıp üzerindeki düğmeyle kalem formundaki ucunun keskin bir şişe dönüşmesiyle üzerine atılıp koluna batırdım.

Her türlü hamleden kendini koruyabilirdi ancak benim gibi çıt kırıldım görünen bir kızdan beklemediği bir saldırı olduğundan hazırlıksız yakalanmıştı.

Ben şiddet yanlısı değildim?

Söz konusu bir kuştu.

Ve ben gaddar görünme pahasına onu kurtarmak istiyordum.

Bir adım gerileyip kolunu tuttuğunda elimden bulanan kana nefretle baktım. Beni buna mecbur ettikleri için hepsinden ayrı ayrı nefret ediyordum.

"Siktir git karşımdan Yunus!" Belki de ev sesimle hiç bu kadar inlememişti.

Olduğu yerde durmuş ancak benim yanımdan geçip gitmeme ses çıkartmamıştı.

Adımlarım durdu ve yüzüne dahi bakmadım. Beni duyabileceğini biliyordum. Bu nedenle ruhsuz bir şekilde konuştum.

"Git sar yaranı. Aşıya gerek yok ama daha da önüme engel olmaya başlarsan daha fazlazını yapmaktan geri durmayacağım." Bir bok yapmayacaktım bu sadece blöftü.

Koşar adım uzaklaştım ve odamın alt kısımlarında gözlerimi dolaşırdım. Yoktu!

Telaşla bakınmaya devam ettim ve köşeye sinmiş kuşun mırıltılar çıkaran sesini dinledim. Canı acıyordu.

Yanına gidip hiç düşünmeden dizlerimin üzerine çöktüm. Hemen elime aldım hiçbir şekilde kendini korumaya kalkışmadı. Bu hali içimi acıtmıştı.

"İyi olacaksın." Onunla bir yandan konuşurken diğer yandan ayaklanmış Salim Efendi'ye doğru ilerledim.

"Salim Efendi bu kuşu nasıl iyileştireceğim?" Endişeyle sorduğum soruma babacan bir sakinlikle baktı ve buruk bir şekilde gülümseyerek yanıma yaklaşıp elini omzuma koydu.

"Kumru, muhtemelen yaşamaz." Üzüntüyle yüzüne baktım o ise şevkatle uzanıp kuşun başını sevmeye başlamıştı.

Dolan gözlerimi indirip elimdeki güvercine baktım.

"Yaşamalı."

☄️

"Kızım bir kuş için dizlerinin üstüne niye çöküyorsun?" Babam delici bir sakinlikle gösterişli salonda oturmuş bir kolunu da kolçağa dayamıştı.

Sadece o ve ben vardık.

Sidar neredeydi ki? Niye benimle babamı yalnız bırakıyordu? Hani bir adım gerimde olacaktı?

Yaşanılanlardan ötürü işi bırakmış olabilir miydi? Derin bir nefes aldım. Pekala kendi bilirdi.

Yakınlaşmış olmamız ona olan tavrımı değiştirmiş değildi. Benim için hala nefretlik durumundaydı.

"Sadece kuş yalnız hissetmesin istedim." Bakışlarım doğrudan onun gözlerindeydi. Bana sakince bakıyordu. Gülümsedi.

Kalbim durdu! Babam bana niye gülümsüyordu? Hem de yüzünde hiçbir alay yokken?

"Yaklaş bana." Durduğum yerden bir süre hareket etmemiş ona şüpheyle bakmıştım. Kendisi ayaklanıp beklediğinde hala benim gelmemi bekliyor olması sözünün üstüne söz söylememem için baskınlık sergiliyordu.

Yavaş adımlarla ona doğru ilerlediğimde yüzüne yayılan o kendini tatmin olduğunu gösteren gülüş içimi burkmuştu.

Ben ona korkuyla değil o bana sevgiyle gelse olmaz mıydı?

Bir adım gerisinde durup boş bakışlarla yüzüne baktığımda o beni gözlerindeki dipsiz kuyuya gömmek ister gibi sıcak bakıyordu.

Yanlış görmedim. Sıcak bakıyordu!

Bu haline yutkundum. Ne yapacağını müthiş bir merakla beklemeye başlamıştım ki bana doğru bir adım attı ve beni güçlü kolları arasına aldı.

Titrek bir nefes içime çekerken bunu başta yanlış yorumlamış ve irkilmiş olsam da beni saran kolları dumur olmama neden olmuştu.

En son ne zaman sarıldı bana?

Annemin öldüğü gün mü? Yoksa ondan da öncesinde bir gün mü?

Yoksa bu babamın, sen bana on adım at ben sana bir adım atarım deme şekli miydi?

Mümkünmüş gibi kalp atışlarımı hızlandıran bir şey oldu. Belimdeki eli usulca yükseldi ve ensemi sertçe tuttuğunda.

Hih! Karışık ıhh diye sesler çıkarmıştım. Kalbim boğazımda atarken muhtemel duyuyordu benim üzerimdeki etkisini.

"Hayvan sevginle hiçbir problemim yok." Aynı zamanda belimde duran diğer eli sıkılaşmıştı. Omzundaki elim sıkılaştığında ona bir etkisi olduğunu zannetmiyordum.

"Ve hatta Yunus'a yaptıkların beni aşırı gururlandırdı." Gözümü acıyla kapattım. Bu canımın acısından değildi babamın beni hiç olmadığım biri haline getirme arzusundan kaynaklanıyordu.

Ensemdeki eli sıkılaştığında gözlerim aralandı.

"Ama Karadağlı olarak diz çökmeyip çöktürmeyi hala öğrenemedin güzel kızım." Sertçe yutkunmuştum.

Babam kıyma makinesine patlıcan atıp kıyma dökülmesini istiyordu.

Daha çok beklerdi. Ufak tefek çiziklerin yanında kimseye zarar verecek biri değildim. Önce yaptıklarımın dahi izahı olamazdı.

Derin bir iç çekti. Eğilip saçımdan öptü benimse gözlerim kapandı ve bir damla yaş firar etti.

"Ama halledeceğiz." Dedikten sonra beni boşlukta bırakıp emin adımlarla uzaklaştı.

Koca salonda yalnız başıma kalmıştım.

Sidar'a baktım, yoktu.

Neredeydi?

☄️

Odama çıkmış kısa bir duşun ardından saçlarımı da kuruttuktan sonra aynadaki görüntüme baktım bir süre.

Boynumdaki izler yeşil sarı karışık dalga dalga açılmış ve silik bir hal almıştı. Dudağımdaki morluğa takıldı gözlerim. Boş boş bakarken parmak uçlarım üzerinde gezindi.

Babam mı yoksa ruhsuz gardiyan mı bana armağan etmişti bu izleri?

İç çektim ve düşünmemeye çalıştım. Aksi taktirde bedenimi kaplayan o istek beni alaşağı ediyordu.

Düşünmek istemez gibi hırsla kurutma makinesini dolaba fırlattım ve hızlı adımlarla banyodan çıktım.

Bir de onun hayaliyle kendimi becermek istemiyordum!

İçimde yükselen kaltak kadın bas bas bağırdı. Çünkü hayali değil onun becermesini istediğimi.

Gözlerimi sımsıkı yumdum ve dudaklarımı dişledim. "Gerizekalı." Kendi kendime sayıklamaya başladığım vakit yatağıma gömülmüştüm.

Ne yaptıysam uyuyamayan ben içimde yarım kalmış hissi bastıramıyordum. Sanırım hormonlarım bugün bir başka çalışıyordu ve ben durduk yere haz dolu hissediyordum.

Bu iyi değildi. Hiç iyi değildi.

Evin aşağısı bir dolu koruma kaynıyordu ve evden izinsiz çıktığım gün sayıları artmıştı.

Nereye baksam erkekti.

Bulunduğum durum beni korkuttu ve hışımla çıktığım yatağımdan koşar adım banyoya gittim ve kapıyı kilitledim.

Nefes alışverişlerim hızlıydı. Neye libidom bu denli yükseldi bilmiyorum fakat içime girmek isteyen parmaklarım sızlıyordu.

Var gücümle dudaklarımı dişledim. Ellerim saçlarımı çekiştiriyordu ancak ben sadece daha fazla istekle doluyordum.

Tişörtümün içine dalan elim sütyensiz özgür göğüs uçlarımı bulduğunda inlediğime inanamıyordum. Bu denli azgın bir deli olduğumu bilmiyordum.

Dikleşmiş ucu parmaklarım arasına alıp çekiştirdiğimde bedenim benden izinsiz kıvranmaya başlamıştı. Bacaklarımı sertçe birbirine yapıştırmış dudaklarımı dişliyordum.

Birine ihtiyacım vardı ve ben kendime şu kudurmuşlukla yeterli gelmiyordum.

Gerizekalı Sidar! Neredesin?

Porno mu izleseydim? Ah hayır! İki insanın birlikteliğini izlemek sanıldığı kadar zevk vermiyordu ancak çıkan sesler işte benim de o melodiden yapma isteğimi kabartıyordu.

Sıcaklamış yanaklarıma kan toplandığını hissediyordum ancak içimdeki ateş bir başka hissediliyordu.

İstekle atan tepeciğimin birine ihtiyacı vardı. Soluk alışverişim hızlanmış ve dayanamaz gelen bu istek ağlama isteğimi kabartıyordu.

İki elimde göğüslerimde serçe avuçlarım arasında öğütürken biri zalimce eşofmanımın ipini bulmuştu.

Daha fazla dayanamaz olan küçük bedenim, her ne kadar istemiyor olsam da parmaklanmak istiyordu. Tüm bunların sebebi o gece bedenime bu arzuyu tattıran yabancıydı. Bu hissi ondan öğrenmiştim neticede.

Bacaklarımdan sıyrılan eşofman tenimi okşayarek yerle buluştuğunda beklemeden külotumun üzerinden baskı uyguladım ve bu ince bir iniltinin yanında parma uçlarımda bir defa yükselmemi sağlamıştı.

İç çamaşırıma kadar ıslanan ben, ciddi mana da kendime şaşırmıştım. Bu denli hırçın değildi ancak şu anda istediğim tek şey hırçınlık ve sertlikti.

Bacaklarımı ayırıp iyice kapıya sırtımı vermiştim. Külot ile zaman ayırmak istemiyordum bu nedenle yana doğru çekiştirdiğim.

Elime değen sıcaklığımla hırsla dudağımı yaladım ve bir daha ısırdım. Bir yandan göğüsümün tekini sıkıp okşamaya devam ediyordum.

Çok geçmeden kendimi serçe ovmaya başladığımda zevkle inlemeye başlamıştım. Orta parmağımı içime daldırmış her hareketimde hem okşuyor hem de kendimi parmağımla yaptıklarıma devam ediyordum.

Bu zevkin bitmesini istemiyordum. Bitmek yerine daha da istekli oluşum da bundan kaynaklanıyordu.

Başımı geriye atıp ağzım açık, derin soluklar alırken gözlerim kapalıydı. Fazla kapalı kalmadı çünkü banyo kapısı sertçe iki defa çaldığı vakit çığlık atmış ellerim bedenimi terk etmişti.

Bir defa daha çaldığında yarım kalmış zevkim ve kendime gelmeyen zihnimle kapının kilidini açıp hışımla kapıyı duvara vurmuştum.

Burnundan solurken nefret saçan gözlerim karşımdaki adamı buldu.

O karşımdaydı.

☄️

Gidiyorum ben görüşürüzzz..

Zihnim bana küs bugün belki ikinci bölüm gelmez...

Continue Reading

You'll Also Like

663K 44.5K 43
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
1.2M 51.1K 26
(18+ cinsellik ve şiddet içerir.) Başımızın üstünde ki elçilik binasının içinde bir ses yankılandı. "Şuandan itibaren; Onun tek bir saç teline zarar...
478K 13.8K 52
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
964K 60.2K 39
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, cinsel istismar, psikolojik ve fizik...