-VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN---
Flaubert'in aşk tanımı: "Merak. Birine karşı ansızın merak duymaya başlarsınız, korkunç bir merak. Onu tanımak, onunla doğmak, dünyaya onunla yeniden gelmek istersiniz. Bu yüzden aşka en uzak cümle,senden nefret ediyorum değil, artık bilmek istemiyorumdur."
Kanun mu bu yalnızlık
İçindeki yabancı
El üstünde dururken kuyuya düşen
Alnımda yazanlar mı?
Aklımda kalanlar mı ?
Oyunbozan mı haklı ?
Biri söylese....
---
Kutay ezberlenmiş adımlarla sanki gideceği tek yön o imiş gibi Bambi'nin yanına adımladığında sulu sulu bakan iri badem gözleri titreyen oğlana dikti lacivertlerini...
Uygar titrek bir nefes verirken yorgunca başını yastığa koydu. "Beni yalnız bırakma.."diye fısıldadı Kutay'a. "Gitme.."
"Bambi."diye mırıldandı Kutay oğlanın havluya sarılı bedenine bakınırken. "Bana sadece ne istediğini söyle?"
"Bilmiyorum.."diye fısıldadı Uygar. "Ne düşünüyorum, ne yapıyorum bilmiyorum."
"Yara bandın mı olmamı istiyorsun?"dedi Kutay oğlana bakıp. "Kırık kalbini onaracak adam ben değilim. Çünkü hayatımda hiç onarmadım, hep daha da..Dağıttım."
"Kutay.."diye fısıldadı Uygar onu kendine çekerken. "Sus sadece lütfen.."
"Sen ne istediğini bile bilm..."
Uygar oğlanı üzerine çekerken kollarını sıkıca onun boynuna dolayıp yumdu ceylan gözlerini. Kutay onun sıcak sarılışıyla birlikte derin bir nefes verirken yara bandı da olabileceğini seziyordu. Gurur ? Gurur neydi ? Ya da kovulmak neydi ? Gelmek neydi gitmek neydi. Neye göre ve kime göreydi...
Bile bile kendini yakıyordu başkasına ait bir kalbe girmeye zorlarken.
Biliyordu.
"Kutay.."diye fısıldadı Uygar dudaklarını onun dudaklarına bastırırken. "Kafam..Çok..Karışık.."
"Onu anladım zaten.."diye mırıldandı Kutay sırıtıp. "Dengesiz inek..."
"Hiç birini sevdin mi Kutay?"diye fısıldadı Uygar yutkunurken. "Uzaktan da olsa. Hiç mi için..İçin hiç mi yanmadı birine?"
"Yanmadı."diye yanıtladı Kutay.
"Ben.."dedi Uygar dudaklarını ısırırken. "İnsanı en yakınındaki görmüyorsa...En yakınındaki onu asla anlamıyorsa peki...En uzaktaki nasıl adımlıyor?"
"Bilmediğim sorular soruyorsun."dedi Kutay alayla. "Müneccim yarra mı yedim ne biliyim Bambi?"
Uygar gözlerini yumup Kutay'a kollarını daha sıkıca dolarken o meşhur beste yankılandı kafasında.
"Alnımda yazanlar mı?
Aklımda kalanlar mı ?
Oyunbozan mı haklı ?"
Kutay sessizce oğlanın sarılışına karşılık verirken Uygar derin bir nefes verdi. "Gidip söyleyeceğim Kutay sevgilim değildi. Korktuğum için ve dövemeyeceğin tek kişi oydu ismini verdim diyeceğim..."
"Öğrensin..istemiyorsun."dedi Kutay alayla.
"Sadece yapmam gerekeni yapacağım."dedi Uygar omuz silkip. "Başından beri sendin diyeceğim.."
"Döver seni."dedi Kutay alayla. "Haşadını çıkarır.."
"O tokattan daha fazla acıtmaz.."diye fısıldadı Uygar.
"Tokat mı attı sana?"dedi Kutay gerginleşen vücuduyla. "Tokat da mı attı ?"
"Sen demedin mi gebertir diye.."dedi Uygar boş bir bakışla. "Neden şaşırdın şimdi ?"
"Sana..Vurmaz demiştim."dedi Kutay sinirle. "Arkadaşsınız.."
"Bir anlıktı.."dedi Uygar gözlerini yumup."Ama vuracaksa vursun. Düşünmüyorum artık. Ne yapabilir ki en fazla?"
"Onu. Boğacağım."dedi Kutay dişleri arasından.
"Kutay."diye fısıldadı Uygar dalgınca. "Tüm dünya sana olmaz diye haykırırken salak gibi olur diye yanıtlamak nasıl bir şey biliyor musun?"
Biliyordu Kutay.
Şuan yaşıyordu.
Birebir.
Teke tek.
Tek başına altı kişinin bedenini kaldırıma seriyordu kanlı halde ama...
Bambi'nin ceylan gözlerine bakınca.
"Ağrın var mı?"dedi Kutay dalgınca.
"Belim ağrıyor.."diye mırıldandı Uygar.
Kutay yavaşça oğlanın omuzlarını ovarken güzel dudaklarına bakınıp yutkundu. Uygar'ın omuzlarına masaj yaparken yavaşça sırtında kaydırdı ellerini. Sıcak ve hala çıplak...
Dün geceden mosmor kalan boyun izleri,dişlerinin izi ve kızarık öpücük izleri..
Kutay oğlanın bedenini parmak uçlarıyla okşarken hafifçe masaj yapmayı sürdürdü. Uygar gözlerini kapatıp sırtını ona dönerken Kutay kendini tam anlamıyla idraksız gibi hissediyordu.
Ne oldukları belirsizdi, muammaydı.
Oğlan bile ne düşündüğünü bilmiyordu.
Kutay bir ahmağın bile yapmayacağı ahmaklıkları bir bir yapıyordu.
Oğlanın ensesine öpücükler kondururken nazikçe tenine masaj yapıyordu. Ağrıyan omuzlarına,beline hafifçe parmaklarını gezdirip masaj yaparken gıdıklanan oğlan kıkırdıyordu.
"Kutay..."diye kıkırdadı Uygar.
"Ne o Yaralı Ceylan?"dedi Kutay sataşırken. "Harbi Yaralı Ceylan olmuşsun.."diye fısıldadı ısırık izlerine bakınırken.
"Sen kendine bak.."
Kutay sırıtıp oğlanın kalçalarını avuçlarken nazikça avuçları arasında yoğurdu tenini. Ağrısını alması gerekiyordu. Yeni ağrılar yaratması değil. Kendine sahip çıkmaya çabalayarak oğlanın kollarına,beline,kalçalarına masaj yapmayı sürdürdü.
Uygar kedi gibi kolları altında mışıl mışıl nefeslenirken Kutay onu kendine saklamak istemek gibi bir arzunun çığlığını artık susturamıyordu.
"Tayfun'u aradan kaldırmak için gidip öldür."diye fısıldıyordu zihninin bir kısmı. "O sana kalsın."
Kutay anlamsız düşünce denizine rağmen oğlanın karnını nazikçe okşarken Uygar kıkırdayıp kollarında olduğu Kutay'a biraz daha yasladı sırtını. "Kutay.."diye fısıldadı Uygar. "Sevmeyi bilmiyordun hani ?"
"Bilmiyorum da zaten.."diye fısıldadı Kutay.
"Annenden mi öğrendin ?"diye sordu Uygar merakla. "Arkadaşlarından mı?"
"Annemi tanımıyorum."diye yanıtladı Kutay kederli bir sesle. "Beni terk etmiş.."
Uygar pişmanlıkla duraksarken sulanan ceylan gözlerini kırpıştırdı lacivertlere "Ö-Özür dilerim bilm.."
"Önemi yok.."dedi Kutay yutkunup.
Uygar pişmanca yastığa başını geri yaslarken omuzlarını ovalayan oğlanın dokunuşuyla mayışık biçimde kapattı gözlerini. "Kutay...Önceden..Öyle dediğim için özür dilerim annen ve baban hakkında."
"Önemli değil."diye mırıldandı Kutay. "Herkes aynı şeyi..Düşünüyor zaten. "
"Kutay.."diye fısıldadı Uygar. "Özür.."
"Babam bana.."dedi Kutay dalgınca. "Sadece vuracağı zamanlar dokunur Uygar.Ama.."dedi yutkunup. "Genelde izmarit basacağı zamanlar dokunur. Çünkü vururken de ellerini değil,kemerini kullanır."
"K-Kutay.."dedi Uygar pişmanca.
"Haklıydın yani..Ben cidden bilmiyorum sevmeyi,sevilmeyi. En iyi bildiğim şey nefret etmek."dedi Kutay yutkunup. "O yüzden..Bilmiyorum. Yani...Boşver."
"Boşveremem.."diye mırıldandı Uygar ona doğru dönerken. "Çünkü seni...İncittim."
"İncinmedim."dedi Kutay boş bakan lacivertleriyle. "Sadece sinirlendim ve daha da nefret ettim.."
"Herkes incinir."diye fısıldadı Uygar korkuyla.
"Ben incinmem. İncitirim."dedi Kutay omuz silkip. "Ağlamak bir bok değiştirmiyor. Ağlatman gerek. Anlıyor musun ?"
"Anlamıyorum."dedi Uygar kaş çatıp.
"Onun gibi olmazsan.."diye mırıldandı Kutay. "Onun yaptıklarını sana yapmaya devam ederler."
"Onun gibi ?"dedi Uygar şaşkınca.
"Sigara içeceğim."dedi Kutay dudaklarını birbirine bastırıp. "Sonra devam ederim ağrın geçer tama...."
Uygar oğlanın dudaklarına uzanıp dudaklarını gömerken. "Hayır.."diye mırıldandı.
"Ne oldu şizofren?"dedi Kutay alayla. "Acıdın mı ? Acı diye anlatmadım. Bi bok anlamıyorum sevgiden. Beni değil Tayfun'u seç. Onun seveni var. Aşık gibi sevmese de dost gibi sever yani.. Anla.."
Beni sevme çünkü.
Beni seversen.
Ben alışırım.
Ve sen gittiğinde biterim.
Onu seç.
Uygar tebessümle parmaklarını Kutay'ın keskin çenesinde gezdirirken "Ben kimi sevsem ben hariç herkesi seviyor Kutay zaten.. O yüzden kimsenin sevmediğini seversem belki..Ağlamam."
"Kimse sevmiyorsa bir nedeni vardır."dedi Kutay gözlerini yumup. "Çünkü ağlamayanlar seni ağlatır."
Uygar,Kutay'ı üzerine çekip saçlarında ellerinde gezdirirken tebessüm etti.
"Ben oyuncak değilim."dedi Kutay sinirle. "Senin belanı da sikerim. Tayfun'u çiğ çiğ keser kanını sana da izletirim. Benimle oynama Uygar. Benimle sakın..Oynama. Neler yaparım ben bile söyleyemem. Sakın bana ikili oynama."
"Zaman şuan yalan.."diye mırıldandı Uygar lacivertlere bakınırken.
"Ben senin arkandan oturup ağlamam Uygar."diye tısladı Kutay sinirle. "Seni ağlatırım. Beni sınarsan...Senin canına bile okurum. Sakın...Anlıyor musun?"
"Neyi ?"diye fısıldadı Uygar Kutay'ın burnuna busecik kondururken.
"SALAK MISIN OĞLUM! KULLANAMAZSIN BENİ DİYORUM SİKERİM İFLAHINI DİYORUM BEN TAYFUN'U UNUTASIN DİYE YARA BANDI YAPACAĞIN BİRİ DEĞİL..."
Uygar dudaklarını Kutay'ın dudaklarına bastırıp kollarını boynuna dolarken parmaklarını nazikçe ensesinde gezdirdi.
"Uyuyalım.."diye mırıldandı Uygar dudaklarına nefesini çarparken. "Ama beraber?"